Türkiye’de Meyve Yetiştiriciliği Ne Durumda?
Türkiye’de meyve yetiştiriciliği. Türkiye coğrafi ve iklim olarak çok şanslı bir ülke. Neredeyse yılın her mevsimi üretim yapılıyor. Dünya genelinde yenebilen 150’ye yakın meyvenin 90’ı hayat buluyor ülkemiz topraklarında. Coğrafi şartları iyi değerlendiren ülkemizde meyvecilik konusunda çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu alanda çok önemli yatırımlar yapılıyor. Bildiğimiz klasik bahçelerin yanı sıra 5 bin dekara kadar ulaşan büyük bahçeler kuruluyor. Toplamda 30 bin dekara ulaşan meyve bahçesi olan profesyonel tarım şirketleri de az değil.
Türkiye’de Meyvecilik
İDRİZ ÇOKAL; Türkiye, dünyada meyve üretiminde ilk 5 ülke arasında yer alırken; fındık, kiraz, incir, kayısı, ayva üretiminde dünya lideri, kavun üretiminde ikinci, mandarin ve elma üretiminde ise üçüncü sırada yer alıyor. Modern tarım tekniklerinin gelişmesi ve kullanımının yaygınlaşması ile birlikte meyve alanlarımızda da son yıllarda ciddi artışlar söz konusu. Tarım ve Orman Bakanlığı’mn verilerine göre 2002 yılında 26.7 milyon dekar olan meyve alanları, 2015 yılında 32.8 milyon dekara, 2019 yılında 35.1 milyon dekara ve 2020 yılında ise 35.6 milyon dekara yükseldi. Toplam meyve üretimi de 25 milyon tona yaklaşmış durumda. Ortalama 4 TL’lik perakende fiyatlarıyla bu üretimin rakamsal karşılığı 100 milyar TL’ye yaklaşmış durumda.
Meyvecilik konusundaki bu avantajlar büyük sermaye gruplarının da gözünden kaçmıyor. Yıllardır sanayici, işadamı olarak bildiğimiz birçok ünlü isim son yıllarda meyve bahçeleri kurmaya başladı. Türkiye’nin önde gelen gruplarından Anadolu Grubu Anadolu Etap ile, Tekfen Holding Tekfen Tarım ve Alanar ile meyve bahçeleri kurarken, Ramsey’in sahibi Remzi Gür ve öztürk Şirketler Grubu’nun (OPET / Regnum) sahibi Fikret öztürk Türkiye’nin en büyük zeytin bahçelerini kurdular. Yine Tahincioğlu Holding’in de bu konuda önemli yatırımlara imza attığını belirtelim. Meyvecilik birçok sanayicinin ilgi odağı haline geldi.
Hem de öyle sıradan yatırımlar değil, dünya ölçeğinde önemli plantasyon bahçeler kuruluyor. Türkiye’nin en büyük meyve ve sebzecisi Çekok Gıda da Sakarya, Niğde ve Antalya’da 12 bin dekarın üzerinde meyve bahçeleri yatırımı yaptı.
Ağustos ayında Türkiye peş peşe orman yangınları ile sarsıldı. Deyim yerinde ise ciğerlerimiz yandı. Yangınlar sonrasında ormanların ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. Yanan ormanlarımızın yeri tekrar aynı ağaç ve bitki örtüsü ile ağaçlandırılacağı yetkililerce açıklandı. Biz de buradan yola çıkarak meyve ormanlarını gündeme getirelim istedik. Meyve dikimi yılda iki defa yapılıyor.
İlk dikimler kasım ayında kış girmeden, ikinci dikimler de şubat mart aylarında bahar başlamadan yapılıyor. Bu dönem dışında da meyve dikimi yapılıyor tüplü fidanlar ile ama yaygın dikim dönemleri kasım, şubat ve mart ayları olduğunu hatırlatalım. Meyve dikim dönemi gelmeden bu alana rehber olacak bilgileri aktaralım istedik. Hem meyvecilikteki gelişmeleri hem de devlet desteklerini sizler için topladık. Sektörün önde gelen isimleri ile konuşarak tecrübelerini de aktarmaya çalıştık.
Meyvecilik son yıllarda en iyi kazandıran yatırımların başında geliyor. Biz de dergi olarak hangi meyvelerin pazar şansı yüksek, hangilerinde fırsatlar var araştırdık. Sektörün yetkilileri ile konuşarak ayrıntılı bir rehber çıkardık. Cazibesi her geçen gün artan meyvecilik konusunu detaylı bir şekilde masaya yatıralım, girişimcilere seçenekler sunalım istedik. Meyveciliğin hem üretim hem de satış tarafında yer alan uzmanlara, hangi meyve türlerinin yatırıma uygun olduğunu sorduk.
Yaptığımız araştırmada kiraz, vişne, nektarin, çilek, şeftali, elma, kayısı, üzüm, muz, zeytin, kivi, armut, Deveci armudu, ayva, erik, siyah incir gibi meyvelerin ticari şansı oldukça yüksek görünüyor. Bu meyvelerin hem iç piyasada hem de ihracatta müşterisi bol. Pazar sıkıntısı yaşanmıyor. Ceviz ve bademde ise durum daha farklı. Kendi kendimize yetemediğimiz meyvelerden olan badem ve cevizde halen büyük bir üretim açığı var. Dolayısıyla bu iki ürün yatırım için en cazip meyvelerin başında geliyor.
DEVLET DESTEKLERİ
Meyvecilik konusunda bankalar da çok özel cazip kredi imkanları sunuyor. Bankaların kredi şartları ile ilgili detaylı haberimizi de finans sayfalarımızda okuyabilirsiniz. Bu haberimizde ise devlet desteklerinin detayları mevcut. Meyvecilik konusunda devletin ciddi destekleri var.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın destekleri klasik meyve bahçelerine yönelik değil. Bakanlık artık bu işe profesyonelce girenlere çeşitli destekler veriyor. Üreticilere sertifikalı fidan desteği, mazot, gübre, organik gübre, organik tarım, İyi Tarım Uygulamaları, küçük aile işletmesi desteği veriyor. Fındık alan bazlı gelir desteği, fark ödemesi desteği, geleneksel zeytin bahçelerinin rehabilitasyonu desteği, biyolojik mücadele desteği, biyoteknik mücadele desteği veriliyor. Desteklerle ilgili rakamları ve şartları sayfalarımızdaki tabloda ayrıntılarıyla bulabilirsiniz.
Bakanlık, arz açığı ve stratejik öneme sahip olan aynı zamanda insan beslenmesinde temel ürün olan ürünlerin üretiminin artırılması ve teşvik edilmesi amacıyla ürün destekleri de veriyor. Aynı zamanda ürünün yetiştiği bölgede monokültür olması ve yörede ağırlıklı olarak yetiştirilmesi ve başka alternatifinin olmaması gibi kriterlerde dikkate alınıyor.
