Yaz Hali Ve Çocuklar
Yaz Hali Ve Çocuklar
Çocuk, kendisine nasıl davranılırsa çevresine öyle davranıyor.
Sırtımda şalımla boynumu klimadan korumaya çalışarak oturdum yazımı yazmaya. Temmuz ortasını geçtik ve bugünlere kadar ancak dayanabildik sonunda akşamlan biraz olsun çalıştıralım dedik klimayı. Her ne kadar bu suni ortamı sevmesek de biraz olsun uykuya rahat dalabilmek adına evi serinletmeye çalışıyoruz. https://www.myfikirler.org Bir yandan da gözüm “Asal Sayıların Yalnızlığı” adlı çocukluk travmalarını konu alan bir filme takılı kaldı. Tam da yazımın konusu ile örtüşüyor. Çocuk-ebeveyn ilişkilerinden bahsedeceğim bu ay. Çocukluğumuzun hayatımızdaki yerinden. Sevdiğiniz tat, koku ve sesleri düşünün. Mutlaka çocukluğunuzdan gelen bir amnızla ilgilidir. Siz farkında olmadan bir şekilde kaydetmiştir beyniniz o anıyı minik bir odacığa. Öyle bir zamanda çıkar ki bu anı o odadan siz bile şaşarsınız.
Malum yaz tatili zamanı çocuklu ortamlarda bolca vakit geçiriyoruz Doğa ile. Çok farklı ebeveynler ve çocuklarla karşılaşıyoruz. Kiminde kendimizden çok şey buluyor, kimini ise hayretle karşılıyoruz. Her ebeveynin kendi tarzı, her ailenin kendi dinamiği var orası kesin. Her çocuk o dinamikler içinde yoğuruluyor. Fakat çocuklar farklılıkları kolay bütünleştiriyor. Oyun oynarken, birbirlerinin farklı yönlerini puzzle gibi tamamlıyorlar. 12 yaştan önce ego olmazmış, 12 yaşta hormonların gelişimiyle birlikte başlarmış ego çatışmaları, benlik mücadeleleri. Çocuklar birbirinden çok hızlı ve kolay öğreniyor. Ama biz ebeveynler farklılıkları kabul edebiliyor muyuz? Ya da öğrenmeye ve kendimizi geliştirmeye ne kadar açığız çocuklarımız gibi hiç düşündünüz mü?
Bakın nelere şahit oldum geçtiğimiz günlerde; 3 yaşlarında çocuğunun suratına yemek masasında hokkalı bir tokat patlatan bir babaya, 9-10 yaşlarında oğlu plaj çantasını kendi toplamıyor diye tehditler savuran ve sonra da oğlunun boğazına sarılan bir anneye, annesi yanlanndan gidince kardeşine zarar vermeye çalışan bir ağabeye…
Ve ardından; 3 yaşlarında tokadı yiyen çocuğun annesi masaya gelince annesine sarılıp 1 saate yakın ağlayıp kendini iyileştirmeye çalışmasına, plaj çantasını toplamakta direnen çocuğun bir başka ebeveyn tarafında gayet yumuşak bir şekilde ikna edilmesine ve kardeşine zarar vermeye çalışan çocuğun çevresinden biraz ilgi görünce bu hareketine son vermesine.
Çocuklara yapılan fiziksel şiddet sözle yapılan şiddet de aynı ölçüde etkili çok acıtıyor insanın canını. Üstelik en savunmasız anında minicik bedene atılan bir tokat ciddi travmalara yol açabiliyor. Hande Altaylı “Kahperengi” de çok güzel anlatmış çocukluk travması olan bir karakterin yaşadıklarını ve bu travmaları çözmekten kaçtıkça hayatının her aşamasında nasıl da bir bir karşısına çıkmasını. Kitabın baş karakteri çocukken ailesinden yediği dayaklan anlatırken sanki size şiddet uygulanıyormuşcasına irkiliyorsunuz. Fakat her zaman bu kitapta tanıdığımız karakter gibi güçlü kalamıyabiliyor insan, hayata karşı o kadar dirençli olamayabiliyor. Hatta çocukluğundan gelen içinde biriktirdikleriyle hastalanabiliyor. Evet bu kadar ciddi sonuçlara varabiliyor çocuklarımıza gösterdiğimiz her türlü şiddet. En basit tarafından bakarsanız konuya, bir çocuk kendisine nasıl davranılırsa çevresine, dünyaya öyle davranıyor.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da bilgi alabileceğimiz sayısız kaynak, danışabileceğimiz çok çeşitli uzmanlar var; Pedagoglar, psikologlar, ebeveyn koçları, yaşam koçlan… Bakış açınıza ve ihtiyacınıza göre bir yolu seçebilirsiniz. Çocuğunuzla ilgili herhangi bir konuda çözümsüz kalıyorsanız yardım almaktan çekinmemek gerek, çünkü insan büyütmek dünya üzerindeki en zor iş bana kalırsa. Hata yapmak ise insana dair. Evet insamz hepimiz hata yapabiliyoruz ama bu demek değil ki kendimizi tamir etmeyeceğiz. Siz kendinizi tamir etmeyi öğrendikçe çocuğunuz da aynı şekilde mükemmel hayat diye bir şey olmadığım, hayatın iniş çıkışlardan oluşan bir denge olduğunu yaşayarak görecek. Ama siz her şeyi mükemmel gibi göstermeye çalışıp da azıcık sınırların, kuralların dışına çıkınca tehditler savurmaya başlarsanız inamn hata yapmayı bile öğrenemeyecek.
Özgür Turay