TL’nin değer kazanç/kayıplarına hassas hisseler
Geçtiğimiz hafta piyasalarda yaşananlar TL’nin değerlenme/dengelenme sürecinin devam edeceği yönünde umut yarattı. TL değer kaybettiğinde olumsuz, değer kazandığında ise olumlu etkilenen hisseleri değerlendirdik…
GEÇEN hafta boyunca yurtiçi piyasalar açısından önemli ve genel olarak olumlu ekonomik gelişmeler yaşandı. 2018 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarının yüzde 5.2 ile güçlü seviyelerde gerçekleşmesi ile birlikte detayların ekonomide aşırı ısınma korkularını ortadan tamamen kaldıracak şekilde iktisadi faaliyetteki dengelenme sürecinin başladığını, temmuz ayı verileriyle birlikte 12 aylık cari açığın 57.5 milyar dolardan 54.6 milyar dolara gerilediğini ve detayların cari dengedeki normalleşme eğiliminin devam ederek yılsominda 50 milyar doların altına gelinmesinin oldukça güçlü bir ‘ihtimal olduğunu işaret ettiğini gördük.
TCMB’DEN ÇOK OLUMLU BİR ADİM
Özellikle, yakın dönemde enflasyon görünümünde gözlenen bozulma ve TL’deki sert değer kayıplarının etkisiyle belki de yılın en kritik ekonomik gelişmelerinden biri hâline gelmiş olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) eylül avı Para Politikası Kurulu toplantısından son derece güçlü ve son derece yerinde bir adım atılmış olması oldukça önemliydi. TCMB’nin yakın dönemde zarar gören kredibilitesini güçlendirmesi açısından bu toplantının önemli bir fırsat olduğunu ve TCMB’nin de bu fırsatı iyi bir şekilde değerlendirdiğini düşünüyoruz.
Alınan kararın fiyat istikrarı ve TL’nin değeri üzerindeki destekleyici etkileri ilerleyen günlerde çok daha hissedilir olacaktır. Bu noktada özellikle, enflasyon gerçekleşmeleri açısından olumlu etkilerin hemen bugünden yarına değil, 3-6 ay arasında görüleceğini; ancak enflasyon beklentilerindeki bozulmanın sonlanıp olumlu tarafa evrildiğini çok daha kısa sürede göreceğimizi değerlendiriyoruz.
OVP’DE DAHA NET MESAJ GELEBİLİR
Yakın dönemde yurtiçi piyasa ve ekonomide gözlenen oynaklıkların-belirsizliklerin azalması açısından TCMB’nin gerçekleştirdiği adım son derece gerekli olmakla birlikte tek başına tüm sorunların çözülmesini sağlayamayacaktır. Ancak, özellikle fiyat istikrarının temini konusunda para politikasının maliye politikalarıyla da destekleneceğinin ilgili otoriteler tarafından sıklıkla vurgulandığını dikkate alırsak özellikle 20 EylüPde açıklanacak 2019-2022 dönemi Orta Vadeli Program’la birlikte mevcut sıkıntıların azalmasına yönelik önemli bir mesajın daha net bir şekilde ortaya konacağını düşünmekteyiz.
Bir süredir özellikle kur tarafında yaşanan gelişmelerin etkisiyle hisse senedi piyasasındaki zorluklar ve kararsızlık ön planda kalmaya devam ettiğinden, son haftalarda yazının girişinde genel olarak benzer cümleler kullanmak zorunda kalmış; belirsizlik ve strese yönelik fiyatlamanın ağırlık kazandığı finansal piyasa koşullarında herhangi bir finansal enstrümana yönelik olarak yatırım kararı vermenin zorlaşmasından hareketle, portföylerdeki nakit ağırlığının artırılmasının hem riskli varlıklardaki dalgalanmalardan en az düzeyde etkilenilmesini sağladığını hem de olası fırsatların değerlendirilmesi konusunda esneklik kazandırdığını ifade etmiştik. Henüz oynaklıklar vc zorluklar tamamen sona erdi diyebilmek için bir miktar erken olsa da, özellikle son haftada yaşanan gelişmelerin hisse senedi yatırımı konusundaki isteği artırıcı yönde olduğunu söylemek mümkün.
HİSSE GETİRİ PERFORMANSLARI
TL’deki değer kayıplarının yaşandığı dönemde büyük ölçüde satış gelirleri içinde ihracatın önemli paya sahip olan, maliyetlerinin önemli bir bölümü TL cinsinden olan, borçluluğu düşük olan, net yabancı para pozisyonu artıda olan şirketlerin görece olumlu ayrıştığını gözlemlerken; özellikle döviz borcu olan şirketlerin görece olumsuz ayrıştığını gördük. TL’deki dengelenme/değer kazanımı sürecinin devam edeceği varsayımı altında, önümüzdeki süreçte hisse getiri performansları açısından görünümün bir miktar tersine dönmesi beklenebilir. Yani, bir süredir TL’deki değer kayıpları nedeniyle olumsuz ayrışan hisselerin olumlu ayrışmaya; olumlu ayrışanlarda ise bir miktar kâr satışlarının gelmeye başlaması muhtemel (Ayrıca, yakın dönemde artan vc bir süre daha yüksek seyredccek enflasyon nedeniyle güçlü stoklara sahip olan şirketlerde bir miktar olumlu ayrışması beklenebilir -örneğin perakende sektörü şirketleri). Buradan hareketle, bu hafta, yakın dönemde TL’de önemli değer kayıplarının gözlendiği süreçte olumsuz ayrışan şirketleri ele alacağız.
TL’DEKİ DEĞERLENME DEVAM EDERSE…
Aşağıdaki tabloda, paylan BIST-TÜM’de işlem gören şirketlerden, TL’de önemli değer kayıplarının yaşandığı dönemde olumsuz, TL’nin değer kazandığı dönemlerde ise olumlu etkilenenler yer almaktadır. Yukarıda değindiğimiz gibi temel varsayımımız TL’deki dengelenme/değerlenme eğiliminin devam etmesi durumunda, önceki süreçte olumsuz performans gösteren hisselerin önümüzdeki süreçte daha olumlu bir performans gösterebileceğine dayanmaktadır. Bu noktada önemli bir hatırlatma/ uyarı olarak, bu varsayımın tabloda yer alan hisselerinin hiçbirinin kesin olarak yükseleceğine dair bir temel oluşturmadığını, buna ek olarak herhangi olumsuz bir ekonomik/siyasi haber-veri akışıyla genel tablonun değişebileceği gibi durumlar göz ardı edilmemelidir. Yanlış bir beklenti oluşturulmaması adına bu hatırlatmayı yapmayı gerekli görüyorum.
Bu tablo yukarıdaki teori niteliğindeki varsayımımızın pratikteki karşılığını göstermeyi amaçlayan bir referans olarak görülmelidir. Tablodaki hisseleri piyasa değerlerine göre sıraladık. Tabloda her bir sütunda belirtilen tarihler arasındaki hisse performanslarını yüzde getiri olarak gösterip; negatif getiriler kırmızı, pozitif getiriler ise yeşil renkle vurguladık. Ayrıca, yatırımcıları yaşanabilecek olası sert oynaklık risklerinden mümkün olduğunca koruyabilmek amacıyla piyasa değeri 200 milyon TL’nin altında olan ve temel/ teknik/hacim gibi dinamikler açısından görece daha riskli olduğunu düşündüğümüz hisseleri de; varsayımımızla uyumlu olmasına rağmen eleyerek tabloda yer vermedik.
EROL GÜRCAN