Bu doğrultuda Doğu Karadeniz Bölgemizde monokültür olan ve ekolojisi gereği başka bölgede yetiştirilme özelliği olmayan “fındık ve çay” ürünlerine alan bazlı (fındık) ve fark ödemesi destek uygulaması yürütülüyor. Diğer meyve ürünlerine ise üreticilerimizin girdi maliyetlerinin azaltılması, üretim tekniği, çevreye duyarlı zararlılarla mücadele amaçlı destek uygulamaları bulunmaktadır.
Ayrıca Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Programı çerçevesinde önemli destekler sağlanıyor. Avrupa Birliği IPARD fonları aracılığıyla 42 ilde yüzde 75’i AB bütçesinden yüzde 25’i ülke bütçesinden karşılanan ve Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu tarafından onaylanan soğuk hava deposu ile işleme ve paketleme tesisi projeleri yüzde 40-50 arasında 30 bin Euro alt limit ile 3 milyon Euro üst limitlere kadar destekleniyor. Fidan üretim tesislerine ise yüzde 55-65 oranlarında ve 5 bin Euro alt limit ile 500 bin Euro üst limitlere kadar destekler veriliyor. Projelerin çizim, yapım (inşaat) işleri, makine-ekipman alımı, danışmanlık hizmetleri ve görünürlük giderleri finanse ediliyor.
DÜŞÜK FAİZLİ KREDİ DESTEĞİ
Tarım destekleri bunlarla da sınırlı değil. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığı ile yatırımcılara düşük faizli yatırım ve işletme kredileri de kullandırılıyor. Meyve bahçelerine kurulacak modern basınçlı sulama sistemleri, sertifikalı fidan kullanımı, sözleşmeli üretim, organik tarım, iyi tarım ve kadın girişimcilere 10 milyon TL’ye kadar krediyi yüzde 75 düşük faizle kullandırılıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gönderdiği yazılı bilgi notunda yatırımcıların ilgisini çekecek meyvecilikle ilgili önemli bilgiler de aktarıldı. Açıklamada şu bilgiler verildi:
“Meyve grubunda yetiştirildiği bölge itibari ile kayıt altına alınarak, ekolojisinin dışında üretime mevzuat gereği izin verilmeyen fındık ve çay dışında diğer meyve ürünlerinin yetiştiriciliği ülke genelinde yapılmaktadır. Bitkisel üretimde ülkemizin mevcut potansiyelini etkin kullanmak, planlı üretime geçmek ve tarımsal yeterliliğimizi üst seviyeye çıkarmak için “Havza Bazlı Destekleme Modeli” uygulanmaktadır.
Havza Bazlı Destekleme Modeli ile, bitkisel üretim desteklerinin rasyonel, yönlendirici ve etkin bir şekilde uygulanması, ürünlerde arz – talep dengesinin sağlanması, toprak ve su kaynaklarının korunarak sürdürülebilir kullanımının sağlanması, ihtiyaç duyulan stratejik ve arz açığı olan, bölgesel önem arz eden, insan ve hayvan beslenmesi bakımından önemli olan 21 tarım ürünü deseklenmekte olup meyvecilik açısından değerlendirildiğinde 21 tarım ürünü üçerinde yer alan çay, fındık, zeytin, zeytinyağı, desteklenmektedir.”
İHRACAT ŞANSI YÜKSEK MEYVELER
Yaş meyve ihracatında ilk sırayı hiç kuşkusuz narenciye grubu alıyor. 2 milyar dolarlık ihracatın 900 milyon dolarlık kısmını sadece narenciye oluşturuyor. Narenciyeyi 223 milyon dolar ile kiraz/vişne, 158 milyon dolar ile üzüm, 153 milyon dolar ile şeftali, 126 milyon dolar ile nar, 110 milyon dolar ile elma, 60 milyon dolar ile incir, 55 milyon dolar ile kayısı, 42 milyon dolar ile armut, 32 milyon dolar ile erik, 25 milyon dolar ile çilek, 24 milyon dolar ile kestane izliyor.
Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, meyvecilik konusunda Türkiye’nin avantajlı olduğunu vurguluyor. Hayrettin Uçak, dünya genelinde yaşanan pandeminin de etkisi ile meyve tüketimine yönelik talebin son iki yılda ciddi artış yaşandığını söylüyor. Uçak, “2020 yılında Türkiye geneli taze meyve ihracatı yüzde 25 oranında artış ile 1.6 milyar dolardan 2 milyar dolara yükseldi.
Ülkemiz, taze incir, kayısı, kiraz ve ayva ürünlerinin üretiminde dünyada lider konumda iken elma, armut, kavun, karpuz, mandalina, çilek ve şeftali üretiminde ise ilk 5 üretici ülke arasında yer almaktadır. Ülkemizden en fazla ihraç edilen ilk 5 meyve ise sırasıyla mandalina, limon, kiraz, üzüm ve şeftalidir” diyor.
Yaş meyvedeki ihracat artışının 2021 yılında da devam ettiğini belirten Uçak, bu yıl 2,5 milyar dolarlık ihracat hedefinin yakalanacağını söylüyor. Uçak, “Ülkemizde yetişen meyve çeşitliliği çok fazladır ve bu çeşitlilik ihracata da yansımaktadır. Narenciye ürünleri (mandalina limon, portakal greyfurt), kiraz, üzüm, şeftali, nar, elma, incir, çilek gibi ürünler ihracatımızda ön plana çıkıyor. Uygun iklim koşulları sayesinde yılın 12 ayı ülkemizde meyve hasadı yapılmakta ve başta AB ve Rusya olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ihraç edilmektedir” diyor.
CEVİZ AÇIĞI BÜYÜK
Meyvecilik yatırımlarında ceviz açık ara önde gidiyor. Devlet destekleri ve iç piyasadaki ihtiyaç da bu yatırımları te-tikliyor. Türkiye’nin yıllık ceviz üretimi 225 bin ton seviyesinde. Ancak bu üretim toplam tüketimin ancak yarısını karşılıyor. Dolayısıyla cevizde net ithalatçı durumundayız. Hakkari, Kastamonu, Çorum, Bursa, Denizli, Tokat, Kırşehir, Kahramanmaraş, Bingöl, Siirt, Sakarya, İzmit gibi illerde ciddi düzeyde ceviz üretimi var ve sürekli yeni bahçeler kuruluyor.
Ceviz konusunda önemli yatırımları olan isimlerden biri olan Ömer Ergüder aynı zamanda Ceviz Üreticileri Derneği’nin başkanlığını da yapıyor. Türkiye’nin ceviz üretimini artırması için çalıştıklarını belirten Ergüder’in Manisa’da 2 bin dekar alanda ceviz bahçeleri bulunuyor. Bu işe gönül vermiş bir isim. Dernek vasıtasıyla da Türkiye’de ceviz üretimine dikkat çekmek istiyorlar.
