Yapay Zeka Teknolojisi Meslekleri Tehdit Ediyor
Yapay zeka teknolojisi meslekleri tehdit ediyor. Yapay zekanın gelişimi pek çok insanı tedirgin ediyor. Yapılan araştırmalar, teknolojinin gelişmesinin ilk önce gıda ve turizm sektörlerinde çalışan garson, resepsiyonist gibi meslekleri tehdit ettiğini ortaya koyuyor…
İçeriğe Ait Başlıklar
Yapay Zeka Teknolojileri ve Meslekler
“YAPAY zekalı robotlar insanın yerini alacak mı? Yapay zekanın kullanım alanları etik mi?” İnsanlığı değiştirmeye aday bu teknolojiyle ilgili en sık sorulan sorulardan yalnızca birkaçı… Yapay zekanın hayatımıza girip medyada yer bulması ve böylece insanlarla tanıştırılmaya başlanmasından bu yana, bazı kuruluşlar bu soruları özellikle de teknolojinin gelişmiş olduğu ülkelerde halka sorarak nabız yoklaması yapıyor. Bu araştırmaları, anketleri yabana atmamak gerek. Zira bir ankete katılıp gönüllü olarak veya kullandığınız dijital bir araçla “farkında olmadan” verinizi, bir şekilde’düşüncenizi teknoloji üreticileriyle paylaşmanız teknolojik gelişmelere yön veriyor.
Şule Güner / Para ; Bu araştırmalardan birini, geçtiğimiz günlerde Brookings Enstitüsü gerçekleştirmiş. ABD’de gerçekleştirilen araştırma sonucunda yakın gelecekte ABD’de her işi robotların -belki de henüz- tüm işleri alamayacağını, otomasyonu hızlandıran ve iyileştiren yapay zekanın dörtte birini ele geçireceği ortaya çıkmış. Araştırma, yaklaşık 36 milyon ABD’linin otomasyona maruz kalacağını, bunun mevcut teknolojiyi kullanan makinelerin insanların yerine getirdiği işlerin en az yüzde 70’ini alacağı anlamına geldiğini belirtiyor. Bu “ele geçirme operasyonundan” en çok etkilenecek işlerin başında şunlar sıralanıyor:
Aşçılık, garsonluk ve gıda sektörünün diğer çalışanları; kısa mesafe kamyon şoförleri ve sekreterya-kırtasiye işlerini yerine getiren ofis çalışanları.
Teknolojik gelişmeleri takip edenlerin tahmin edeceği gibi, yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler sadece endüstriyel fabrika ve depolarda veya rutin işlerin yerine getirildiği ofislerde gerçekleşmeyecek, insanların bir sisteme girip kendi işlemini yapmasını sağlayan kiosklar ve giderek daha da otomatikleşen otel kapı işlemleri derken, bu akıllı sistemler birden fazla alanda insanların çalışmasına gerek kalınmamasım sağlayacak.
Bazı Kentleri Vuracak
Brookings Enstitüsü’nün yayınladığı raporun başyazarı Mark Muro, bu tablo karşısında “ABD nüfusu ya yeteneklerini geliştirecek, ya başka yetenekler kazanacak ya da çok hızlı iş değiştirmek zorunda” yorumunu yaparken, en büyük darbeyi ABD’nin “demir pası” olarak tabir edilen ve ikinci sanayi devriminden sonra teknolojik olarak geri kalan ortabatı bölgesinin alacağını söylüyor. En çok bu bölgedeki küçük kentlerin zarar göreceği tahminini açıklayan Muro, özellikle Indiana ve Kentucky gibi kentlerin en büyük risk altında olan bölgeler olduğunu belirtiyor.
Bu örneklerin ABD’de olmasından çok, hangi nedenden en fazla riski barındırdıkları önemli. Bu kentlerdeki işgücünün en az yarısının insan gücünü dayalı üretim ve ulaşım sanayilerinde bulunuyor olması bir yana, Muro’ya göre gençlerin otomasyonda ilk kaybedilecek sektörlerden gıda başta olmak üzere insan gücüne dayalı endüstrilerde çalışıyor olması sosyolojik açıdan büyük sarsıntıya neden olabilir. Zira pek çok restoranın self-servis restoranlara dönüşmesi veya robot mutfaklar sayesinde çalışan insan sayısının azalması veya bir otelde resepsiyonda beş kişi yerine bir kişinin çalıştırılması kaçınılmaz görünüyor.
Oxford Üniversitesi’nin ABD’de gerçekleştirdiği bir anket de yakın gelecekle ilgili karamsar bir tablo çiziyor. Geçen yıl ABD’de yaşayan 2 bin kişi üzerinde yapılan ankete göre insanlar yapay zekanın insanlığa zarar vereceğini veya tehlikeye atacağını düşünüyor. Ankete katrianların yüzde 41’i “güçlü” veya “güçlü sayılabilecek bir şekilde” yapay zeka gelişmelerinin devam ettirilmesini savunurken, yüzde 22’si bu düşünceye belirli bir oranda karşı çıkıyor. Katılımcıların yüzde 28’i bu görüşe ne katıldığını ne de katılmadığını belirtirken, yüzde 10’u “Bilmiyorum” cevabım vermiş.
