Sosyal Girişimcilik Projeleri
Türkiye’de girişimcilik kavramı hızla yükselirken ve her üç kişiden biri kendi işini kurmak isterken, bir yandan da sessiz sedasız sosyal girişimcilik projeleri hayata geçiyor. Kâr amacı gütmeyen ancak farklı hayatlara dokunarak katma değer yaratan sosyal girişimciler, kadın, engelli, yoksul pek çok kişinin sorunlarına çözüm buluyor. İşte Türkiye’nin geleceğinde önemli rol oynayacak sosyal girişimciler…
Sosyal girişimcilik Türkiye’de gelişen bir kavram. Özellikle de konuya üniversiteler ve sanayi tarafında büyük bir ilgi sözkonusu. Sosyal girişimcilik tüm paydaşlar için bir katma değer. Sosyal girişimcilik pozitif sosyal ve çevresel etkileri olan sürdürülebilir iş uygulamalarının bir bütünü de diyebiliriz.
Sosyal girişimcilikteki asıl hedef ise katma değer yaratmak. Üniversiteler kurslar, yarışmalar ve sertifika programları ile sosyal girişimcilik konusundaki farkındalığı artırmada liderlik yapıyor. Aynı zamanda da öğrencilerin, akademisyenlerin, sanayinin, hükümetin katılımı için teşvikler ve fırsatlar sunuyor.
Türkiye’de sosyal girişimcilik hedefine yönelik olarak yapılacak hala pek çok şey var: Sivil toplum ve iş dünyasının rolleriyle ilgili zihniyet değişikliği, yardımseverlik için yeni tanımlar ve amaçlar, yaratıcılığın önünü açacak yenilikçi yaklaşımlar ve bunları teşvik edecek düzenleyici çerçevelerin sosyal girişimciliği büyük ölçüde yükselteceği ifade ediliyor. Ancak ilerleme sürüyor ve bu anlamda Türkiye’nin geleceği parlak görünüyor.
Yunus’a Nobel getirdi
Tarihsel gelişim süreci ikinci Dünya Savaşı’na dek uzanan sosyal girişimcilik kavramının uygulama boyutu Muhammet Yunus ile 1970’li yıllarda daha fazla önem kazandı. 1974 yılında gerçekleştirdiği eylemi ve düşüncesiyle ekonomik, ideolojik ve siyasal önyargıları hiçe sayarak kendi projelerini kabul ettirmeyi başaran Muhammed Vunus’un uygulamaya taşıdığı ‘Sosyal girişimcilik’ kavramı, O’na bu alanda 2006 Yılı Nobel Barış Ödülü’nü getirdi.
Sosyal girişimcilik kavramının kurumsallaşmasında ise 1980 yılında William Drayton tarafından kurulan ASHOKA’nın önemli bir payı oldu. Kuruluş amacı sosyal girişimciliği desteklemek ve bir sektör olarak algılanmasını sağlayarak bu sektörü destekleyen mekanizmaları oluşturmaya çalışmak olan ASHOKA, sosyal değişimin toplumların içinden doğduğu anlayışına vurgu yaptı.
Böylece, kuruluş, toplum içindeki her bireyin bir ‘değişim oluşturucusu’ (changemaker) olma potansiyeline sahip olduğu fikrini benimsemiş ve sosyal girişimcilerin her birini, toplum için diğerlerine kendilerinin de değişim oluşturabileceklerini gösteren bir rol modeli olarak kabul etmiş.
Genç Sosyal Girişimciler daha iyi bir toplumun peşinde
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin öncülüğünü üstlendiği ve International Youth Foundation (Uluslararası Gençlik Vakfı), Sylvan/Laureate Foundation (Sylvan/Laureate Vakfı) ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV)’nın iş birliği ile gerçeğe dönüştürülen BİLGİ Genç Sosyal Girişimci Ödülleri’nde en başarılı projeler belli oldu. Toplamda 69 başvuru arasından seçilen 10 genç sosyal girişimcinin projeleri ödüllendirildi.
