Türkiye’nin yıldız kadın girişimcileri
Ekonomist, Garanti Bankası ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) işbirliğiyle 10’uncu kez gerçekleştirilen Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda bu yılın birincileri ödüllerini aldı. Yarışmada, Dress Best Uniforms’un kurucusu Rana Tülin Yazıcı ve Mene Research’ün kurucusu Şule Mene ‘Türkiye’nin Kadın Girişimcisi’seçildi. Ayten Çöl, ‘Kılçak Çöl Çiftliği’ve Zeynep Arca Şallıel Arcadia Bağları’girişimiyle’Türkiye’nin Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimcisi’unvanını paylaştı. ‘SBS Bilimsel Bio Çözümleri’nin kurucusu Aslı ElifTanuğur ‘Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi’seçilirken, ‘Narköy’projesini hayata geçiren Nardane Kuşçu’ya ‘Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi’ödülü verildi. 10’uncu yıl nedeniyle ilk kez verilen ‘Jüri Özel Ödülü’ne ise ‘Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’projesiyle Ümmiye Koçak layık görüldü.
Ekonomist, Garanti Bankası ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) işbirliği ile bu yıl 10’uncu kez Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nı düzenledik. 12 Ekim Çarşamba günü düzenlenen ödül töreninde, 4 kategorinin birincileri açıklandı. Yarışmada, Dress Best Uni-forms’un kurucusu Rana Tülin Yazıcı ve Mene Re-search’ün kurucusu Şule Mene “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” seçildi. Ayten Çöl, “Kılçak Çöl Çiftliği” ve Zeynep Arca Şallıel “Arcadia Bağları” girişimiyle “Türkiye’nin Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimcisi” unvanı paylaştı. “SBS Bilimsel Bio Çözümleri”nin kurucusu Aslı Elif Tanuğur “Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi” seçilirken, “Narköy” projesini hayata geçiren Nar-dane Kuşçu’ya “Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi” ödülü verildi. 10. yıl nedeniyle ilk kez verilen “Jüri Özel Ödülü”ne ise “Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu” projesiyle Ümmiye Koçak layık görüldü.
Yarışma sayesinde kadın girişimcilerin ilham veren hikâyelerini, Türkiye’deki tüm kadınların duyması için çabalıyoruz. Ölçeği ne olursa olsun, tüm kadın girişimcilere ‘kazanma’ ve ‘şirketini Türkiye’ye tanıtma’ imkânı sunuyoruz.
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, yarışmanın kadın girişimciliğe sağladığı katkıyla ilgili olarak çok önemli bir örnek veriyor ve şunları söylüyor:
“Hayata geçirdiğimiz projelerin etkisini yakından takip etmemizi sağlayan araştırmalar kapsamında, kadın girişimcilerimizin gözünden çok değerli sonuçlar elde ettik. Yarışmaya katılan kadınların yüzde 85’i çevresindeki kadınları girişimcilik konusunda etkiledi. Bunların yanı sıra yarışmacıların yüzde 30’u, yarışma sayesinde ek finansman elde etti. Yarışmada birinci olmuş kadın girişimcilerin cirosunda ise ortalama yüzde 40 artış oldu.”
İçeriğe Ait Başlıklar
10 yılda neler değişti?
ilk yılında sadece 113 kadm girişimcinin katıldığı yarışmaya, bugüne kadar 33 bine yakın başvuru yapıldı. Yarışma ile birlikte ulaşılan kadın girişimci sayısı ise Türkiye girişimcilik ekosistemine bir rol model oluşturdu. Yarışmaya ilginin her geçen yıl artıyor. Peki yarışmada 10 yılda neler değişti, ne gibi yeniliklerle kadın girişimciliğine sinerji sağlandı?