Dernek üyesi 30 işletmenin toplam 90 bin ceviz ağacı bulunuyor. Toplam üretimleri de 19 bin tonu buluyor. Ömer Ergüder, Türkiye’nin çok ciddi bir ceviz açığı olduğunu belirterek bu alanda yeni, büyük bahçelerin kurulması gerektiğini vurguluyor. Ergüder, “Ceviz üretimi artmalı. Yeni bahçeler kurulmalı. Bu alanda yatırım yapanlar zarar etmez” diyor.
Bu konuda büyük emekleri olan isimlerden biri de Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Akça, ömrünü cevize adamış bir isim desek abartmış olmayız. Yaşar Akça üreticilere önemli uyarı ve öneriler yapıyor:
“Küçük çaplı ticari yatırımlara en az 50 dönümle girilmeli, yoksa para kazanmak zor. Büyük ve daha profesyonel yatırımcılar ise önce 100 dönüm alanda antrenman yapmalı. Orta vadede 500 dönüm, uzun vadede 1.000 dönüme ulaşabilirler. Ancak entegre bir işletme haline gelip markalaşmaları şart. Ölçek ekonomisine göre hareket eden yatırımcı her zaman kazanır. Yatırım doğru yerde ve doğru cinsle yapılmalı. Sıcaklık 40 derecelere çıktığında cevizlerin içi kararabiliyor. özellikle ilkbaharda geç don olaylarının görüldüğü yerler de uygun değil. Bu hususlara dikkat edilmeli.”
KİRAZ HER ZAMAN ŞANSLI
Kirazda yıllık 670 bin tonluk üretimle dünya lideriyiz. Yıllık ihracat gelirimiz 223 milyon doları aşmış durumda. İhracat her geçen gün artıyor; hatta ihracatçı talebe yetişemiyor. Birçok üretim merkezinde iyi kirazlar tarlada ihracatçılar tarafından kapışılıyor. Uzun yola dayanıklı ve iri kiraz yetiştirdiyseniz pazarlama konusunda hiçbir sıkıntınızın olmadığını söyleyebiliriz.
Manisa Salihli, Bursa Yalova, Denizli Honaz, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik, Kütahya, Ankara, Amasya, Tokat, İzmir, Uşak, Afyon, İsparta, Konya, Antalya, Karaman, Niğde, Mersin, Adana, Malatya, Elazığ ve Kahramanmaraş kiraz üretiminde öne çıkıyor. Bu bölgelerde halen kiraz bahçelerinin kurulduğunu duyuyoruz.
Türkiye’de kiraz deyince akla ilk gelenlerden biri kuşkusuz Alara’nın kurucusu ve eski sahibi Yavuz Taner. Türkiye’deki büyük yatırımlarının yanı sıra Arjantin, Şili, Güney Afrika ve İngiltere’de de kiraz bahçeleri kurmuş bir isimdir Taner. Alara Tarım’ı yabancılara, Alara Fidancılık ve Alanar’ı da Tekfen Holding’e sattı. Şimdi kiraz girişimcilerine yol gösteriyor, yatırımlara rehberlik ediyor. Taner, iyi ürün yetiştiren yatırımcının hiç kaybetmediğini hatırlatıyor ve “Pazar isteklerine göre üretim yapanlar her zaman kazanır” diyor.
ELMA SUYU REVAÇTA
Elma, sağlıklı beslenme uzmanları tarafından en çok tavsiye edilen meyvelerin başında geliyor. Dolayısıyla hem meyvesi hem de suyu tüketiciler tarafından yoğun ilgi görüyor. Elma, meyve suyu sanayicilerinin de en çok tercih ettiği meyvelerin başında geliyor. Bu ilgi meyve bahçelerine de yansıdı. Elma deyince akla hemen Amasya ve İsparta geliyor. Ancak üretim miktarlarına bakınca Karaman’ın bu illerin önüne geçtiğini görüyoruz. Elma üretiminde ikinci sırada Denizli var. Bu ile bağlı Çivril ilçesinde yeni elma bahçeleri kuruluyor.
NAR HER BÖLGEYE UYGUN
Nar, antioksidan özelliğiyle en çok tercih edilen meyvelerden biri. Yatırımcının de tüketicinin de ilgisinin yoğun olduğu bir meyve. Narda 100 bin tonu aşan yıllık üretimle dünya ikincisiyiz. Özellikle nar suyunun beğenilmesi ve meyve olarak da ciddi talep görmesiyle peş peşe nar bahçeleri kurulmaya başladı. Nara ilginin devam ettiği de görülüyor. Ancak uzmanların nar konusunda önemli bir uyarısı var.
Kolay tanele-nebilen türlerin tercih edilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Aksi halde yaptığınız yatırım hüsran olabilir. Ayrıca sofraya mı meyve suyu şirketine mi üretim yapacaksınız ona göre fidan seçimi yapmalısınız. Geçmişte moda olan nara yatırım yapanların önemli bir kısmının bahçelerindeki ağaçları sökmek zorunda kaldığını belirtelim.
Türkiye’nin hemen her bölgesinde nar yetişebiliyor. Ancak her yerde aynı verim alınamıyor. Ticari üretim yapmak ve yüksek verim almak istiyorsanız incir ve zeytinin yetiştiği bölgelerde bu ürünü dilemelisiniz. Nar üreticisi Çukurova, Akdeniz, Ege ve Marmara’nın bir bölümünde daha verimli ürün alıyor.
AVRUPA’NIN EN BÜYÜK KİVİ BAHÇESİ SAKARYA’DA
C vitamini deposu kivi, tropikal bir meyve. Karadeniz ve Akdeniz’in nem açısından uygun bölgelerinde de üretilebiliyor. Nitekim özellikle Doğu Karadeniz’de çaya, Orta Karadeniz’de ise fındığa alternatif olarak yoğun ilgi gördü. Türkiye’de 2020 yılı kivi üretimi yaklaşık 74 bin tondur.
Kivi üretimi 28 bin ton ile en fazla Yalova ilinde gerçekleşiyor. Yalova’yı 11 bin ton ile Bursa ve 8 bin ton ile de Ordu takip ediyor. Türkiye kivi üretimi son beş yılda yüzde 67,8 oranında arttı. Türkiye kiviyi sevdi. Hem iç piyasada hem de ihracatta talep gören bir meyve. Sadece küçük yatırımcılar değil büyük işletmeler de bu alana yatırım yapıyor.
Türkiye’nin en büyük meyve sebze şirketi Çekok Gıda Sakarya karasu’da 1500 dekar alanda kivi bahçesi kurdu. Çekok Gıda kivi bahçesini 2 bin dekarın üzerine çıkarmış. Çekok Gıda’nın kivi bahçesi Avrupa’nın en büyüğü olduğunu da belirtelim. Üreticiler için ciddi fırsatlar olduğunu vurgulayalım.
