Yükselişi destekleyecek 29 hisse
PİYASALARIN gözü kısıtlamaların hafifletilmesine çevrilmiş durumda. Genel olarak piyasalarda risk iştahının artabileceği beklentisi hakim. İçeride de Mart ayı itibariyle normalleşmenin parça parça başlayacağına ilişkin sinyaller etkili. Analistler normalleşmenin vaka sayıları üzerinde negatif etki yaratabileceğini ancak ekonomik canlılık açısından olumlu olacağını düşünüyor. Uzmanlar endeksin yön tayin etmek için daha çok yurtdışı piyasaları takip ettiğini göz önünde bulundurarak yükseliş için küresel risk iştahının da lehte olması gerektiğini belirtiyor. Bu noktada da kademeli normalleşme ile para politikası duruşunun sağladığı güven ile iç ve dış siyasi gelişmelere bağlı bir sorun olmazsa, yabancı yatırımaların TL varlıklara olan ilgisinin devam edebileceği öngörülüyor.
1.582’yi önemli bir direnç olarak gören analistler yıl içerisinde endekste 1.800’lü rakamları görmenin de mümkün olduğunu düşünüyor ve yükselişi destekleyecek 29 hisseye dikkat çekiyorlar.
“KARAMSAR OLMAYA GEREK YOK”
Borsa İstanbul için 2021 yılında olumlu kalmaya devam ettiklerini belirten İnfo Yatırım Menkul Değerler CEO’su Ender Şahin, mevcut likidite ortamının küresel piyasaları desteklemeye devam edeceğini söylüyor. Aşılanmadan iyi haberler almaya devam ettiğimizi kaydeden Şahin, bu nedenle yılın geri kalanında karamsar olmayı gerektirecek bir tablonun şu an için görünmediğini düşünüyor, öte yandan bütün dünyada alman önlemlerin vaka sayılarını yeniden düşürmeye başladığını ve aşılanma oranlarının her geçen gün arttığını ifade ederek, “Burada öncü ülke ve sağlıklı test verilerini alabildiğimiz ilk ülke İsrail oldu. Onlardan gelen sonuçlar umut vaat ediyor. Yetişkin nüfusun neredeyse yüzde 70’ini aşıladılar ve aşının enfeksiyonu önleme oranı yüzde 95 seviyesinde. Elbette dünyanın aşılanma süreci çok yavaş ilerliyor ancak aşıların etkinliği konusundaki soru işaretlerinin azalması piyasalar için olumlu” diyor.
Türkiye’de de nüfusun yaklaşık yüzde 10’u ilk doz aşıya erişirken ikinci dozda ise yüzde 2’lere ulaştığımızı da hatırlatan Şahin, bu açıdan bakıldığında da dünyanın en fazla aşı yapan ülkelerinden biri konumunda olduğumuzun altını çiziyor. Aşılanma devam ettikçe kısıtlamaların kademeli olarak kalkması gerektiğini ve Mart itibariyle normalleşmenin başlayacağına ilişkin sinyalleri aldığımızı belirten Şahin, normalleşmenin vaka sayıları üzerinde negatif bir etki yaratacağını ancak ekonomik canlılık açısından olumlu olacağını söylüyor.
“YÜKSEK FAİZ BORSAYI ZORLUYOR”
Şahin, yaz mevsimi yaklaşırken turizm ve havacılık sektörü için yasakların kalkmasının çok önemli olduğunu dile getirerek şu değerlendirmeyi yapıyor: “Geçtiğimiz hafta Hazine’nin tahvil ihraçlarını takip ettik. Yeni ekonomi yönetimiyle birlikte döviz bazlı borçlanma maliyetlerimiz ve CDS primimiz geri gelmiş olsa da TL bazlı maliyetler enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı para politikası nedeniyle yüksek seyrediyor. Faizler yukarıda oldukça borsa için değerlemeler yukarı gitmeye zorlanıyor. Yılın ikinci yarısında faizlerdeki yönün enflasyonla birlikte aşağı doğru olacağını düşünüyoruz.”
Yıllar sonra ilk kez bir kredi derecelendirme kuruluşundan lehimizde bir adım gördüğümüzü de hatırlatan Şahin, Türkiye’yi en iyi notlayan Fitch Ratings’in not iyileştirmese de görünümü negatiften durağana çevirdiğine dikkat çekiyor. Bunun diğer derecelendirme kuruluşlarına baskı oluşturabileceğini düşünen Şahin, “En iyi notu vermesine rağmen Fitch görünüm değiştirdiyse S&P ve Moody’s not iyileştirmeye dahi gidebilir. Moody’s şu an bizi yatırım yapılabilir seviyenin beş, Fitch’in ise iki kademe altında not-luyor” diyor.