BİLGİ Genç Sosyal Girişimci Ödülleri projesinin başlıca hedefi, yaşadıkları topluma değer katabilen genç sosyal girişimcileri bularak onlara destek olmak. Aynı zamanda verilen ödüllerle sosyal girişimciler ağı oluşturmak ve gençlerin her yıl daha da büyüyen bu ağ aracılığıyla bilgi ve tecrübelerini birbirleriyle paylaşmasını sağlamak. Ödül alan projeler ise şöyle:
S.S. BİGA KADIN ÇEVRE KÜLTÜR VE İŞLETME KOOPERATİFİ
Evden çıkmayan kadınların kooperatifi
Kooperatif, Biga’da yaşayan sosyal, ekonomik olanaklardan yoksun ya da bugüne dek yararlanamamış, evin dışında çalışmamış kadınların, hem kendileri ve çocukları hem de çevreleri için, yaşamı yeniden ürettiği bir örgütlenme modeli. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’nın (KEDV) eğitim ve teknik desteği ile 2005 yılında kurulmuş. Başta liderlik eğitimleri olmak üzere, finansal okur-yazarlık, annelere okul öncesi eğitim, bilgisayar eğitimleri, aşçılık, girişimcilik, kadının insan haklan, kadın sağlığı gibi birçok konuda eğitimler veriliyor. Ayşe Temiztaş’m deyimiyle ‘yoktan var edilen’ unlu gıda imalathanesinde 2005 yılında üretime başlanmış. Önce bir lokanta, ardından kafe işletmeye başlamışlar. Haftalık pazar yerinde satış merkezi oluşturulmuş. Kolektif bir üretim ve paylaşım ile onlarca kadının üretimine değer kazandırılmış.
KEDV’in prefabrik bina ve eğitim katkısı ile belediyeden kiralanan bir arsa üzerinde Kadın ve Çocuk Merkezi kurulmuş. Bu merkezde erken çocukluk eğitim ve bakım hizmetleri vermeye başlamış. Merkezde kadınlar yuva yöneticiliğim, öğretmen yardımcılığını öğrenmiş. Kooperatifle evden çıkmayan kadınlar olarak kamusal alana çıktıklarım söyleyen bu girişimin öncüsü Ayşe Temiztaş, kurumsal görünürlük arttıkça yerel yönetimin ve toplumdaki diğer aktörlerin desteğini de almaya başladıklarını ifade ediyor. Temiztaş, “Eğitim ve çalışma yaşamı ve geliştirdiğimiz işbirlikleri toplumsal sorunlara duyarlılığımızı artırdı. Kadın sorunlarına ve haklarına yaklaşımda farkmdalık oluştu. Kendimizi, sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi daha cesur dile getirmeye başladık. Ekonomik olarak kısmen özgürleştik, haklarımızı öğrendik. Dayanışma, paylaşma, birlikte hareket etme özelliklerimizi geliştirdik” diyor.
ANİKYA İZNİK ÇİNİ -Nejia Anıl
İznik çinisini dünya markası yapacak
Türkiye’nin Kadın Girişimcileri Yamşması’nda “Yöresinde Park Yaratan Kadın Girişimci” ödülünü alan Nejla Anıl’m markası Anikya İznik Çini, 17’nci yüzyılın sonlarında yok olmaya yüz tutmuş İznik Çini sanatım, günlük hayatta kullanılan işlevsel ürünlere dönüştürerek yaşatmak amacıyla 2000 yılında Nejla Anıl tarafından kuruldu. Anıl, tarihte sadece duvar süslemesi ve kap kacak olarak kullanılan İznik çinileriyle çağdaş tasarımlar yaparak, takı ve aksesuardan mobilyaya kadar binlerce çinili ürün geliştirmiş ve İznik Çini sanatına yeni kullanım alanları açmış. Anikya halen, aynı yıllarda İznik’te bu el sanatının yemden doğması ve halka bu alanda istihdam sağlamak için proje başlatan Sevinç Öztürk’ün 2004 yılındaki ortaklığıyla, devam ediyor.
2000 yılında 3 kişiyle faaliyete başlayan Anikya bugün toplam 40 kişiye doğrudan istihdam sağlıyor. Ahşap, bakır, gümüş, deri, metal, çerçeve gibi yan sektörlerle birlikte toplam 150 kişinin istihdamına katkıda bulunuyor.
Avrupa Birliği ve Unesco’mın desteklediği Prodecom Projesi çerçevesinde Türkiye’de yok olmaya yüz tutan sanatlar arasına alınan İznik Çini sanatım temsilen proje kapsamında, Fransa, İtalya, Cezayir, Pas ve Ürdün gibi Akdeniz ülkelerinde sergiler açılmış. Dışişleri Bakanlığı ve TELLFA Demeği’nin ortak girişimiyle Talinn’de ve Riga’da düzenlenen Türk Günleri çerçevesinde İznik çinileri ve İznik çinisinde Mevlana’yı Baltıklar’da tanıtmak, kültürler ve sanatlar arasında bir köprü kurulmasını sağlamak için etkinlikler düzenlenmiş. Çinili takı üretimi başlatarak, Türkiye’de birçok kadın sanatçının girişimci olmasını sağlamış. Anıl projeyle İznik çinisini Türkiye’yle birlikte anılan bir dünya markası yapmayı hedeflediklerini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Çağdaş çini tasannu ve üretiminin Türkiye’de sürdürülebilir bir iş olarak kalmasım ve gençlerin bu sanatı sevmesini sağlamak, sektörde istihdamın dalıa çok artması için projeler geliştirmek ve çini sektöründeki ürün-fiyat dengesizliği ve haksız rekabetle etkin bir şekilde mücadele etmek hedeflerimiz arasında.”