Örneğin, yarışmanın ilk yıllarında, hâkim ortak olduğu şirketi yıllık 25 milyon TL’nin altında ciro yapan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her kadın girişimci, başarı hikâyesini paylaşmak üzere başvuruda bulunuyordu. Bu koşullara sahip girişimciler kendileri aday olabildikleri gibi, bağlı oldukları kurum veya diğer kişiler tarafından da aday gösteriliyordu. 2013 yılında başvuru koşulları değiştirilerek, Türkiye’de yaşayan ve hâkim ortak olduğu işletmenin yıllık cirosu 40 milyon TL’nin altında kalan tüm kadın girişimciler yarışmaya kabul edilmeye başlandı.
Yarışmanın 5’inci yılında tüm süreçleri tekrar değerlendirip, önceki yıllardaki edinilen deneyimlerden yola çıkarak farklı kategoriler belirlendi ve ödüllerde değişiklik yapıldı. 2011’de ilk kez ‘Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi’ ve ‘Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimci’ kategorilerinde ödül vermeye başlanıldı. Bu değişiklikle hedef, sadece büyük ölçekli işletmeleri değil, ölçeği ne olursa olsun tüm kadın girişimcileri teşvik etmekti. Böylece farklı kulvarlarda daha küçük ölçekli ama gelişime ve yeniliğe açık, gelecek vaat eden, kendi şartları altında yöresinde iyi bir işletme kurmuş, bulunduğu yörede fark yaratan kadın girişimcilere de kazanma şansı sunulmuş oldu.
Yeni kategoriler eklendi
2013 yılında yarışmaya bir kategori daha eklenerek, ‘Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi’ ödüllendirildi. Yeni kategoriyle, bir sosyal sorunun veya ihtiyacın farkına varan, girişimcilik anlayışıyla ürettiği çözümlerle sosyal değişim yaratmayı hedefleyen adayların başarılarına ışık tutulması hedeflendi. Bu kapsamda, çevre, insan hakları, sağlık gibi alanlarda fayda yaratmak amacıyla sürdürülebilir iş fikirleri geliştiren girişimciler, ayrı bir çerçevede değerlendirip destekleniyor.
2013 yılında koşullan tekrar gözden geçirerek, kendi başarı hikâyesini yazmış kadın girişimcilerin başvurularını, risk alma, cesaretli olma, etkin müşteri ilişkileri yönetimi, pazarlama faaliyetlerinde farklılaşma, finansal yapı, yöre ekonomisine katkıda bulunarak fark yaratma, çevreye duyarlı olma, sosyal bir soruna yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler getirme kriterlerine göre değerlendirilmeye başlandı. Yarışmanın 10’uncu yılı nedeniyle, 2016’da ilk kez ‘Jüri Özel Ödülü’nü verildi.
Yarışma sayesinde doğan etkileşimin, daha fazla kadının girişimciliğe adım atmasını teşvik ettiğine inanıyoruz. Her yıl sayıca artan başarı hikâyeleri bu inancımızı kuvvetlendiriyor. Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması, iş hayatıyla ölçülebilir somut faydaları buluşturan başarılı bir örnek oldu. Genetikten nakliyeye, hizmetten servise, turizmden üretime pek çok alanda ve sektörde ekonomiye katılan, yaptığı işe inanan, cesur ve heyecanlı kadınları Türkiye ile tanıştırdık, başarı hikâyelerini duyurmalarını sağladık.
TÜRKİYE’NİN KADIN GİRİŞİMCİSİ
‘Birincilik’paylaşıldı
Bu yıl Türkiye’nin Kadın Girişimcisi kategorisinde birinciliği iki kadın girişimci paylaştı. Bunlardan biri olan Dress Best Uniforms’un Kurucusu Rana Tülin Yazıcı, Hacettepe Üniversitesi Yüksek Hemşirelik Okulu mezunu… Yazıcı, eşinin inşaat şirketinde sekiz yıl çalıştıktan sonra, erkek egemen bir sektörde olmak yerine kendi işini kurmaya karar verdi. Bir arkadaşının yönlendirmesiyle, tekstil sektöründe üniforma üretimi işine girdi. Fransız Balenciaga’ya ait Carven – Claude de Tourto-ur ve Balenciaga üniforma markalarının temsilciliğini alıp, Fransa’da aldığı 1,5 aylık eğitimin ardından İstanbul’da şirketini kurarak, oteller için üniforma hazırladı. 1996 yılında yapılan Habitat Konferansı için 25 günde 2 bin 500 üniforma üretti. Ardından koleksiyon, konsept yaratma, kurumsal kimlik kazandırma konusuna ve özellikle otellere yoğunlaştı.
