Yüz ifadesinden lider keşfetmek
Yüz ifadesinden lider keşfetmek için davranış analizi. İnsan kaynakları dünyasında klasik görüşme teknikleri yeterli bulunmuyor. Yeni liderler keşfetmek için artık davranış analizinde uzmanlaşmış İK yöneticileri gerekiyor…
İLGİNÇ olan şey milyarlarca insan yüzünün tıpatıp birbirine benzemiyor olması… Bir başka deyişle gelmiş geçmiş insan sayısı kadar değişik yüz (surat) ve mizaç var.
İçeriğe Ait Başlıklar
Yüz yapısı ve liderlik arasında bir ilişki olabilir mi?
Kimine göre ‘fizyonomi’ (yüzün şeklinden hüküm çıkarma) başlı başına bir gösterge. Bir insanın yüz şekli güya bilimsel olarak okunabilir ve onun karakteri konusunda fikir verebilir.
Bugün saçma sayılan bu yöntem için kayda değer bir kanıt olmadığı anlaşılmış bulunuyor. Son bilimsel kabullere göre yüzün ya da kafanın şekilsel yapısı değil, yüzdeki ifade önemli.
Yüz ifadeleri her zaman sessiz iletişimin en önemli aracı oldu. Ve gerçek liderler önce yüzlerinde beliren mimiklerle konuşuyor.
Liderliği Mimiklerden Okuyanlar
Başta tiyatro olmak üzere güzel sanatların tümüne yansıyan iletişim şekli olarak liderliğin biçimselliğini asırlar boyu anlatıyor yüz ifadeleri. Eski Yunanlıların sahnelerde kullandığı masklar bize bu konuda ilginç ipuçları veriyor.
Klasik edebiyatta da yüz ifadelerinin önemli bir yeri var: Honore de Balzac, Charles Dickens, Charlotte Bronte, Edgar Ailen Poe, Oscar Wilde gibi büyük romancılar yarattıkları karakterlere onların yüzünde oluşan ifadelerle kişilik kazandırmışlar hep.
Rönesans sonrası ressamların sadece jest ve mimikleri öne çıkararak resimlerine hayat vermeleri de yine böyle.
Neden yüz ifadesine bu kadar önem veriliyor? Modern psikoloji artık kişilik analizlerini yüzün mesaj veriş biçimine göre değerlendiriyor. Objektif kişilik analizlerinin başlangıç kaynağı insan yüzünün oransal ölçüleri değil, ondan ışıyan sessiz mesajlar. Aksi halde etnik ve ırksal kökene göre tek tipe indirgenmiş davranış şekilleri oluşacak, her millete özgü kalıpsal algılar ortaya çıkacak.
Japon bireylerin konuşurken karşısındaki muhatabın sadece gözlerine değil aynı zamanda ağzına / dudaklarına bakmaları çok ilginç. En fazla lider yetiştiren insanların olduğu yerlerden biri de Japonya bu yüzden.
Aksi durum bu kez Hindistan’da var. Hintliler kimi inançları gereği muhatapların gözlerine değil, iki kaş arasında hayal edilen bir noktaya bakıyorlar. Nedeni karşı bireyin gözlerden yayılan enerjinin etkisinde kalmamak, karşı taraftaki muhataba mimik reaksiyonlarla sır vermemek.
Vücut dili olarak popülerleşen bir başka konu ise en az yüz ifadesi kadar önemli. Vücut pozisyonlarının da bir dili olduğu malum bugün.
Psikoloji Odaklı ‘İK’cılar
Çok değil bundan 30 yıl öncesine kadar işe göre insan seçiminden ‘Personel Müdürlüğü’ sorumluydu. Şimdi bu pozisyona ‘insan Kaynakları Direktörlüğü’ deniyor. Ama ne yazık ki şirketlerin çoğunda insan kaynağı yöneticileri alışılmış geleneksel kalıplara göre görüşme yapıyor.
İK’ yöneticileri dendiğinde Türkiye’de büyük çoğunluğun psikoloji kökenli olduğunu söylemek pek mümkün değil. Oysa ‘İnsan Kaynakları Yönetimi’ her şeyden önce psikolojiyle ilintili bir bölüm. Kritik pozisyonlara aday belirlerken bireylerin liderlik belirteçlerini yakalamak için psikoloji sırlarını bilmek gerekiyor.
Davranış kalıplarına, kültür aidiyetine ve benimsedikleri temel normlara göre bireyleri analiz etmek, jest ve mimiklerinden bilimsel hükümler çıkarıp, tavırlarından kişilik analizleri yapmak da yine bu kapsamda.
İlk bakışta adayların yakışıklı ya da güzel olması seçim faaliyetinin estetik tarafı… Fakat mülakat sırasında adaylara yöneltilen sorular bir psikologun kurguladığı biçimde kişiye özel olmak zorunda.