Öte yandan verilen cevaplardan çıkan resimde katılımcıların çoğunun yapay zekalı makinelerin önümüzdeki on yılda iyiden çok kötülüğe neden olacağı görüşünü bildirdiği görülüyor. Katılımcıların bazılarıysa çok ama çok karamsar. Yüzde 34’ü yapay zekanın etkisini tamamen “insanlık için zararlı” olarak tanımlarken, yüzde 12’si yapay zekanın insan neslinin tükenmesine neden olacağım düşünüyor, iyimserler cephesindeyse yüzde 26’lık kesim yapay zekanın iyiliğe neden olacağını savunurken, yüzde 18’lik kesim gelecekten emin olamadığını belirtmiş.
Sanal Saldırı
Oxford’un anketinde paylaşılmaya değer bir soru da sorulmuş: Yapay zekanın en çok hangi alanda kullanılması sizi endişelendiriyor?
Katılımcılar yapay zeka destekli sanal saldırıları ve veri koruma ihlallerini ilk sıraya koyarken, devletten beklentilerini şöyle sıralamışlar: Sivil haklarla özel yaşam ihlaline neden olan yapay zekalı takip sistemlerinin önlenmesi; yapay zekanın sahte ve zararlı online içerik sunmak için kullanılmasının önüne geçilmesi; hükümet, şirket, kurum-kuruluşlar ve kişileri hedef alan yapay zeka destekli sanal saldırıların engellenmesi ve veri mahremiyetinin korunması.
Araştırmada ortaya çıkan başka ilginç veriler de var. Yapay zekanın olumsuz etkisinin öncelikle düşük gelirlilerle ve kadınlar üzerinde hissedilecek olması bunlardan bir tanesi. Yapay zeka teknolojilerinin ilk kurbanlarının fabrikalardaki iş gücüne dayalı işlerle, çağrı merkezleri gibi rutin işler olacağı düşünülürse, böyle bir verinin ortaya çıkması şaşırtıcı değil.
Öte yandan bu çalışma yapay zekayla ilgili gelişmeleri destekleyen ABD’li profilini de ortaya koymuş. Bu insanların genellikle Cumhuriyetçi Partili, en az 100 bin dolar yıllık geliri bulunan erkeklerden oluşan, bilgisayar mühendisi veya programcı geçmişi bulunan kişilerden oluştuğu belirtiliyor.
Facebook etik enstitüsü kuruyor
Yapay zekayla ilgili etik kaygıları sadece insanları, akademisyenleri değil bu teknolojiyi öncelikli olarak kullanan, uygulayan ve insanların hizmetine sunan dev şirketleri de ilgilendiriyor. Geçtiğimiz haftalarda makine öğrenmesi tekniği uygulayan algoritmalarını eğitmek için sosyal medyada milyonlarca insanların katıldığı #10YearChallenge etiketli akımı başlatmakla suçlanan ve bünyesindeki Instagram’daki zararlı içerik nedeniyle İngiltere hükümetinin eleştiri oklarına maruz kalan Facebook, bu eleştirileri ortadan kaldırmak için bir etik enstitüsü kuruyor. Etik eleştirilerine en sık mağdur kalan teknoloji şirketlerinden Facebook, Münih Teknik Üniversitesi ile işbirliğine giderek üniversite bünyesinde kurulacak Yapay Zeka Etik Enstitüsü’ne 7.5 milyon dolar yatırdı.
Facebook’un Uygulamalı Makine Öğrenmesi Bölümü Direktörü Joaquin Çuinonero Candela yaptığı açıklamada, “Facebook, yaptığımız her işte yapay zekanın sorumlu ve düşünceli bir şekilde kullanılmasını öngörüyor. Fairness Flow gibi, geliştirdiğimiz bazı modellerde istemsiz bir şekilde taraflı davranılıp davranamadığını ölçümleyebilen araçlar geliştiriyoruz. Partnership for Al ve AI4People Initiative gibi aynı amaçla çalışan oluşumların kurulmasına yardımcı olduk. Ancak yapay zekayla ilgili karmaşık sorunlara bağımsız akademik katkının yapılması da önemli rol oynuyor” diyor.
Münih Teknik Üniversitesi’nden Dr. Christoph Lütge ise, “Bu enstitüde yapay zekanın geliştirilmesinde sosyal ve ekonomik alanlarda kullanılması için etik kurallar geliştireceğiz. Kanıtlara dayanarak hazırlayacağımız bu araştırma teknoloji ve insan arasındaki arayüzde yatan sorunlara yönelik olacak. Bu çalışmalar başlıca güven, mahremiyet, tarafsızlık çerçevesinde gelişecek. Söz gelimi insanların internette nasıl veri izleri bıraktığı veya algoritmalar aracılığıyla nasıl bazı bilgilere maruz kalıyor gibi konularda bu etik değerleri sorgulayacağız” şeklinde yorum yapıyor.
Şule Güner / Para