Hastane çalışanları için özel koleksiyon yaratarak bir ilki gerçekleştirdi. 2008’de Canan Gök-nil ile beraber ‘Dress Best Uniform’ markasını kurdu ve yurtdışına açıldı. Dubai’de otel ve hastane üniformaları tasarlayıp üreterek Ortadoğu’ya açıldı. Günümüzde Accor, Fairmont Raffles, Swis-sotel, Radisson Blu, Marriott Group otellerinin Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgelerinin üniforma tasarım ve tedarikçisi haline gelen Dress Best Uni-forms, ayda 75 bin üretim kapasitesiyle çalışıyor. 2016’da Türkiye, Ortadoğu, Afrika, Avrupa ve Türkiye Cumhuriyetler olmak üzere geniş bir coğrafyada; uluslararası otel zincirleri, havayolları, hastaneler ve kurumsal şirketler için personel üniforması tasarlayan Yazıcı, 2017’de Londra’ya açılmayı hedefliyor.
AR-GE çalışmalarını üç kıtaya yaydı
Türkiye’nin Kadın Girişimcisi seçilen Şule Mene ise Şule Mene Sağlık Araştırma Eğitim Danışmanlık ile AR-GE alanında önemli çalışmalarda bulunuyor. Mene’nin hikâyesi kısaca şöyle: Mene, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Batı Karadeniz’de hastaların doktora erişiminin’çok zor olduğu bir yerde, Bartın Kurucaşile’de doktorluk yaptı. Bu dönemde AR-GE’de çalışmak istediğini fark ederek, Harvard Business School’da işletme yüksek lisans eğitimini tamamladı ve iki büyük Amerikan şirketinin ArGe tesislerinde çalıştı. Aynı zamanda uluslararası bir firmada dokuz yıl yöneticilik yaptı. Klinik araştırmalar alanında 25 yıl çalışan Mene, proje yarışmasını kazandığı Sabancı Üni-versitesi’nde girişimcilik eğitimi aldı. 2002 yılında, daha çok merkezi sinir sistemi ve onkoloji alanında yeni geliştirilen ilaçların denemelerini yapmak amacıyla, kendi şirketini kurdu. 2005 yılında, Kocaeli Gebze Organize Sanayi Bölgesi Teknopar-kı’ndan teklif alarak, bugün depo ve şirketinin bulunduğu Teknopark’a taşındı.
İlk hedefi olan Türkiye’de uluslararası bir klinik araştırma merkezi kurmayı başaran Mene, Amerika Birleşik Devletleri’nin Maryland eyaletinde ve İsviçre’nin Lozan şehrinde ofisler açtı. Halen ABD ve Avrupa’daki merkezlerinde araştırmalarına devam eden Mene, bölge ülkelerde operasyon yapmak hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Bu yolda önemli adımlar atarak, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, İran, İsrail gibi ülkelerde aktif araştırmalar yürütüyor. Mene’nin bundan sonraki hedefleri arasında, bölgede alanını biraz daha genişletmek ve AR-GE parasını Türkiye’ye çekebilmek yer alıyor.
