Seralarda organik tarımın yolu açıldı
Seralarda organik tarımın yolu açıldı. Yeni yöntemler büyük ilgi görüyor: ‘Aeroponik’ tekniğiyle ilgili ekipmanları tasarlayıp imal edenler çok kazanacak…
İçeriğe Ait Başlıklar
Organik Seralarda Daha Hızlı Üretim
BİR süre önce topluca yayınlanan önerilerimizden en önemli payı her zaman olduğu gibi topraksız tarım aldı. Bu konuda soru yönelten okurlarımıza daha yeni bir teknikten bahsetmek istiyorum.
Nur Demirok / Para ; Bilindiği gibi topraksız tarımın temel unsuru ‘hidroponik’ (hydroponics) adıyla anılan yetiştirme yöntemi. Bu yöntem bitki köklerinde toprak yerine yaşamsal sıvıların verilmesi tekniğini kapsıyor.
‘Aeroponics’ (aeroponik) ise bunun bir kademe ilerisi. Kelime ‘aero’ (hava) ile ‘ponos’ (işçilik) sözcüklerinden oluşmuş ve de kökeni Yunanca.
Sistem aynı prensibe dayanıyor. Bir farkla ki, özel bir cihaz buğu ya da sis haline getirdiği besleyici sıvıları kökün bulunduğu bölüme mikro partikiiller halinde püskürtüyor. Böylece büyümede kontrollü ortam sağlanırken, bitki besinlerden daha fazla yaralanıyor.
Her iki sistem aslında modern seracılık tekniklerinden ibaret. Her ne kadar ‘aeroponik’ geleneksel tarımda henüz pek bilinmese de bu yöntemle organik kalitede ürünler yetiştirmek mümkün.
Bitkinin ‘respirasyon’ (soluma) kapasitesini de artıran yeni tekniğin döllenme sürecini kısalttığı, verimi artırdığı saptanmış.
Aeroponik, ‘hidro-atomizasyon’ olarak bilinen besin taşıyıcı su partiküllerinin eşit dağılımıyla ilgili buluşsal bir yöntem. Bitki köklerine sis buğuları bir ‘zamanlayıcı’ yardımıyla veriliyor.
‘Aeroponik cihazlar’ buğu haline getirilmiş besin çözeltisi sıvının damlacık boyutunu mikro ölçeğe dönüştürüyor ve buna ‘jet sprey yöntemi’ deniyor. Mikro partikiiller süspansiyon haline dönüştüğünde havada sürekli asılı kalıyor. Böylece kökler sürekli beslenmiş oluyor.
Bu yöntem hem bitkiyi yormuyor, hem de gereksiz yan kökler oluşmasının önüne geçiliyor.
Süs Bitkilerinde Devrim
‘Aeroponik’ tekniği süs bitkilerinin yetiştirilmesinde de avantaj sağlayan yöntemlerden biri. Öyle ki bitkilerin kokusundan rengine kadar her şeyi istenen düzeyde ayarlamak mümkün: Bazı çiçek türlerine ilave renk ve koku kazandırılması gündemde.
Sistemin ilk araştırmaları uzay ortamında yetiştiricilik yapılması amacıyla NASA tarafından gerçekleştirilmiş. Bilindiği gibi NASA Amerika’nın uzay ve havacılık alanındaki en büyük kurumlarından biri…
Yapılan araştırmalar hibrid (melezleme) tekniklerini kolaylaştırmakla kalmamış, yetiştirme süresini hidroponik yetiştiriciliğe göre birkaç kat aha azaltmış.
Araştırmacılar bununla da yetinmemiş; tüm enerji kaynaklarının asli unsuru güneştir prensibiyle hareket ederek, seraların üzerine yapay ışık kaynağı da koymuşlar. Kapalı ortamda olmasına rağmen devamlı enerji soğuran bitkiler birkaç kat daha hızlı büyüyerek hemen hasat edilecek konuma gelmişler.
‘Aeroponik’le sağlanan çift taraflı etkinin bitkiler üzerinde uzun vadede ne gibi gelişmelere yol açacağı henüz bilinmiyor. Biyolojik yaşam prensipleri açısından bitki genlerinde değişim ve görünümde morfolojik sapmalar olma ihtimali yok denecek kadar az.
