Start up’larda İnsan Kaynakları Yönetimi
İngilizce adıyla ‘founding team’, Türkçe’deki karşılığıyla ‘kurucu kadro’, start up’larda 2-3 kişiden oluşur ve bu kadro start-up’ın beşeri sermayesinin çekirdeğini oluşturur. Kurucu kadro, zaman içerisinde ekibi genişletmek için işe atımlar yapmaya başlar. Fakat, start up’larda insan kaynakları yönetimi çok planlı ve organize bir şekilde yapılmaz. İlk aylarda kariyer portallarına ilan vererek veya özel istihdam bürolarından profesyonel hizmet alarak aday bulmak tercih edilmez. Sistemli süreçler yerine, sosyal ilişkilere dayanan ve davet usulüyle ilerleyen bir işe alım yöntemi izlenmesi tercih edilir.
Bu ayki yazımda, insan kaynakları yönetimine dair hepimizin bildiği teorik bilgilerin dışında kalan bazı detayları sizinle paylaşmak istiyorum.
• ‘Yedekleme stratejileri’ geliştirmeli ve uygulamalısınız. Aradığınız kişiyi buldunuz ve işe aldınız. İşe aldığınız kişi birkaç ay sonra herhangi bir sebeple işinden ayrılabilir veya siz kişiyi performansından memnun olmadığınız için işten çıkarabilirsiniz. Sadece yeni ekip üyelerinde değil, çok güvendiğiniz ve uzun süreden beri ekibinizde yer alan bir kişi ile de benzer bir problemi yaşayabilirsiniz. Ekipteki bu gibi ani kayıpların start up’ın faaliyet hızına olumsuz etki edeceği kuşkusuzdur. Hızın düşmemesi ve çalışmaların aksamaması için boşalan koltukların mümkün olduğunca hızlı bir şekilde doldurulması gerekmektedir. Bunu başarmak yedekleme stratejileri geliştirmek ve uygulamakla mümkündür. Peki nasıl? Start up’taki tüm pozisyonlar için şirketinizin adını gizleyerek (anonim kalarak) Linkedln vb. mecralarda belirli aralıklarla iş ilanları verip adaylardan özgeçmiş (CV) toplayabilirsiniz. Bunu şirketinizdeki tüm roller için en az 6 ayda bir yapmalısınız ve aday havuzunuzu devamlı olarak güncellemelisiniz. Bu sayede, ekipte beklenmedik bir eksilme olduğu zamanlarda vakit kaybetmeyip, hazırdaki aday havuzunuzdan seçimler yaparak kısa bir sürede yeni işe alımlar gerçekleştirebilirsiniz.
• ‘Full-stack’ profilleri tercih etmelisiniz. Tam olarak Türkçe’ye henüz çevrilmemiş kavramlardan biri full-stack’tir. Kısaca açıklamak gerekirse; sadece bir konuda ihtisas sahibi olmayan, birden fazla uzmanlığa sahip tecrübeli kişiler için kullanılan bir sıfattır. Eğer bahsettiğiniz kişi bir yazılımcı ise ‘Full-stack developer’, bir pazarlamacı ise ‘Full-stack marketer’ arıyor olmalısınız. Start up’lar mikro düzeyde ihtisaslaşma sağlamış çok sayıda kişiyi istihdam edebilecek bir bütçeye sahip olmadıkları için, gerekli yetenekleri bir kişide birleştirmeyi hedeflemelidir. Örneğin; girişiminizin online pazarlama faaliyetlerini üstlenmesi için bir sosyal medya uzmanı, bir Google Adwords uzmanı, bir arama motoru optimizasyon uzmanı, bir analitik uzmanı gibi toplam dört farklı rolde dört kişi istihdam etmek yerine tüm bu konulara hakim olan bir full-stack marketer işe alarak çok daha hızlı ve etkili ilerlemeniz mümkün olacaktır. Full-stack profiller start up’lara hem hız hem de maliyetten tasarruf sağladıkları için gittikçe daha fazla talep gören profiller olmaya başladı.
