Şirketler Sürdürülebilirlik Konusunda Çalışıyor
ASLINDA UZUN ZAMANDIR ŞİRKETLER, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KONUSUNDA ÇALIŞIYOR, KENDİLERİNE HEDEFLER BELİRLİYOR. ANCAK SON DÖNEMDE BU ÇALIŞMALAR, İŞ PLANLARININ DA MERKEZİNE OTURMUŞ DURUMDA. ÖYLE Kİ BU KONUDAKİ PROJELER VE HEDEFLER, BİZZAT CEO’LAR TARAFINDAN TAKİP EDİLİYOR. ÜSTELİK BU KONUYA AJANDALARINDA DA ÖNEMLİ BİR YER AYIRIYORLAR. HATTA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ HAYAT FELSEFESİ HALİNE GETİRİP EVİNDE BU DOĞRULTUDA HAREKET EDENLER BİLE VAR BİLE VAR.
ERDAL KARAMERCAN ECZACIBAŞI TOPLULUĞU CEO’SU
“Yeşil davranışları gönülden destekliyorum ”
YEŞİL HEDEFLER Eczacıbaşı Topluluğu, Dünya Sürdürülebilir Kalkınma iş Konseyi’nin yanı sıra iş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin de üyesi. Grup, Küresel ilkeler Sözleşmesi’ne imza atan kuruluşlar arasında da yer alıyor. Grup, sürdürülebilir kalkınma ilkelerini üretimden pazarlama faaliyetlerine, insan kaynaklarından lojistiğe kadar bütünsel bir bakış açısıyla benimsiyor. Yürütülen çalışmalarda enerji ve su tüketimini, malzeme kullanımını ve karbon salınımı azaltmak, atıkları geri dönüştürmek, sürdürülebilir ve inovatif ürünleri tüketicilerle buluşturmak, sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratmak ve bu doğrultudaki süreçleri iyileştirmek hedefleniyor.
YENİ PROJELER Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Erdal Karamercan, topluluktaki farklı şirketlerin çalışanlarının oluşturduğu bir takımın yeni bir proje başlattığını söylüyor. Karamercan, bu projenin, tüm Eczacıbaşı çalışanlarını doğa dostu, çevreye saygılı, sürdürülebilir iş ve yaşam pratiklerini aktarabilecekleri “yeşil” tüketimi ve yaşamı özendiren, bu konuda farkındalığı artıran ortak bir iletişim platformunda buluşturduğuna dikkat çekiyor.
CEO LİDERLİK YAPIYOR Erdal Karamercan, bu projeyi bireysel olarak desteklediğinin söylüyor ve şunları aktarıyor:
‘”Bu işte kimin parmağı var’ başlığını taşıyan CEO mesajıyla Eczacıbaşılıların yeşil davranışlara yönelmelerini gönülden desteklediğimi, dünyada yeşil bir iz bırakmak için gerçekleştirilecek her türlü çalışmada yanlarında olduğumu ilettim. Zaten bilindiği üzere sürdürülebilirlik, benim liderliğimde ve doğrudan bana bağlı kurumsal iletişim ve sürdürülebilir kalkınma grup başkanlığımız tarafından günlük olarak yönetilen bir konu. Grup başkanı Okşan Atilla Sanön, aynı zamanda TÜSİAD Sürdürülebilir Kalkınma Görov Gücü’nün de başında bulunuyor.”
İZZET KARACA UNILEVER TÜRKİYE CEO’SU
“Hedefleri bizzat takip ediyorum”
STRATEJİSİNİN KALBİNDE Unilever, Kasım 2010’da sürdürülebilir büyüme doğrultusunda on yıllık bir yolculuğa çıkarak Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı açıkladı. Bu planla sürdürülebilirliği iş stratejisinin odağına koyan şirket, bu plan doğrultusunda 60 hedef belirdi. Şirket, bu hedeflere ulaşmak için çalışmalarını sürdürüyor.
AJANDADAKİ YERİ Unilever Kuzey Afrika, Ortadoğu, Türkiye, Rusya, Ukrayna, Belarus Başkan Yardımcısı İzzet Karaca, bu planın ajandasında önemli bir yeri olduğuna dikkat çekiyor. Karaca, ürünlerinin çevrede bıraktığı ayak izini yarıya indirmeyi, tarımsal hammaddelerin yüzde 100’ünü sürdürülebilir kaynaklardan sağlamayı, 1 milyar insanın sağlık ve esenliğini artırmak için harekete geçmelerine yardımcı olmayı hedefleyen bu planın iş stratejilerinin odağında yer aldığını anlatıyor.