TÜRKİYE’NİN GELECEK VAAT EDEN KADIN GİRİŞİMCİSİ
Kovandan aRI sütü çıkardı
Bu yıl Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi ise SB5 Bilimsel Bio Çözümlerin kurucusu Aslı Elif Tanuğur seçildi. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Tanuğur, aynı üniversitede Yüksek Mühendis unvanını kazandı. 2000 yılında çalışmaya başladığı bal şirketinde bir laboratuvar kurarak, 14 yıl AR-GE ve Kalite Direktörlüğü görevini üstlendi. Daha sonra, arı ürünleri konusunda edindiği tecrübeyle, kendi şirketini kurmak üzere çalışmaya başladı. Gıda alanında uzman Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu ve Ziraat Mühendisi Taylan Samancı ile beraber, KOSGEB tarafından desteklenen propolis projesiyle, 2013 yılında İstanbul’da ‘SBS Bilimsel Bio Çözümleri kurdu. Halen, ‘Sözleşmeli Model ile Arı Ürünleri Üretimi’ çalışmalarıyla 60 bin kovandan bal, arı sütü ve propolis temin ediyor.
Yeni bir konsept yaratarak arı ürünlerinin tüketim algısını değiştirmeye odaklanan Tanuğur, propolis, arı sütü ve balı karıştırarak sürülebilir bir ürün elde etti. Sağlık etkisi olan doğal ve lezzetli ürün, Türkiye’nin yanı sıra ABD, Kanada, Arap Ülkeleri ve Kore’de satılıyor. Arı ürünlerini bir dünya markası halini getirmek amacıyla yola çıkan Tanuğur’un şirketi; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Tekno Yatırım desteği aldı. Propolis, arı sütü, polen, bal gibi arı ürünlerini üretip, işleyip satan şirket; duyusal analiz ve AR-GE çözüm ortaklığı hizmetleri de veriyor.
TÜRKİYE’NİN YÖRESİNDE FARK YARATAN KADIN GİRİŞİMCİSİ
Toprağı sevdiler
Türkiye’nin Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimcisi kategorisi ödülü de bu yıl iki kadın girişimciye gitti. Bu kategorinin birincisi seçilen kadın girişimcilerden biri olan Ayten Çöl, kurduğu Kılçak Çöl Çiftliği ile bu ödüle layık görüldü. Çöl’ün hikâyesi kısaca şöyle: 1949 yılında doğan Ayten Çöl, dönemin siyasi atmosferinden etkilenen bir ailenin ferdi olarak büyüdü. 16 yaşında babasını kaybedince, anısını en iyi şekilde yaşatabilmek ve aileden kalan toprakları almak için hukuk mücadelesi verdi. Sekiz yıl devam eden süreçte Hititoloji eğitimi aldı ve Almanya’da doktora yaptı. Hukuk mücadelesini kazanınca, Amasya’daki Geldingen Ovası’nda bulunan 2 bin dönümlük Kıl-çak Çiftliği’nin başına geçip çiftçilik yapmaya başladı. Amasya’yı hiç tanımadan, erkeklerin egemen olduğu bir alanda var olma mücadelesi veren genç kadının pancar üretimiyle başlayan macerası, ekonomik koşulların ve araştırmacı kişiliğinin etkisiyle farklı ürünlere yönelmesiyle devam etti.
Amasya ovasında patatesi ilk yetiştiren kişi oldu. PepsiCo ile tanışması işini büyütmesini sağladı ve sürdürülebilir tarımda örnek çiftçilerden biri haline geldi. Amasya’nın en büyük ve modern çiftliklerinden birine sahip Ayten Çöl, PepsiCo ile işbirliğinin 8’inci ayında 200 metrekarelik imalathaneye ve tam teşekküllü makinelere sahip oldu. PepsiCo’nun isteğiyle İyi Tarım’ belgesi alarak, zaten yapmaya devam ettiği iyi tarımı ve ilaç kullanım normlarını belgeledi. Bugüne kadar patates, soğan, mısır ve fasulye olmak üzere Geldingen Ovası’na dört ürün yerleştirdi. Örtü altı sebze yetiştiriciliği yaparak, 5’inci ürünü yerleştirmeyi de hedefliyor. Tohum üreticiliği ve ekiciliği yapan, bölgenin en geniş ve verimli çiftliklerinden birine sahip olan Çöl, “Benim ürettiğimi yiyen insanların kanser olmalarını istemiyorum” anlayışıyla çalışmalarını sürdürüyor.
