Turizm Sektöründe Normalleşmenin Yol Haritası
TURİZM sektöründe normalleşmenin yol haritası bu hafta belli olacak. Sektör temsilcileri, kamu otoritelerinin “artık evden çıkabilirsiniz” diyeceği gün için tüm hazırlıkları yaparken, bu hazırlıkların en önemli kısmını salgın sonrasında büyük değişime uğrayacak sektör uygulamaları oluşturacak. Seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasının ardından iç turizmde hareketliliğin Haziran’da, dış turizmde ise Temmuz sonu, Ağustos başında başlayabileceği ifade ediliyor. Sektör temsilcileri dış turizm için daha çok Eylül-Ekim dönemine işaret ediyor.
Turizmde “en iyi yıl” olacak diye başlanan 2020’ye salgın gölgesi düştü. 2019’da 51.7 milyon ziyaretçi, 34.5 milyar dolar turizm geliriyle rekor kıran Türkiye, salgının etkisiyle yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin turizm geliri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.4 azalarak 4.1 milyar dolar, ziyaretçi sayısı ise yüzde 15.1 azalışla 5 milyon 639 bin 413 oldu.
“YİNE TURİZM MERKEZİ OLACAĞIZ”
Hükümetin süratle aldığı önemli ve yerinde tedbirlerle yaralar sarılmaya çalışıldı. Koronavirüsle mücadelede “kontrollü sosyal hayat” dönemine geçen Türkiye’de, yeni normal için adımlar atılmaya başlandı. Turizmin yoğun olduğu Muğla, Antalya ve Aydın’ın da aralarında bulunduğu illerde seyahat kısıtlaması kaldırıldı. Salgınla mücadelede alınacak sonuçlara göre diğer illerde de kademeli bir serbestleşme gündeme geldi. Salgın nedeniyle tüm seferlerini durduran THY, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarım kapsayan uçuş planlama taslağı hazırladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önderliğinde hazırlanan, turizm sektörüne yönelik eylem planının ise bu hafta (Pazar günü) açıklanacağı ifade ediliyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, turizmde uluslararası kabul gören koronasız alan sertifikasyon sistemini geliştirdiklerini açıklamıştı. Eylem Planı ile otellere bağışıklık sertifikasından açık büfeye kadar turizm sektöründe hangi uygulamaların değişeceğinin, nasıl bir sistemin devreye gireceğinin netleşmesi bekleniyor. Sektör temsileri Türkiye turizminin “yeni normlarla” yine dünya turizminin merkezinde olacağına inanıyor.
İLK ADIMLAR HAZİRAN’DA GELEBİLİR
Turizmciler normalleşme yolunda ilk adımları Haziran’da bekliyor. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, şu anda normalleşmenin ne zaman başlayacağını ve tam anlamıyla normalleşme sürecinin ne kadar zaman alacağını tahmin etmenin mümkün olmadığını belirterek, bu süreci salgının gidişatı ve kontrol altına alınmasının belirleyeceğini kaydetti. Sektör adına iyimser olmak zorunda olduklarını dile getiren Eresin, “Haziran ayı ortalarından itibaren normalleşme yolunda ilk adımların geleceğini umut ediyoruz” dedi.
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTDY) Başkam Oya Narin ise, yaz aylarında virüs ile ilgili kontrol sağlanması durumunda belli ölçülerde bir talep oluşabileceği, bir toparlanma olabileceği görüşünde. Virüs öncesi durumu, yani normal talep seviyelerini 2021’in ilk çeyreği sonuna doğru yakalamanın mümkün gözüktüğünü dile getiren Narin, “Ümit ediyorum ki, salgın kontrolü süratle sağlanır ve kaçınılmaz olarak değişecek normlar bağlamında yeniden turizm faaliyetleri hız kazanır” dedi.
“NORMALLEŞME 2021’DE”
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, seyahat araştırmalarının 2021 Ocak ve sonrası için yeniden bir normalleşme sürecine işaret ettiğini, hatta iyimser senaryolara göre talep patlaması da olabileceğini vurguladı. Bağlıkaya, “Uzmanlar, koronavirüs salgınının ardından tatilciler ve seyahat severlerin bir dönem boyunca gidecekleri destinasyonlar ve seyahat tercihleri hakkında daha fazla düşünüp ve daha titiz davranacaklarını belirtiyor. Dolayısıyla, ‘yeni normali’ belirleyecek ana unsur, ürün çeşidinden daha çok ürünün nasıl sunulduğu ve pazarlandığı olacak. Bu süreçte, tüketiciye her türlü bilgiyi verebilen, sorularına yanıt ve çözüm üreten seyahat acentaları, online platformlara göre ön plana çıkacak. Bununla birlikte yapay zeka, sanal gerçeklikle satış uygulamaları, müşteri memnuniyet programları da önümüzdeki süreçte ön plana çıkacak” dedi. Bağlıkaya, tüketicilerin istatistiklere, önlemlere, fiyatlara bakacağını, kendini güvende hissettiği zaman seyahate gideceğini vurguladı.
TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, dünya genelinde farklı ülkelerdeki turizm sektör temsilcileri tarafından yapılan değerlendirmelerin, bu yıl turizmde uluslararası seyahatler yerine iç turizm hareketlerinin ön plana çıkacağını gösterdiğini vurguladı. “Herkes kendi ülkesinde kalacak” diyen Bağlıkaya, hükümetlerin de vatandaşlarına bunu tavsiye ettiğini dile getirdi. Salgın sonrası iç turizmin yanı sıra komşu ülkelere kısa seyahatlerin gündeme gelebileceğini ifade eden Bağlıkaya, “Karavan, doğa, göl, tekne, ev ve villa kiralama gibi tatillere ilgi de artacak. Hijyen ön plana çıkacak” dedi.
“TATİLDEN VAZGEÇME, ERTELE”
Temmuz, Ağustos aylarına yönelik olarak seyahat acentalarma gelen iptal talepleri bulunduğunu belirten Bağlıkaya, şu aşamada tüm tüketicileri sakin olmaya davet etti. TÜRSAB olarak tüketicilere yönelik, “Tatilinden Vazgeçme, Ertele” kampanyasını başlattıklarını söyleyen Bağlıkaya, böylelikle bu sürecin sonunda tatilcinin kayba uğramadan tatilini gerçekleştireceği bilincini topluma aşılamaya çalıştıklarını kaydetti. Bu noktada, Avrupa’da yaygınlık kazanan ve AB gündemine de getirilmeye çalışılan devlet garantili tatil kuponu benzeri uygulamaların hem sektör hem de tüketici açısından yararlı ve etkili olacağını düşündüklerini vurgulayan Bağlıkaya, bu konudaki taleplerini resmi makamlarla paylaştıklarını belirtti.
İLK REZERVASYONLAR HAZİRAN’DA
Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, iç turizmde ilk rezervasyonların Haziran ortası gibi olabileceği görüşünde. Turist akışı yoğunluğuna göre belirli bir doluluğu yakalayacağına inanan otellerin açılacağını belirten Baraner, gerekli tedbirleri alan, ulaşımı kolay ve ödenebilir olan lider otellerin bu dönemde ön plana çıkacağını, ilk yerli turistleri onların alacağını kaydetti. Önümüzdeki dönemde iç turizmin öneminin artacağını dile getiren Baraner, salgının da etkisiyle turizm sektöründe içeride yeni bir piyasanın daha oluşmaya başladığına işaret etti. Baraner. “Türkiye’de şu an hiç kullanılmayan üçüncü konutlara, yazlık evlere iç piyasada talep artacak. Bu evleri elden geçirip, mobilyasını yenileyip, bahçesindeki peyzajı biraz daha yeşillendirip turizm şirketleri üzerinden kiraya verme dönemi başlayacak. Bu işleri yapan şirketler oluşacak” dedi.
İç turizmin en önemli kaynak pazar olduğunu belirten TÜRO-FED eski Başkam Osman Ayık ise, 51.7 milyon ziyaretçiyle rekorun kırıldığı 2019’da Türkiye’nin 7-8 milyon arasında değişen iç pazar misafiri ağırladığını vurguladı. Yerli turist sayısının pazarın yüzde 15’ini oluşturduğunu belirten Ayık, “Hiçbir kaynak pazardan bu sayılara ulaşamıyoruz. En çok ziyaretçi aldığımız Rusya’dan 7 mil-„ yon ziyaretçi gelmiş. Hedefimiz iç pazar payının artırılması. Seyahat yasaklarının kaldırılmasıyla sağlıkçılara, devlet memurlarına, özel meslek gruplarına yönelik kampanyalar yapılabilir” dedi.
