Ucuz Elektrik Üretimi İçin Girişimcilere Farklı Projeler
Maliyetler giderek artıyor. Elektrik üretiminde arz fiyatlarını düşürebilecek yeni yatırımlara ihtiyaç var…
1900’LERİN başında Amerika’da yayınlanan bilimsel makaleler gün gelecek elektiriğin bedava olacağını yazıyordu. Enerjinin düşük maliyetlerle elde edilemeyeceğini savunan 20’nci yüzyıl sanayicileri ise sürdürülebilirlik sorunlarını fark edip geri adım attılar. Bugün doğal kaynaklar öylesine bir hal aldı ki, hemen hepsi dolara endeksli hale geldi.
Peki zamanında bu iddialar neden seslendirilmişti?
Tabii ki sonsuz sanılan doğal kaynakların hiç tükenmeyeceğine ilişkin kehanetler yüzünden günün birinde en ucuz enerjinin elektrik olacağı inancı yine de çok yaygın. Çünkü son yıllarda doğası gereği elektrikte maliyet düşüren keşifler var.
Son yirmi yılda otomobil, uçak, sinema, telefon, radyo, kamera gibi yüzlerce tüketim metaı elektrik sayesinde evrimleşip gelişti. Tarihte ilk kez, modern ulaşım ve haberleşmenin yanı sıra uygarlığın en temel ihtiyaçlarını ucuz elektrik sayesinde karşıladı insanlar. Dünyada hala 1.5 milyar insana elektrik ulaşmasa da piyasa arzının daha düşük fiyatla olabileceğine ilişkin ümitler kırılmış değil. Çoğu bilim insanına göre yakın bir gelecekte elektrik, enerji dünyasının ana oyuncusu olacak ve de fiyatı düşecek!
Uzunca bir süredir ucuz elektrik üretmek için birçok yöntem geliştirildi. Düşük maliyetlere dayalı arz için çalışmalar son sürat devam ediyor. Farklı yaklaşımların odağına yerleşen buluşların gelecek vaadi fiyatla sınırlı değil: Hem sera gazlarından doğan emisyon derdi son bulacak hem de sorunlara yol açtığı bilinen nükleer santraller zamanla kapatılacak.
YENİ ÜRETİM TEKNİKLERİNE DOĞRU
Aşağıdaki satırlarda yeni enerji teknolojilerinden kısa bir kesit göreceksiniz. Eğer kurumsal kimliğe sahip bir girişimciyseniz bu buluşların gelişim aşamalarını izleyebilir, yeni teknolojilerin ülkemizdeki ilk temsilcilerinden biri olabilirsiniz.
Dünya artık ‘yeşil enerji’ sloganıyla yeni bir evrimleşmeye doğru gidiyor. Buluşların çoğu daha önceden düşünülmüş teknolojilerin revize edilerek günümüze yansıtılmış şekilleri.
İlk sırada ünlü bilgin Nikola Tesla ve Henry Moray’ın üretim prototipleri üzerine geliştirilen çalışmalar var.
Radyant enerjiyle düşük maliyetli üretime gidilmesi geleceğimizi aydınlatabilir.
1900’Ierin başındaki tanımıyla ‘radyant enerji’ elektrikteki önemli gelişmelerin yeni kaynağı. ‘Devri daim makinesi’ gibi hayalî saçmalıklara dayanmayan çalışmalar yalnız teknik açıdan değil, girişimcilerin ticari ufkunu da açıyor.
DENİZEL BOĞAZLAR BÜYÜK ŞANS
Dr. Tom Bearden’in ‘özgür enerji kuşağı’ (free energy generation) projesi gelecekte büyük buluşların ortaya çıkmasına da zemin hazırlayabilir.
Süper verimli ‘elektroliz yöntemi’ ise bir bakıma sudan elektrik istihsali için düşünülmüş daha ilginç bir yöntem.
Su, kendi moleküler özellikleriyle muamele edildiğinde sonsuz denebilecek bir enerji kaynağı kazanılmış oluyor.
İleride otomotiv sektörünün yararalanacağı başlıca enerji alanlarından biri bu. Yeni patentler en ucuz elektrik için sırada.
‘Soğuk füzyon’ teknolojisi belki de iddialı yöntemlerin en başında. İleri nitelikteki çalışmalar halen İtalyanın Bologna Üniversitesi’nde devam ediyor. Termodinamik yasalarını zorlayan buluşların biraz daha zamana ihtiyacı var.
Elektrik maliyeti sözkonusu olduğunda düşük fiyatlı elektriğin denizel boğazlar ve yüksek debili nehir akıntılarından elde edilebileceğine ilişkin görüşler yine gündemde.
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin elindeki en büyük kozu da bu zaten. Üstelik bu koz petrol kadar önemli!
Çalışmalar şimdi akarsular gibi mevzi akıntılar üzerine yoğunlaşmış durumda. Oysa İstanbul ve Çanakkale Boğazları elektrik üretmek için dünyada kendiliğinden oluşmuş iki muazzam santral. Bu gizemli güç merkezleri her an gündeme düşebilir.
Geçen yıl polemik konusu olan Karadeniz-Marmara arasında açılacak malum kanal da bu konunun içinde. Eğer siyasi ütopya değilse bu santrallerin adedi şimdiden üçe ulaşabilir.
RÜZGÂR TÜRBİNİNDEN DAHA UCUZ
Buluş ve kuramlar açısından fiziğin temel yasalarına aykırı davrananlar da var: Harvard eğitimli Dr. Randell Mills bunların biri.
Sudaki hidrojeni kendine özgü bir teknikle ayrıştırıp yakıt hücresine aktaran mucidin yaklaşımına çoğu kişi inanmakta zorluk çekiyor.
Alınan sonuçlar şaşırtıcı! Reaksiyon arttıkça maliyet hızla düşüyor.
Hidrojen ve sodyum hidrür tabanlı bir dönüştürücü sayesinde elektrik fiyatının kilovat başına 2 sente kadar ineceği iddiası ekonomi dünyasında epey yankı uyandırmış durumda. En azından yeni esinlenmelere kaynak olabilecek ufuk açıcı bir girişim.
Tüm bu iddia ve sonuçlar için neyse ki internet var. Hararetli tartışmaların çoğu kamuoyu önünde yapılıyor. İddiaları kabul edenler çoğunlukta. Konuya ilgi duyan girişimcilerin detay bilgileri ‘blacklightpower.com’ adresinden almalarını öneririm.
İtalyan fizikçi ve mucit Andrea Rossi ise benzer bir yöntemle daha küçük projeler üzerinde çalışıyor: Bir miktar hidrojen ve nikel sayesinde değişik türde soğuk füzyon tekniği geliştirmiş. O da arz fiyatlarının bu teknikle düşeceği konusunda iddialı.
‘E-Cat’ adıyla bilinen projenin önemli tarafı, nükleer füzyonun aksine, reaksiyon sonucu tehlikeli radyasyonların çevreye yansımıyor olması.
Bu küçük çaplı buluş nükleer santrallerin yerini alabilecek bir evrimleşmeyi de ifade ediyor. Şimdilik ev tüketiminde kullanılan projenin geliştirilmesi elektrik istihsalinde devrim yaratabilir.
Bu ilginç fizikçinin yöntemine ilgi duyan girişimciler olası bir ticari işbirliği için ‘andrearossiecat.com’ sitesinden kendisine ulaşabilirler.
Nur Demirok