Türkiye Sigortacılık Sektörü,Taşıdığı Potansiyel ve Yeni Düzenlemeler
Sigortacılar beklenen atağın eşiğinde
Toplam prim üretimi ve kişi başı prim üretimi rakamları gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çok altında kalan Türkiye sigortacılık sektörü, taşıdığı potansiyel ve yeni düzenlemelerle “dönüm noktası” olarak tabir edilen bir sürecin içinde. Sigorta bilincinin artırılması ile rekabetin fiyat dışında daha makul ölçütlerle yapılması, sektörün beklenen atağı yapmasını sağlayabilir.
Sigorta sektörü, gerek taşıdığı yüksek potansiyelle, gerek yabancı oyuncuların sektöre ilgisiyle, gerekse sektöre yönelik düzenlemelerle gündemde artık kendine daha çok yer buluyor. Dünya sigorta sektörü toplam prim üretimine baktığımızda, 2011 sonu rakamlarında bu miktar 4.6 trilyon dolar (bir önceki yıla göre yüzde 0.8 azalış) iken gelişmiş ülkelerde prim üretimi 3.9 trilyon doları buluyor (reel prim artışı yüzde 1.3). Türkiye’de ise 10.2 milyar dolar ile reel prim artışı dolar bazında yüzde 14.2. Sektörün potansiyeline bakıldığında ise ülkemizde toplam sigorta prim üretiminin GSYÎH’ya oranı yüzde 1,3 seviyesinde bulunuyor.
Bu oran gelişmekte olan ülkelerde iki katına çıkarken, gelişmiş ülkelerde ise yüzde 8,6. Aynı durum kişi başı prim üretiminde de görülüyor. Türkiye’ de 2011 yılında kişi başına 136 dolar prim ödemesi gerçekleşirken, bu rakam gelişmiş ülkelerde 3-712 dolara ulaşıyor. Türkiye’nin bu kadar geride kalma nedenlerinin en başında sigorta bilincinin yeterli düzeyde olmaması olarak gösteriliyor.
HAYAT GERİLİYOR
Türkiye sigorta sektöründe 2012’nin ilk on ay verilerine göre 36’sı hayat dışı,l’i reasürans, 7’si hayat ve 18’i hayat ve emeklilik branşlarında aktif olarak 62 şirket faaliyet gösteriyor. 2012’nin ilk dokuz ayındaki hayat dışı prim üretiminin bir önceki yıla göre artış oranı yüzde 16,83 olurken, hayat sektöründe yüzde 4.38 azalış gözleniyor. Genel toplamda ise yüzde 13,29 artış var. Ancak bu parlak büyümeler, kârlılık alanında kendini gösteremiyor.
Sektör temsilcilerine göre kârlılık sorununda çözüm aşamasına gelindi. Eylül ayında Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri’nin, yeni adıyla Türkiye Sigoıta Birliği’nin yönetim kumlu başkanı seçilen Işık Sigorta Genel Müdürü Recep Koçak, sigortacılığın önümüzdeki dönemde daha cazip hale geleceğini öngörerek, sektörün 42,5 milyar TL’lik toplam varlığıyla fınans sektörü içindeki payının yüzde 2.8 olduğunu söylüyor. Koçak, sektörün tam istenilen yerde olmadığını belirtiyor. 2011 verileriyle sigortalılara 39,2 trilyon TL tutannda teminat veren sektörün, GSYtH’nin 30 katı olan bu rakamdan yola çıkılarak ekonomiye yaptığı katkının altı çiziliyor.
2023 HEDEFLERİ
Birliğin öngörülerine göre sektörün pazar büyüklüğünün 2023 yılında, hayat dışı sigortalılarda 63 milyar TL, risk hayat sigortasında ise 16 milyar TL’lik prim üretimine ulaşması bekleniyor. Birikimli Hayat ve Bireysel Emeklilik fon büyüklüğünün ise en az 124 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. Yeni devlet desteği, düzenlemesiyle birlikte bireysel emekliliğe olan ilgi artarken, bireysel emeklilik katılımcı sayısının onuncu ay itibariyle 3 milyonu aştığına, toplam fon büyüklüğünün yaklaşık 19 milyon Tl’ye yaklaştığına dikkat çekiliyor.
KÂRSIZLIK SORUNU ÇÖZÜLECEK
Birlik Başkam Koçak, sektörün kâr anlamında sorunlar yaşamasına rağmen, çok ciddi bir potansiyel taşıdığının altını çiziyor ve potansiyel sayesinde yabancıların yüksek değerlemelerle Türkiye pazarına giriş yaptığını kaydediyor. Koçak, “Kârlılıklar dip noktalara yaklaştı, bundan sonra sektör temsilcileri, doğru fiyatlamalar-la kârlılıklarını artıracaktır” diyor.
