Turizm Sektöründen Haberler

Tıp turizminde hedef: 7 milyar dolar

Türkiye’ye geçen yıl 270 bin turist tedavi olmak için geldi. İki yıl içinde bu sayının yarım milyona ulaşması bekleniyor. Türkiye sağlık turizminin yanı sıra diğer turizm türlerinde de büyük potansiyel barındırıyor…

GEÇTİĞİMİZ günlerde îngilizlerin ünlü günlük gazetelerinden The Indepen-dent’in, Türkiye’de tıp turizmiyle ilgili yazısını okuduk. ABD’nin yabancı ülkelere yaym yapan kuruluşu Amerika’nın Sesi Radyosu (VOA) da aynı konuya değindi. İngiliz bir diş doktorunun saç ektirmek için Türkiye’ye gitmesi ve yapılan operasyondan son derece memnun kalması, gazete haberinde verilen örneklerden biriydi. Gazeteye göre Türkiye, tıp turizminden yılda bir milyar dolardan fazla para kazanıyor. Resmi açıklamalardan ülkemizde her gün 200 kadar saç ekme operasyonu yapıldığını da öğreniyoruz.

Tip turizmi

Avrupalılar, bazı tıbbi bakım işlerini ve ameliyatları, çok pahalı olduğu gerekçesiyle kendi ülkelerinde yaptıramıyor.

Türkiye, Mısır ve Körfez ülkelerini tercih ediyorlar. The Independent, Amerikalıların Türkiye’ye gelmekten çekindiğini, İtalyanların çok gür saç talebinde bulunduğunu, İspanyolların ise doktorlara “Ne yaparsanız yapın kabul ederim” dediğini de aktarıyor. İki yıl öncesine oranla Türkiye’ye tıp turizmine gelen hasta sayısında yüzde İOO’lük artış olmuş.

HEM ZİYARET HEM TİCARET

Gazete, müşterilerin nasıl karşılandığını da ayrıntısıyla anlatıyor: Hastalar havaalanından limuzinle almıyor, lüks otellere yerleştiriliyor. Neşter altına yatmadan önce İstanbul’un tarihi, turistik yerleri gezdiriliyor. Çoğu ameliyat, lokal anestezi ile yapılıyor. Hastalar televizyon seyrediyor, cerrahla sohbet edebiliyor.

Bir örnek vermek gerekirse saç ekme operasyonu, bir İngiliz’e yolculuk masrafları da dahil 2 bin 500 sterline mal oluyor. Oysa kel İngilizler, bu operasyon için kendi ülkelerinde 10 bin sterlin harcamak zorunda. Küçük bir hatırlatma da yapalım: Saç ekme operasyonundan çıkan hastalar, korku filmlerinde oynayacak kadar ürkütücü bir görüntüye sahip oluyorlar. Saçların kendini toparlaması, altı ay sürebiliyor.

270 BİN SAĞLIK TURİSTİ GELDİ

Gazete, sağlık sigortalarının, yabancı ülkelerdeki masrafları karşılamadığını ama 75 yaşında İngiliz bir kadının bu hakkı kazanarak bir hukuk zaferi elde ettiğini de yazdı. Fransa’da dört bin sterline kalça ameliyatı geçiren Yvonne Watts, sigortadan masrafını alamayınca mahkemeye başvurmuş. Mahkeme de Watts’ı haklı bulmuş. Kararın özü şöyle: Eğer acil bir ameliyat için kendi ülkenizde aylarca sıra beklemek zorundaysanız, ameliyatı yabancı bir ülkede kısa sürede yaptırabiliyorsanız, sigortadan paranızı alabilirsiniz.

Amerika’nın Sesi Radyosu da, benzer örnekler vererek Türkiye’nin geçen yıl 37 milyon turist ağırladığını, bunun 270 bininin tedavi amaçlı olarak ülkeye gittiğini duyurdu. Saç/bıyık ekimi ve yağ aldırmadan hayati ameliyatlara kadar geniş bir yelpazede tıbbi hizmetin verildiğini belirten radyo, en çok müşterinin Almanya, Hollanda, Belçika, Cezayir ve Azerbaycan’dan geldiğini vurguladı. İki yıl içinde Türkiye’ye gelen hasta sayısının yarım milyona, bu alanda elde edilen gelirin de yedi milyar dolara çıkarılmasının hedeflendiği de ifade edildi.

