Yurtiçi turizm performansı
KABİNEDE mini revizyonun yaşandığı geçen hafta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tüm sektörler için geçerli olmak üzere kısa çalışma ödeneği uygulamasına nisan, mayıs ve haziran aylarını kapsayacak şekilde devam edileceği müjdesini verdi. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-Iş), Hak işçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-îş), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TISK) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından yayınlanan ortak açıklamada, “kısa çalışma ödeneğinin uzatılmasını çok kıymetli buluyoruz” ifadelerine yer verildi. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) ise mesajında, uygulamanın uzatılmasının çalışanları ve piyasayı rahatlatacağını kaydetti. Geçen hafta açıklanan kararlardan bir diğeri ise turizm sektöründe Mayıs ayının sonunda bitecek olan KDV indirimlerinin de Haziran sonuna kadar uzatılması oldu. Alınan bu kararlar sonrasında çifte sevinç yaşayan turizm sektörünün 2020 yurtiçi turizm performansı da geçen hafta belli oldu.
YERLİ TURİST GEZEMEDİ
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜ1K) hanehalkı yurt içi turizm verilerine göre 2020 son çeyreğinde yur tiçinde ikamet eden 5 milyon 977 bin kişi seyahate çıktı. Bir önceki yılın son çeyreğine göre seyahate çıkan sayısı yüzde 43.1 azaldı. Bu dönemde seyahat sayısı ise yüzde 44 azalışla 7 milyon 189 bin oldu. 2020’de toplam seyahat sayısı bir önceki yıla göre yüzde 45.2 azalarak 42 milyon 847 bin olarak gerçekleşti. Yılın son çeyreğinde yerli turistlerin yurtiçinde yaptıkları seyahat harcamaları bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 26.2 azalarak 5 milyar 787.7 milyon TL oldu. 2020’de yerli turistin yurtiçindeki seyahatlerinde yaptığı toplam seyahat harcamaları ise yüzde 34.1 azalarak 32 milyar 250.3 milyon TL oldu. Seyahat başına ortalama harcama 753 TL oldu.
YD-ÜFE AYLIK YÜZDE 7.45 ARTTI
Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE), Mart’ta aylık yüzde 7.45 artarken, yıllık enflasyon bir önceki aya göre 4.92 puan artışla yüzde 33.19 olarak gerçekleşti. TÜIK verilerine göre belirli bir referans döneminde ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurtdışına satışa konu olan ürünlerin üretici fiyatlarını zaman içinde karşılaştırarak fiyat değişimlerini ölçen YD-ÜFE, Mart’ta 12 aylık ortalamalara göre yüzde 27.54 artış gösterdi. Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri, madencilik ve taşocakçılığında yüzde 35.35, imalatta yüzde 33.14 artış olarak gerçekleşti. Aylık değişimleri ise madencilik ve taşocakçılığında yüzde 9.55, imalatta yüzde 7.42 artış şeklinde pro oldu. Yıllık bazda YD-ÜFE sektörlerinden kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 90.14, metal cevherleri yüzde 51.33, ana metaller yüzde 49.63 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler olarak belirlendi. Aylık bazda ise kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 15.68, metal cevherleri yüzde 15.20, ana metaller yüzde 10.12 ile endeksin en çok arttığı alt sektörler oldu.
“ÜRETİCİLERİ DOĞRUDAN ETKİLİYOR”
KTO Karatay Üniversitesi ÎÎBF öğretim Üyesi Prof. Dr. Üstün Dikeç, YD-ÜFE’de kullanılan yurtdışı siparişin verildiği andaki satış fiyatları doğrudan sanayi sektöründeki üretici firmalardan toplandığını vurgulayarak, yurt içinden ve yurtdışmdan temin edilen girdilerin maliyetlerindeki artışların maliyet enflasyonunu oluşturduğunu kaydetti. Dikeç, “Üreticiler ile ihracatçıları doğrudan etkiliyor. Döviz kurlarındaki değişmeler de fiyat avantajı sağladığından ihracatta rekabeti doğrudan etkiliyor. Döviz kurlarındaki artış ile yurtdışı üretici fiyatlarındaki artış karşılaştırıldığında ilgili kurumların kur avantajından yararlanıp yararlanmadıkları anlaşılabilir. 2020’nin ikinci yarısından itibaren döviz fiyatlarında inişli çıkışlı değişmelerin YD-ÜFE ile gerçekçi bir karşılaştırma yapılmasını zorlaştı. Maliyet artışından kaynaklanmaması durumunda yurtdışı üretici fiyatlarının artması üretici ve ihracatçılar için dikkate alınması gereken önemli bir unsur. Yılın ilk yarısında çift haneli enflasyon oranında bir değişiklik olmayacağı görüşündeyim” diye konuştu.