“EN ERKEN EYLÜL-EKİM”
Sektör temsilcileri dış turizm için Eylül ve Ekim’e işaret ediyor. Koronavirüs salgının tamamen kontrol edilmesi durumunda Türkiye’nin rakiplerine göre üstünlük sağlayacağını belirten TÜR-SAB Başkanı Bağlıkaya, bunun için öncelikle seyahat kısıtlamalarının kalkması gerektiğini, sonrasında ise tanıtım ve pazarlama açısından seyahat etmenin güvenli ve risklerin başa çıkılabilir olduğunun insanlara anlatılmasının önemli olduğunu kaydetti. Türkiye’nin ana pazarlan olan Avrupa, BDT ülkeleri gibi pazarlarda salgın sonrası süreçte yurtdışı tatilinin şu an genelde daha ileriki aşama ve tarihler için değerlendirildiğini belirten Bağlıkaya, ilk etapta daha çok yurtiçi ve yakın bölgelerde tatil seçeneğinin ele alındığım söyledi.Hava yolu seyahatlerinin yeniden açılmasının önemli olduğunu söyleyen Bağlıkaya, “Ancak bunun yanı sıra, insanlarda bu seyahatlere karşı oluşacak güven ve Covid-19 salgını sonrasında bilet fiyatlarının yükseleceği öngörüsünden hareket edilecek olursa hava yolu seyahatinin maliyeti de yurtdışı pazarlarındaki seyri belirlemede rol oynayacaktır” dedi.
Dış turizmde hareketlilik için farklı tarihler de dile getiriliyor. Hüseyin Baraner, iyimser senaryoda dış turizmde en erken hareketlenmenin Temmuz sonu, Ağustos başında olabileceği görüşünde. Normalleşme adımlarıyla Avrupa’da ilk turizm hareketinin yine Avrupa ülkeleri içinde gerçekleşeceğini dile getiren Baraner, “Türkiye’ye en iyi şartlarda İngiltere, Almanya, Benelux ve İskandinav pazarından ilk turistler de Ağustos’un başında gelebilir” dedi.
“KONTROLLÜ AÇIK BÜFE”
Sektör koronavirüs salgını sonrasına ve yeni uygulamalara hazırlanıyor. Eresin, yeni uygulamalar çerçevesinde en çok sorulan sorulardan biri olan “açık büfeler” konusuna açıklık getirdi. Hastalığın ilk çıktığı günlerde TÜROB olarak, koronavirüs salgınıyla ilgili alınabilecek tedbirler çerçevesinde üye otellerde kahvaltı, öğle ve akşam yemeği servisinde açık büfenin kaldırılarak, ‘kahvaltı tabağı ve set menii’ uygulamasına geçilmesine yönelik tavsiye kararları olduğunu anımsatan Eresin, ancak ilerleyen dönemlerde “tamamen kaldırılması” diye bir şeyin söz konusu olmayacağının altını çizdi.
Kontrollü açık büfe sunumlarının geleceğini belirten Eresin, “Alınan ve alınacak tüm tedbirler sadece bu salgın dönemiyle sınırlı ama sonrasında zaten gerekli hijyen şartları covid-19’a uyarlanacak ve bizler kaldığımız yerden devam edeceğiz. Hijyen ve gıda güvenliği her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir” dedi.
“HER ŞEY DAHİL FARKLILAŞIR”
En çok merak edilen uygulamalardan biri de “her şey dahil sistemi.” Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTDY) Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin, her şey dahil sisteminin daha steril ortamlarda sunulması gerekeceğini vurguladı. Havuz ve plajlarda sosyal mesafeye uygun düzen alınması, spa’ların buna göre düzenlenmesi konusunda sektör STK’ları ve konaklama şirketlerinin bireysel olarak çalışmaya başladığını belirten Narin, “Her şey dahil elbette yine sürer ama farklılaşır, örneğin müşterinin alması yerine belki servisi bi.zler yapacağız. Bunun tekniği var, hepsi mümkün, yapılır. Dünyada ve Türkiye’de herkes misafirlerine güvenli bir ortam yaratarak, yeni standartlar oluşturmak için çalışıyor. Konaklama, uçuşlar ve ^ ulaştırma alanlarında sağlıklı ortamlar sağlanması seyahat hareketini canlandıracaktır” diye konuştu.
Türkiye’nin, yüksek standart ve hijyen koşullarında dünyada her şey dahil tatil konseptini en iyi uygulayan ülke olduğunun bilinen bir gerçek olduğunu dile getiren TUROB Başkanı Eresin, “Bu durum, diğer ülkelere nazaran Türkiye’nin tercih edilmesinde önemli rekabet üstünlüğümüz ve avantajımız. Türkiye, ‘Her şey Dahil’ tatil konseptini, eski sunulan hizmetlerden herhangi bir kısıtlama yapmadan uygulamaya devam edecek. Sadece pandemi dönemi ile sınırlı kalmak üzere, özellikle yiyecek ve içecek servis ve sunumları, ilgili sağlık otoriteleri tarafından alınacak kararlara göre düzenlenecek. İşletmelerimiz bu döneme yönelik gerekli uygulama önlemlerini almaya başlamışlardır” dedi.