Trakya’yı gastronomi rotası yaptı
Türkiye’nin Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimcisi kategorisinin diğer birincisi ise Arcadia Bağları’nın kurucusu Zeynep Arca Şallıel… Turizmci ailesiyle 30 yaşına kadar İstanbul’da yaşayan Zeynep Arca Şallıel, Türkiye’de turizmi üretimle iç içe sunan, kendi şarabını, sebzesini, yemeğini en üst kalitede üreten bir işletme kurmayı hayal etti. Türkiye’de şarap üretebileceği bir yer ararken, üretim süreçleriyle ilgili eğitim aldı ve yurtdışında staj yaptı. Bilimsel metotlarla üretime başlayacakları bölgeyi belirleyen Şallıel, 2006 yılında, Kırklareli’de Hamitabat Köyü’nün bulunduğu bölgede iki yıl toprağın tekrar canlanmasını bekledi ve bağlarını oluşturdu. Bölgenin 6 bin yıllık bir yerleşim yeri olduğunu, l’inci Dünya Savaşı nedeniyle üretimin durduğunu öğrendi. Bilimsel metotlarla tarihin tekerrür etmesini sağlayan Şallıel, Cumhuriyet tarihinin bölgedeki ilk kurulu şarap üreticisi oldu.
Bugün 2 bin dekarlık arazide 350 dekar dikili bağ alanı, 200 dekar armut bahçesi, 10 dekar kiraz bahçesi, bostanları ve korularıyla, Arcadia hayali gerçeğe dönüştü. Nisan 2016’da Arcadia Bağ-ları’nın içinde açtığı Bakucha Vineyard Hotel ve SPA’da; konukların koru ve bağlarda yürüyüş yaptığı, burada üretilen ürünlerle hazırlanan yemekleri ve bağında şişelenen şarapları tadabildiği bir doğa ve lezzet durağı olarak hizmet vermeyi sürdürüyor. Şallıel ayrıca, Trakya Kalkınma Ajansı’yla beraber 12 küçük üreticiyi bir araya getirerek oluşturduğu Trakya Bağ Rotası sayesinde, bölgenin gastronomi rotasına dönüşmesi için çalışmalar yapıyor.
TÜRKİYE’NİN KADIN SOSYAL GİRİŞİMCİSİ
Organik tarım çiftliği kurdu
Narköy’ün kurucusu Nardane Kuşçu, bu yıl Türkiye’nin Kadın Sosoyal Girişimcisi ödülüne layık görüldü. Adana Ceyhan’da bir çiftlikte doğan Nardane Kuşçu, ilkokul öğretmeni olarak 42 yıl çalışıp emekli olduktan sonra bir organik tarım çiftliği kurma düşüyle yola çıktı. 2002 yılında Nar Eğitim ve Danışmanlık Merkezi’ni, 2007’de ise organik tarım çiftliği ve yaşam merkezi Narköy’ü kurdu. Kocaeli Kandıra’da 100 dönüm arazi üzerinde bulunan çiftliğin ihtiyaçları için önce tohumları ekti, ardından projenin temellerini belirledi. Ekolojik olarak sürdürülebilir, minimum karbon ayak izine sahip bir oteli bulunan ve misafirlere sunulan ürünlerin yüzde 80’inin Nar-köy’de yetiştiği bir çiftlik kurdu.