TARIM-GFE AYLIK YÜZDE 1.40 ARTTI
Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE) Şubat’ta aylık yüzde 1.40, yıllık yüzde 19.60 arttı. Üreticilerin tarımsal faaliyetlerini gerçekleştirmek için gerek cari üretim yılında gerekse yatırım amaçlı satın aldığı girdilerin maliyet unsuru olarak değişkenliğini izlemek ve tarımsal gelir göstergelerini ortaya koyan değişkenleri elde etmek açısından önemli bir veri olan Tarım-GFE, Şubat’ta geçen yılın aralık ayına göre yüzde 3.39, 12 aylık ortalamalara göre yüzde 11.57 artış gösterdi. TUÎK verilerine göre Şubat’ta tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksi aylık yüzde 1.30, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksi yüzde 1.41 artış gösterdi, Yıllık bazda ise sırasıyla yüzde 22.33, yüzde 19.16 arttı. Tarım-GFE’de yıllık en fazla artış yüzde 36.21, aylık en fazla artış yüzde 5.96 ile gübre ve toprak geliştiriciler alt grubunda yaşandı. Bu arada 29 Nisan’da yılın ikinci enflasyon raporu açıklanacak. Ah-latcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yılsonu enflasyon tahminini yüzde 9.4’ten yüzde 12 seviyelerine çekilebileceğini vurguladı. Erbaş, “Son gelişmeler sonrasında bizim yılsonu beklentimiz yüzde 13-15 aralığında. Enflasyonda zirve Haziran’da yüzde 18’e yakın seviyelerde oluşabilir” dedi.
TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ 80.2
Tüketici güven endeksi geriledi, TÜİK ve TCMB işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi Nisan’da bir önceki aya göre yüzde 7.5 oranında azalışla Nisan’da 80.2 oldu.
TÜİK verilerine göre Mart ayında 130 bin 420 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı Mart’ta bir önceki aya göre yüzde 71.8 artarken, geçen yılın aynı ayma göre yüzde 81 artış gösterdi. Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Mart ayı sonu itibarıyla 24 milyon 454 bin 396 oldu. Ocak-Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 47.3 artarak 323 bin 635 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı yüzde 15.2 azalarak 11 bin 836 adet düzeyinde gerçekleşti. Böylece Ocak-Mart döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 311 bin 799 adet artış oldu.
UYP AÇIĞI GERİLEDİ
2021 Şubat sonu itibarıyla, uluslararası yatırım pozisyonu (UYP) verilerine göre, Türkiye’nin yurtdışı varlıkları, 2020 sonuna göre yüzde 3.4 oranında artışla 248.9 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 1.4 oranında azalışla 636 milyar dolar olarak gerçekleşti. TCMB verilerine göre Türkiye’nin yurtdışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP açığı, Şubat sonu itibarıyla 2020 sonuna göre 17.4 milyar dolar azalışla 387.1 milyar dolar oldu.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova’ya göre burada önemli gösterge portföy yatırımlarının gelişimi. Şubat 2021 de portföy yatırımlarının yüzde 5.4 artarak 124 milyar dolara yükseldiğini vurgulayan Arzova, “Ancak yine bir başka önemli husus, bu artışın sürdürülebilir olup olmadığı konusu. Portföy yatırımlarındaki artış ülke ekonomisine duyulan güvenin de bir göstergesi olarak algılanabilir. O nedenle sonraki verilerden bunun bir aya mahsus bir artış mı, yoksa devam eden bir artış mı olduğu görmek gerekir” dedi.
Kabinede mini revizyon
Cumhurbaşkanlığı kararıyla kabinede mini revizyona gidilirken. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ikiye bölündü. 21 Nisan tarihli Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararlarına gore yem kurulan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na Prof. Dr. Vedat Bilgin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na Derya Yanık getirildi. Bakanlığın feshedilmesiyle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un görevi ise sona erdi. Cumhurbaşkanı kararıyla Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın görevine son verilirken, bu suretle boşalan Ticaret Bakanlığı’na Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Muş atandı.
Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Enflasyonla mücadelede daha fazla çaba gerekecek”
Üretim maliyetlerindeki artış ihracatı da etkilemesi açısından önemli. Çünkü Türkiye’nin ihracat yapısı gereği, ihraç ürünlerinin temel girdileri olan hammadde, yarı mamul ağırlıkla ithalat yoluyla temin edilmekte. Ancak bu artışa rağmen, ben yine de Türkiye’nin Avrupa’ya yakın olması, Gümrük Birliği bünyesinde yer alması ve pandeminin getirdiği arz yönlü kısıtlamalar nedeniyle Uzakdoğu’dan mal teminine alternatif bir ülke olması nedenleriyle bu maliyet artışından çok etkilenmeyeceğini düşünüyorum. İhraç ürünlerine yönelik maliyet artışından dolayı sert bir talep azalışı olacağını tahmin etmiyorum.
