Yurtdışı Pazarlara Açılmak İçin Neler Yapılmalı
Avustralyalı KOBİ’lerin İstanbul’a yaptıkları gezi, bir girişimcinin yabancı bir ülkeye giderken nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda öğretici bir dizi unsur içeriyordu…
Global pazarlara açılırken…
GEÇEN haftalarda Avustralya’dan gelen 300 civarında KOBİ düzeyinde iş adamına ve girişimciye Osmanlı Bankası’nın Karaköy’deki o güzel müzesinde B-Fit’in kadın girişimcisi ve kurucusu Bedriye Hülya ile bir konferans verdik. Katılımcıların tamamı Türkiye’ye ilk kez geliyorlardı ve sordukları çok önemli sorular vardı. Hepsi Türkiye’nin dinamik girişimcilik ruhunu keşfetmek için dünyanın bir ucundan kalkıp İstanbul’a gelmişlerdi.
Bu hafta, Avustralyalıların bu globalleşme gezisinden esinlenerek yurtdışı pazarlara açılmak için neler yapılması gerektiğini sizlerle paylaşacağım:
1- Çok okuyan değil, çok gezen bilir: Girişimciler için altın kural bu. Çok fazla gezeceksiniz ve yaşadığınız ülkenin dışında da yepyeni fırsatlar olduğunu keşfedeceksiniz. Bu iş için internetin başına oturup ülke raporlarını okumak yeterli değil. Sadece uçağa atlayıp giderseniz turistik bir geziye dönüşür. Ancak aşağıda sıraladıklarımı yerine getirseniz, size ticari anlamda da fayda sağlayacak bir gezi olur.
Öncelikle, ülke hakkında temel ekonomik verileri internette inceleyin. Geziniz üç gün sürecekse, en az 10 gün o ülke hakkında ön araştırma yapmanız gerekir. İhraç ettiği ürünler, ithal ettiği ürünler, vatandaşın gelir seviyesi, İngilizceye olan yatkınlığı, Türkiye ile olan ilişkileri, Türkiye’de kardeş şehir statüsünde olan şehirleri, ekonomik anlamda yapılmış ikili işbirliği anlaşmaları, ticaret odalarının ikili ilişkileri, vize muafiyetleri gibi genel konuları inceleyin, dersinizi çalışın.
2- Tüketici eğilimlerini araştırın: Hangi markalara yatkınlığı var, hangi ülkelerin marka güvenilirliği yüksek, tüketici fiyata mı yoksa kaliteye mi öncelik veriyor, bunlarla ilgili ülke raporlarını inceleyin. Ancak, bu raporları incelerken not aldığınız detayları, o ülkeye gittiğinizde bizzat tüketicilere sorarak teyit edin.
3- Taksi şoförlerini dinleyin: Ülke hakkında size birebir en güzel özeti verecek olanlar taksi şoförleridir. Her gün onlarca farklı müşteriyle beraber olan taksi şoförleri, bir malın satıp satmayacağını, satacaksa kaça satacağını en iyi değerlendirebilecek birimlerdir.
İngilizce bilen bir taksi şoförünü sakın kaçırmayın.
4- Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile bağlantıya geçin: Hedef ülkenizdeki bağlantıları sağlamak açısından bu kurulun aktivitelerini kaçırmayın. Her ülke için ayrı bir komite var ve bu komitelerin başındaki ve yönetim kurulundaki iş adamları, aynı zamanda o ülkeyle iş yapan insanlar. Bu girişimcilerle mutlaka bağlantı içinde olun.
5- Invasyon kültürünü araştırın: Hedef ülkenizdeki inovasyon kültürü ne durumda diye mutlaka araştırın. Global İnovasyon Endeksini inceleyin. Hedef ülkeniz yeniliklere ne kadar açık? Kendileri inovasyon yapabiliyorlar mı? Yoksa başkalarının yaptıkları inovasyonları kabullenip tüketiyorlar mı? Anlamaya çalışın. (Bakınız, Globalinnovationindex.org)
6- Türkiye’deki tüketici ile ortak yönler neler?: Hedef ülkenizde de Türkiye’de olduğu gibi bir yabancı marka tercihi var mı? Yoksa yabancı markalardan ziyade kendi markalarını mı tüketmeyi tercih ediyorlar? Bu ortak noktaları yakalayabilirseniz, Türkiye’deki deneyimleriniz, global ve başarılı bir girişimci olmanızda çok işinize yarayacaktır.
7- Destek programlarını araştırın: Yurtdışındaki yatırımlarınıza yönelik, hem Türkiye’den hem de o ülkeden ne tip destekler alabileceğinizi araştırın. Yatırım maliyetlerinizi oldukça düşürecek olan bu destekler özellikle Türk markalarının global marka olması yolunda önemli rol oynuyor. Katılacağınız fuarlara varıncaya kadar, hatta bastıracağınız broşürün maliyetine kadar faturalarınıza kamu desteği var. Bunları araştırın.
8- Markanızı konumlandırın: Dünyaca ünlü bir pizza zinciri Türkiye’de sıradan bir pizza restoranı iken, aynı marka Malezya’da insanların önemli bir davete gidiyormuşçasına giyinip, takım elbiseyle gittikleri bir pizza restoranı olarak karşımıza çıkıyor.
Hedef kültürü anlamak zaten işin önemli bir aşamasını başarıyla tamamlamış olmanızı sağlıyor.
9- Girişimcilik ekosistemini anlayın: Özellikle üniversiteler, kalkınma ajansları, ticaret odaları, finansman sektörü arasında nasıl bir bağ kurulmuş, mutlaka araştırın. Bu bağ ileride size ayak bağı olur mu? Yoksa işlerinizi mi kolaylaştırır? Mutlaka sorgulayın.
Yukarıda sıraladığım soruların hemen tamamı, Avusturalyalı girişimciler tarafından cevabı aranan sorulardı.
Haftaya görüşmek üzere…
Baybars Altuntaş / Para Dergisi