ZUMBARA
Bu sitede para yerine zaman kullanılıyor
Zumbara (Zaman Kumbarası) para yerine zamanın kullanıldığı sosyal bir paylaşım ağı ve bir alternatif ekonomi hareketi. Sistem ‘birisine bir saatlik yardım et. Karşılığında bir saat kazan ve kumbarana at. Bu bir saat ile topluluktaki dilediğin kişiden istediğin bir saatlik servisi al’ mantığı ile işliyor. Para ile şu anki sistemde servis bazmda yapabileceğiniz her şeyi zaman ile yapıyorsunuz. Zumbara’da şu an 12 binin üzerinde üye bulunuyor. 8 binin üzerinde servis girişi yapılmış ve aylık ortalama 800 saat servis değişimi gerçekleşiyor.
Sitenin kurucusu Ayşegül Güzel, sitenin sosyal faydalan hakkında şunları söylüyor: “İnsanların zamanı özgür bıraktıkları, parayı şükranın ifadesi olarak: kullandıkları, birlik, bütünlük ve bolluk bilinciyle armağan kültüründe yaşadıkları bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu dünyaya şu şekilde katkı sağlıyoruz: Paylaşım kültürü ve armağan ekonomisi ile ilgili farkındalık yaratarak, insanların armağanlarım paylaşarak ihtiyaçlarım karşıladıkları alanlar açarak ve güven temelli ilişkiler ve dayanışık topluluklar oluşturuyoruz.”
Önümüzdeki dönemde yine topluluk odaklı çalışmalara devam edeceklerini belirten Güzel, yeni dönemde yaratıcı etkinlikler ile farkındalık yaratmayı hedeflediklerini, dünyada armağan ekonomisi alanında çalışan vizyoner kişilerin bir araya geleceği ‘Armağan Festivali’ni İstanbul’da ev sahipliği yapmayı hedeflediklerini söylüyor.
KRALİÇE KELEBEKLER – Pelin
Taksici boyacı kadın yetiştiriyor
Kraliçe Kelebekler Pelin Akman’m kurmuş olduğu bir sosyal girişim. 2006 yılında OMEGA Şirketler grubu bünyesinde, sosyal alanda proje üretmek üzere kurulan ACTUS, Kraliçe Kelebekler ismini verdiği kadın istihdam projesini 2011’de hayata geçirmiş.
Projede meslek sahibi olması hedeflenen kitle 30 yaş ve üzeri, çalışmaya ihtiyaç duyan ancak profesyonel ve kalıcı bir iş bulma anlamında eğitim ve tecrübe olarak; yetersiz kadınlar. Bu kadınlara, uzman kişiler tarafından hazırlanan ve uygulanan eğitim programlan kapsamında ücretsiz mesleki eğitim imkânı sağlanıyor. Eğitimler sonrasında kadınlar, Kraliçe Kelebekler markasıyla istihdam ediliyor. Örneğin bir grup kadın taksi, servis ve makam şoförü olarak yetiştirilmiş. Projenin ikinci aşamasında bir grup kadın, INTES’in şantiyesinde aldıkları eğitimlerin duvar boyacısı olmuşlar. Projenin üçüncü aşamasında ise hasta, çocuk, yaşlı refakatçisi, temizlik personeli ve ütücü olarak: çalışmak üzere organize edilmiş.
Pelin Akman, tüm bu faaliyet alanlarına tarım ve hayvancılığı da eklediklerini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “2006’da Beykoz’da, kurduğumuz Yemyeşşil isimli hobi bahçemiz 2011’de Kraliçe Kelebekler çatısı altına alındı. Şu anda bölge köylerindeki pek çok kadına da dönemsel iş imkanı sağlıyor. Şile yakınlarında kurduğumuz Dale Hanım Saan Keçi Çiftliğinde de şu an 35 keçimiz bulunuyor. Kadınlarımızın ürettiği keçi peyniri, keçi yoğurdu satışı yapıyoruz.”
