Uykudan uyanan bir tarih: Gaziantep ve Zeugma
MOZAİĞİ küçük renkli cam ve ahşap parçalarının birleşmesiyle ortaya çıkan sanat eseri olarak tanımlayabiliriz.
Antik dönemden günümüze ulaşan mozaiğin ilk kullanıldığı yerlerse Mezopotamya ve Anadolu. Milattan önce 3 binli yıllarda Sümer kenti Uruk’taki İnanna Tapınağı’nda ilk mozaiğin kullanıldığı kabul ediliyor. Türkiye’deki mozaikler Roma ve Bizans döneminden kalma.
Roma döneminden kalma mozaikler daha çok Antakya ve Gaziantep Zeugma bölgelerinde bulunuyor. İşte yazımıza konu olan Cumhuriyet tarihinin en büyük müzesi Zeugma Mozaik Müzesi’nin yapımına bu göz alıcı mozaikler sebep oluyor. Gaziantep Belediyesi’nin daveti üzerine geçen hafta yaptığım Zuegma Mozaik Müzesi ve Zeugma Antik Kenti ziyaretinin bende bıraktığı izler başka bir yazının konusu olacak kadar uzun…
Zeugma, bölgede uzun yıllardır devam eden tarihi eser kaçakçılığına karşı 1992 yılında Gaziantep Mü-zesi’nce arkeolog Dr. Rıfat Ergeç başkanlığında başlayan kazılarla keşfedildi desek yanlış olmaz. Kazılarda milattan sonra ikinci yüzyıla ait Roma villasında değeri çok yüksek mozaikler bulundu. Bu mozaikler yerlerinde korunarak sergilenmeye başladı. Ancak 1998’de bu eserin bir bölümü yine kaçakçılarca çalındı.
O nedenle kalan parçalar Gaziantep Müze Müdürliiğü’ne taşındı. Bölgede yapılacak baraj dolayısıyla yoğun olarak kurtarma kazıları yapıldı ama maalesef kentin yaklaşık yüzde 30’u sular altında kaldı.
ZEUGMA’NIN SİMGESİ
Zeugma Mozaik Müzesi’ne girdiğinizde önce dünyada fazla örneği olmayan 3D (üç boyutlu) hazırlanmış bir tanıtım filmi izliyorsunuz. Ardından alt katta yer alan Poseidon ve Euphrates villalarından kalanları ve eşsiz mozaikleri inceliyorsunuz. Ayrıca hiç bozulmamış biçimde bulunan savaş tanrısı Mars’ın heykeli de muazzam. Kimilerinin “Antep’in Mona Li-sa’sı” dedikleri “Çingene Kız” heykeli ise özel bir odada sergileniyor. Gözleri 360 derece etrafına bakabilen bu yüze ait bilgilerse muamma. Bazı arkeologlar Büyük İskender, bazıları ise toprak ana Gaia diyor. Kim olduğunun da bir önemi yok aslında. Çünkü o artık Ze-ugma’nın simgesi.
Zeugma Antik Kenti’nde kazı çalışmaları devam ediyor. O dönemden kalma evlerin içinde bulunmaksa ancak yaşanacak bir deneyim. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı 2012 Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü kazanan Zeugma Antik Kenti ve Miizesi’nin var olmasında Gaziantep Belediyesi’nin emeği çok büyük. Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey, “Gaziantep sadece bir fıstık, kebap, baklava değil bir müzeler kenti. Gaziantep’te uyuyan tarihi uyandırdık, gün ışığına çıkardık. Zeugma yapılan çalışmaların görünen yüzüdür, sembolüdür” diyor.
Dediğim gibi, anlatacak daha çok şey var. İyisi mi siz de mutlaka Gaziantep’i ve tabii ki Zeugma’yı gidip yerinde keşfedin…