Dünya Turizm Teşkilatı’na (WTO) göre turistlerin en çok tercih ettiği ülkeler sıralamasında altıncı sırada bulunan Türkiye, geçen yıl 21 milyar 600 milyon dolar turizm geliri elde etti.

Sıradışı turizm biçimleri

Tıp turizmi, daha başka sıra dışı turizm çeşitleri olup olmadığını araştırmamıza neden oldu. Artık turizmin sadece tarihi/turistik yerleri gezmekten ibaret olmadığını görüyoruz. İşte size birkaç örnek:

Sağlık turizmi

Fiziksel, ruhsal ve psikolojik olarak iyi hissettirecek aktivitelerle verilen turizm hizmeti. Tıp turizmi ile yakından ilgili ama bu tür turizmde hasta olmanız gerekmiyor. Kaplıcalarda, banyolarda, masajlarla desteklenen bu tür doğal terapi turizmi, sadece ABD’ye yılda 185 milyar dolar kazandırıyor. Bu tür turizm etkinliğinde olanlar, sıradan turistlerden yüzde 130 oranında daha fazla para harcıyor. Bu turizm Avrupa’da 160 milyar dolarlık bir pazar. Sorun ise size sadece birkaç saatlik bir rahatlama sağlaması.

Popüler kültür turizmi

Beğendiğiniz filmlerin, televizyon dizilerinin nerede çekildiğini, hayranı olduğunuz şarkıcıların ya da ünlülerinin nerede yaşadığını merak ediyorsanız bu tür turizm tam size göre.

Örneğin, Los Angeles büyük film yapımcısı şirketlerin stüdyolarının, ünlü oyuncuların evlerinin bulunduğu kent. New York, başlı başına bir film stüdyosu. İngiliz
şair, oyun yazarı ve aktör Shakespeare hayranı iseniz, doğum yeri Stratford-upon-Avon’u her yıl ziyaret eden 4.9 milyon turistten biri olabilirsiniz. Star Wars meraklıları, filmlerin çekildiği Tunus’a akın edebilir. Beatles hayranları Liverpool’a, Elvis Presley hayranları Memphis’e, müzikal filmlerin unutulmaz klasiği Neşeli Günler’i sevenler Avusturya’nın Salzburg kentine gidebilir.

Sürdürülebilir turizm

Bir bölgenin, toplumunda, ekonomisinde ve çevresinde “iyileştirici bir etki” yaratmak amacıyla yapılan turizm. Yoksul bir yerleşim birimine, atlar üzerinde gidiyor, kaldığınız yerde toprağın işlenmesine, kulübe, depo, ahır inşa edilmesine, hayvanların beslenmesine yardım ediyorsanız, sürdürülebilir turizmin bir parçasısınız demektir. Gezmeden turizm olmaz. Bu turizmin amacı, uçakla, otobüsle, trenle gezmek değil. Minimum karbon salarak hem çevrenin sürdürülebilirliğini sağlayacaksınız hem de yapılan günlük işlerde sizin de tuzunuz olacak.

Köy turizmi

Ekoturizmin bir parçası olarak görülebilir. Köyde yaşayanlar, dünyanın her yerinde sıcak, misafirperver, gönlü bol insanlar olarak bilinir. Bu tür geziler, köy yaşantısını gözlemlemek için yapılıyor. Peynirin, çorbanın, tereyağın nasıl yapıldığını öğrenmek mümkün. Kamboçya ve Kosta Rika, bu tür turizmi, yoksulluğun giderilmesi ve kırsal alanların kalkınması için fırsat olarak kullanabilen en başarılı iki ülke.