Büyük kısmı tamamen doğal ısıtma ve soğutmaya sahip, temeli beton olmayan, ortadan kaldırıldığında 6 ay sonra doğanın yeniden eski halini almasını sağlayacak binalar inşa etti. Atıkların büyük yoğunluğunu ‘permaküMr’ ilkeleriyle çiftlik sınırları içinde yeniden değerlendirecek sistemler kurdu ve geliştirdi. Bugün Narköy’de bin 200’ün üzerinde atalık tohum, atlar, büyükbaş ve küfukba^ hayvanlar, arılar ve sayısız bitki çeşidi bulunuyor. Atalık tohumlardan organik tarım yapılan köyde, konaklamanın yanı sıra atölye çalışmalarına katılmak da mümkün. Sosyal sorumluluk projeleri yaparak tüm dünyadan gelen gönüllüleri ağırlayan Nardane Kuşçu, yılda yaklaşık 680 bin sertifikalı organik fide yetiştiriyor, organik çiftlik kurmak isteyen kişi ve kurumlara danışmanlık hizmeti veriyor.
JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
Aradığını tiyatroda buldu
Bu yıl Türkiye’nin Kadın Girişmicisi Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ile yeni bir kategori açıldı. Bu kategorinin ilk birincisi ise Arsianköy Kadınlar Tiyatro Topluiuğu’nun kurucusu Ümmiye Koçak oldu. Ada-na’nın Çelemli Köyü’nde 10 kardeşin 6’ncısı olarak dünyaya gelen Ümmiye Koçak, her aileden en az bir kız çocuğunu okutma zorunluluğu sayesinde ilkokula gitme fırsatını buldu. Sürekli okuyan, üreten, kendini geliştiren ve çevresinde yaşananları gözlemleyen Koçak, 19 yaşında gelin gittiği Mersin Arslanköy’e yanında çeyiz olarak kitaplarını götürdü.
Aslanköy’de çocuk bakıp temizliğe giderek ailesine katkı sağlayan ve komşu kadınlara örnek olan Koçak, 45 yaşında ilk defa izlediği tiyatroda aradığını buldu. Çevresinde gözlemlediği konulara dikkat çekmek için tiyatro oyunu yazmaya karar veren Koçak, 2001 yılında Arsianköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’nu kurdu ve büyük çabalarla yazdığı oyunu köyün kadınlarına oynattı.
GARANTİ BANKASI GENEL MUDUR YARDIMCISI NAFİZ KARADERE
“Binlerce girişimcinin yolunu aydınlattık”
“Kadın girişimciliğinin, Türkiye ekonomisi için en önemli itici güçlerden biri olduğu inancıyla 2006’da yola çıktık. Konuyu farklı bir segmentte ele alan ilk banka olarak, günümüzde ‘kadm bankacılığı’ adıyla tanımlanan faaliyetlerin öncülüğünü yaptık. Proje ortaklanınız Ekonomist dergisi ve KAGİDER’in yanı sıra her sene aramıza katılan farklı alanlardan başarılı isimler, önemli görüş ve yorumlarıyla yarışmanın gelişmesine destek oldu. Yarışmanın ilk yıllarında jüri üyelerimiz, kadın girişimcileri, yaratıcı ve üretici fikrin sermaye ile birleştirilmesi, gelişmeye uygun yepyeni bir projeyle alanında ya da sektöründe fark yaratılması, dış pazarlara yönelik çalışmalar yapılması ve büyüme stratejileri hazırlanması, istihdam yaratılması gibi kriterlere göre değerlendirdi. Yarışmada meydana gelen değişikliklerle, jürinin değerlendirme kriterlerinde de farklılık oldu. Kadm girişimciler 2011’den itibaren; risk alma ve cesaret gösterme, istihdam yaratma, sürdürülebilir finansal yapıya sahip olma, pazarlama yöntemlerini etkin kullanma ve kârlı bir bilançoya sahip olma kriterleriyle değerlendirildi.
