Vergisiz varlık barışı fırsatını değerlendirin
Şirketlere ve kişilere yeni bir “beyaz sayfa” açma imkânı
İLK olarak 2008 yılında uygulamaya konulan varlık barışı, son olarak 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ile yedinci kez hayata geçmiş bulunuyor. Bu düzenlemeyle,
a) Gerçek ve tüzel kişilerin yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının yurda getirilerek milli ekonomiye kazandırılmasına,
b) Yurtiçinde bulunan ancak gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların vergi dairesine bildirilerek kanuni defter kayıtlarına alınabilmesine vergisiz yeni bir imkan tanımış bulunuyor. İlgili kanunun yayımlanmasından sonra, 28 Kasım 2020 tarihinde Resmi Gazete’ de yayımlanan tebliğ ile konuya ve uygulama esaslarına açıklık getirildi.
YURT DIŞINDA BULUNAN VARLIKLAR
a) Varlıkların bildirilmesi:
Yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, geçici 93’üncü madde hükümleri çerçevesinde, 30/6/2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar Türkiye’deki banka veya aracı kurumlara bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler. Gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak bu bildirimlerin, yetkili kılınmış vekiller veya kanuni temsilciler tarafından da yapılabilmesi mümkün. Yurtdışında sahip olunan ve yurtdışında bulunan varlıklar için anılan Kanun hükmünden yararlanılabilmesi mümkün olup, bildirime konu edilecek bu varlıkların bildirim tarihinden itibaren üç ay içerisinde Türkiye’ye getirilmesi gerekiyor.
Gerçek ve tüzel kişilerce, yurtdışında bulunan söz konusu varlıklar, 17/11/2020 tarihinden 30/6/2021 tarihine kadar tebliğin Ek’inde yer alan form ile bankalara veya (menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarına münhasır olmak üzere) aracı kurumlara bildirilebilecek. Gerçek ve tüzel kişilerce, söz konusu varlıklara ilişkin olarak vergi dairelerine herhangi bir bildirimde bulunulmayacak. Gerçek ve tüzel kişilerce, yurtdışında bulunan varlıklar için tek bir bildirim verilmesi esas. Ancak, 30/6/2021 tarihine kadar birden fazla bildirimde (düzeltme amacıyla yapılan bildirimler dâhil) bulunulması mümkün. Bu kanun kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak.
b) Varlıkların yurda getirilmesi:
Bu Kanun hükümden faydalanılabilmesi için bildirime konu edilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şart. Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak hesaba ilgili varlığın transferi işlemlerinde, bildirimde bulunan hesap sahibi ile yurtdışından varlığı transfer edenin farklı kişiler olmasının söz konusu hükümden faydalanılması açısından herhangi bir önemi bulunmuyor.
Yurtdışında bulunan varlıklar, yurtdışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 17/11/2020 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30/6/2021 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecek. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmayacak. Bu hükümden yararlananların, kredilerini kapattıklarına dair yurtdışında bulunan banka veya finansal kurumlardan alacakları tevsik edici belgeleri talep edildiğinde ibraz etmek üzere muhafaza etmeleri yeterli.
17/11/2020 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının bu tarihten önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla anılan madde hükümlerinden yararlanılabilecek. Yurtdışında bulunan ancak kapsama girmeyen varlıkların (örneğin taşınmazların) 30/6/2021 tarihine kadar kapsamdaki varlıklara dönüştürülmek suretiyle söz konusu madde hükümleri çerçevesinde Türkiye’ye getirilmesi mümkün,
c) Türkiye’ye getirilmekten maksat
* Para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya bu varlıkların Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi,
* Fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi mümkün olmayan menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının aracı kurumlara bildirilmesidir.
Yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda mevcut ya da yeni açılan bir hesaba transfer edilmesi durumunda, banka dekontu veya aracı kurum işlem sonuç formları, varlıkların Türkiye’ye getirilmiş olduğunun tevsikinde kullanılabilecek. 30/6/2021 tarihine kadar banka veya aracı kurumlara bildirilmesi kaydıyla, yurtdışında bulunan söz konusu varlıkların Türkiye’ye fiziki olarak getirilmesi sırasında yapılan deklarasyon/ bildirime istinaden gümrük idaresinden alman belgeler, varlıkların Türkiye’ye getirilmiş olduğunun tevsikinde kullanılabilecek. Kapsama giren varlıkların getirilmesi nedeniyle, hiçbir suretle vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacak.