Renkli Işık Yayan Diyotlar
Burada özellikle iki basit deneyin gözlemlenmesi bu tekniğin geliştirilmesinde önemli adımlar atılmasını sağlamış. Bunun ilki vazo, bardak, şişe gibi su dolu bir kaba konan çiçeklerin uzun zaman hayatiyetini koruması, hatta uygun bir ortam bulduğunda kök salıp yaşama devam etmesi; İkincisi ise ışık kaynağına yakın çiçeklerin daha hızlı büyümesi.
Deneylere yön veren basit alışkanlıklar bununla da sınırlı kalmamış. Yapılan bir başka araştırmada elektrik hatlarının geçtiği bölgelerdeki bazı bitkilerin (özellikle de süs bitkilerinin) daha hızlı büyüdüğü görülmüş.
Bu araştırma daha sonra enerji taşıyan dev nakil hatları altındaki bitkilerin davranışlarının araştırılmasıyla yeni bir safhaya girmiş.
Ve şu sonuca ulaşılmış: Bir bitki zararlı unsurlardan arındırılmış kök suyuyla beslenir ve belli frekansta ışıma etkisine maruz bırakılırsa daha hızlı gelişme gösteriyor, sağlıklı büyüyor.
Buna rağmen yapay yetiştiricilik olarak bilinen ‘hidroponik’ ve ‘aeroponik’ tekniklerinin insan organizması üzerindeki olası etkileri hala araştırılmaya devam ediliyor.
Şu ana kadar süs bitkileri ile organik ürünlerin her iki teknikle yetiştirilmesinde insanların sağlık yapısını bozacak herhangi bir olumsuzluk görülmemiş.
Geleceğin Organik Ürünleri
Özellikle ‘aeroponik’ yetiştiriciliğin fütüristik karakter taşıdığı bir gerçek. Giderek kirlenen toprak ve havanın bitkiler üzerindeki olumsuz etkileri ileride çok daha dramatik sonuçlara yol açacak gibi görünüyor.
Bu nedenle bazı bitkileri kapalı ortamda kontrollü yetiştirmenin büyük önemi var.
Dahası iyice kirlenecek topraklarda kimi salgınları önlemek, toprağın yeniden hayat bulmasını sağlamak için deniz yüzeylerinde de tarım yapılabilecek. Kurulacak platformlarda, tıpkı balık çiftliklerinde olduğu gibi bitkisel yetiştiricilik yapmak hiç de uzak olmayan bir ihtimal.
Halen ‘aeroponik’le ilgili Amerika’da 6 özgün ekipman projesi patent almış durumda.
Önerimiz, Türkiye’de bu işi tasarlayıp hayata geçirmek isteyen girişimcilerin ellerini biraz çabuk tutması.
Aeroponik sistemleri pestisid ihtiyacını ve gübre kullanımını azaltıyor, bitkiler daha sağlıklı büyüyor. Sistemde ışık kaynağı olacaksa hangi rengin nasıl bir ışıma gücüyle kullanılacağı bitki türüne göre belirleniyor. Bazı bitkiler ışık yayan diyotlar tarafından üretilen kırmızı ve yeşil ışık altında mor renkte görülüyor. Bu ışıma bitkinin ışığa karşı pozitif tepki verdiğinin bir işareti.
Mutlaka okuyun: Akdeniz Bölgesinde Sera Kurmak
Şimdi Amerika’da NASA laboratuarlarında bu sistemin ileri aşama denemeleri sürüyor. Genel kanı aeroponik tekniğinin tarım ilacı ve gübre kullanmadan olağanüstü gelişeceği yönünde. İsrail ve Japonya’da aeroponik yetiştiricilikte yüz güldürücü sonuçlar alınmış. Özellikle domateste özlenen koku ve renk adeta geri gelmiş. Dönüm başına 3 ila 10 kat üretim artışı sağlanması ise sistemin kapalı alanlarda iyi sonuçlar vereceğini gösteriyor.
Nur Demirok / Para