“GERİ ÇEKİLMELER TREND DÖNÜŞÜ DEĞİL”
Piyasaların yurtdışı bağımlılığının son günlerde yeniden çok yüksek seyrettiğinin altını çizen Şahin, küresel aşılanma, ABD’de onaylanması beklenen 1.9 trilyon dolarlık teşvik paketi ve yükselen 10 yıllık ABD tahvil faizleri olmak üzere üç önemli başlığın ön plana çıktığını söylüyor. Teşvik paketine ilişkin iyimserliğin sürdüğünü ancak tahvil faizlerindeki yükselişlerin hisse senetleri üzerinde baskı oluşturduğunu da belirten Şahin, “Faizleri yükselten sebep ekonomik toparlanmanın hızlı gelecek olması ve talep koşullarının iyileşmesi. Bu hisse senetleri için de olumlu bir ortamın oluşması demek. Bu nedenle geri çekilmeleri trend dönüşü olarak değil, bir düzeltme olarak görmeyi daha doğru buluyoruz. Yurtiçinde de benzer hareketlere yıl içerisinde denk geleceğiz.” diyor.
Bugüne kadar borsada yerli yatırımcılar öncülüğünde BIST-30 dışı hisselerde hareket gördüğümüzü hatırlatan Şahin, “Bugün bakıldığında bankalar, holdingler, Tüpraş, Aselsan, Türk Hava Yolları gibi endeksteki öncü şirketler neredeyse hiç hareket etmedi. Yılın geri kalanındaki ortam bu şirketler için olumlu bir senaryoyu gösteriyor. Bu nedenle endeksin yukarı yönlü potansiyelini yüksek görüyoruz. Yıl içinde endekste 1.800’lü rakamların mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bu beklentimiz büyük şirketlerin gerçek anlamda hareket etmemiş olmasından kaynaklanıyor” yorumunu yapıyor.
Şahin, înfo Yatırım Araştrma Departmam’mn Akbank, Garanti BBVA, Tekfen Holding, Türk Telekom, Tüpraş, Petkim, Şişecam, Alarko Holding, îş Yatırım Menkul Değerler, Vestel Elektronik, Koç Holding, Aselsan, Vestel Beyaz Eşya, Arçelik, Tofaş Otomobil, Ford Otomotiv, Doğuş Otomotiv, özak GYO, Türk Hava Yolları ve TAV Havalimanları hisselerinin yükselişi desteklemesini beklediğini sözlerine ekliyor.
“DÜZELTMELER SERT YAŞANABİLİR”
Küresel risk iştahının geçmiş dönemdeki gibi coşkulu olmayabileceğini düşünen Ahlatcı Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdürü Barış Ürkün, “Zaman zaman düzeltmeler sert olabilir. Gelecek veriler ve salgının gidişatına bağlı olarak normalleşmenin hızına ilişkin döngüsel hisselere eğilimin artışıyla dalgalı seyredebilecek endeks hareketleri görmeye devam edebiliriz” diyor. Son zamanlarda girişleri zayıf kalan yur-tiçinde yabancı yatırımcıların tavrının da endeks hareketinde belirleyici olacağını hatırlatan Ürkün, bunun için iç ve dış siyasi gelişmeleri yakından izlemek gerektiğini söylüyor. Vaka sayılarının son haftalarda küresel çapta ciddi düşüş eğilimine girdiğini ve aşı uygulamalarının devam etmesiyle ülkelerin çoğunun kısa sürede yeniden normalleşme adımlarını konuşmaya başladığını belirten Ürkün, bu hamlelerin geleceğine ilişkin beklentilerin özellikle büyük darbe yiyen hizmet sektörü başta olmak üzere bir çok sektörün faaliyetlerinin yeniden canlanmasına imkan vereceğini düşünüyor.
“ÖN GÖRÜNÜMDE GÜNCELLEME OLABİLİR”
Geçtiğimiz hafta Fitch’in görünümü negatiften durağana yükseltmesini TCMB’nin attığı adımların tezahürü olarak gören Ürkün, “TCMB kararlı tutumunu sürdürüyor. Para politikası üzerinden sağlanan güven ile önümüzdeki süreçte cari açık, döviz rezervlerindeki gidişat bu kuruluşların yakın takibinde olmaya devam edecek” diyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarından yeni güncellemelerin yapıldığını görebileceğimizi belirten Ürkün, bu noktada iç ve dış siyasi odaklı gelişmeleri yakından izlemek gerektiğini söylüyor, öte yandan Ürkün, S-400 meselesi, NATO ile ilişkiler ve ABD ile diplomatik gelişmelerin de bu kurumların değerlendirmelerinde yakından izleneceğine dikkat çekiyor. Bu gelişmelerde de risk artışının olmadığını görmemiz gerektiğinin altını çizen Ürkün, “Diğer kurumlardan da ön görünümde yukarı güncellemeler görebiliriz. Sonraki aşamada not yükseltimi için sinyal olacaktır. Bu gelişmeler yaşanırsa TL varlıklara olan ilginin arttığını görebiliriz” diyor.