EN ÇOK ÇALIŞILACAK KONU “Bu doğrultuda da sürdürülebilirlik, ben dahil tüm Unilever ailesinin, 2012 yılında ve önümüzdeki yıllarda üzerinde en çok çalışacağı konu olacak” diye konuşan Karaca, 171 bin çalışanın her birinin bugüne kadar planın hayata geçirilmesinde büyük rolü olduğunun altını çiziyor. Karaca, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Ben de sürdürülebilirliğe şahsen ve gönülden inanıyor, sürdürülebilirlik hedeflerimizi bizzat takip ediyorum ve bu konuyla ilgili toplantılara şahsen katılıyorum. Unilever ailesi olarak bir proje için gönülden çalışılmazsa başarılı olunamayacağının bilinciyle hareket ediyoruz.”
VOLKER HAMMES BASF TÜRKİYE CEO’SU
“Kolektif bilinç yaratmak etkili oluyor”
DOĞA DOSTU UYGULAMALAR BASF Türkiye, 2008 yılından bu yana kurumsal karbon ayak izini düzenli aralıklarla ve detaylı bir biçimde açıklayan tek endüstriyel kuruluş. Şirket, tüm üretim süreçlerinde enerji verimliliğini esas alan doğa dostu uygulamalar ışığında ilerliyor. Kısaca BASF bünyesinde atılan her adımın sürdürülebilirlik anlayışına paralel olarak hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda CEO olarak sürecin aktif bir parçası olduğunu söyleyen BASF Türkiye CEO’su Volker Hammes, standart prosedürlerin yanı sıra sürdürülebilirlik alanında yürüttükleri özel projeleri de yakından takip ettiğinin altını çiziyor. KOLLEKTİF BİLİNÇ ÖNEMLİ Bu noktada BASF olarak sürdürülebilirliği gündelik hayatın bir parçası olarak algılamaya başladığını ve BASF’nin kurum kimliğiyle bütünleştirdiğini özellikle vurgulayan Hammes, CEO’ların da sürdürülebilirlik projelerinde takımın aktif bir parçası olarak görev almaları gerektiği düşüncesini de paylaşıyor. Hammes, “Bu tür projelerin başarıya ulaşmasında tek bir kişinin liderliğinden çok, kolektif bir bilinç yaratabilmenin etkili olduğuna inanıyorum” diye de ekliyor.
MEHMET NANE TEKNOSA GENEL MÜDÜRÜ
“Kılavuzluk yapmaya çalışıyorum”
ROL MODELİ “Herkes için Teknoloji” felsefesiyle müşteri merkezli bilimsel perakendecilik anlayışını uygulayan Teknosa, “Bu topraktan aldığını, bu toprağın insanları ile paylaşacaksın” felsefesini benimsiyor. Kendileri için sürdürülebilirliğin tanımını “İmzamızı taşıyacak her projenin hem bize hem de tüm paydaşlarımıza değer katan nitelikte olmasına özen göstermek” olarak yapan Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane, sürdürülebilirliğin ajandasında nasıl ve ne ölçüde yer aldığını şöyle anlatıyor: “Doğru konuyla doğru yer ve zamanda, doğru mesajlar vererek görünen bir kişi, hem temsil ettiği kuruma hem de çalışanlarına iyi bir rol modeli olarak topluma karşı görevini de yerine getirmiş olur. Bu nedenle bir CEO olarak tüm üst düzey yöneticilerime ve ekip arkadaşlarına sürdürülebilirlik alanında da kılavuzluk yapmaya çalışıyorum.”
TOPLUM YARARI Teknosa’nın sektörünün lideri olarak üzerine düşen sorumlulukları, hep öncelikli gündem maddesi olarak belirlediğinin altını çizen Nane, kurulduğu ilk günden bu yana topluma ve çevreye saygılı iş yaklaşımlarıyla sektördeki rakiplerine örnek olduklarını söylüyor. Büyüme ivmesini yükseltirken ve yeni yatırımlara yönelirken daima toplum yararını esas alan temel değerleri göz önünde bulundurduklarını vurgulayan Nane, “Bu değerler ışığında hayata geçirdiğimiz tüm sosyal sorumluluk projeleri topluma katkı bilinciyle yapılan ve içselleştirdiğimiz çalışmalardır” diye konuşuyor.