d) Banka veya aracı kurumlarca yapılacak işlemler:
Gerçek ve tüzel kişiler yurtdışında bulunan varlıkları, iki nüsha olarak hazırlayacakları Tebliğ Ek’inde yer alan form ile bankalara veya aracı kurumlara bildirecekler. Formun bir nüshası ilgili banka veya aracı kurum tarafından, varsa bildirim nedeniyle açılan hesaba ilişkin bilgiler yazılıp tasdik edildikten sonra, düzenlenen banka dekontları veya işlem sonuç formlarıyla birlikte ilgilisine geri verilecek. Bildirimin gerçek veya tüzel kişinin vekili ya da kanuni temsilcisi tarafından yapılması halinde, bankalar veya aracı kurumlarca söz konusu vekil veya kanuni temsilcinin yetkili olup olmadığı hususu kontrol edilecek. Bildirime konu edilen varlıklara ilişkin olarak banka veya aracı kurumlar tarafından, bildirimde bulunanlardan herhangi bir belge istenilmeyecek.
TÜRKİYE’DE BULUNAN VARLIKLAR
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan, ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, madde kapsamında 30/6/2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar Tebliğ Ek’inde yer alan bildirim ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine elektronik ortamda bildirilebilecek. Yurtiçinde sahip olunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, madde kapsamında bildirim konusu yapılabilecek.
Anılan Kanun kapsamında, taşınmazlar dışındaki bildirime konu varlıkların, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince banka veya aracı kurumlardaki hesaplara yatırılması gerekiyor. Bu minvalde, bildirime konu kıymetlerin banka veya aracı kurumlara yatırılarak varlıklarının ispatlanması ve banka ve aracı kurumlarca düzenlenmesi zorunlu belgelerle tevsiki şart.
Bildirilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması halinde, sermaye artırım kararının bildirim tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın bildirim tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, bu madde hükümlerinden faydalanılabilecek. Yurtiçinde bulunan varlıklar için gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince vergi dairelerine tek bir bildirim verilmesi esas. Ancak, 30/6/2021 tarihine kadar birden fazla bildirimde (düzeltme amacıyla yapılan bildirimler dâhil) bulunulması mümkün.
ORTAK HÜKÜMLER
a) Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri adına görünen varlıkların durumu:
Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları ya da şirket veya şirketin ortakları adına, bu Kanun kapsamına giren varlıkları 17/11/2020 tarihinden önce yetkili kuruluşlarca düzenlenen bir vekalet veya temsil sözleşmesine istinaden değerlendirmeye yetkili olanların, bu tarih itibarıyla sahip oldukları ve yurtdışında bulunan varlıklarının, Tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde şirket adına bildirime konu edilerek Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi ya da Türkiye’de bulunan ancak 17/11/2020 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklarının Tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde şirket adına bildirilmek suretiyle Kanun hükümlerinden yararlanılabilmesi mümkün.
Şirket veya şirket ortaklarına ait olduğu halde şirketin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri dışındaki kişilerce tasarruf edilen varlıklar, söz konusu madde hükümleri çerçevesinde şirket adına bildirime konu edilerek madde hükmünden yararlanılabilecek. Ayrıca, gerçek kişilere ait olduğu halde bu kişilerin ortağı veya kanuni temsilcisi oldukları yurtdışındaki şirketlerce tasarruf edilen varlıkların da ilgili gerçek kişiler adına bildirime konu edilmesi halinde madde hükmünden yararlanılabilmesi mümkün. Ancak, bildirim dışındaki nedenlerle yapılacak inceleme esnasında söz konusu varlıkların şirket veya şirket ortaklarına ya da gerçek kişilere ait olduğunun ispat edilmesi gerekiyor,
b) Varlıkların bildirim değeri:
Gerek yurtdışında bulunan varlıkların banka veya aracı kurumlara bildirilmesinde gerekse yurtiçinde bulunan varlıkların vergi dairelerine bildirilmesinde, bildirildiği tarih itibarıyla varlıklar, aşağıdaki değerleme ölçütleri ile değerlenecek:
- Türk Lirası cinsinden para, itibari (nominal) değeriyle
- Altın, rayiç bedeliyle
- Döviz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla
- Taşınmazlar, rayiç bedeliyle
- Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarından pay senetleri, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
- Tahvil, bono, eurobond gibi borçlanma araçları, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle
- Yatırım fonu katılma payları, ilgili piyasasında belirlenmiş kapanış fiyatıyla
- Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri gibi türev araçlar, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
Bildirimlerde söz konusu varlıkların Türk Lirası karşılığı bedelleri esas alınacak. Bu Tebliğin uygulanmasında rayiç bedel, söz konusu varlıkların bildirildiği tarih itibarıyla belirlenen alım-satım bedeli olup bu bedelin gerçek durumu yansıtması gerekiyor. Borsa rayiciyle değerlenecek varlıkların borsa rayicinin belirlenmesinde, söz konusu varlıkların bildirildiği tarihte işlem gördüğü yurtiçi veya yurtdışındaki borsalarda oluşan değerler dikkate alınacak. Döviz cinsinden varlıklarda, bunların bildirildiği tarihteki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru dikkate alınacak.