Konaklama sektörü için hijyen ve gıda güvenliğinin hep çok önemli olduğunun altını çizen Eresin, içinde bulunulan süreçle çok daha önemli hale geldiğini vurguladı. Eresin, bu konuda belgelendirmenin sektöre katkı sağlayacağını söyledi.
MALİYET, SATIŞ FİYAT DENGESİ
Salgın sonrası en önemli konulardan biri de maliyet artışları ve satış fiyatlandırmaları olacak. TÜROB Başkanı Eresin, işletme maliyeti ve satış fiyat dengesine dikkat çekerek, TÜROB olarak üyelerine başta gelir yönetimi (revenue managemeııt) olmak üzere fiyatlama, pazar analizi ve bütçe analizi gibi konularda eğitim programlan planladıklarını ve mayıs ayının ikinci haftasından itibaren bu eğitim ve seminerlere başlayacaklarını belirtti. Eresin, “Aynı şekilde otellerimizin açılışı sonrası satış pazarlama faaliyetlerinde de fazlaca değişim olacağını düşünüyoruz, bu konuda da üyelerimiz için Covid-19 sonrası satış pazarlama teknikleri konulu bir semineri mayıs ayının üçüncü haftasında düzenleyeceğiz” dedi.
Hüseyin Baraner ise, yeni dönemde hizmet vermenin daha pa-halılaşacağını vurguladı. Otellerin tedarikçilerden alması gereken bin bir kalem ürünün fiyatlarının arttığını belirten Baraner, TL’nin değer kaybettiği dönemde gider tarafında dolara endeksli olunmasının fiyatları etkileyebileceğini kaydetti. Ulaşımda yaşanan fiyat artışlarına dikkat çeken Baraner, salgın sonrasında turizmin hareketlenmesinde fiyatların da belirleyici olacağını kaydetti. Fiyatların mutlaka dengeleneceğini dile getiren Baraner, “Otelciler iç piyasayı çok önemsiyor. Bazı iddialı oteller yüksek fiyatlarla çıkabilir ama onlar da zamanla fiyatları dengeleyecektir” dedi.
“Yurtdışında satın alma fırsatları var”
Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, koronovirüs krizinin de etkisiyle Avrupa’da seyahat acentalarını satın alma fırsatları oluştuğunu söyledi. Avrupa’da başta Almanya olmak üzere çok önemli bir servet birikimi olduğunu, buna paralel olarak yüksek gelirli dinamik bir emekli grubu oluştuğunu belirten Baraner, “İşletmelerini devretmeye, satmaya hazırlanan binlerce irili ufaklı şirket var. Bunların için de turizmciler de yer alıyor. Türkler, bu fırsatı değerlendirip, Almanya’da, Avrupa’da seyahat acentalarını alabilir. Koronadan sonra küçük sermayelerle turizmde Avrupa’yı ele geçirebiliriz.
Müberra ERESİN / Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı
“Yeni destekler şart”
Sektöre destek amacıyla vergisel düzenlemeler, sosyal güvenlikle ilgili düzenlemelerin yanı sıra yargısal ve hukuki düzenlemeler devreye sokuldu. Açıklanan destek paketler sektör açısından olumlu. Ancak yeni desteklere de ihtiyaç bulunduğunu ve açıklanan erteleme sürelerinin uzatılması gereğini de belirtmek isteriz. Atılan adımlar sayesinde, sektörün istikrarı ve istihdamın korunması yolunda, salgının etkileri giderildiğinde sektörümüzün en az zararla faaliyetlerine devam edeceği umudunu koruyoruz. Türkiye turizm sektörü yine yeni normlarla dünya turizminin merkezinde olacaktır, inancım ve çalışmalarımız bu yöndedir.
Firuz B. BAĞLIKAYA / Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı
“Tanıtım ve pazarlama desteği verilmeli”
Devletimizin ilk etapta açıkladığı destek paketi bizim için önemliydi. Ancak, sektörümüzdeki krizin çok derin olması ve faaliyetleri durma noktasına getirecek boyuta ulaşması nedeniyle sektörümüzün açıklanan desteklerin ötesinde yeni desteklere gereksinimi var. Kısa çalışma ödeneği süresinin 9 aya çıkartılması, seyahat acentalarma ciro büyüklüklerine göre kolay ulaşılabilir uzun vadeli ve düşük faizli kredi olanağı sağlanması, kriz dönemi sonrası seyahat acentalarma tanıtım ve pazarlama desteği verilmesi gibi hususlarda yeni düzenlemelerin yapılması sektörümüz açısından büyük önem taşıyor.
Oya NARİN / Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı
“Üç koldan stratejiye ihtiyaç var”
Sektör için yeni destek araçlarına ihtiyaç var. Kısa çalışma ödeneğinin hızla uygulamaya girişinden çok memnunuz ve bunun tüm çalışanları kapsamasını ümit ediyoruz. Kısa çalışmadan, askıdaki personelimizin de yararlanması olumlu bir gelişme. Sezon açılışı nedeniyle aldığımız yeni personel ise 60 gün kuralı nedeniyle kısa çalışmadan yararlanamıyor. Bunun tüm çalışanlar için uygulanmasını arzu ediyoruz. Sektöre özel tedbirler konuşulmalı. Üç koldan strateji belirlenmeli. Birincisi, cari dönem giderlerinin hafifletilmesine, ötelenmesine yönelik önlemler olmalı.
Aksaklıklar olmasına rağmen Hükümet tarafından atılan adımlar çok değerli ve işlemeye başladı. İkinci alan, sektörün yüksek borçluluk düzeyine yönelik oluşturulması gereken bir ‘borç öteleme ve yeniden yapılandırma’ politikası. Üçüncü alan ise, salgın sonrası turizm sektöründe oluşacak yeni normların öngörülerek bu yönde hazırlık yapılmasıdır.
Hüseyin BARANER / Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri
“Aşı sonrası seyahat çılgınlığı olacak”
Turizm sektörü açısından 2020, ‘Hayatta ve ayakta kalma yılı’ olacak. 2021’den çok daha umutluyum. Bu yılsonunda dünyada koronavirüs aşısı enflasyonu yaşanacağına inanıyorum. Aşı bulunduğunda seyahat çılgınlığı oluşacak. Bu zor günlerde şirketlerimizin, acentalarımızın ayakta kalması lazım. Yılların getirdiği deneyim ve tecrübeyle seyahat acentalarımız, dünya pazarlarından müdavim müşterilerini Türkiye’ye getiriyor. Satış ve pazarlama gücümüzü korumalıyız. Seyahat acentalarının en büyük şikayeti özel bankalar. Seyahat acentalarına uzun vadeli düşük faizli yeni kredi olanağı sunulmalı, yapılandırma imkanı verilmeli.
Erkan YAĞCI /Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı
“Türkiye ön planda olacak”
Salgının kontrol altına alınmasından sonra ilk hareket iç turizmde başlayacak. Türkiye’nin salgınla mücadelede başarılı olması yetmeyecek, kademeli olarak salgınla mücadelede başarılı olan ülkelerle dış turizm başlayacak. İyileşme devam ettiği sürece güçlü turizm ve sağlık altyapısıyla Türkiye ön planda olacak. Türkiye’nin 40 yıllık turizm birikimi var; dünyada en fazla ziyaretçi kabul eden altıncı ülke. Antalya’da geçen sene 15.5 milyona yakın yabancı turist ağırladık.
Pazarı canlandırmak için elimizdeki her türlü enstrümanları kullanacağız. Bunlar, reklam, tanıtım, kampanya olabilir. Biz kendi işimizi ayakta tutmak için acentalarımızla, operatörlerimizle konuşup, işletmelerin büyüklüğüne göre reklam, tanıtım ve kampanya gibi çeşitli araçJarı devreye sokacağız.
Osman AYIK / Turizmci, Türkiye Otelciler Federasyonu eski Başkanı
“Alınacak tedbirler uygulanabilir olmalı”
Eylem planını açıklanmasının ardından sektör yeni döneme ilişkin hazırlıklarını tamamlayacak. Salgın sonrası için turizm sektöründe alınacak tedbirler, uygulanabilir ve pratik olmalı. Hizmet alan da hizmet veren de kolay bir şekilde anlayıp, uygulayabilmen. Seyahat yasakların kalkmasıyla iç turizm Haziran başında düşük kapasiteyle yavaş yavaş başlayacak.
Dış turizmde hareketlenme Temmuz’u bulabilir. Yaşanan tecrübelerle, kademe kademe artar. Talebin 2020’de arzu ettiğimiz seviyelerde olması mümkün görünmüyor. 2021’de ise talebin eskiye yakın olacağını düşünüyorum. Onun için alınacak bütün tedbirler sektörü 2021’e taşıyacak düzeyde olmalı.
HÜLYA GENÇ SERTKAYA