8015’te Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu’nun (UN CSW) 59’uncu oturumunda, Türkiye’den İyi Uygulama Örneği olarak anlattığımız yarışmanın başarısı, bize gurur veriyor. Yarışma, her şeyden önce girişimci kadınların başarılanımı farkına varmasını, kendilerine inançlarının pekişmesini sağlıyor. Ortaya çıkan başarı hikâyeleri, iş hayatma yeni atüan kadm girişimcilere yol gösteriyor ve ilham kaynağı oluyor. Bütün hikâyelerde cesaretin yanı sıra, azim, kararlılık, hedefe odaklanma, çok çalışma ve elbette kadm duruşu, ortak nokta olarak dikkat çekiyor. Yarışma kadınlara motivasyon sağlamasının yanı sıra, girişimcilerin faydalı iş ilişkileri geliştirebilecekleri bir platform da sunuyor. Ülkemizdeki kadınların girişimci ruhunu ortaya çıkarmak, başarılarım kamuoyunun gündemine taşımak ve cesaret kazandırmak amacıyla düzenlediğimiz yarışmayla, bugüne kadar binlerce girişimcinin yolunu aydınlattık. Yarışmanın başından bugüne, kimi yarışmacımızla finansal anlamda, kimisiyle farklı işbirlikleri çerçevesinde iletişimimiz sürüyor. Her biri kendi iş alanlarında önemli başarılara imza atıyor, biz de onlara destek veriyoruz. Gelecek 10 yıllarda kadm girişimcilerin hikâyelerini duyurmak ve kadm girişimci sayısının artması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
CAPİTAL VE EKONOMİST DERGİSİ YAYIN DİREKTÖRÜ M. RAUF ATEŞ
“Büyük işletmeye dönüşmüş kadın sayısının artmasını hedefliyoruz”
“Ekonomist dergisi olarak 10 yıl önce Garanti Bankası’yla birlikte Türkiye’de kadın girişimciliğinin geliştirilmesi için ne yapabiliriz diye yola çıktığımızda, bu yarışma fikri ortaya çıktı. İlk yıl birkaç yüz kişinin başvurusu vardı.
Sonra binlerle ifade edilen rakamlara ulaştık. Birkaç on binlik ciroyla ödül alan kadın girişimcilerimizden ilk 1000 şirket arasına girenler çıktı. 10 yılın sonunda daha çok kadın girişimci katılıyor, aralarından büyüyenlerin sayısı artıyor. Bu ödülü sonraki 10 yıla taşırken, dalıa çok kadının yanı sıra, şirketlerini daha büyük işletmeye dönüştürmüş kadm sayısının da artmasını hedefliyoruz.”
KAGİDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI SANEM OKTAR
“33 bin cesur kadın başvurdu”
“Kars Ardahan’dan Edirne’ye Diyarbakır’dan İstanbul’a ve İzmir’e kadar Türkiye’nin dört bir yanından kadın girişimcilere teşekkür ediyorum. 2004 yılında yüzde 4.5 olan kadın girişimci oram, bugün yüzde 8’e çıkarak, 110 bin kadm girişimciye ulaşmış durumda. Araştırmalar, kadın girişimcilerin yüzde 82’sinin hizmet sektöründe faaliyet gösterdiğini söylüyor. Kadm girişimcilerin yüzde 40’ı işkolu olarak ticaret ve satış alanında yoğunlaşıyor, yüzde 70’i ise mikro işletme sahibi. Kadınların yüzde 75’i işlerini 2000 yılı ve sonrasında kurmuş durumda. 10 yıl önce 113 kadın gMşimcinin katılımı ile başladığımız Türkiye’nin Kadm Girişimcisi Yarışması’na bugüne kadar 33 bine yakın cesur kadm başvurdu. Onlar sayesinde Türkiye iş dünyasında bugün iş kadım profili bundan 10 yıl öncesine göre bugün çok daha güçlü.”