Markalı meyveleriyle tanınan İdeal Tarım, Türkiye’nin ilk kivi markasını Verita ismiyle 1996 yılında piyasaya sunmuştu. İdeal Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Birincioğlu, “Kivi, çay ve fındığın alternatifi olmaya başladı. Üretim sahaları sürekli genişliyor.
Yakın zamanda kivide kendi kendimize yeten bir ülke olacağımızı düşünüyorum. Kivi fidanı üç yılda meyve vermeye başlıyor. Fındığı kendin toplarsan kazanırsın. O da kendi çalıştığını yevmiyeye sayarsan. Kivideki dönüm başına kazanç fındıktan fazladır. Ticari olarak satılabilen tek kivi türü hayvvard. Türkiye’de de bu tip üretiliyor. Kivi üretimine girip de pişman olan yok” diyor.
NARENCİYE AÇIK ARA ÖNDE
Portakal, mandalina, limon ve greyfurttan oluşan narenciye pazarının yıllık hacmi 2 milyar doları buluyor. Yıllık ihracatı 1 milyar dolar civarında olan narenciye ürünlerine yatırım, kıyı şeridindeki girişimcilerin her zaman ilgi odağındadır. Narenciye, ve Akdeniz sahil şeridinde yoğun olarak üretiliyor. İklimin uygun olduğu bölgelerde narenciye bahçesi kurulması tavsiye ediliyor. Narenciye konusunda hem ticaret hem de üretim yapan Kral Tarım Ürünleri ve Gıda Sanayi Dış Ticaret A.Ş. CEO’su Erdinç înan Yılmaz, meyve konusunda yatırımlarını artıracaklarını söylüyor.
Yılmaz, “Kendi bahçelerimizde 3 bin tonluk bir üretimimiz var. Sözleşmeli çiftçilerimizden aldıklarımız ile üretimimiz 10 bin tona çıkıyoruz. Bahçelerimiz ağırlıklı olarak Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde ağırlıklı olarak İzmir ve çevresi ile Muğla, Antalya, Aydın, Manisa illerinde. Yaklaşık olarak 1.000 dönüm kurulu meyve bahçemiz var bunlarında dışında hali hazırda tarla tarımı yapılan arazilerimizde de meyveciliğe dönüş yapmayı planlıyoruz” diyor.
YERLİ MUZ, İTHALİ YENDİ
Türkiye’de muzun ticari olarak üretimi cumhuriyetin ilk yıllarına dayanıyor. Tropikal bir meyve olması nedeniyle sınırlı bir bölgede yetişiyor. Türkiye’nin iklim koşulları, muzun sadece Mersin’e bağlı Anamur ve Bozyazı ile Antalya’ya bağlı Alanya ve Gazipaşa ilçelerinde üretilmesine imkan tanıyor. Şimdi ise seralarla birlikte Adana, Mersin ve Antalya’nın birçok ilçesinde üretim yapılabiliyor. Türkiye’nin yıllık muz üretimi 728 bin ton civarında. Yıllardır muza yapılan yatırımlar nedeniyle üretim artık tüketimi karşılar boyuta geldi. Hatta ihracat bile başladı. Buradaki üretimin artması nedeniyle devlet desteklerinde de sınırlamalar getirildi.
DEVECİ ARMUDU AVANTAJLI
“Armudun iyisini ayılar yer” demiş atalarımız. Bursa’nın Ağaköy’ü ise “Armudun iyisi zengin eder” deyişinin bir örneği olsa gerek. Deveci armudu, Samsunlu girişimci Lütfi Deveci tarafından geliştirilmiş bir ürün. Kış aylarına dayanıklı bir tür. Görüntüsü, iriliği ve lezzetiyle tüm diğer armut çeşitlerinden farklı. Tanesi 200-350 gram geliyor. En irisi 2 kilo 867 gram olarak literatüre girmiş.
Uzmanlar, armut yatırımı yapacaklara önce Ağaköy’ü görmelerini tavsiye ediyor. Bir meyvenin bir köyü nasıl zengin ettiğini gördüğünüzde kafanızdaki soru işaretleri büyük ölçüde yok olacaktır. Yetişkin bir santa maria armudu ağacı, yılda 200-300 kilo armut verirken, deveci armudunda bu miktar 350-400 kilograma kadar çıkabiliyor.
Bir dönüm araziye 40 deveci armudu dikilebiliyor. Yetişkin bir bahçeden ağaç başına 150 kilodan 6 ton armut alınabiliyor. Ancak deveci armudu her yerde yetişmiyor. Yetişse de belirgin özelliklerini ortaya çıkaramıyor. Bu meyvede en iyi sonuç Samsun ve Bursa ovalarında alınabiliyor. Ekim ayında hasat ediliyor ve yedi ay depolama ömrü olduğu için pazarda çok makbul sayılıyor.
KAYISIDA DÜNYA LİDERİYİZ
Dünya kayısı üretiminde açık ara lider konumundayız. 3 milyon tonluk dünya üretiminin 900 bin tonunu Türkiye karşılıyor. Dünyada yaş kayısıda yüzde 20, kuru kayısıda ise yüzde 90 pazar payına sahibiz. Kurutmalık kayısıda Malatya dışında Elazığ, Niğde ve Nevşehir de söz sahibi. Sofralık kayısıda ise Mut, İğdır ve Kars, Malatya’yla birlikte önemli üretim merkezleri olarak dikkat çekiyor. Kayısı üretiminde Malatya açık ara lider konumunda.
Şehir halkı ‘mışmış’ ya da ‘mişmiş’ olarak adlandırdığı bu meyve sayesinde önemli bir ekonomik güce sahip. Bu sözcük Arapçada kayısı anlamına geliyor. Kayısı pazarının yıllık büyüklüğü 500 milyon dolar olarak hesaplanıyor. İlde 7 milyonun üzerinde kayısı ağacı var. Her yıl buna 100 bin ağaç daha ekleniyor.
TÜRKİYE ÜZÜM CENNETİ
Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine hemen her ilimizde yetişen bir meyvedir üzüm. Türkiye dünyanın en büyük çekirdeksiz kuru üzüm üreticisi ve ihracatçısıdır. Ülkemizde 2 milyon 50 bin tonu sofralık, 1 milyon 599 bin tonu kurutmalık (369 bin tonu çekirdekli, 1.230 bin tonu çekirdeksiz) ve 451 bin tonu şaraplık olmak üzere toplam 4 milyon 100 bin ton üzüm üretimi gerçekleşiyor, Sofralarımızda artık sadece siyah ve yeşil üzüm görmüyoruz.
Koyu mor, açık mor gibi rengarenk türler de sofralarımızı süslüyor. Ülkemizde özellikle sofralık ve kurutmalık türleri yaygın olsa da son dönemlerde kaliteli şarap bağları da hızla artıyor. Bu alanda doğru üzüm seçimi yapılırsa özellikle ihracatta fırsatlar yaygın.