Bildirimde bulunduktan sonra, yapılan hataların düzeltilmesi ya da bildirime konu edilen varlıkların azaltılması amacıyla 30/6/2021 tarihine kadar yapılacak düzeltmelerde varlıkların ilk bildirim tarihindeki değerleri esas alınacak.
c) Bildirilen varlıkların kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilmesi:
Bildirilen varlıklar, 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükelleflerce, kanuni defterlere kaydedilebilecek. Yurt-dışında bulunan varlıkların şirket adına bildirilmesi durumunda ilgili şirket, şahıslar adına bildirilmesi halinde bu şahısların kendileri, bu Kanunun sağladığı imkânlardan yararlanabileceğinden, şirket adına bildirime konu edilen varlıklar, şirketin kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilebilecek. 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükelleflerce, Türkiye’ye getirilen varlıklar ile gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince kanuni defterlere kaydedilen varlıklar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın işletmelerine dâhil edilebileceği gibi, aynı varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmelerinden çekilebilecek.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetleri için pasifte özel fon hesabı açacaklar.
Söz konusu hesap serbestçe tasarrufa konu edilebilecek, sermayeye eklenebileceği gibi ortaklara da dağıtılabilecek. Fon hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiye edilmesi halinde vergilendirilmeyeceği gibi 193 sayılı Gelir Vergisi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisinin ilgili maddeleri uyarınca gerçekleşecek birleşme, devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecek. Ayrıca söz konusu varlıklara ilişkin tutarların, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ortaklara dağıtılması halinde kar dağıtımına bağlı stopaj yapılmayacak, gerçek kişi ortaklar ile kurumlar vergisi mükellefi olan ortaklar tarafından elde edilen bu tutarlar da vergilendirilmeyecek. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterebilecekler.
Bildirilen varlıklar, 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükelleflerce, banka veya aracı kurumlara ya da vergi dairelerine bildirildiği tarih itibarıyla, Kanun ve Tebliğde yer alan esas çerçevesinde belirlenen Türk Lirası karşılığı bedelleriyle, kanuni defterlere kaydedilebilecek ve söz konusu varlıkların elden çıkarılması halinde satış kazancının tespitinde bu bedel dikkate alınacak.
d) Gider ve amortisman uygulaması:
Bildirim konusu yapılarak kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilen taşınmazlar hakkında 213 sayılı Kanunda yer alan amortismanlara ilişkin hükümler uygulanmayacak. Kayıtlara alman bu varlıkların daha sonra elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gelirin veya kurum kazancının tespitinde gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek.
e) İnceleme ve tarhiyat yapılmayacak haller:
Kanun uyarınca, bildirimde bulunulan varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak. Bu hükümden yararlanabilmek için,
Yurtdışında bulunan bildirime konu varlıkların bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi ya da Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi,
Türkiye’de bulunan ve taşınmazlar dışındaki bildirime konu varlıkların ise banka veya aracı kurum-lardaki hesaplara yatırıldığını gösterir belgelerle tevsik edilmesi gerekiyor.
Bildirilen varlıkların yurtdışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 17/11/2020 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30/6/2021 tarihine kadar kapatılmasında kullanılması mümkün olup, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaması imkanından yararlanılacak.
17/11/2020 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının anılan tarihten önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması halinde söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaması imkanından yararlanılabilecek.