“PAKET DARBE YİYEN SEKTÖRLERE YARAR”
ABD tarafında salgının olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla uzun süredir beklenen 1.9 trilyon dolarlık teşvik paketinin Senato’da oylanmasına yönelik kararın uzun zamandır beklendiğini kaydeden Ürkün, bu mali teşvik paketinin gelmesiyle, eğer kısıtlamalar da kaldırılmaya başlanırsa özellikle geçen sene salgından darbe yiyen sektörlere ait hisselerde yukarı yönlü hareketlerde artışlar gözlenebileceğini düşünüyor. Endekste 1.582’nin önemli direnç konumunda olduğunu aşağıda ise 1.500-1.468’leri destek seviyeleri olarak takip ettiklerini ifade eden Ürkün, “Kademeli normalleşme ile birlikte para politikası duruşunun sağladığı güvenin yanı sıra iç ve dış siyasi gelişmelere bağlı bir zedelenme oluşmazsa, getiri avantajıyla birlikte yabancı yatırımcıların TL varlıklara olan ilgisi devam edebilir” diyor.
Ürkün, bu noktada Tekfen Holding, Türk Hava Yolları, Pegasus, Net Holding, Ereğli Demir Çelik, Kardemir, Isdemir, Tofaş Otomobil, Ford Otomotiv, TAV Havalimanları, Zorlu Enerji, Vestel Elektronik, Vestel Beyaz Eşya, Arçelik, Coca-Cola İçecek, Şişecam, Oyak Çimento, Koç Holding, Sabancı Holding ve Türk Traktör hisselerinin yükselişi desteklemesini beklediğini sözlerine ekliyor.
VBTS kapsamında üç hisseye tedbir getirildi
Borsa İstanbul, yapılan değerlendirmeler sonucunda Volatilite Bazlı Tedbir Sistemi (VBTS] kapsamında üç hissede tedbir uygulanmasına karar verdi. Buna göre Hektaş’ın paylan, VBTS kapsamında 24/02/2021 tarihinden (seans başından) itibaren 10/03/2021 tarihine (seans sonuna] kadar açığa satışa ve kredili işlemlere konu edilemeyecek. Frigo-Pak Gıda payları, 24/02/2021 tarihli işlemlerden (seans başından) 10/03/2021 tarihli işlemlere (seans sonuna] kadar tek fiyat işlem yöntemi ile işlem görecek. BİST’in açıklamasında ayrıca VBTS kapsamında ilgili paylarda açığa satış yasağı ve/veya brüt takas tedbirleri bulunması halinde bu tedbirler de tek fiyat tedbirinin uygulandığı süre boyunca devam edeceği bilgisine yer verildi.
Öte yandan Erbosan paylarında 24/02/2021 tarihli işlemlerden (seans başından) 10/03/2021 tarihli işlemlere (seans sonuna) kadar brüt takas uygulanacak.
Gözler uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarında
Önceki hafta uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Türkiye’nin kredi notunu BB- seviyesinde teyit ederken not görünümünü “Negatiften “Durağan”a çevirdi. Analistler kararı Türkiye varlıkları için pozitif bir sürpriz olarak değerlendiriyor ve önümüzdeki değerlendirmede (13 Ağustos) kredi notu artışı yapılabileceğine işaret ettiğini hatırlatıyor. Bilindiği gibi yabancı yatırım kuruluşları ve büyük fonlar tek bir reyting şirketinin not kararı ile hareket etmiyor.
İki kredi derecelendirme kuruluşunun notu baz alınarak yatırım yapma ya da yapmama kararı alınıyor. Bu yüzden bir sonraki kredi derecelendirme kuruluşunun kararı daha büyük önem taşıyor. Türkiye için kredi notu ‘Durağan1 görünüm ile ‘B+‘ seviyesinde tutan SBP’nin ikinci değerlendirme tarihi 28 Mayıs’ta. Türkiye’nin kredi notunu “B2”, kredi notu görünümünü ise “negatif” olarak değerlendiren Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ise 2021’e ilişkin ilk değerlendirmeyi 4 Haziran’da yapacak. Uzmanlar kredi kuruluşlarının not görünümlerinde yönelimin değişimi ve ardından gelecek bir not artırımının yabancının yurtiçi piyasalarında daha aktif olmasını teşvik edeceğine de dikkat çekiyor.
İDİL TARAKLI