ŞEFTALİ VE NEKTARİN
Yılda 550 bin ton şeftali ve nektarin üretimiyle dünya altıncısı konumundayız. Diğer ülkelerde şeftali ve “tüysüz şeftali” olarak da bilinen nektarin miktar olarak genellikle yarı yarıya üretiliyor. Türkiye’de ise halen üretimin yüzde 85’i şeftali, yüzde 15’i ise nektarinden oluşuyor. Ancak son zamanlarda Türkiye’de de nektarin bahçelerinin alanı hızla artıyor. Bursa, Çanakkale, İzmir gibi illerde büyük bahçeler kuruluyor.
Bu konuda en ciddi hareketlilik Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde görülüyor. Elmasıyla da ünlü olan ilçe, son yıllarda nektarin üretimine de ağırlık vermeye başladı. Hatta Bayramiç Ziraat Odası bölgeye haz özel bir tadı olan nektarini “Bayramiç Beyazı” diye tescil ettirmiş.
DAĞ TAŞ ZEYTİN OLDU
Deyim yerindeyse Anadolu’nun dağı taşı zeytin ağacı oldu. Çok değil 20 yıl önce 80 milyon civarında olan zeytin ağacı sayısı bugün 180 milyona yaklaştı. Türkiye’nin önemli işadamları zeytinciliğe büyük yatırım yaptılar ve yapıyorlar. Ramsey’in sahibi Remzi Gür yaptığı yatırımlarla kısa süre sonra Türkiye’nin en büyük zeytincisi olmaya aday. Gür’ün yatırımları 250 bin ağaca ulaşmış durumda. Yine Opet’in sahiplerinden Fikret öztürk Muğla Milas’ta 3 bin dekar alana 150 bin zeytin ağacı dikti.
Zeytin üretiminde özellikle Manisa Akhisar, Denizli Beyağaç, İzmir Karaburun, Mersin Mut ve Tarsus, Osmaniye, Kilis ve Şanlıurfa’da muazzam bir atak var. özellikle alternatif üretim arayışında olan bazı bölgelerde zeytine eğilim her geçen gün artıyor. Manisa’nın Akhisar ilçesi eskiden tütünü ile bilinirdi.
Bugün ise Türkiye’nin en çok zeytin ağacı sayısına sahip. 20 milyon ağaca yaklaşmış durumda. Denizli’nin kırsal bölgesindeki tütün üreticileri de Manisa’nın yolundan ilerliyor. Tütün tarlalarının içi artık zeytin ağaçları dikilmeye başlandı. Yakın bir zamanda, ağaçlar verime ulaştığında tıpkı Akhisar’da olduğu gibi tütünün yerini zeytin ağaçları alacak gibi görünüyor.
KAMKAT VE LİME
Buraya kadar hep geleneksel meyvelerden örnek verdik ama adları duyulmadık yeni meyvelere yatırım yapmak isteyenler için de seçenekler var. Lime ve kamkat bu nitelikte olan iki ürün. “Misket limonu” olarak da bilinen lime, son dönemin trend meyvelerinden biri haline geldi. Yüksek fiyat nedeniyle üreticisinin yüzünü güldürüyor. Meyve üreticileri için bir fırsat oluşturabilir.
Zahmetli bir meyve olduğunu da belirtelim. Üretimi çok zor ve sadece belli bir iklim kuşağında yetişiyor. Ancak hem yurtiçi hem de yurtdışında pazarı hazır. Kokteyllerin vazgeçilmezi olan ürün dünya mutfaklarının birçoğunda yemek ve tatlılarda da yaygın olarak kullanılıyor. Türkiye’de de kullanımı katlanarak artıyor.
“Minyatür portakal”, “süs portakalı”, “altın portakal” olarak da bilinen kamkat için deneme üretimleri de başarılı sonuç verdi. Bu narenciye türü özellikle tropikal bölgelerde ticari olarak üretilip satılıyor.
Avrupa’ya kilosu ortalama 2 euro’dan ihraç ediliyor. Narenciye ürünleri arasında en fazla C vitamini içerenin kamkat olduğu belirtiliyor. Ayrıca içinde protein bulunan tek meyve. Bugün kamkat bahçeleri de güney illerimizde hızla artıyor.
ÇİLEK KIŞIN SERADA YAZIN TARLADA
Bitki türü meyveler arasında ise çilek ön plana çıkıyor. Ülkemizde kış başlarında bile artık çilek bulmak mümkün. Bahar ayında açık alanda yapılan çilek üretimi, kış aylarında seralara taşınıyor. Hem yurtiçi hem de yurtdışında çok talep gören bir meyve olduğu için yatırımcılara ciddi fırsatlar sunuyor. Pazar sıkıntısı yaşanmıyor. Çilek üretiminde Silifke ve Anamur öne çıkıyor. Türkiye çilek üretiminin neredeyse yarısını bu ilçeler karşılıyor. Uşak, Bursa ve Zonguldak Ereğli’de de ciddi üretimler olduğunu belirtelim.
Meyvecilik destekleri
- Sertifikalı fidan kullanım desteği: Standart 100 TL/da, sertifikalı 280-400 TL/da
- Mazot desteği: Yaş çay ve Fındık için 17 TL/da; diğer meyveler için 15 TL/da,
- Gübre desteği: Tüm meyveler için 8 TL/da,
- Katı organik-organomineral gübre desteği: Tüm meyveler için 20 TL/da,
Organik tarım desteği:
1. Kategoride yer alan Ahududu, Altınçilek, Altıntop, Armut, Avokado, Ayva, Bergamot, Böğürtlen, Çilek, Dut, Elma, Erik, Fındık, Frenk Üzümü, Gilaburu (Viburnum Opulus), Goji Berry (Kurt Üzümü}, İğde, İncir, Kamkat, Karayemiş, Kayısı, Kiraz, Vişne, Limon, Mandalina, Muz, Nar, Portakal, Şeftali, Turunç, Üzüm, Maviyemiş, Yaş Çay için; Ürün sertifikasına göre bireyselde 100 TL/da, Üretici grubunda 50 TL/da;
2. Kategoride yer alan Alıç, Antep Fıstığı, Badem, Ceviz, Hurma, Hünnap, Kestane, Kızılcık, Kivi, Kuşburnu, Kudret Narı, Muşmula, Pikan Cevizi, Trabzon Hurması, Üvez, Yenidünya, Zeytin için; Ürün sertifikasına göre bireyselde 40 TL/da, Üretici grubunda 20 TL/da;
3. Kategoride yer alan Ahlat, Keçiboynuzu, Mahlep, Menengiç, Mersin, Sakız Ağacı için; Ürün sertifikasına göre bireyselde 10 TL/da, Üretici grubunda 5 TL/da,
İyi Tarım Uygulamaları desteği:
1. Kategoride yer alan Çilek ve Muz için Örtü altında; Bireysel sertifikasyonda 150 TL/da, grup sertifıkasyonunda 75 TL/da, Açıkta; Bireysel sertifikasyonda 50 TL/da, grup sertifıkasyonunda 25 TL/da;
2. Kategoride yer alan Altıntop, Antepfıstığı, Armut, Avokado, Ayva, Badem, Böğürtlen, Ceviz, Elma, Erik, Fındık, Gojiberry (kurt üzümü), Hünnap, İncir, Kayısı, Kestane, Kiraz, Kivi, Kuşburnu, Limon, Mandalina, Nar, Portakal, Şeftali, Trabzon Hurması, Üzüm, Vişne, Yenidünya, Zeytin için; Bireysel sertifikasyonda 40 TL/da, grup sertifıkasyonunda 20 TL/da,
Küçük aile işletmesi desteği:
ÇKS’de kayıtlı toplam işletme büyüklüğü 5 dekar veya altında olan üreticilere 100 TL/da olup meyve üreticileri de faydalanmaktadır.