ÇOK SAYIDA AVANTAJ SAĞLIYOR
Yurtdışı ve yurtiçi varlıklar için barış imkanı sunan, yeni düzenleme kapsamında idareye beyan edilen varlıkların kaynağı da dahil olmak üzere hiçbir soru sorulmayacağını, buradaki temel amacın mükelleflerin özgür iradesiyle çekinmeden kayıt dışı varlıklarını beyan etmeleri sağlanmış oluyor. Mevcut düzenlemenin avantajlarından bir diğeri ise, gerçek ve tüzel kişiler varlıklarının beyanını yaparken, bunları Türkiye’de bulunan banka veya finansal kurumlar aracılığıyla yapabilecek olmaları. Böylelikle, beyanın idareye ulaşıp ulaşmadığı gibi soru veya tereddütler de otomatik olarak ortadan kalkıyor. Yeni varlık barışı düzenlemesi özetle aşağıdaki avantajları sağlamış olacak:
* Bildirilen varlıklar üzerinde serbestçe tasarrufta bulunulabiliyor, bilançoda fon hesabında tutulacak olan tutarlar sermayeye ilave edilebiliyor veya şirket ortaklarına dağıtılabiliyor. Fondaki tutarların ortaklara dağıtılması halinde stopaj yapılmıyor, bu tutarlar ortaklar tarafından beyan edilmiyor ve vergilendirilmiyor. Fon hesabında bulunan tutarlar işletmenin tasfiyesi, birleşme, devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmiyor. Varlık Barışı kapsamında fon hesabına alınan tutarlar işletmenin vergiye tabi kazancının/dağıtılabilir kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın vergisiz olarak işletmeden çekilebiliyor.
* İşletmelere yeni kaynak yaratılarak, borca batmadan borçtan kurtulma imkanı sağlıyor. Ayrıca yurtdışındaki varlıklar, yurtdışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 17 Kasım 2020 itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30 Haziran 2021’e kadar kapatılmasında kullanılabilecek. Bu sayede şirketlerin yabancı para cinsinden borçları (krediler) azalacak.
* Bildirimde bulunan kişiler, ortağı olduğu şirket, diğer şirket ortakları ve kanuni temsilcileri hakkında bu işlemden dolayı herhangi bir vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmıyor, ceza kesilmiyor.
* Yurtiçindeki taşınmaz varlıkları da kapsıyor.
* Kayıt dışı varlıklar sorgusuz sualsiz kayda alınabiliyor.
* Varlık Barışı kapsamında bildirilen varlıklar için hiçbir vergi ödenmiyor.
ELEŞTİRİLER VE SORUNLAR
Yararlananlara birçok avantaj sağlayan varlık barışı, 2008’den bugüne kadar geçen 12 yılda altı kez getirildi. Son olarak yedincisi çıkarılan varlık barışının, kamuoyunda yeterince anlatılmamasından dolayı bugüne kadar istenilen başarının sağlanamadığı görülüyor. Yeni uygulamanın başarılı olması için aşağıdaki hususların göz önünde bulundurulmasında büyük fayda olacağı kanaatindeyiz.
a) Varlık barışı iyi anlatılmalı:
Bu kadar avantajına rağmen, bugüne kadar çıkan varlık barışı düzenlemeleri kamuoyunda tam olarak anlaşılamadığı gibi kimse de tam olarak anlatamadı. Bu nedenle, yararlananların sayısı hep sınırlı kaldı.
b) Yurtdışı varlıklar için yeterli güvence verilmeli:
Yurtdışından ülkeye para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları getirme ve ülke içinde sisteme dahil etme konusu son derece hassas ve riskli bir konu. MASAK tarafından takip edilen ve soruşturulan kara para ve terörün finansmanı hariç olmak üzere vergi güvencesi dışında kambiyo, bankacılık ve gümrük mevzuatı açısından soruşturma, kovuşturma ve inceleme yapmama güvencesi verilmeli.
c) Vergi tarhiyatlarından mahsup imkanı sağlanmalı:
Varlık barışı düzenlemesinde, bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir surette vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı belirtiliyor. Ancak, verilen bu vergi inceleme güvencesinin yeterli olmadığı dile getiriliyor. Gerçek ve tüzel kişi mükelleflerin varlık barışı kapsamında bildirecekleri tutarların, bildirim tarihinden geriye doğru beş yıllık zamanaşımı süresi içerisinde olası vergi incelemelerinde ortaya çıkacak matrah ve vergi farklarından mahsup ‘ edilmesi imkanı sağlanması isteniyor. Ayrıca, geçmiş yıllardan dolayı incelemesi devam eden mükelleflere de bu hak tanınmalı.
d) Yurtiçi varlık barışında mükellefiyet şartı kaldırılmalı:
Yurtdışı varlık barışından Türkiye’de vergi mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilerin tamamı yararlanabiliyor. Buna karşılık, yurtiçi varlık barışından sadece vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler yararlanıyor. Bu durum ise, varlık barışı uygulamasının başarısını olumsuz yönde etkiliyor.
