ELEKTRİKLİ araç denilince neredeyse herkesin aklına sadece otomobiller geliyor. Oysa dünyada tüm taşıma-ulaştırma sistemlerinde bu yönde önemli gelişmeler var. Özellikle taşımacılığa yönelik talep artarken ağır yük trafiğinin çevresel ve iklim üzerindeki etkisi nasıl azaltılabilir sorusu çok sık soruluyor. Özellikle Türkiye gibi kamyon ve tır pazarının çok büyük olduğu ülkeler açısından bu soru çok önemli. Her ne kadar pazar son birkaç yıldır çok daralmış olsa da Türkiye, 35-40 bin yıllık satışları görmüş ve bu anlamda Avrupa’da İngiltere’den sonra ikinci en büyük kamyon pazarı haline gelmişti. 2019’da pazar yüzde 38 daraldı ve bu rakamlar biraz gerilerde kaldı. Fakat büyüyen Türkiye’de kamyon pazarının büyümesi kaçınılmaz. Bu kritik soruyu geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelen Volvo Trucks Genel Müdürü Roger Alm’a yöneltelim. Türkiye’deki temsilcisi Temsa’nm İş Makinaları Genel Müdürü Eşref Zeka ile birlikte sohbet etme imkanım oldu.
AĞIR İŞLERDE DE ELEKTRİKLİ ARAÇLAR
İnovatif çözümleriyle bu sorulara yanıt arayan Volvo Trucks, yakın zamanda kentsel taşımacılık için geliştirdiği elektrikli kamyonların satışlarına başlamıştı. Bu alanda çalışmalarına vites yükselterek devam eden firma, elektrifikasyonun ağır kamyonlar için de rekabetçi bir alternatif olabileceğini söylüyor. Avrupa pazarına yönelik olarak inşaat işleri ve bölgesel dağıtım için iki elektrikli konsept kamyon geliştiren firma, ağır kamyon segmentinde elektrifikasyonun uygulanabilirliğini test ediyor.
Roger Alm bu konuda şöyle diyor:
“Ağır hizmet tipi elektrikli kamyonlar için bölgesel taşımacılık ve inşaat açısından uzun vadede büyük potansiyel görüyoruz. Konsept kamyonlarımızla, pazardaki ve toplumdaki ilgi düzeyini değerlendirirken geleceğe yönelik farklı çözümler aramayı ve ortaya koymayı hedefliyoruz.
Altyapı ile teşvikin talep üzerindeki etkisine değinen Alm, “Elektrikli kamyonlara olan talebi artırmak için şarj altyapısının hızla genişletilmesi gerekirken, daha küçük çevresel ve iklim ayak izine sahip yeni araçlar seçilerek, öncü işlevi gören nakliyeciler için daha güçlü finansal teşviklerin yaratılması gerekiyor” değerlendirmesini yapıyor. Kısacası Roger Alm, “Devletler ve şirketler bu işi desteklerse, iş büyür” diyor.
ALTERNATİF ÇÖZÜM DENEMELERİ BAŞLADI
Alm Türkiye pazarına duydukları güveni dile getirerek şunları söyledi: “Türkiye’de büyümeyi hedefliyoruz ve bunu ortağımız Temsa İş Makinaları ile birlikte yapacağız. Bugün olduğu gibi gelecekte de müşterilerimize en güvenli, yakıt açısından en verimli ve en üretken nakliye çözümlerini sunmayı taahhüt ediyoruz. İnovasyonlarımızla oyunun kurallarını yeniden yazıyoruz. Uzun vadede otonom ve elektrikli taşımacılıkta büyük bir potansiyel görüyoruz. Kısa bir süre önce kentsel ulaşım için elektrikli kamyon satışına başladık. Ancak, elektrikli kamyonlar tüm ulaşım zorluklarım çözmeyecektir. Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ve biyogaz ile çalıştırılabilen yanmalı motorlar, emisyonların ve dizel motorların azalmasında önemli bir rol oynayacak. İhtiyaca yönelik gelişmiş çözümler ve esneklik, teslimatlarda hassasiyet ve üretkenliğe katkıda bulunarak müşterilerimiz için değer yaratmaya devam edeceğiz.”
Vera yollara çıktı bile…
Volvo Group’un otonom kamyon çözümleri için yeni bir iş birimi oluşturduğunu ve şimdiye kadar birçok otonom nakliye çözümünü ortaya koyduğunu söyleyen Roger Alm, firmanın ilk ticari otonom çözümünün şu anda Norveç’te bir madencilik şirketinde faaliyet halinde olduğunu söylüyor. Grubun, bir diğer öncü yeniliği ise Vera adındaki otonom, bağlantılı ve elektrikli aracı. Vera’nın ilk işi, entegre bir çözümün parçası olarak bir lojistik merkezinden aldığı yükü İsveç’in Göteborg şehrindeki bir liman terminaline taşımak. Yani belirli hatlar üzerine taşımacılık başlamış bile…
Volkan Akı