Özel destekler
- Fındık alan bazlı gelir desteği: 170 TL/da,
- Fark ödemesi desteği: Zeytinyağı için 80 kr/kg; Yaş çay için 13 kr/kg; Dane zeytin için 15 kr/kg,
- Geleneksel zeytin bahçelerinin rehabilitasyonu desteği: 100 TL/da,
- Biyolojik mücadele desteği: Turunçgil ve Nar için 50 TL/da,
- Biyoteknik mücadele desteği: Turunçgil için feromon + tuzak 80 TL/da, yalnızca feromon 30 TL/da;
- Elma, Üzüm, Kayısı, Ayva, Armut için 50 TL/da; Zeytin için 33 TL/da; Nar ve Şeftali için 80 TL/da
- Standart fidan kullanım desteği: Nar, muz ve çilek hariç tüm meyveler için 100 TL/da,
- Sertifikalı fidan kullanım desteği: Antep fıstığı, Ceviz, Badem, Aronya, Maviyemiş ve Çilek için 400 TL/da; diğer meyveler için 280 TL/da
TİGEM çiftliklerine büyük bahçeler kuruldu
TİGEM çiftliklerinden 20 işletme (330 bin dekar) özel sektöre 30 yıllığına kiralanmıştı. Uzun süreli kiraya verilen 20 işletmenin kiracıları tarafından 01 Ocak 2021 tarihi itibariyle toplam 1 milyar 12 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirilmiş, kiralama öncesi bin 190 olan istihdam 3 bin 50’ye ulaşmış. Söz konusu işletmelerin faaliyetlerine ilişkin denetimler TİGEM uzmanlarından oluşturulan komisyonlar marifetiyle her yıl düzenli olarak gerçekleştiriliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan verilen bilgi notuna göre bu denetimler sonucuna göre kiracı firmaların sözleşmelerinde belirtilen yatırım taahhütlerini fazlasıyla gerçekleştirdikleri ve faaliyetlerini başarıyla sürdürdükleri görülüyor. TİGEM’in kiraya verilen işletmelerinin 6 tanesinde ağırlıklı olarak modern tekniklere uygun meyve üretimi yapılıyor. 2020 yılında yaklaşık 21 bin dekar bahçe tesislerinde muhtelif türdeki 21 çeşitte toplam 42 bin ton meyve üretimi yapılmış.
Meyve bahçesi kurmanın maliyeti
Meyve bahçesi kurmanın maliyeti oldukça makul seviyelerde. Son dönemlerde iki tip ağaç tavsiye ediliyor: Klasik anaç ya da bodur. 1 dönümlük bir araziye klasik anaç olarak, meyvenin türüne göre 20 fidan dikilebiliyor. Klasik anaç fidanlarının tanesi ortalama 25-30 TL. Bu durumda dönüm başına fidan maliyeti 600 TL oluyor. Bodur ağaçlarda ise durum biraz daha farklı. Bir dönüm araziye 60 ağaç dikebiliyorsunuz.
Bodur fidan fiyatı ise 60-70 TL arasında değişiyor. Yani yaklaşık 4 bin 200 TL fidan maliyeti karşımıza çıkıyor. Bu maliyetlerin üzerine tarla, sulama, budama ve en az dört yıllık ürün yetişme süresini de eklemek gerekiyor.
Uzmanlar, daha çabuk büyüyen ve çok meyve veren bodur ağaçları tavsiye ediyor. Görünüşte pahalı olsa da bodur ağaçların daha verimli olduğu vurgulanıyor. Fidanlar, genelde sonbaharda yaprak dökümü ile ilkbaharda ağaçlara su yürümesine kadar geçen devrede dikiliyor. Kısacası, 1 dönümlük arazi için fidan, sulama, bakım ve ilaçlama dahil arsa maliyeti hariç yaklaşık 10 bin TL’lik bir maliyet söz konusu.
Uzmanlar bu işin ekonomik ölçeklerde olabilmesi için en az 50 dönümlük arazilerde yapılmasını tavsiye ediyor. Aksi halde para kazanmanın zor olduğu belirtiliyor. Sanayicilerse 1.000 dönüm ve üzeri ölçeklerde üretim yapılmasını arzu ediyor.
Tropik fırsatlara da bakın
Türkiye klasik meyvecilikte oldukça iddialı ancak tropik meyveler konusunda da öne çıkmaya başladı. Bu alandaki fırsatları da gözardı etmemek lazım. Pepino, papaya (ağaç kavunu], physalis [altın çilek), avokado, ananas, blueberry (yaban mersini), mango, kamkat… Bunlar son yıllarda Türkiye’de yetiştirilmeye başlanan 30 çeşit tropikal meyveden sadece birkaçı. Tropik meyveler yakın zamana kadar sıcak iklim bölgelerinden ithalat yoluyla geliyordu. Hala büyük bir kısmı ithal ediliyor.
Ancak bazıları son yıllarda Türkiye’de de üretilmeye başladı. Daha çok turizm bölgelerindeki otellerde ve lüks semtlerdeki manavlarda rastladığımız tropik meyveleri artık market raflarında, manavlarda, kurutulmuş halleriyle aktarlarda görmeye başladık. Son zamanlarda o kadar çok yaygınlaştı ki discount (indirim) marketlerde, hatta semt pazarlarında bile karşımıza çıkmaya başladılar. Türkiye bu alanda ihracat bile yapar oldu.
Hakan GÖRAL / Tekfen Holding Başkan Yardımcısı – Tarımsal Sanayi Grubu Başkanı
“Yeni meyvelere yatırımlar yapıyoruz”
Tekfen Grup Şirketleri bünyesine 2019 yılında tümüyle dahil olan Alanar Meyve; kiraz, Bursa siyah inciri, kayısı, nar, Japon eriği üretmektedir. Bünyesinde 76 ziraat mühendisi istihdam eden şirket, bugün Bursa, Çanakkale, Manisa, Afyon, Malatya ve Antalya’da bulunan 6 bin 700 dekarlık meyve bahçelerinde üretimine devam ediyor. Tekfen Tarım ise, 14 dekar üretim alanına sahip Antalya Çandır’daki seralarında, 3 bin 700 adet muz bitkisi ile muz üretiyor. 2020 yılında, son teknolojinin kullanıldığı yeni bir kiraz elleçleme hattı ile incir hattını da devreye aldık.
