Saraciye Sektörü İhracat Rekorları Kırıyor
Uzakdoğu menşeli saraciye ürünlerine ek gümrük vergisi konulunca ithalat frenlendi. Karabük, Bartın, Giresun gibi sektöre teşvik uygulanan şehirlerde art arda yatırım yapılıyor. Sektörün ihracat hedefi 200 milyon dolar…
İthalatçıydık üretici olduk
DERİ ve deri mamulleri Türkiye’nin önde gelen ihracatçı sektörlerinden biri. Kürkten ayakkabıya, çantadan yarı mamule kadar tüm kategorilerde bu yıl ciddi artışlar var. Bunda bitmiş ürün ithalatına getirilen ek verginin yanında ham deri ihracatına uygulanan verginin de önemli payı var elbette.
Hatırlarsanız deri ihracatında katma değeri artırmak amacıyla ham deri ihracatına geçen yıl yüzde 40 oranında ek vergi getirildi. Bu uygulama tabakhane işletmecileri tarafından eleştirilirken, konfeksiyon ihracatçıları tarafından ise olumlu olarak değerlendiriliyor. Nitekim bu sayede deri ve deri mamulleri ihracatında patlama yaşanıyor. İhracatta rekor üstüne rekor kıran bu kategorilerden birinin de saraciye olduğu görülüyor.
Saraciye sektörü aslında Türkiye’nin geleneksel iş kollarından. Sektör dış ticarette 4202 GTÎP ve 4203 GTIP diye tabir edilen deri, suni deri ve tekstil malzemelerinden üretilen çanta, cüzdan, valiz, mücevher kutuları, sümen takımları, saat kordonları, kayışlar, makyaj çantaları gibi onlarca ürün grubundan oluşan milyonlarca dolarlık bir pazar, ihracatçı birlikleri kayıtlarına göre, Türkiye geçen yıl yaklaşık 190 milyon dolarlık saraciye ürünü ihraç etti. Yapılan ithalat ise bunun iki katı civarında. Ancak Ekonomi Bakanlığı’nın Uzakdoğu menşeli ürünlere yönelik yürürlüğe koyduğu ek gümrük vergisi ve referans fiyat uygulaması nedeniyle bu rakam son dönemde ciddi miktarda geriledi.
İTHALAT YÜZDE 50 GERİLEDİ
Saraciye Sanayicileri Derneği (SSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Aydın, Türkiye’nin bu sektörde en fazla ithalatı Çin’den yaptığını, bu ülkeden en çok sırt çantası, okul çantası ve valiz ithal edildiğini belirtiyor. Çin’den sonra en fazla ithalatın Avrupa ülkelerinden yapıldığını söyleyen Aydın, başta İtalya ve Fransa olmak üzere Avrupa’dan ise en fazla deri ve suni deriden kadın ve erkek çantaları ile cüzdanın geldiğini ifade ediyor. Aydm’ın verdiği rakamlara göre Çin’den 2014’te 285 milyon dolarlık ithalat yapılırken ek verginin uygulanmaya başlamasıyla bu rakam 2015’te 218 milyon dolara, 2016’da 121 milyon dolara, geçen yıl ise 110 milyon dolara geriledi. 2015’te İtalya’dan 47, Fransa’dan ise 19 milyon dolarlık ithalatın yapıldığını belirten Aydın, bu dönemde Avrupa’dan gerçekleştirilen ithalatın çok küçük oranda azaldığını, buna karşılık Çin’den yapılan saraciye ithalatının ise yüzde 50 oranında gerilediğinin altını çiziyor.
Bu arada birçok saraciye ürününün ithalatı gerilerken son günlerde hac valizlerinin ithalatında artış görüldüğünü söyleyen Aydın, “Hac döneminin yaklaşması nedeniyle termin konusunda sıkıntı yaşadık. Ekonomi Bakanlığı ile görüşerek bu üründe de yerli üretimi artırmak istiyoruz” diyor.