Prim üretimindeki pozitif sonuçlara rağmen gerek fiyat rekabeti gerekse karşılık hesaplamalarındaki yeni yöntemler nedeniyle kârsızlık sorununun devam ettiğini anlatan Ray Sigorta Genel Müdürü Levent Şişmanoğlu, “Sektördeki kârsızlık sorununda sona gelindi, bu durum daha fazla devam ettirilemez. Nitekim bunun işaretleri de gelmeye başladı. Son birkaç aydır sigorta şirketleri pazarı fi-yatlamak yerine riski fiyatlamaya biraz daha yaklaştı” diyor.
Türkiye’de sigortacılık sektörü son beş yıl içinde oldukça büyük bir değişimden geçti Avrupa Birliği uyum yasaları gereği sigortacılık kanunu ve bunu takip eden yönetmelikler ile sektör, hızlı adımlarla ilerledi ve dünya standartlarına ulaştı. Düzenlemeler, çeşitli mali yükleri de beraberinde getirdi. Bunlara rağmen sektörün şu an gerek mevzuat gerekse sektörel uygulamalarla kulvar değiştirdiğinin altını çizen Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, bu çalışmalar sayesinde önümüzdeki dönemin sigortacılık sektörü açısından daha da verimli geçmesini bekliyor.
KÂRSIZLIK SORUNU
Kârsızlık sorununun kısa vadede çözülmesini beklemeyen HDI Sigorta Genel Müdürü Orhan Arıkçı, “Bu alandaki soaın geçmişte teknik yanlışlar olarak düşünülse de bugün bakıldığında yapısal bir sorun haline geldi. Özellikle son 4 yıllık dönem içerisinde hayatımıza giren teknik karşılıklar, hayatımızdan çıkan mali kâr ve diğer etkiler daha farklı yönetim biçimlerini öğretme adına pahalı bir ders oldu” diyor. Bu karşılıklar bilançolarda zarara neden olsa da 2011 yıl sonu öz kaynak kârlılığı değişimine bakıldığında 2010 yılında yüzde 1,59 olan öz kaynak karlılığı yüzde 4’e yükseldi. Arıkçı, önümüzdeki 3 yıl içerisinde yapısal değişim ve dönüşümün tamamlanarak bilançoların biraz daha stabil hale geleceği kanaatinde.
Sigorta sektörünün mevzuat açısından belli bir olgunluğa eriştiği kanaatinde olan Türk Nippon Sigorta yetkilileri, şu anda bu açıdan AB standart-lanna oldukça yakın olduğumuzu ifade ediliyor. Yetkililer, buradaki solunun zaman zaman değişen mevzuatın geçmişe dönük olarak da işletilmesi ve bu durumda da mali tablolardaki istikrarın yakalanamaması olduğunun altını çiziyor. Yetkililer, “Sektörde son yıllarda ağırlığı artan yabancı yatırımcıların bunu anlamakta oldukça zorlandıklarını görüyoruz” diyor.
YABANCI İLGİSİ SÜRÜYOR
Öte yandan, sektördeki olumsuz kârlılık rakamlarına rağmen, yabancı sigorta şirketlerinin ilgisi sürüyor. Bugün hayat dışında faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 63’ü yabancı şirketlerden oluşuyor, yabancı şirketlerin ödenmiş sermaye içerisindeki payı ise yüzde 67 civarında. Pazar payına baktığımızda ise hayat dışında sektörün yüzde 57’sine hakim konumdalar.
Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürü Giray Velioğlu da Türk sigorta sektörünün yabancı yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ettiğine katılarak, “Son dönemde kredi derecelendirme kuaıluşlarının notları yükseltme eğiliminde olması da Türkiye’ye yatırımların artması sonucunu doğurması bekleniyor” diyor. Velioğlu, dağıtım kanallarına destek vererek, geniş ve karlı portföyü hedeflediklerini vurguluyor. Sektörde halihazırda konsoli-dasyonun yaşanmadığını söyleyen Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen sektörün kârlılık sonınunu çözememesi durumunda konsolidasyon olasılığından söz edebileceğini anlatıyor. “Olası senaryolarda konsolidasyonun nasıl gerçekleşeceği sorusu önem kazanıyor” diyen Gülen, düşük kârlılık seviyesinde yeni oyuncuların sektöre girme iştahlarının ve mevcut oyuncuların sektörden nasıl ayrılacaklarının, bu senaryoların şekillenmesinde etkili olacağını sözlerine ekliyor.
“Kârlılık ve sennaye yeterliliği sorunu olduğu noktada konsolidasyon her zaman söz konusu olabilir. Ancak bu sorununun sektörün yapısal değişikliklere gitmesi suretiyle çözümlenebileceğini düşünüyoruz” diyen Generali Sigorta Genel Müdürü Mine Ayhan ise sektörün iş yapış tarzında ciddi bir değişimin başladığının ilk işaretlerinin geldiğini ifade ediyor. Ayhan, bu durumun 2013 yılında çok daha belirgin olacağı kanaatinde.
Kıvanç Özvardar