Alanar Meyve, portföyünü geliştirmek amacıyla geçtiğimiz yıl ‘mavi yemişi’ (yaban mersini) de ürünleri arasına kattı. 7 farklı çeşitte 13 bin adet fidan ithal edip, Manisa’da 36 dönüm üzerine mavi yemiş bahçesi kurduk. 2020 yılında 8 bin 200 ton taze meyve satışı gerçekleştirdik.
Alanar Meyve taze meyve ürünlerini kendi marka adıyla Avrupa Birliği’nden Uzak Doğu’ya uzanan geniş bir coğrafyada, toplam 22 ülkede 80 farklı müşteriye ihraç ediyor. Uzak pazarlara havayolu taşımacılığını kullanan Alanar Meyve, 2020 yılında 735 ton kirazla Çin’e havayoluyla en çok ihracat yapan şirket oldu. Bahçelerimiz dolu koruma güvenlik sistemleri başta olmak üzere teknolojik tarım yapabilme özelliğine sahip.
Hayrettin UÇAK / Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı
“İklim değişti, tropikal meyvelerin üretimi artıyor”
Son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri dünyada ve ülkemizde meyve üretimini de önemli ölçüde etkilemektedir. Ülkemizde yetişen meyvelerde de değişiklikler görülebilmektedir. Son dönemde kivi, muz gibi tropikal ürünlerin dikimi ülkemizin uygu iklim ve toprak şartlarına uygun bölgelerinde yaygınlaşmaya başlamıştır.
Aynı zamanda mevcut üretimi yapılan meyvelerin dış ve iç piyasada talep gören farklı cinslerinin dikimi de ağırlık kazanmaktadır.
Üreticinin hangi meyveyi üretmesinden çok ürettiği meyveyi doğru şartlarda planlı bir şekilde yetiştirerek ihracata hazır hale getirmesi çok daha fazla önem taşımaktadır.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak özellikle pandemi öncesinde üretim bölgelerinde üreticiler ile toplantılar gerçekleştirerek hasat öncesinde dikkat edilmesi gereken konularda bilgilendirmeler yapılmaktaydı.
Şu anda da birliğimiz bünyesindeki ziraat mühendislerimiz aracılığıyla üretim bölgeleri ve üreticilerimiz aralıksız bir şekilde ziyaret ederek özellikle zirai ilaç kalıntısız meyve üretimi konusunda çalışmalar yapmaktayız.
Bunun yanında, birlik olarak kurulumuna destek olduğumuz İzmir’in Dikili ilçesinde Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin faaliyete geçmesi ile, sera ortamında katma değeri yüksek meyvelerin üretimi ve ihracatını artırmayı hedefliyoruz.
Cevdet ÇEKOK / Çekok Gıda CEO’su
“Robotlu hasada hazırlık yapıyoruz”
Mersin, Niğde , Adapazarı, Antalya’da toplamda 13 bin 500 dekar meyve bahçemiz var. Bu çiftliklerde 40 bin ton meyve üretimi gerçekleştiriyoruz. Narenciye (limon portakal mandalina greyfurt), elma, armut, ayva, kivi, Trabzon hurması, kiraz, nektarin, yeni dünya, avokado, fındık ve ceviz üretiyoruz. Sakarya’daki kivi bahçemiz Avrupa’nın en büyüğü konumunda. Bin 500 dekarlık bahçemizi 2 bin dekara çıkardık.
Bahçelerimizde üretilen meyveleri hem ihracat pazarlarına hem de iç pazara veriyoruz. Meyvelerimizi ÇEKOK, Orvita, Ormix, Grini markalarımızla satıyoruz. Bahçelerimizi modern tarıma uygun alet ve ekipmanlar ile kurduk. Dikimler, fidan seçimleri makineli tarıma uygun yapıldı.
Her çeşit hasat, ilaçlama, budama makinaları rahatça bahçelerimizde kullanılıyor. Hatta son zamanlarda dünyanın üzerinde çalıştığı robot ile meyve hasadı yapma tekniğine bile çok küçük değişikleri yaparak hazırız. Doğal kaynakları daha verimli kullanmak adına bitkinin ihtiyacı kadar suyu verebilecek damla sulama sistemleri, otomatik gübre verme istasyonları, kontrollü ve dozajında ilaç atma makinaları, yağmur, dolu don, hastalık takipleri için her çiftlikte konumlandırılmış meteroloji takip istasyonlarımız bulunuyor.
Baharda olabilecek don riskine karşı otomatik su springleri, don önleme pervaneleri, dolu riskine karşı dolu savar makinaları, dolu ve yüksek güneş ışınlarından meyve ve ağaçları korumak için tül ağ sistemleri bahçelerimizde mevcut. Ar-Ge çalışmalarını da önemsiyoruz. Bu çerçevede bahçelerimizde Ar-Ge merkezleri de kurduk.
Bahçe yatırımlarımıza son yıllarda üretimi, verimliliği etkileyen iklim değişikliklerini biraz daha gözlemleme adına ara verme kararı aldık. Yatırımlarımızı ürettiğimiz ürünleri daha az fire verecek, tüketiciye daha sağlıklı, dalındaki tadı koruyacak şekilde dizayn edilmiş en son modern teknikleri kapsayacak sisteme sahip soğuk hava depoları kurarak devam edeceğiz.
Ozan DİREN / Meyve Suyu Endüstrisi Derneği Başkanı
“Yüzde 3’lük pazar payına ulaştık”
Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) verisine göre 2020 yılında yüzde 3’lük bir pazar payına ulaştık ve ilk 10 ülke arasında yer aldık. Her sene ortalama yüzde 95 dış ticaret fazlası vererek ekonomiye bu yönde de artı bir yarar sağlıyoruz. Yönetim ofisleri ve üretim tesisleriyle Türkiye’nin dört bir yanına yayılan endüstrimiz, 18 ilde 41 fabrika ile faaliyet sürdürmekte, dönemsel ihtiyaçlara da paralel olarak 60 bin ila 100 bin kişi arasında değişen bir istihdam hacmi ortaya koymaktadır.
Meyve suyu endüstrisinde yıllık ortalama 1.3 milyon ton meyve işlenmektedir. Bu da ilgili ürünler için, yani sanayide işlenebilen meyvelerin yıllık toplam üretiminin yüzde 10’u kadardır. Bu alanda Türkiye henüz tam istenilen seviyede değildir, bu konuda kamu nezdinde merkezi ve yerel teşkilatlar ile en önemlisi çiftçimiz ile yakın temaslarımız, birebir çalışmalarımız süregelmektedir. Meyve suyu sanayinde en çok elma işleniyor. Bu da sanayide yıllık işlenen meyvenin yüzde 50’si kadar, ardından nar ve vişne geliyor. Sanayi tip meyve bahçelerini çiftçimiz ile birlikte çalışarak geliştiriyoruz, sayısını ve hacmini her geçen gün artırmaya gayret ediyoruz.