CAN SİMİDİ-Volkan Pelit
Engelsizyaşam için uğraşıyorlar
Can Simidi projesi engelli vatandaşların sosyal hayatlarım, ihtiyaçlarım daha rahat bir şekilde karşılayabilmek ve engelli istihdam etmek amacıyla Türkiye’nin kendi alanında ilk ticari ve sosyal sorumluluk projesi. Konsepti simit satan mağazaların konseptiyle aynı. Ancak Can Simidi mağazalarında en önemli madde bir engelli çalıştırma zorunluluğu olması. Girişinden lavabo ve tuvaletine kadar engellilerin ralıatça hizmet alabileceği bir işletme olması da Can Simidi’ni sosyal girişim yapan başka bir unsur. Ayrıca mağazaların cirolarından yüzde 8 royalty hakkı alınıp diğer engelli vatandaşların temel ihtiyaçları karşılanıyor. Can Simidi Bayi Sorumlusu Volkan Pelit, ‘Her simit bir ümit’ sloganıyla Türkiye genelinde 5 bin mağaza açarak engelsiz bir yaşama destek olmayı ve engelleri ortadan kaldırmayı hedeflediklerini söylüyor.
HAYAT SENDE GENÇLİK AKADEMİSİ
Abdullah Oskay
Hayat Sende Gençlik Akademisi, büyük çoğunluğu devlet korumasında yetişen gençlerden oluşuyor ve yine devlet korumasında kalan çocuk ve gençlerin insan kaynağı kalitesini artırmak için çalışmalar yapıyor.
Bu kuramlarda kalan gençler, üniversiteye ilk gittiklerinde maddi açıdan soranlar yaşıyorlar ve yaptıkları burs başvurularının sonuçlanması için dört ay kadar zamana ihtiyaç duyuyorlar. Hayat Sende Gençlik Akademisi, bu gençler için bir burs fonu oluşturuyor ve bu gençlere üniversiteye başladıkları ilk dört ayda burslar veriyor. Bu fonun giderleri de, verilen profesyonel eğitimlerden elde edilecek gelirle karşılanıyor.
Erit Gün Ezerel
Üniversite öğrencilerine kariyer desteği
Sinaps ekibi, öğrenci CV’lerinin çok bir şey ifade etmediğini, işe veya staja alımlann büyük oranda şansa ve okulun getirdiği etikete bağlı olduğunu biliyor. Bu durumu iyileştirmek ve bütün öğrencilere eşit şartlarda kendilerini kanıtlama fırsatı yaratmak için Sinaps.com kuruluyor. Bu platformda, firmalar ve kuramlar, öğrencileri düşünmeye zorlayacak problemler yayınlıyor ve bir ödül belirliyorlar. Öğrenciler de bu problemlere çözüm önerileri getirerek hem kendilerini iş dünyasına kanıtlıyor, hem de para ödülü veya staj imkanı gibi ödüller kazanıyorlar. Diğer yandan firmalar da aradıkları genç yeteneklere ve yaratıcı fikirlere daha kolay ulaşmış oluyor.
Mustafa Altuncu / Bir Enstrüman Çok insan
“Bir enstrüman birçok insanın hayatını değiştirebilir, birçok inşam bir araya getirebilir” mottosuylayola çıkan ‘Bir Enstrüman Çok İnsan’ projesi müziğin birleştiriciliğini tüm dünyaya göstermeyi amaç ediniyor. İsparta’da yaşayanların enstrüman sahibi olma ve çalma hayallerinin, başta maddi olanaksızlıklar olmak üzere çeşitli nedenler yüzünden engellenemeyeceğini kanıtlıyor. Sadece kullanılmış, ancak hala kullanılabilecek müzik aletlerini, ihtiyacı olanlara ulaştırmakla kalmayıp, toplanılan bağışlarla yenilerini alıp arzu eden ama maddi imkanı olmayan kişilere de bağışlıyor.
Devlet Okullarına Yönelik Sosyal Eğitim Projesi – Emre Özgür Projenin misyonu yaratılan şeffaf ve güvenilir bağış platformu ile bağışçıları motive ederek eğitim sisteminde fırsat eşitliğine katkıda bulunmak. Bunun için okulların ve bağışçıların bir araya gelebileceği bir web sitesi oluşturulmuş. Bu web sitesi üzerinden okullar isteklerini belirtiyor ve bağışçılar da bu istekleri görüp okullara ulaştırıyorlar. Proje, Milli Eğitim Bakanlığı’mn onay ve desteğiyle çalışıyor.