Görüşülen muhatap acaba ‘normal’ bir kişilik mi? Yoksa ‘nevrotik’, ‘psikotik’ biri mi? Aday davranış kalıpları açısından normal sınırlarda ise öngörülen pozisyona katkısı ne olacak?
Batıda birey psikolojisi yanında sosyal psikolojiyi de kucaklayan bir uzmanlık alanı halinde bu iş. İnsan davranışından mizaç okuma sanatı diyebileceğimiz faaliyet, kimi ‘İK’cıların yaptığı gibi ezbere alınmış soru cevap formatmda seyretmiyor artık.
Görüşülen kişiler geçmişi ve dış görünüşüyle iyi bir izlenim bıraksa dahi kapalı bir kutu. Kendini mi yansıtıyor, yoksa rol çalıp öykündüğü başka birini mi? Işık görülebiliyorsa, aday kişi ‘Liderlik Skalası’nın neresinde? İddiaları, amaçları içinde dikkat çeken yaklaşımlar var mı? Şirket formasını giydiğinde takım oyunu oynayabilecek mi? İnsanları güdüleme yeteneği hangi düzeyde? Geçmişte bilinmeyen davranış defoları bulunuyor mu? Başarılarını anlatırken somut kriterlere göre mi konuşuyor, yoksa karşı tarafı etkileme çabasında mı? Ve tabii daha bir sürü ayrıntı…
Konuşan (konuşturulan) adayın yüzünde sık değişen ya da hiç değişmeyen ifadeler işte tam da bu aşamada devreye giriyor. Tüm sorular bu reaksiyonlara göre kurgulanıyor.
Mülakat Standartları Değişiyor
Sorgulayan taraf için standartlar belli:
- Önce ‘İK’ yöneticisi olarak geniş bir kültüre sahip bulunacaksınız.
- Politikadan felsefeye değin çok şeyi kişiliğinize sindirmiş olacaksınız.
- Spordan eğitime, uluslararası politikadan geleceğin sosyal trendlerine değin hemen her şeyde biraz tuzunuz bulunacak.
Bunlar muhatabınız karşısında sizin kültür birikiminizi parlatmak için değil, görüşmeniz sırasında amaçladığınız analiz çalışması için ortaya koyacağınız satırbaşları.
Kişinin yüzünü bile görmeden batı öykünmeli ‘cover letter lardan sonuç çıkarmakla da olmuyor bu iş. Alt kademe yöneticileriyle yapılan mülakatlarda (son yirmi yıldır öykünmeli jargonlara uymak için buna ‘interview’ da deniyor) iş biraz daha kolay. Lâkin orta -üst düzey yönetici adayıyla ‘reaksiyon saptamalı sohbetler” hayli zor. Çözüm elbette bu konuda yeni trendleri benimsemekten geçiyor.
İşletmelerde ‘İK’ departmanı insan beyninin bir parçası gibi.
İş performansını arttıracak ortamı yaratmak, kişiler arası rekabeti yenilik ve verimlilik üzerine inşa etmek, örgütsel becerileri geliştirmek, insan mühendisliğiyle yaratıcı motivasyonları yaymak, örgütsel krizleri daha ortaya çıkmadan önlemek gibi onlarca yükümlülük de davranışsal psikolojiyi derinlemesine bilmeyi gerektiriyor.
Mutlala okuyun: Nasıl lider olunur?
‘Senaryolaştırılmış Mülakat Teknikleri’ her kademe için ayrı ayrı hazırlanmalı.
Liderlik becerilerini saptamakta her jest ve mimiğin özel bir anlamı olduğu bilinmeli, insan yüzünü değil, insan yüzündeki reaksiyonları okumak ön koşul. Bunu vücut dilinin analizi de destekliyor. En azından sahte bir gülüşün fizyolojik yapısını, evet ya da hayır denirken dudağın aldığı şekli ancak bu konuda uzmanlaşan İK yöneticileri biliyor. Konuyla ilgili çok sayıda örneğin burada verilmesi mümkün değil.
- Her İK yöneticisi basit gibi görünen bu teknikleri araştırarak öğrenebilir. Başta ‘Princeton Üniversitesi’ olmak üzere Amerikan üniversitelerindeki geliştirilen yöntemlerden yararlanmak mümkün…
- İK yöneticilerinin burçlara göre liderlik çıkarsamasında bulunması ya da adayların dış görünüşüne itibar edilmesi gibi bilimsel olmayan yöntemler artık çağ dışı.
- Liderliğin keşfi için giderek önemini yitiren tipolojik kategorilere de itibar edilmiyor. Örneğin ‘Lunar’, ’Martian’, ‘Venusian’ gibi ezoterik kaynaklı sınıflandırmaların modası çoktan geçmiş bulunuyor.
- ‘İK’ yöneticilerinin genellikle ‘davranış’ (behavior) psikolojisi üzerinde uzmanlaşmış olmaları şart. Yüz ifadesine dayalı ‘Emosyonel Davranış Analizi’ liderliğin öncül ipuçlarının saptanmasında çok önemli bir yere sahip.
Nur Demirok / Para