TTIP Anlaşması Neden Önemli?
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması
Türkiye sonunun nereye varacağı bilinmeyen iç siyasi çekişmeler yaşarken, ABD ve AB önemli bir anlaşma için görüşmelerini sürdürüyor. Taraflar, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması için geçen ay Washington’da üçüncü kez bir araya geldi. Türkiye’nin bu konuda treni kaçırmasından endişe eden iş dünyası, lobi yapılmasını ve reformların devreye alınmasını istiyor.
Türkiye, 2014’e tarihi bir gündem ile girdi. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ile başlayan siyasi gerginlik dalga dalga büyüyor. Siyasi gerginliğin ne zaman durulacağı ve nasıl bir dinginliğe kavuşacağı ise bilinmiyor.
Türkiye’de bu çalkantı devam ederken küresel ekonominin en büyük iki oyuncusu olan ABD ve Avrupa Birliği (AB) ise ‘geleceğin dünyası’ olarak nitelendirilen bir ekonomik işbirliği projesi için üçüncü kez sessiz sedasız masaya oturdu.
ABD ve AB arasındaki gümrük duvarlarını kaldıracak, üretim ve yatırımda yeni standartlar belirleyecek olan ve Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) olarak bilinen bu tarihi adım, Türkiye’de iç siyasi tartışmaların gölgesinde kaldı. Dolar kurundaki konjonktürel iniş çıkışlar bile küresel ticarette kartların yeniden dağıtılacağı bu dev anlaşmadan çok daha fazla ilgi odağı oldu.
Oysa temmuz ayında Belçika’da toplanan taraflar, geçen ay da ABD’de bir araya geldi. Türkiye’nin üst düzey bir siyasi temsilciyle bu toplantılan takip etmesi, lobi faaliyetleri konusunda iş dünyası ve STK’larla birlikte devrede olması gerekiyor. İlişkileri yumuşatacak ekonomik reformlan da devreye alması zarureti var.
Yaklaşık bir yıldır Türkiye’nin bu anlaşmanın bir parçası sayılması için lobi yürüten iş dünyası gidişattan tedirgin. TTIP müzakerelerinin sürdüğü bir dönemde Türkiye’nin bu süreçten uzak durmasının büyük bir hata olacağı görüşünde birleşen iş dünyasının önde gelen liderleri, Ekonomist aracılığı ile siyaset dünyasına seslendi: “îç siyasete dalıp bu treni kaçırırsak, çağın dışında kalırız.”
TİCARET DÜZENİ DEĞİŞİYOR
TTIP’in Türkiye ekonomisi için önemini Ekonomist’e değerlendiren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TTIP ile birlikte ticaretin kurallarının, üretilen malların standartlarının yeniden belirleneceğini, bu yanıyla TTIP’in bir ticaret anlaşmasının çok ötesinde anlamlar taşıdığını belirtiyor. Hisar-cıklıoğlu, yeni bir ekonomik düzen kurulduğuna işaret ederek, “Bizim bu yeni düzende yerimizi almamız gerekiyor. Çünkü büyük aktörler kendi planlarını uygulamaya başladılar bile” diyor.
Daha önce Japonya ve Kore’nin başını çektiği Asya-Pasifik ülkeleri ile yatırımları içeren TPP (Trans-Pacific Partnership) müzakerelerini başlatan ABD’nin şimdi de Avrupa Birliği ile TTIP müzakerelerinin startını verdiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Bu iki anlaşmanın tamamlanmasıyla yeni bir düzen ortaya çıkacak. Aslında ABD okyanusun her iki tarafındaki ortaklarıyla küreselleşmeyi yeniden tanımlıyor. İki anlaşmanın tamamlanmasıyla küresel ekonominin ve yatırımların yüzde 6l’ine hükmeden dünyanın en büyük serbest bölgesi oluşacak. Küreselleşmenin yerini bölgeselleşme alıyor, dışarda kalanlar için hayat zorlaşacak” diye konuşuyor.
İÇ MESELELERE TAKILMAYALIM
Türkiye’nin bu yeni düzenin içinde nasıl yerini alacağına odaklanması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Türkiye, iç meselelere takılıp dünyadaki gelişmelerin dışında kalmamalı. Bunun için de AB ve ABD ile ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesi kritik önemde” diyor.
2014’te ABD ekonomisinin yüzde 3, AB’nin lokomotifi olan Almanya, Fransa ve İngiltere’nin ise yüzde 1,4 büyümesinin beklendiğini hatırlatan TOBB Başkanı, şunları dile getiriyor: “Yani ihracatımızın yüzde 20’sini yaptığımız üç ekonomide 2014 bahar yılı olacak. Sadece bu da değil. AB dışındaki en büyük pazarlanınız olan Avrasya coğrafyasında ve Ortadoğu’da 2013 sıkıntılı geçmişti. Büyüme yüzde 2 idi. 2014’te ise bu bölgelerde de ciddi bir canlanma bekleniyor. IMF tahminlerine göre yüzde 4’e yaklaşan bir büyüme olacak. Yani büyüme bu bölgelerde 2 katma çıkıyor. Bu yeni tablo bize hem görevler yüklüyor hem de yeni fırsatlar sunuyor. Çünkü finansal piyasalarda işler ne kadar karmaşıksa, ihracat ve yatırımlarda o denli ciddi bir fırsat var. 2014, doğru adımlarla ihracatta bir fırsat yılı olabilir.”