Varlık Sezgin
Sonradan Gurmeler
Sonradan Gurmeler, özellikle esnaf lokantalarını tercih ederek, hem lezzet çeşitliliğini öğreniyor hem de yörenin kültürüne ayna tutuyor. Genç gurmeleri bir araya getirerek saklı kalmış lezzetleri keşfe çıkıyor, bu vesileyle gerek kültürel gerekse sosyal fayda sağlanıyor. Türkiye tarihinde önemli yeri olan esnaf lokantalarının da fast food zincirlerine yenik düşmesine engel olmaya çalışılıyor.
Burak Özdemir
Yeni Yetiler Kazanmak
YeniYeti, hayatm yoğun temposundan yorulmuş ve sıkılmış olan insanlara, 2-3 saat gibi kısa bir sürede kendilerine yeni yetiler kazandırabilme ve yeni insanlarla tanışıp sosyalleşebilme fırsatı sunuyor. Bunun dışında herkesin eğitmen olabileceği bir platform sunarak, her kesimden insana yetenekleri veya hobileri üzerinden istihdam sağlayabileceği bir ortam yaratıyor.
Diğer yandan, evinde çalışan insanlan da ekonomiye katarak, herkesin istediğini öğrenebileceği, bildiğini öğretebileceği sosyal bir eğitim platformu olarak topluma hizmet ediyor.
Bu proje ile origamiden kahve yapımına, köpekleri anlamaktan araba park etmeye kadar herhangi bir konuda eğitim alınabileceğini, eğitim kavramının sıkıcı ve tekdüze bir kavram olmadığım insanlara anlatabilmek, insanların eğitim kavramına olan soğuk ve korku dolu bakışlarım değiştirebilmek ve insanların içinde saklı kalmış yetilerini ortaya çıkarabilmek.
Sezgi Evren Kültürel Mutfak
Kültürel Mutfak çalışmaları ile Diyarbakırda özellikle şiddet ve göç mağduru kadınların kendilerini ve yeteneklerini keşfedebilecekleri, üretebilecekleri ve saygı görecekleri bir ortam yaratılıyor. Öncelikle üretmeye ve aile bütçesine katkı sağlamaya hazır kadınlar ile meyve ve sebze ekmeye, ürünler toplandığında bu organik ürünleri işleyerek satışa hazır hale getirmeye başlanmış. Girişimin başlangıcında evlerin damlarında ve hijyen ortamım yakalanan her yerde çalışmaya devam ediliyor. Projenin amacı devamlı kullanılabilen bir üretim tesisinde projenin devamım sağlayabilmek. Her gün daha fasla sayıda kadın Kültürel Mutfak için çalışıyor ve bu sayede erkek egemen toplumda kadınların çahşmalannın uygun olmadığı önyargısı da yavaş yavaş kınlıyor. Ekonomik gelişim, tarım, insan haklan ve göç gibi çok önemli ve hassas konulara yerel çözümler buluyor.
Samet Beyazkılmç /Temiz Bir Gelecek ve Sağlıklı Yaşam için SAMBİS
Günümüz dünyasında önemi gün geçtikçe daha da artan çevre kirliliği, geleceğin en önemli kaygılarından biri. Bu proje ile ekonomik ve kültürel kalkınma potansiyellerini harekete geçirerek kentsel dokuların korunması ve geliştirilmesini amaçlanıyor. Özellikle bisiklet kullanımımn yaygın olmadığı Karadeniz Bölgesi’nde böyle bir girişimin dikkat çekeceği ve tercih edileceği tahmin edilmiş. Bu anlamda insan sağlığına ve çevreye yatırım yapan bir uygulama olarak ‘Akıllı Bisiklet Kiralama Sistemi’ hayata geçirerek zararlı gazların oluşturduğu sera etkisini ve gürültü kirliliğini azaltmaya yardımcı bir ulaşım alternatifi sunulmuş. Samsun’da kurulan mevcut sistemin Türkiye’nin farklı illerinde de hayata geçirmeyi hedefliyor.
Nazlı Özgan
Genç kadınların gelişimine katkı
Kadınların toplum içinde değer gördüğü, liderlik becerilerinin ve potansiyelinin desteklendiği bu proje. Topluma fayda sağlayabilmek için kadınlara da ihtiyaç olduğunun benimsendiği bir dünya isteyen Değişim Liderleri Derneği bu amaçla hazırlanılan projeler ile 18 binin kişinin hayatına dokundu ve hala dokunmaya devam ediyor.
Burcu Tuvay / Ekonomist