EMRE ÇAMLIBEL SOYAK HOLDİNG CEO’SU
“Evde de şirkette de tasarrufluyum ”
YAŞANABİLİR BİR DÜNYA İÇİN Gayrimenkul, enerji, çimento ve döküm sektöründe yatırımlar gerçekleştiren Soyak, 50 yılı aşkın süredir sürdürülebilir kaliteli yaşam kültürünün oluşmasına katkı sağlama ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma hedefi doğrultusunda çalışmalar yürütüyor. Hem iş hem özel ve ev yaşamımda tasarrufa önem vererek yaşamaya ve bu bakış açısını aşılamaya çalışan Soyak Holding CEO’su Emre Çamlıbel ise grup bünyesinde bu işlerin başında.
VİZYON VE STRATEJİLERİN UYUMU Markanın sürdürülebilirliği konusunda, hem vizyon hem de iş stratejilerinin birbiriyle uyumlu olması gerektiğine inanan Çamlıbel, bu doğrultuda hareket ettiklerine vurgu yapıyor.
Gerçekleştirdikleri projelerin yanı sıra çıkardıkları kitaplar, katıldıkları konferanslar ve çeşitli sponsorluk çalışmalarıyla da ilkelere öncülük etmeyi sürdürdüklerini söyleyen Çamlıbel, kişisel olarak her türlü tasarruf unsurunu evde ve şirkette uygulayarak buna destek olduğunu belirtiyor.
YENİ NESİL EĞİTİLMELİ Davranış değişikliğiyle daha çok tasarruf elde edilebileceğini düşünen Çamlıbel “Burada da bize, yani 40-50 yaş arasında olan nesle önemli bir görev düşüyor: Bir sonraki nesle bu bakış açısını aktarmak” diyor. Çamlıbel, şöyle devam ediyor: “Soyak olarak ‘Geleceğe Bir Damla Sakla’ isimli bir sosyal sorumluluk projemizde, İzmir ve İstanbul’da 33 devlet okulunun su tesisatını yenilemiş ve yüzde 60’a varan su tasarrufu sağlamıştık. Çocuklar bu kampanyamızı o kadar sahiplendi ki bu bakış açılarını evlerine taşıdılar. Bu sayede de ciddi bir su tasarrufu elde edildi ve tabana da yayıldı, işte bu tip kampanyalarla, projelerle insanlara ulaşarak tasarruf bilincini artırabilir ve sürdürülebilirliğe katkıda bulunabiliriz.”
GALYA FRAYMAN MOLİNAS COCA-COLA TÜRKİYE, KAFKASYA VE ORTA ASYA BÖLÜM BAŞKANI
Sürdürülebilirlik, işimizin DNA’smda yer alıyor
HER ÇALIŞANIN HEDEFİ VAR “Hayata Artı Kat” adını verdikleri sürdürülebilirlik yaklaşımıyla hareket eden Coca-Cola, sürdürülebilir bir gelecek adına çözümler üretmek için çalışan şirketlerden. Üretim süreçlerinde de sürdürülebilirliğin çok önemli olduğuna inandıklarını söyleyen Coca-Cola Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Bölüm Başkanı Galya Frayman Molinas, şirkette seviye veya departman ayrımı olmaksızın her çalışanının sürdürülebilirlik hedefleri ve faaliyetleri olduğunu söylüyor. Çevre ve toplum odaklı çalışmaları tek çatı altında toplamak amacıyla 2009 yılında kurulan Coca-Cola Hayata Artı Vakfı’nın başkanlığını şahsen yürüttüğünün altını çizen Frayman, vakfın faaliyetlerinin şirkette her düzeyde desteklendiğini anlatıyor.
KURUMSAL VATANDAŞ ROLÜ Peki sürdürülebilirlik Molinas’ın ajandasında nasıl ve ne kadar yer alıyor? Bu soruya Molinas, şu cevabı veriyor: “Tüketiciler, şirketleri sadece ürün ve hizmet kalitesiyle değerlendirmiyor, kurumsal vatandaş rolümüz de çok önemli. Gelecekte rekabette güçlü, başarıyla iş yapabilen şirketler, toplumdan sosyal lisans alan şirketler olacak. Dolayısıyla sürdürülebilirlik işimizin DNA’sında yer alıyor. Bu alanlardaki hedeflerinizi tamamlayan bir diğer unsur ise değişimlere hızlı yanıt verebilme refleksi. Bu da verimlilikten, inovasyona dayalı düşünceden ve bunları eyleme geçirme hızınızdan geçiyor. Söz konusu hedeflerdeki sağlam adımlar istikrarlı büyümeyi beraberinde getiriyor.”