TEK SES OLALIM
TTIP sürecinin dışında kalması halinde Türkiye’nin dış ticaret dengesinde ağır kayıplar yaşanabileceği uyarısında bulunan TUSKON Başkanı Rızanur Meral de “ABD bizim için sıradan bir ülke değil; bu durumun menfi sonuçlan olur. Burada iş büyük ölçüde siyaset kurumuna düşüyor. İç gündemimizde yaşananların uluslararası ilişki ve çıkarlarımızı etkilememesi gerekiyor” diyor. Meral, iş dünyası olarak da herkesin ABD ve AB’deki muhatapları nezdinde lobi faaliyetleri yürütmesi gerektiğini belirterek, “Biz TUSKON olarak bu konuda üzerimizde düşeni yaptık, yapacağız” diye konuşuyor.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Direktörü Boz-kurt Aran ise TTIP için Türkiye’nin hem Ekonomi Bakanlığı hem de iş dünyası üzerinden ABD ve AB nezdinde ısrarcı bir tutum takınması gerektiğini vurguluyor.
ABD ve AB’nin geniş kapsamlı heyetlerle sürekli müzakere halinde yeni ticari düzeni yaratmak için kolları sıvadığını ifade eden Aran, “TTIP tamamlandığında Norveç ve İsviçre dışındaki tüm gelişmiş ülkeleri kapsayan dev bir oluşum olacak. Bu blok globalizmi çökertebilir. Bu düzenin dışında kalmanın maliyeti çok büyük olur” diyor. Aran, DTÖ’de 1994’ten bu yana yaşanan sıkıntıların gelişmiş ülkeleri birlikte davranmaya yönelttiğini belirterek, “TTIP ile gelişmiş ülkelerin avantajlı olduğu alanlarda kurallar değişecek” diye konuşuyor.
TTIP NEDEN ÖNEMLİ?
Peki tüm dünya ülkeleri tarafından dikkatle takip edilen TTIP neden bu kadar hayati ve önemli? Çünkü başta Çin olmak üzere ekonomisi her geçen gün gelişen Asya ülkelerinin karşı çıktığı TTIP ile dünya GSMH’sının yüzde 60’ı ve dünya ticaretinin yüzde 45’i tek bir ticari blokta birleşiyor. TTIP ile ABD-AB ticaretinde 450 milyar dolarlık bir artış öngörülüyor.
Öte yandan ABD, Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) ile de Çin ve Hindistan gibi ülkelerin son 20 yılda ortaya çıkan küresel ekonomideki hükümdarlığına son vermeyi amaçlıyor. Marmara Üniversitesi AB Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sait Akman’a göre, üçüncü tur müzakereleri 16-20 Aralık tarihlerinde tamamlanan TTIP ile dünyanın en büyük pazarının yatırım ve iş yapma iklimi tasarlanacak. Akman, “TTIP’nin yanı sıra TPP’yi de dikkate aldığımızda dünya milli gelirinin yaklaşık üçte ikisini içeren bir yatırım ortamı ve iş yapma modeli ortaya çıkacak” diyor.
“KENDI BÖLGENİZDE GÜÇLENMELİSİNİZ”
Türkiye, TTIP’in bir parçası olmak için özellikle Gümrük Birliği üzerinden girişimlerini sürdürse de ABD’den gelen mesajlar olumlu görüşler içermiyor. Konuyla ilgili Ekonomist’e konuşan ABD Ulusal Serbest Ticaret Bölgeleri Federasyonu Başkanı Daniel Griswold, Türkiye’nin AB üyesi olmadan TTIP’in bir parçası olamayacağını söylüyor. “Gümrük Birliği’ne taraf olmanız sizi doğrudan TTIP’in tarafı haline getirmeyecek. Bu Türkiye için kötü haber” diyen Griswold,
TTIP’in kendine özgü mevzuat ve standartlara sahip bir anlaşma olduğuna dikkat çekiyor. TTIP’in küresel ekonomiyi bloklara ayırarak globalizmin sonunu getireceği iddialarına karşı çıkan Grisvvold,
“Bunlar abartılı yorumlar. TTIP’in varlığı küresel ekonomiye güç katacak. Ancak Türk hükümetine önerim ekonomide reformlara devam etmesi ve kendi bölgesinde güçlenmesi. Şimdilik TTIP Türkiye için bir seçenek gibi gözükmüyor” diye konuşuyor.
Aram Ekin Duran