Erdinç İnan YILMAZ / Kral Tarım CEO’su
“Meyve bahçelerimizi büyütüyoruz”
Kral Tarım Ürünleri ve Gıda Sanayi Dış Ticaret A.Ş. olarak toplam meyve üretimimiz yıllara göre değişmekle birlikte kendimize ait bahçelerde yaklaşık olarak 3 bin ton civarında.
Bu rakama ek olarak sözleşmeli çiftçilerimizle üretilen miktarlarla birlikte üretimimiz 10 bin tona ulaşıyor. Bahçelerimiz ağırlıklı olarak Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde ağırlıklı olarak İzmir ve çevresi ile Muğla, Antalya, Aydın, Manisa illerinde bulunuyor. Yaklaşık olarak bin dönüm kurulu meyve bahçemiz var. Bunlarında dışında hali hazırda tarla tarımı yapılan arazilerimizde de meyveciliğe dönüş yapmayı planladığımız bölgeler mevcut.
Bahçelerimizde narenciye türleri olan Satsumas, Okitsu, Miho Wase, Primasol, W. Murcott mandarin çeşitleri, Enterdonat ve Mayer limon çeşitleri, portakal, greyfurt üretiyoruz. Üretilen ürünlerimiz öncelikli olarak ihracat ile değerlendirilmekte ve ülkemize döviz kazandırmaktadır. Aynı zamanda iç piyasaya hallere ve marketlere ürün veriyoruz.
Son yıllarda özellikle çilek ve portakal gibi bazı ürünlerde kurutarak ve mandarin ile greyfurtta konserve yapmak suretiyle katma değerli ürün olarak da değerlendirmekteyiz.
Tüm bahçelerimizde damlama sulama sistemi mevcuttur. İlaç ve gübre tam otomasyonlu insansız yapılabilmekte ve cep telefonundaki uygulamadan dahi kontrol edilebilmektedir. Bahçelerimizde don tehlikesi olan bölgelerde don pervanesi bulunmaktadır. Ürettiğimiz ürünlerin hepsini İyi Tarım Uygulamalı olarak firmamız markası adı altında pazara sunmaktayız.
Ömer ERGÜDER / Ceviz Üreticileri Derneği Başkanı
“Cevizde üretimi artırıp cari açığı azaltacağız”
Türkiye’de dünya standartlarında üretilen ceviz miktarını arttırmayı hedefliyoruz. Üyelerimiz yaklaşık 35 bin dekarı kapsayan orta ve büyük ölçekli tarım arazilerinde modern tarım teknikleri kullanarak, dünya standartlarında ceviz üretimi yapmakta olan kurumsal girişimcilerdir.
Derneğimizin ana amacı dünyanın en büyük ceviz pazarı olan Türkiye’de, üyelerimiz tarafından yüksek standartlarda üretilen lezzetli ve kaliteli ceviz miktarını arttırarak, 250 milyon dolara yaklaşan cari açığa pozitif katkı sağlamaktır. Bizim görevimiz dünyanın en iyisini üretmek, tüketicilerimizden ricamız ise Türkiye’nin üretimi lezzetli ve kaliteli cevizi ısrarla talep etmeleridir.
Ceviz Üreticileri Derneği üyeleri olarak, 6 bin 500 dekarı Edirne’de, 12 bin dekarı Trakya’da olmak üzere, 35.000 dekarda dikili 900 binden fazla ceviz ağacı ile kısa vadede yıllık 19 bin ton rekolteyi ulaşmayı hedefliyoruz. Türkiye genelinde dekar başına 200-250 kg olan ortalama ceviz verimini de 500-550 kilograma yükseltmeyi planlıyoruz.
Bu iddialı hedefe ulaşmak için komite oluşturduk. Komite fidan seçiminden bahçe kurulumuna, bitki beslemeden sürdürülebilir bahçe yönetimine, eğitimden tarım teknolojileri kullanımına kadar modern tarım teknikleri konusunda üyelerine yol gösterecek. Cevizde dünya standartlarını yakalayabilmek için de yetkililer ile işbirliği içinde olacağız. Türkiye’nin Üretimi Ceviz: Cevizin Yerlisi, Cevizin En Lezzetlisi sloganıyla tüketici ile iletişim kurarak kaliteli yerli cevizin farkını anlatma amacıyla iletişim çalışmalarına başladık.
Derneğin en önemli amaçlarından biri de sadece ceviz ağaçlarının bulunduğu kapama bahçelerde modern ve en son teknoloji ile üretim yapmaktır. Bu sayede en çok su isteyen meyvelerden biri olan cevizi üretirken su harcamasını da en aza indirmek amaçlanmaktadır.
Yavuz TANER / Alara Tarım ve Alanar’ın kurucusu ve eski sahibi
“Renkli meyveleri öneriyorum”
Alara Tarım ve Alanar şirketlerini kurup sattım. Meyvecilikte hep öncü olmaya çalıştım. İlk önce kiraz konusunda çalışmalarım oldu. Hem Türkiye’de hem Arjantin’de bahçeler kurarak kiraz konusunda önemli hizmetler verdim. Sonrasında Bursa Siyah İnciri konusunda çalışmalarımız oldu. Bursa siyah İnciri bugün önemli bir ihracat kalemi haline geldi. Tıpkı kiraz gibi.
Kurduğumuz şirketler ile kiraz, Bursa siyah inciri, kayısı, Japon eriği, nar, nektarin, renkli üzüm, elma ve Trabzon hurması ürettik. Kiraz ve Bursa siyah inciri bizim ilk işimiz. Dokuz çeşit meyve ürettik. Taze paketlemeye uygun, raf ömrü uzun meyve çeşitleri geliştirdik. Japon eriği bahçeleri kurduk.
Ben şimdi şirketleri sattım soranlara danışmanlık yapıyorum. Bence klasik meyvelerin yanında son dönemlerde Avrupa’da çok talep gören renkli meyveler (ahududu, böğürtlen, yaban mersini] üretimini de gündeminize alın. Bursa başta olmak üzere Marmara bölgesi bu meyveler için çok uygun.
Avrupa’da alıcısı da hazır meyveler bunlar. Her zaman alternatif meyveler gündeminizde olsun. Ayrıca bir iki öneri de yapmak isterim. Bu işe hobi gibi değil bir işletme mantığıyla yatırım yapılmalı.
Pazar araştırması yapılmadan işe girişilmemeli. Ölçek ekonomisiyle hareket edilmeli ve modern teknolojilerin kullanılabileceği fidanlar tercih edilmeli. İşi kısmete bırakmamalı, özen gösterilmeli. Yatırımcılar işin uzmanlarından destek almalı.”
İDRİZ ÇOKAL / PARA