• Klasik performans değerlendirme ve ödüllendirme stratejilerinin dışına çıkmalısınız. Ülkemizde bir çok start up’ta kurucu kadro dışında yer alan kişiler için bir ödüllendirme politikası bulunmadığını görüyoruz. Diğer yandan, kurumsal şirketlerde uygulanan en yaygın ödüllendirme yöntemi, performans değerlerine göre çalışanlara prim verilmesidir. Henüz ilk dönemlerinde yeterince gelir üretemeyen veya gelir elde etme planları uzun vadeli stratejilere bağlı olan start up’larda ekip üyelerinin performansını nicel veriler üzerinden değerlendirmek doğru olmayabilir. Bu sebeple, nicel veriler yerine nitel veriler tercih edilebilir. Ayrıca, start up’ın özkaynaklarının kısıtlı olması sebebiyle çalışanlara prim ödemesi yapmak yerine, hisse opsiyonlarını baz alan bir ödüllendirme yöntemi tercih edilebilir. Örneğin; kişinin start up’ta çalıştığı her sene için bilabedel yüzde 0.5 hisseye hak kazanması, hem çalışanın ödüllendirilmesi hem de aidiyet hissinin pekişmesi için yararlı olacaktır.
• Start up’ların kurumsal hayatın dışında bulunması ve farklı bir kültüre sahip olması referans kontrolünü atlamanız için bahane olmamalı. Start up’larda kişiler arası uyum ve iyi iletişim büyük şirketlerde olduğundan çok daha önemlidir.
Bu sebeple, teknik bilgi ve becerileri değil sosyal ilişkileri sorgulayan referans kontrolleri yapmayı ihmal etmemelisiniz. Sosyal medya platformlarında denk geldiğiniz ortak bağlantılarınıza sorarak bu kontrolü kolayca yapabilirsiniz. Uyumsuz bir ekip üyesini büyük bir şirkette işe alıp zaman içerisinde uyumlu hale getirebilirsiniz fakat start up’ta böyle bir zamana katlanma lüksünüz yok. Ekibe katılan kişiler ilk günden yüksek düzeyde uyum sağlayıp hemen çalışmalara katılabilmeli. En az iki farklı kaynaktan referans kontrolü yapmayı ihmal etmeyin.
30 Yaşın Altındaki Girişimci Adayları Ocak 2017’ye Hazırlanmalı!
Girişimciliğe yeni adım atmak isteyen henüz 29 yaşmı doldurmamış gençlerin Ocak 2017’yi beklemelerini tavsiye ediyorum. Neden mi? Maliye Bakanlığı, gençlerimizin girişimci olmalarım teşvik etmek amacıyla önemli bir desteğini açıkladı ve 5 Mayıs 2016’da Resmi Gazete’de yayınlayarak yürürlüğe aldı.
Bu teşvik kapsamında, eğer 29 yaşmı doldurmamış gençler ilk defa girişimci olarak iş hayatına katılacak ve kendilerine ait bir şirket kuracaklarsa, şirketin kurulduğu yıl dahil olmak üzere toplam üç takvim yılı boyunca her yıl kazançlarının ilk 75 bin TL’si gelir vergisinden muaf tutulacak. Bu teşvikten azami düzeyde yararlanmak için, eğer aceleniz yoksa şirketinizi 2017’nin Ocak ayında kurabilirsiniz. Bu sayede vergi muafiyeti 2016 yılından değil, 2017 yılından
itibaren başlamış olacak ve 2017, 2018 ve 2019 yıllarında toplam 225 bin TL’lik geliriniz vergiden muaf olacak. Bu sene Ekim, Kasım, Aralık aylarında şirket kurulumunu yaparsanız takvimi 2016’dan başlatmış olacaksınız…
Ocak 2017’ye kadar olan üç aylık dönemde ise KOSGEB’in düzenlediği ücretsiz uygulamalı girişimcilik eğitimlerine katılmanızı da tavsiye ederim. Bu eğitime katıldıktan sonra alacağınız sertifika ile KOSGEB’in Yeni Girişimci Desteği programından 50 bin TL geri ödemesiz hibe almanız da mümkün.
Cem Ener
Direktör-BÜMED Business Angels / BUBA