Karanlık turizmi

“Siyah turizm” ya da “Acı turizmi” olarak da bilinir. Tarihlerinde ölüm ve trajedilerle bütünleşmiş kasaba ve bölgelerin gezilmesi, bu tür turizm kapsamında. Bazı acenteler, buna ‘ThanaTurizm” adını da veriyor. Yunanca thanatos kelimesinden türeyen “thana”, ölümün kişiselleştirilmesi anlamına geliyor. Gladyatör oyunlarının geçtiği kolezyumlar, katakomb denen yeraltı mezarları, idamların gerçekleştiği cezaevi avluları, zindanlar, bu turizm türünün ilgi alanları.

Savaş turizmi

Halen savaşların yaşandığı, çarpışmaların olduğu bölgelerde yapılan geziler. Heyecan arayan, tehlikeli ve yasak bölgelere girmeye hevesli turistler, bunun için kimseyi sorumlu tutmadıklarını belirten bir kağıdı imzalamak zorunda. Willem van de Velde, 1653’te İngiltere ve Hollanda arasında yapılan deniz savaşını izleyen ilk turist olmuştu. Küçük bir kayığa binip çarpışmaları hem izlemiş hem de resmetmişti.

Dünya mirasları turizmi

Birleşmiş Milletler’in tarihi kültürel değerleri dünya mirası ilan ettiği bölgelere yapılan turizm türü. Kültür, her zaman için turizmin başlıca amacı oldu. 16’ncı yüzyılda başladı. Zenginlerin yapabildiği bir turizm biçimiydi. Ama ne yazık ki, bu tür gezilere çıkanlar, beğendikleri tarihi objeleri yanlarına alıp ülkelerine götürüyordu. Bu tür zenginliklere sahip bölgelerin halkları zamanla bilinçlenince ve yasalar konunca dünya mirasları turizmi, sadece fotoğraf çekmekten ibaret kaldı.

Gecekondu turizmi

Yoksul mahalleleri gezme amaçlı geziler. 19’uncu yüzyıl sonlarında Londra ve New York’ta başladı. Günümüzde Hindistan, Brezilya, Kenya, Endonezya, gecekondu turizminin en çok yapıldığı ülkeler. 2008 yapımı Gecekondu Milyoneri (Slumdog Millionaire] adlı film, Hindistan’ın Mumbai kentini, bu turizmin gözdesi haline getirdi.

2010’da, güneybatı İngiltere’nin Bristol kentinde ilk uluslararası “Gecekondu Turizmi Konferansı” yapıldı. 2014’te de Dünya Futbol Şampiyonası nedeniyle Brezilya, ünlü gecekondu mahalleleri “favela”larla ilgi çekti.

Aşırılık turizmi

Tehlikede sınır tanımayanların yapmaya çalıştığı turizm türü. Dağlara tırmanmak, balta girmemiş ormanlarda gezmek, buzlar arasında dalış yapmak, savaş uçaklarıyla ses hızının 2.5 katı hızla uçmak, çöllerde dolaşmak, Bolivya’da ölüm yollarında araç kullanmak, Ukrayna’nın Çernobil kentinde 1986’da infilak eden nükleer santral bölgesinde dolaşmak, timsahların yaşadığı göllerde yüzmek, mağaralara girmek, kanyonlarda yaşam mücadelesi vermek, bungee atlayışı yapmak vb..

Doğum turizmi

Doğacak bebeğin, vatandaşı olması istendiği ülkeye yapılan seyahatlerdir. En gözde ülkeler ABD ve Kanada. Çin’in özel yönetim bölgesi Hong Kong da, Uzakdoğuluların bir numaralı tercihi. Bir ülkede Jirah ekonominin kötü oluşu, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği, is bulma imkanlarının kısıtlı olması gibi nedenlerle bu yönteme başvurulur. 1978-1980 arası Çin’de uygulanan “tek çocuk politikası”, milyonlarca Çinlinin dünyaya dağılmasına neden olmuştu. Bu uygulama sadece iki yıl sürdü ama yasal olarak tamamen ortadan kalkması, 2015 yılında gerçekleşti.

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir Yorum

  1. son yıllarda tıp alanında çok büyük yol katettik. Çok kaliteli doktorlarımız var ve eskisi gibi insanlara tepeden bakmıyorlar. inşallah bozulmaz bu düzen ve daha iyi yerlere geliriz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu