Güncel Ekonomi Haberleri

Sebep ABD faizleri mi, yoksa aşırı değerlemeler mi?

HİSSE senedi piyasalarında uzun süredir zirve seviyelerde devam eden zorlanmaların ardından geçtiğimiz hafta sert düzeltmeler görüldü. Görünürde sebep ABD faizlerindeki yükseliş olurken, bazı ülkelerde olumsuz haber akışlarının ayrışmalar getirmesi dikkat çekti. Sebep olarak görülen ABD faizlerine baktığımızda ise 10 yıllıkların ağustos ayında gördükleri yüzde 0.50 civarından başlayarak bugüne kadar yukarı yönlü bir trend izleyerek geçtiğimiz hafta başında yüzde 1.40 civarına kadar yükseldiğini görüyoruz. Geçtiğimiz hafta hem kurlarda hem de borsalarda küresel ölçüde dalgalanmaya sebep olansa bu faizlerin yüzde 1.40 civarından yüzde 1.50 seviyesinin üzerine bir çıkış gerçekleştirmesi. Görüldüğü üzere faizlerdeki artış çok da yeni bir hikâye değil.

Bunun geçtiğimiz hafta fiyatlamalara etki etmesinde son zamanda fiyatlamalarda gelinen seviyelerin etkili olduğunu düşünüyoruz. Özellikle hisse senedi endekslerinde son zamanlarda zirve seviyelerde bulunulsa da zirvelerin geliştirilmesinde oldukça zorlanılmaya başlanmıştı. Gerek ABD gerekse AB dahil birçok bölgede ana endekslerde teknik göstergelerde yaşanan zayıflıklar dikkat çekiyordu.

Benzer durum Borsa İstanbul için de geçerli. BIST-100 Endeksi’nde ocak ayının sonlarına doğru görülen tarihi zirveler yeniden test edilmek istense de bu yükselişlerin son haftalarda sürekli olarak satışlarla karşılaşması dikkat çekiyordu. Geçtiğimiz hafta ise yurtdışında azalan risk iştahının da etkisi ile satışların sertleştiği görüldü.

cari islemler acigi
dolar

FED İLE PİYASALAR AYNI DÜŞÜNMÜYOR

Fed Başkanı Jerome Povvell, Fed’in Yarıyıllık Para Politikası Raporu’na ilişkin ABD Senatosu’ndaki sunum metninde, ABD ekonomisi bu yılın sonlarında daha normal ve iyileşmiş bir faaliyete dönüş beklentilerini aktarmasına rağmen, merkez bankasının salgından zarar gören ABD ekonomisine verdiği desteği geri çekmeye yakın olmadığının sinyalini verdi. Powell hafta içinde yaptığı açıklamalarda, ABD ekonomisinin toparlanma sürecinde önünde uzun bir yol olduğu görüşünü yinelerken, fiyatlarda yaşanan artışların enflasyonun ısrarlı bir şekilde yüksek kalmasına neden olmayacağını öngördü. Enflasyona yönelik endişeleri olmadığını belirten Powell tek seferlik yükselişlerin fiyatların sürekli artışı ile karıştırılmaması gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu. Povvell’ın bu açıklamalarına karşın piyasanın aynı görüşte olmadığı artan ABD faizleri ile birlikte gelen diğer açıklamalarda da görülmeye başlandı.

Fitch Ratings, ABD devlet tahvilleri getirileri üzerinde yukarı yönlü baskının, büyük teşvikin toparlanmayı hızlandırmasına, çekirdek enflasyonun yüzde 2’ye geri gitmesine ve ABD’de uzun vadeli enflasyon riskinin artmasına bağlı olarak, orta vadede devam etmesinin muhtemel olduğu yönünde açıklamalarda bulundu. Buradan da görüleceği üzere Fitch, Fed’in aksine enflasyon riskinin arttığını ve ABD’de faizlerin daha da yukarı gidebileceğini düşünüyor. Fed’in aksine piyasanın öngörüsü gerçekleşmeye başlayacak olur ise ilerleyen aylarda Fed’in beklenenden önce aksiyon alma riski ortaya çıkabilir. Bu durum geçtiğimiz hafta fragmanını gördüğümüz satışların Fed’in olası bir politika değişikliği mesajı ile çok daha sert bir şekilde görülmesine neden olabilir. Geçtiğimiz hafta Fed Başkanı Powell’ın yatıştırıcı sözleri de çok fazla karşılık bulamadı. Bir süredir Fed’in istihdam hedefine odaklanan piyasalar için yeniden enflasyon öncelikli hale gelmiş durumda.

ABD Hazine Bakam Janet Yellen ise gerçekleştirdiği konferansta ABD Başkanı Biden’ın şirketlerin üzerindeki vergilerin artırılmasından yana olduğunu söyledi. Ayrıca düşük faiz ortamı nedeniyle daha fazla mali alanın olduğunu ve bunun kullanılmasının düşünülmesi gerektiğini söyledi. Bu tür söylemlerin de hisse senetleri piyasaları üzerinde baskı oluşturduğu ve oluşturmaya devam edebileceği göz önünde bulundurulmalı. Bu nedenle Fed Başkanı Povvell kadar, aynı zamanda eski Fed başkanı da olan ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’ın söylemlerinin de dikkatle takip edilmesi gerekiyor.

SON ZAMANLARIN EN YÜKSEK VOLATİLİTESİ

Hafta başında Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun devlete ait petrol şirketi Petrobras CEO’su olarak eski generali ataması ile başta Brezilya Reali olmak üzere gelişmekte olan ülke para birimlerinde değer kayıplarına neden oldu, içeride ise önceki hafta yeniden gündeme gelen rezerv tartışmaları TL’yi değer kayıpları sıralamasında öne çekerken, ABD faizlerindeki yükselişin göze batması tüm gelişmekte olan ülke para birimlerinde olduğu gibi TL’de kayıpların hız kazanmasına neden oldu.

Son hareketle dolar/TL kuru 7.00’ın altından başladığı haftayı 7.50’ye yakın tamamladı. Dolar/TL kuru yukarı yönlü hareketlerinde bu denli yüksek volatilite ve değişim Ağustos 2018’den sonra görülen nadir hareketlerden biri olarak kayda geçti.

Kurlarda volatilitenin arttığı bu dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Resmi Gazete’de yayımlanan kararında, TL zorunlu karşılık oranlarının her vadede 200 baz puan artırıldığı belirtildi. Kurlardaki yukarı yönlü bu volatil görünümün devamı TCMB’nin Mart toplantısında yeni bir aksiyon daha almasına neden olabilir. Bununla birlikte 3 Mart Çarşamba günü açıklanacak olan enflasyon verileri de kurlar tarafında ve devamında hisse senedi endekslerinde sert hareketlere neden olabilir.

KARARLAR VE REFORM PAKETİ BEKLENİYOR

Bu hafta içeride ekonomik verilerin yanında salgına yönelik tedbirlerin hafifletilmesine yönelik bazı adımların atılması bekleniyor. Bununla birlikte bir süredir gündemde olan ekonomik ve hukuk alanındaki reform çalışmaları ile ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakam Lütfi Elvan, ekonomik reform çalışmalarında sona gelindiğini, Mart’ın ikinci haftasında açıklamayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağını belirtti. Bu konuda verilecek mesajlar da takip edilecek.

GEVŞEME TEDBİRLERİNDEN UMUTLU HABERLER

Her ne kadar aşıya erişim konusunda ülkeler arasındaki adaletsizlik ön planda olsa da küresel ölçüde tarihin en büyük aşı seferberliği tüm hızıyla devam ediyor. Özellikle gelişmiş ülkeler aşı savaşlarında ön plana çıkarken, aşıların pozitif etkileri de görülmeye başlanmış durumda. Ingiltere’de salgına yönelik alman tedbirler gevşetilmeye başlarken İngiltere Başbakanı Boris Johnson,

21 Haziran’da ülkedeki tüm koronavirüs kısıtlamalarının tamamen kaldırılabileceği konusunda umutlu olduğunu ancak hiçbir şeyin garanti edilemeyeceğini söyledi. İngiltere başta olmak üzere verilen bu mesajlar piyasaları destekleyen en önemli argümanlardan biri. Bu açıklamalar geçtiğimiz hafta havacılık sektörü başta olmak üzere bazı sektörlerde hareketliliğe neden oldu. Bu hafta da tedbirleri gevşetme konusunda içeride yapılacak açıklamalar sektörel bazdaki hareketleri artırabilir.

Yükselemeyen BIST’te düşüş yaşandı

Ocak ayı sonunda tarihi zirvesini gören BIST-100’da sonraki yukarı yönlü hareketler sürekli olarak kar satışları ile karşılandı. Son günlerde fiyatlardaki yükselişe eşlik edemeyen göstergelerde oluşan negatif uyuşmazlıklar bir düzeltmenin habercisi idi. Önceki hafta görülen sınırlı satışların ardından geçtiğimiz hafta yurtdışındaki negatif görünüm ve TL’deki zayıflığın etkisi ile satışlar sertleşti ve Ocak sonunda yaşanan düzeltmede görülen dip seviyeler tekrar test edildi. Endekste kısa vade için ilk güçlü destek noktası, geçtiğimiz ay sonunda görülen düzeltmede test edilen en düşük seviyenin bulunduğu 1.431 seviyesi. Buranın altında 1.396-1.381 izleyeceğimiz en güçlü destek bölgesi olacaktır. Kısa vade için endekste 1.510 biraz daha orta vade içi 1.540 aşılamadığı sürece yükselişlere karşı temkinli duruşumuzu koruyacağız.

ÜZEYIR DOĞAN

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu