Üniversitelerin Girişimcilik Yarışı ve Türkiye Girişimcilik Endeksi
Amerikan Melek Yatırımcılık Zirvesi’nde Türkiye Girişimcilik Endeksi’ni ve üniversitelerin devlet tarafından nasıl girişimcilik yarışına sokulduğunu anlattım. Bakanlığın girişimcilik endeksi bu gidişle dünyada rol model olacak.
GEÇEN hafta Silikon Vadisi’nde Amerika’nın en önemli melek yatırım zirvesinde EBAN – Avrupa Melek Yatırım Ağı adına konuşmacıydım. Panelin konusu “Melek Yatırımcılar ve Üniversiteler Nasıl Beraber Çalışırlar” idi. Amerikan Girişimcilik Teknolojisi Transfer Konseyi Başkanı Tony Stanco panelin moderatörlüğünü yaptı. Kaliforniya Üniversitesi’nden Andrevv Hargadon, Pittsburg Üniversitesi’nden Andrevv Remes, Teksas Melek Yatırım Gurubu’ndan Jamie Rhodes ve Sacramento Melek Yatırım Grubu’ndan Cary Adams ile beraber üniversitelerdeki girişimcilik yapılanmasını değerlendirdik. Yaklaşık bin kişilik bir dinleyici kitlesi konuyla yakından ilgiliydi. Panel konuşmacılarının ve dinleyicilerin en çok ilgisini Türkiye’deki Üniversiteler Girişimcilik Endeksi çekti. Bu yüzden bu hafta sizlerle bu endeks hakkındaki görüşlerimi paylaşacağım.
TÜRKİYE GİRİŞİMCİLİK ENDEKSİ
Geçen yıl Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı üniversitelerdeki girişimcilik çalışmalarını ödüllendirmek adına yepyeni bir uygulama başlattı. Her üniversiteye girişimcilik puanı verilecek ve ilk 50 arasına giren üniversiteler kamuoyuna açıklanacaktı. Büyük bir heyecanla sonuçlar açıklandı ve Türkiye’nin ilk 50 girişimci üniversitesi en yüksek puandan başlayarak kamuoyuna bildirildi.
İşte asıl yarış bu açıklamayla beraber başladı. İlk 50’ye giremeyen vakıf üniversiteleri konuyu masaya yatırdılar ve muhtemelen faturayı rektörlere çıkarttılar. “Bu kadar yatırım yapıyoruz, biz neden bu listede yokuz?” sorusuna muhatap olmayan vakıf üniversitesi rektörü kalmadı. Devlet üniversitelerinin rektörleri bu konuda biraz daha şanslıydılar, çünkü onlara “Neden girişimcilik endeksinde yokuz?” diyen bir yapılanma zaten söz konusu değildi. Ancak bazı devlet üniversitesi rektörleri bu konuyu kişisel hırs yapıp üniversitenin en önemli gündem maddesi haline getirdiler.
Bu arada ilk 50’ye giren üniversiteler ise bulundukları sıradan memnun olmadılar. Neden ilk üç içinde değiliz diyerek onlar da çıtayı iyice yükselttiler.
ÜNİVERSİTELER ARASINDA YARIŞ BAŞLADI
Tüm bunların üzerine TÜBİTAK iyice tuz biber ekti. Artık üniversitelere girişimcilik endeksindeki sıralamaya göre bilimsel fon ayıracağını, hatta bağışta bulunacağını bildirdi. Üniversiteler arasındaki yarış iyice kızıştı. Vakıf üniversitelerindeki yarış rektörler arasındaki yarışa dönüştü. En girişimci üniversite olmak sanki rektörün girişimcilik ruhu ile doğru orantılıymış gibi bir algı oluştu. Üniversiteler hızlı bir şekilde teknopark kurmak, kuluçka merkezleri açmak, girişimcilik konferansları düzenlemek, yurtdışında daha fazla yayın yapmak, girişimcilik yüksek lisans programları açmak gibi bir yarışa girdiler.
REKTÖRLERDE GİRİŞİMCİLİK RUHU
Geçen günlerde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörünü ziyaret ettim. “Bu yıl Osmangazi Üniversitesi girişimcilikte neymiş, herkes görecek” diyordu rektör. İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü de girişimcilik endeksine odaklanmış, üniversitede girişimcilik seferberliği ilan etmiş. Kadir Has Üniversitesi Rektörünün de üniversitenin endeks puanını yukarıya çıkartmak için masasında bir sürü notlar var. Sanıyorum bu yıl girişimcilik endeksi üniversitelerin yanı sıra rektörlerin kişisel girişimcilik puanını da yansıtmış olacak. Amerika’da panelde bu örnekleri paylaştım. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız sanıyorum bu endeks uygulamasıyla dünyadaki en girişimci bakan olacak. Uygulama üniversitelerimizin girişimcilik ruhunu bir anda şaha kaldırdı. Rektörler yarıştı, kazanan ise girişimci gençlerimiz oldu.
Girişimciliğin Kuralları
• Girişimciler, girişimcilik niteliklerine sahip olduklarını anladıkları an, hele bir de iş fikirleri geldiyse, gözleri hiçbir şeyi görmez. Tamam, girişimci olabilirsiniz, bence sorun yok. Ürettiğiniz iş fikriniz için gerekli finansmanı da sağladığınızı varsayalım. Ancak unutmayın ki dünyada hiçbir iş fikrinin yüzde yüz tutma garantisi yoktur. Kaybederseniz, kaybettiklerinizi yerine koyabilecek bir planınız varsa, girişimcilik macerasına hemen adımınızı atın.
• Eğer iş fikrinizi uygulamaya koyduktan sonra, sermayenizi kaybetme durumundaki B planınız hazır değilse, bu planı hazırlayana kadar girişimcilik macerasına sakın yaklaşmayın. Maceranız kabusa dönüşmesin. Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayın.
• Girişimcinin soracağı ilk soru şu olmalıdır Ne kaybederim ki? Önce kaybedeceklerinizi hesaplayın, kazanacaklarınızı değil. Kaybedecekleriniz sizi rahatsız etmiyorsa, kazanacaklarınız hiç rahatsız etmez. Hemen girişin!..
Baybars Altuntaş / Para