Tarımda Kuraklık
Türkiye son yılların en yağışsız dönemini geçiriyor. Bu durum en fazla gözü kulağı yağmurda olan tarım kesimini etkiliyor. Kuraklığın en yoğun hissedildiği İç Anadolu ve Çukurova’da hububat ekim alanları risk altında.
Son umut bahar yağmurlarında…
BUGÜNLERDE bakliyat başta olmak üzere birçok tarım ürününde fiyatlar artıyor. Artışların bir kısmı sezondan kaynaklanırken, pek çoğunda asıl sebep geçen yıl dünya genelinde yaşanan kuraklık. Geçen yıl dünyanın aksine iyi yağış alan Türkiye ise, bu yıl kurak bir dönem geçiriyor. Şimdiye kadar dünya piyasalarının etkisiyle yükselen hububat ve bakliyat fiyatları, bu yıl Türkiye’deki kuraklık tehlikesiyle alarm veriyor.
DMİ (Devlet Meteoroloji işleri) Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de yeni bir tarım yılının başladığı 2013 yılı Ekim-Aralık döneminde kümülatif yağışlar, genel olarak normalden ve geçen yıl yağışından az oldu. Kümülatif yağış ortalaması 159.1 milimetrede (mm) kaldı. Normal düzeyi 228.5 mm olan yağış miktarı, geçen yılın aynı döneminde 270.5 mm idi.
Son üç aylık dönemde gerçekleşen kümülatif yağışlarda, normal ve geçen yıla göre tüm bölgelerde azalma oldu.
Ekim, Kasım, Aralık aylarında kümülatif olarak normale göre yağış azalması yüzde 49.4 ile en fazla tç Anadolu Bölge-si’nde görüldü. Bu bölgeyi yüzde 47.7 ile Akdeniz Bölgesi, yüzde 45.9 ile Doğu Anadolu Bölgesi, yüzde 30.4 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi, yüzde 25.7 ile Marmara Bölgesi, yüzde 18.8 ile Ege Bölgesi, yüzde 11.8 ile Karadeniz Bölgesi izliyor.
EN BÜYÜK SIKINTI HUBUBATTA
2013-2014 yılı tarımsal üretim ve pazarlama dönemi ekim ayı itibariyle başlıyor. Bu tarihten itibaren başta kışlık hububat olmak üzere, bazı baklagil ve sebzeler ile kanola ekimi yapılıyor. Tarımsal üretim sezonunda Ekim ve Kasım yağışları normallerin altında gerçekleşirken, aralık ayında da beklenen yağışların gerçekleşmemesiyle bu yıl kış kuraklığı kendini gösterdi.
Tahıl ambarı olarak bilinen İç Anadolu Bölgesi kuraklığın en yoğun hissedildiği bölge olarak dikkat çekiyor; bu durum buğday rekoltesi üzerinde ciddi riskler oluşturuyor. İç Anadolu Bölgesi’nde Ekim ayında yağışların normale göre yüzde 18.4, Kasım ayında yüzde 43.6, Aralık ayında yüzde 76.7 az olması, hububat ekiminin yoğun olarak yapıldığı bu bölgede ve yağışların azaldığı diğer bölgelerde sıkıntı yaratıyor. Hububat ekili-şinin ardından Kasım ve Aralık aylarında beklediği yağışı alamayan üreticilerin umudu Ocak ve Şubat aylarına kaldı. Eğer kuraklık devam ederse geçen sezon 22 milyon ton ile rekor kıran buğday bu yıl belki de tarihinin en kötü dönemini yaşayacak…
TOHUMLAR TARLADA ÇÜRÜYOR
TZOB (Türkiye Ziraat Odaları Birliği) Başkanı Şemsi Bayraktar, şu anda ekim alanlarında sadece buğday, arpa, yulaf, fiğ ve kanola gibi bitkilerin olduğunu belirterek, “Hububat ekiminin yapıldığı tarım alanlarında beklenen yağışın gerçekleşmemesi nedeniyle bazı bölgelerde buğdayın büyümesi zayıf. Tohumlarda çürüme riski oluştu. Çıkış gerçekleşen bazı alanlarda da yağış yetersizliği nedeniyle kurumalar oluştu” diyor. 2013/2014 sezonuyla ilgili şimdiden bir rekolte tahmini yapmanın zor olduğunu söyleyen Bayraktar, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Rekoltenin nasıl gerçekleşeceği, kullanılan tohumluğun kalitesi, kullanılan gübre, gerçekleştirilen zirai mücadele, hasada kadar yağan yağış, sulama imkanları gibi çeşitli faktörlere bağlı. Bu tarım yılının verimli geçmesi için yağış almayan tüm bölgelerimizde en kısa zamanda yeterli yağışın olması gerekiyor.”