Diğer bir ifadeyle, yastık altı olarak ifade edilen varlıkların çoğunluğu, vergi mükellefiyeti olmayan vatandaşları ilgilendiriyor ve bunlar kapsam dışında tutulmuş. Mükellef olanlar ise, kayıt dışındaki varlıklarını diledikleri zaman işletmeye sermaye artışı olarak koymak suretiyle varlıklarını aklayabiliyorlar.
Sonuçta, haklı olarak, taşınmazların yurtdışı varlıkların kapsamında alınmadığı yeni düzenleme ile yurtiçindeki ve yurtdışındaki para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının ilgili Kanun kapsamında 30/6/2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişilere, bu varlıkları serbestçe tasarruf etme imkanı sağlanmış oluyor. Burada önemli olan husus, varlık barışından faydalanabilmek için yurtdışmda olup bildirilen para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, bildirimin yapıldığı tarihten sonraki üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şart. Türkiye’ye getirmenin gerçekleştiğinin ispatı banka dekontu veya aracı kurum işlem sonuç formu ile yapılabilecek. Gümrük îdaresi’nden alınan belgeler de varlıkların Türkiye’ye getirildiğinin belgelendirmesinde kullanılabilecek. Bazı eleştiri ve beklentilere rağmen, mevcut varlık barışı önceki uygulamalara göre çok sayıda avantajı kapsadığından ilgililerinin konuyu yakından takip ederek yaralanmalarında fayda görüyoruz.
Vehbi KARABIYIK / İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı
“Herkes için fırsat var”
Varlık Barışı, ilk anda daha çok varlıklıların kayıtsız ya da yurt dışı varlıklarını ekonomiye kazandırmak için çıkarılmış gibi görünse de aslında çok geniş kitleleri ilgilendiriyor. Bu düzenleme ile devlet, yurttaşların neredeyse her türlü kamu kurumuna olan gecikmiş ve cezalı duruma düşmüş, kimi zaman ihtilaf konusu yapılmış borçlarının çeşitli indirim ve kolaylıklarla ödenmesini, daha doğru bir anlatımla tasfiyesini hedefliyor. Dolayısıyla ortada bir varlığı olmayanlara bile -borç yüklerini hafifleterek- bir kolaylık getiriyor. “Ya büyük varlıklar”, “ya büyük yapılandırmalar” diyecekseniz. Tabii ki onlar için de önemli bir fırsat tanınıyor. Çünkü bazı endişelerle yurtdışında tutulan paralar da var, ekonomik sıkıntılar dolayısıyla ödenemeyen ve ödenemedikçe üzerine faizi, cezası binen ve belki de “artık ödeme kabiliyetimizi aştı” denebilecek borçlar da. Şimdi bu düzenlemeyle hem büyük meblağlar yurda gelebilecek hem büyük borçlar ödenebilir hale gelecek.
Bu konuda atılacak adımların içeride ekonomiye yeni bir hareket getireceğini, borçlu işletmelerimizin yüklerini hafifleteceğini umuyoruz. Varlık Barışı düzenlemesi hem bütçe hem de ekonomi için de olumlu bir düzenleme. Varlık barışı yaparken devletle barışırken iyi bir sonuç almanın yolu da yeminli mali müşavir, serbest muhasebeci mali müşavirlerle çalışmaktan geçiyor. Çünkü mevzuatı iyi okur, işinizi ve işletmenizi iyi tanır ve her zaman güvenilirdir.
Mustafa TAN / Mazars Denge Vergi Hizmetleri Lideri
“Bu kez vergisiz sunuluyor”
Kanunun esasen iki tarafı var. Birinci kısım yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının Türkiye’ye getirilmesi. İkinci kısım ise, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yurtiçinde bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlarının yasal kayıtlarına alınması. Gerçek ve tüzel kişiler, yurtdışında bulunan varlıklarını bildirip, bildirim tarihinden itibaren de üç ay içinde Türkiye’ye getirdiklerinde önemli bir avantaj elde ediyor. Bu da, getirilen varlıklarla ilgili vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaması.
Peki pratik de böyle mi? Öncelikle varlık barışına girsin ya da girmesin tüm mükelleflerin incelenebileceğini hatırlatalım. Ancak, varlık barışına giren mükellef nezdinde yapılacak incelemede beyan dışı bırakılan bir matrah çıktığında, bu farkın varlık barışı ile beyan edilen varlıklarla illiyetinin olmadığının tespiti gerekir. Otomatik bilgi değişimi ile ilgili raporlamaların yakın zamanda başlayacak olması nedeniyle gerçek ve tüzel kişiler için bu kanun önemli bir fırsatı bu kez vergisiz sunuyor. Bildirilen varlıklarla ilgili herhangi bir vergi ödenmeyecek.