Dünya genelinde, emtia fiyatlarındaki artış ve ertelenmiş talep, birçok ülkede ani fiyat artışlarının artık çok olası olduğunu bize söylüyor. Emtia fiyatlarındaki artış birçok ülkede enflasyon baskısı yaratıyor. Türkiye’de cari açığında kontrol edemediği ve bağlı olduğu bir emtialardan gelecek enflasyon baskısı ile karşılaşacak. Enflasyonla mücadele konusunda daha fazla çaba göstermesi gerekecek.
Prof. Dr. Bülent GÜLÇUBUK / Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Alım güvencesi verilmeli”
Girdi fiyatlarının ve genel enflasyonun yükseldiği bir dönemde tarım ve gıda ürünleri fiyatları da yükselecek. Kısa vadede gıda fiyatlarında düşüş beklenmemeli. Sezona bağlı fiyat düşmeleri görülebilir ama bu daha çok sınırlı bir oranda meyve-sebze fiyatlarında görülebilir. Reel geliri azalan, girdi 14 ve yaşam maliyeti artan çiftçiler üretimin devamlılığı noktasında ciddi karar verme süreçlerine girebilir. Bu ise hem gıda güvencesi hem de tarım-gıda ürünlerinde enflasyonun yükselmesinde tehdit oluşturabilir. Bu dönemde genel enflasyon içinde gıdanın katkısının azalması beklenemez. Gıda fiyatlarının artışından her yurttaş kadar çiftçi de etkileniyor ve refah kaybına uğruyor.
Zira, 2010’da tarım nüfusu başına 3 bin 785 dolar/yıl olan milli gelir, 2020’ye gelindiğinde yüzde 22.6 azalarak 2 bin 931 dolara geriledi. Çiftçiler üretime devam etmekte zorlanıyor. Bunun için çiftçilerin ürettiği ürünlere alım güvencesi verilmesi, doğrudan girdi desteğinde bulunulması ve gelir kayıplarının özellikle pandemi döneminde telafi edilmesi hem gıda enflasyonunun düşmesi ve hem de üretimin sürdürülebilirliği açısından önemli.
Fehmi KİRAZ / Türk Ziraat Yüksek Mühendisler Birliği Genel Başkanı
“Maliyetlerin bir kısmı sübvanse edilmeli”
Öncelikle gübre fiyatlarındaki son bir yıldaki artışın yüzde 80-120 arasında olduğunu ama bunun TÜİK rakamlarına yansımadığını görüyoruz. Önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19.60’lık tarımsal girdi fiyat artışı genel enflasyondan yüksek olması nedeniyle üretimi sürdürmede sıkıntılar ortaya çıkaracak. Üretimin sürdürülebilmesi için bu maliyetlerin bir kısmı sübvanse edilmeli. Bu artış mutlaka ürün fiyatlarına yansıyacak, çiftçinin ürün satış fiyatı bu oranda artacak ama nihai tüketiciye yansıması aracılar ve fırsatçılardan dolayı çok daha yüksek olacak. Ticaret Bakanlığı bu spekülatif fiyat artışlarını çok ciddi bir şekilde denetlemeli. Pandemide tarımımıza çok daha fazla önem vermemiz, çiftçiyi daha fazla desteklememiz, onların üretimi sürdürebilmesini sağlamak gıda güvenliğimiz açısından çok çok önemli.
Zeki KIVANÇ / Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili
“İhracatçı iki taraftan sıkışmış durumda”
Mart ayı YD-ÜFE verileri, ihracatçılarımızın yurtiçindeki imalat maliyetlerinin ne kadar yükseldiğini gösteriyor. Diğer taraftan ‘ihracatçı dolarla ihracat yapıyor, bir yıllık döviz kuru artışına da bakın* denilebilir. Ancak bu makas ihracatçının lehine geliştiğinde bu defa da alıcılar dolar bazında fiyatlarımızı kısıyorlar. Örneğin hazır giyimde Uzakdoğu’dan, Hindistan’dan bize kayan müşteriler bu defa da bizden Avrupa kalitesinde ürün ama Hindistan fiyatı istiyor. İhracatçı iki taraftan sıkışmış durumda. Yükselen döviz kuru nedeniyle ithal girdilerin fiyatı ve içeride üretim maliyeti artıyor. Alıcılar fiyat baskısı yapıyor. Bazı sektörlerimiz peşin para ile hammadde bulamıyor. Metal sektöründe ihracatçılarımız dolar bazında neredeyse iki günde bir zam ile karşı karşıya kalıyorlar. Konteyner maliyetleri BT hayal edilemeyecek noktalara ulaştı. Bütün bu sorunlara rağmen yaptığımız ihracat büyük başarıdır.
HÜLYA GENÇ SERTKAYA