TARLAYI SULUYORLAR
Bereketli topraklara sahip olan Çukurova’da buğday tarlaları sürülmeye başlandı. Çukurova’da Seyhan ve Ceyhan nehirleri vasıtasıyla sulama yapılabiliyor. Yetersiz yağış nedeniyle birçok buğday üreticisi tarlalarını sulayarak çıkış yolu arıyor. Ancak sulama imkanının olmadığı bölgelerde durum daha kötü. Özellikle nehrin kuzeyinde ve dağlık bölgede kalan buğday tarlaları sürülmeye başlanmış. Adana’da 2 bin dekar alanda çiftçilik yapan Nur Özkan, bu yıl 100 dekar buğday ektiğim belirterek, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Adana’da kuraklık had safhada. Ancak ciddi bir alanda sulama yapılabiliyor. Sulama yapılamayan bölgelerde buğday tarlalarının sürülmeye başladığını duyuyoruz. Çünkü buğdaylar çimlenip çıkamadı. Çıkanlar da sararmaya başladı. Bu alanlara ayçiçeği, soya ve mısır ekimleri yapılır. Ben de 100 dekar alanda buğday ektim. Bir ara sürmeye niyetlendim. Sulayınca buğdayı kurtardık. Ancak maliyetler artıyor. Doğal yağmurla suyunu alsaydı ekstra masraf yapmayacaktık. Bu yıl buğday değerli olacak gibi görünüyor.”
“UMUT BAHAR YAĞIŞLARINDA”
Edime Ziraat Odası Başkanı Cengiz Yorulmaz da kuraklığın devam etmesi durumunda buğday rekoltesinde ciddi düşüşler yaşanacağını söylüyor. İlkbahar yağışlarının bu anlamda hayati olduğunu söyleyen Yorulmaz, “Şu andaki yağışlar sadece buğdayı etkilemeyecek. Yeraltı sularını kullanan bitkiler var. Ayçiçeği bunlardan biri. Kuraklık devam ederse nisan ve mayıs aylarında ekimi yapılan ayçiçeği de nasibini alacak. Ancak asıl risk çeltikte yaşanır. Türkiye üretiminin yüzde 50’sini gerçekleştiriyoruz. Kuraklık en fazla çeltik tarlalarını vurur. Umudumuz bahar yağışları” diyor. Yorulmaz, henüz ekim dönemi gelmeyen fasulye, nohut gibi bakliyat grubu ürünler için da bahar yağmurlarının önemli olduğunu vurguluyor.
Önemli tarım merkezlerinden Aydın ve Balıkesir ise yağış konusunda daha şanslı. Aydın Ziraat Odası Başkam Rıza Posacı, yörede yeterli yağışların alındığım ve buğday tarlalarında bir sıkıntı yaşanmadığını belirtiyor. Posacı, “Bizim bölgede buğdayların kardeşleme, yani çoğalma dönemi. Bu dönemde çok yağmur istenmez. Buğdayların çıkışları da gayet iyi görünüyor. Öte yandan, verimin daha iyi olmsı için ni-san-mayıs yağışları da önemli” diyor.
Balıkesir Ziraat Odası Başkanı Sami Özat ise, yörenin kuraklığı 2013 yılında yaşadığını söylüyor. Geçen yıl yaşanan kuraklık nedeniyle 3 bin 100 çiftçinin kredi borçlarının ertelendiğini belirten Özat, “2014 sezonu için yağışlar tatmin edici. Yıla iyi girdik. Bu sene sıkıntı beklemiyoruz. Tarlalarda hububat ve yem bitkileri var. Rekoltelerde bir sıkıntı yaşanmaz” diyor.
İdriz Çokal