Yenilikçilik Farklı Düşünceler Arasında Bağ Kurabilmektir
Yenilikçilik Farklı Düşünceler Arasında Bağ Kurabilmektir.
Inovasyon için yenilikçilik gerekiyor.
Yani, sürekli birşeyleri geliştirmeye odaklanan bir yapıda olmak anlamına geliyor.
Yenilikçi kişilikleri diğerlerinden ayıran en temel özellik —Harvard’ın yaptığı araştırmalara göre— yenilikçi kişilerin yenilikçilik yaratabilmek için daha fazla düşünüyor olmaları.
Bu kadar basit olabilir mi?
Evet. Aslında basit duruyor. Ama basit olan hiç birşey pek kolay gelişmiyor. Her nedense…
Yenilikçi olanlar, olmayanlara göre %50 daha fazla yaratıcı düşünceler geliştirmek için çaba sarf ediyorlar.
İşin ilginç yanı, kendini yenilikçi olarak tanımlayanlar zamanlarının %48’lik bir dilimini yenilikçi düşüncelere ayırıyorlar (global olarak yöneticiler ve girişimcilerle yapılan araştırma sonuçlarına göre). Oysa, gerçek anlamda yenilikçi olan kişiler zamanlarının %70-80’lik bir yüzde dilimini yenililiçi ve yaratıcı çözümler geliştirmek için harcıyorlar. Bu kişilerin en güçlü yanı, düşündükleri arasında bir ilişkilendirme yapabiliyor olmaları.
“Zorlu problemleri yaratıcı bir şekilde ve farklı birikim ve deneyimlerden faydalanarak çözerim” önermesine de çok güçlü bir evet cevabı veriyorlar. Yani bu kişiler daha sık inovatif çözümler üretmek için düşünüyor, düşündükleri arasında ilişïlendirme yapabiliyor ve düşündüğünü hayata geçiriyor.
Harvard Medical “neden daha fazla kişi yaratıcı düşünmek için çaba harcamıyor” diye düşünmeye başlıyor.
Görüştükleri kişilerin %60-80’i farklı şekilde düşünmenin “yorucu ve rahatsız edici” olduğunu düşünüyor.
Basit gördüğünüz geliştirmelere, yeniliklere yaklaşımınız “Bunu bende yapardım, ne var ki?” ise, bundan sonra bir kez daha düşünmenizi öneririm. En azından yapılan işin basitliğine saygı göstermeyi denemenizde fayda var. Çünkü en iyi inovasyonlar kullanımı en basit olanlardır aslında. O basitliği ortaya çıkartabilmekse, “sürekli ama sürekli nasıl yenilikçi bir yaklaşım getirebilirim” diyebilmeyi, kendinizi yorgun dahi hissetseniz peşinden gitmeyi, konfor alanınızdan çıkabilmeyi gerektiriyor.
Harvard Medical, yenilikçiliğin 1/3’ü genetik, 2/3’ü ise çevresel faktörlere bağlı oldugunu söylüyor ve yenilikçiliği geliştirebilmek için 3 tio veriyor.
Just do it! Nike’ın sloganından yola çıkarak farklı perspektiften olaylara bakmak için kendimizi zorlamamız gerekiyor. Bunu yapmak kolay değil, ama belli bir tempo tutturduğunuzda bir müddet sonra daha rahat perspektifler arasında bir ilişki bulabiliyor olacaksınız.
Düzeni Bozun. Olaylar, kelimeler, düşünceler, fikirler arasında ilişki yakalayabilmek için rutini bozabilmek gerek zaman zaman. Örneğin, google bir arama motoru. Pazarın neredeyse %90’ı onların. Oysa Twitter bir arama motoru olma özelliği ile başlamadığı halde bugün en fazla “arama motoru” olarak aranılan araçlardan biri haline geldi. Twitter, konuşma ve paylaşma kültürünü yaratarak, kendini önemli bir kaynak arama motoru haline getirdi.
Tekrar Edin. Tekrar etmenin en büyük faydası, bilgiler, düşünceler, perspektifler arasında ki ilişkileri bulabilmek için beyni eğitmek. Bir müddet sonra beyin buna alıştığından zorluk olarak algılamaktansa enerji veren bir disiplin olarak görülmeye başlıyor. Düşünün 10.000 saat kuralı var ya, hani bir konuda uzman olabilmek için o alanda en az 10.000 saat harcamanız gerektiği gerçeği…işte bu da öyle birşey. Bir alanda gelişmek istiyorsanız, o alanda kafa patlatmak durumundasınız.
Yenilikçi düşünenlerle yenilikçiliğe kapalı olanların bir arada çalışabilmesi müthiş bir enerji gerektirir. Çoğu zaman enerjinin yok olması demektir aslında. Bu yüzden de yenilikçi ve yaratıcı kişilere iyi bakın. Onlara gereken özgürlüğü tanıyın. Yaratıcı ve yenilikçi kişilere baktığınızda hiç bir iş yapmadıklarını düşünebilirsiniz. Ama unutmayın, farklı düşünceleri birleştirebilmek için sürekli düşünmeye ihtiyaç var. Bu sürecın sonu tahmininizden hep daha iyi gelişir. Yeterki yenilikçi olanları cesaretlendirmeye devam edin.
Yazan : Fatmanur Erdogan : kariyeryolculuğu