Lâkin kanunun uygulamasında vergi bazen tek başına yeterli olmamakta. Getirilen varlıkların gerçekten gerekçede yazdığı gibi milli ekonomiye kazandırılması için ekonomideki istikrar çok önemli. Aksi takdirde ya barışa ilgi düşük kalır ya da gelen varlıklar tekrar geri dönebilir.
Şekip AVDAGİÇ / İstanbul Ticaret Odası Başkanı
“Ciddi bir kaynak oluşturacak”
Varlık Barışı düzenlemesini, ekonomiye yeni fınans kaynaklarının çekilmesi bakımından önemli buluyoruz. Ayrıca sıfır vergi ile yapılması da önemli bir avantaj. Taze ekonomik güce ve yatırımlara ihtiyaç duyulan pandemi döneminde bunun yapılması, doğru bir karar. Böylece Türkiye’de bulunan ancak kayıt dışında kalmış varlıkların da kayıt altına alınması, sisteme dahil olabilmesi için bir fırsat sağlandı. Unutmayalım ki, tasarruf eksikliği bulunan bir ülkeyiz. Bu yüzden yastık altında kalan birikimlerin ekonomiye kazandırılması özellikle önemli. Bu ülkemizin yatırım için yurtdışına borçlanmasını da önleyecektir. Ayrıca bu tür kazanımların cari açığımızı kapatmamıza da faydası olacaktır. Türkiye için ciddi bir kaynak oluşturma girişimi olarak görüyoruz. Vergi mükellefi olmayanların da yurtiçi varlık barışından yararlanmaları sağlanırsa düzenlemenin amacına daha fazla ulaşmasını sağlayacağına inanıyoruz.
Gürsel BARAN / Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı
“Yurtiçini de kapsadığı için ilgi yüksek olur”
Bu sonuncu barışın diğerlerinden üç farkı var. Bunlardan biri, eski varlık barışları sadece yurtdışını kapsarken yeni varlık barışı yurtiçi ve dışı olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile yurtiçinde gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ancak defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar varlık barışı kapsamına dahil. İkinci fark ise, daha önceki düzenlemelerde beyan edilen değerin yüzde biri kadar vergi alınıyordu. Bu defa varlık barışı vergisiz olarak düzenlendi. Yani hiçbir şey ödemeden varlık barışından faydalanılabilecek. Üçüncü fark ise, yeni varlık barışı ile getirilen vergi incelemesi yapılmayacağı güvencesi. Bu üç fark nedeniyle bu kez varlık barışına ilginin yüksek olmasını bekliyoruz.
Abdülkadir KAHRAMAN / EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı
“Finansal yapılar olumlu etkilenecek”
Yurt içi varlıkların bildiriminde, para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar üzerinden hiçbir vergi ödenmeyecek. Bildirilen varlıklar 30 Haziran 2021’e kadar gelir veya kurum kazançlarına dahil edilmemek üzere yasal defterlere kaydedilebilir. Bu varlıkların yasal defterlere kaydedilmesiyle bilanço esasında mükelleflerin öz kaynakları artacaktır. Borca batmadan kurtulma için iyi bir fırsat olarak görülebilir. Bilanço esasında defter tutanlar, yasal defterlere kaydettikleri varlıkları özel fon hesabı altında izliyor. Özel fona alınan tutarlar, serbestçe tasarruf edilebilir, sermayeye eklenebilir veya şirketlerin ortaklarına dağıtılabilir. Fondaki tutarlar, Gelir Vergisi Kanunu kapsamında sermaye şirketine dönüşme, kurumlar vergisi kanunu kapsamında birleşme, devir ve bölünme yapılması durumunda vergilendirilmez.
Tasfiye halinde de vergileme yapılmaz. Bu varlıkların işletmeye dahil edilmesi vergiye tabi olmadığı gibi, kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden vergisiz çekilebilir. Ayrıca yurtdışındaki varlıklar yurtdışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 17 Kasım 2020 itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30 Haziran 2021’e kadar kapatılmasında kullanılabilecek.
Bu sayede şirketlerin yabancı para cinsinden borçları (krediler) azalacak ve Covid-19 ortamında finansal yapıları olumlu etkilenebilecek.
TALHA APAK