REFERANS FİYAT UYGULAMASI
4202 GTİP altında bulunan bavul, valiz, evrak-iş çantaları, okul çantaları, gözlük kılıfları gibi Çin’den ithal edilen ürünlerde yaklaşık yüzde 10 civarında gümrük vergisi olduğunu söyleyen Aydın, buna ilaveten Uzakdoğu menşeli ürünlerden yüzde 30 oranında da ek gümrük vergisi alındığını hatırlatıyor. Aydın, şöyle devam ediyor: “Referans fiyat uygulaması yerli üreticimizi, işini hakkıyla yapan ithalatçılarımızı ve tüketicilerimizi korumak için yapılan bir uygulama. Bu uygulamada her ürün için bir taban fiyat belirleniyor. Bu fiyatın altında kalan ürünler piyasa fiyatından vergiye tabi oluyor. Referans fiyat için ‘kayda alma’ uygulamasının da hayata geçmesi gerekiyordu. Bu da geçen eylül ayında uygulanmaya başlandı. Artık bir ithalatçı firma, Çin’den ithalat yapacağı zaman üreticisinin merdiven altı olmayan, düzgün bir firma olduğunu beyan etmek zorunda. Koruma ve gözetim uygulamasının bir sonucu olarak daha önce ithalat yapan birçok firma üretim yatırımları yapmaya başladı. Çünkü maliyet açısından yerli ürün ithal üründen daha cazip hale geldi. Bunun yanında üretime yönelik yatırımların artmasında devlet teşvikleri ve istihdam teşviklerinin de büyük etkisi var. Yerli zincir mağazalar iç piyasadaki üreticilere pri-vate label üretim yaptırmaya başladılar. İç pazardaki talep günden güne artıyor, özellikle Ordu, Konya, Karabük, Gaziantep, Mardin ve İzmir’de yeni üretim tesisleri kuruldu. Saraciye sektörü genel olarak İstanbul’da yerleşik iken Türkiye’nin diğer illerine de yayılmaya başladı. Üreticilerimizin birçoğu üretim parkurlarını yeniliyor.”
SİPARİŞLER TÜRKİYE’YE YÖNELDİ
Yatırımlardaki artışın Avrupalı büyük perakende zincirlerinin de dikkatini çektiğini belirten Aydın, daha önce Çin’den ithalat yapan bu firmaların, siparişlerini Türkiye’ye kaydırmaya başladıklarını vurguluyor. Aydın, “Gucci, Armani gibi dünyaca ünlü markalar Türkiye’den de aynı kalitede ürünü üstelik çok daha kısa sürede alabileceklerini biliyorlar. Firmalarımız uluslararası standartlar konusunda kendilerini her geçen gün daha da geliştiriyor. Üretici firmalarımız çeşitli Ur-Ge projeleriyle bu birikimi ihracata yönlendirmenin arayışı içindeler” diyor.
Aynı zamanda Metiş Deri Yönetim Kurulu Başkanı olan Cemal Aydın, talebin artmasıyla birlikte firma olarak da yeni bir yatırım yapıp üretim kapasitesini büyüttüklerini belirtiyor. Evrak çantasından kart-vizitliğe, erkek cüzdanından valize kadar piyasaya onlarca çeşit ürün sunduklarını ifade eden Aydın, sektörün bu yılki ihracatının 200 milyon doları bulabileceğini kaydediyor.
BARTIN’DA 100 BİN PARÇA ÜRETİYOR
Son dönemde yatırıma yönelen saraciyecilerden biri de Taymir Çanta. İstanbul’da maliyetlerin yüksek olması nedeniyle Bartın’ın Ulus ilçesinde üretim tesisi kuran firma, burada yılda 100 bin parça saraciye ürünü üretiyor. Taymir Çanta’nın sahibi Selami Ilıcalı, 6-7 yerli perakende zincirinin tedarikçisi olduklarını belirterek, bu firmalara kadın çantası ve çeşitli saraciye ürünü ürettiklerini belirtiyor. Firmanın İstanbul Beyazıt’ta da toptan satış mağazası var. Kargo şirketleri aracılığıyla buradan İran, Ürdün gibi Ortadoğu ülkelerine butik tarzda ihracat yaptıklarını da belirten Ilıcalı, “Bartın’daki tesisimizde yaklaşık 50 kişi çalışıyor. Çin’den ithalat yapmak eskisi kadar kolay değil. Bu yüzden özellikle yerli perakendecilerden siparişler artıyor. Bunun yanında kendimize ait Taymir markasıyla İzmir’de de ayakkabı ürettiriyoruz” diyor.
YENİ TESİSİ GİRESUN’DA
Uzakdoğu’dan ithal edilen saraciye ürünlerinden ek gümrük vergisi alınması Albatros Valiz’i de yeni yatırıma yönlendirmiş durumda. Yıllardır İstanbul Bayrampaşa’daki tesisinde üretim yapan firma, 22 milyon TL’lik yatırımla Giresun’un Bulancak ilçesinde de fabrika kurmak üzere kolları sıvamış. Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kara, Bulancak’ın valiz yatırımı konusunda teşvik kapmasında olduğunu, bu yöreyi o nedenle tercih ettiklerini söylüyor. Kara, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Fabrika için organize sanayi bölgesinde arsa tahsis edildi. Yakında inşaata başlayacağız. İki yıl sonra üretime geçmeyi planlıyoruz. Günde 6 bin adet valiz üreteceğiz. Yıllık üretimimiz ise yaklaşık 120 bin adet olacak. Fabrikada 350 kişiye istihdam sağlamayı planlıyoruz. Şu anda Rusya, Suudi Arabistan, Almanya ve Fransa’ya az da olsa ihracatımız var fakat Giresun’da üreteceğimiz valizlerin tamamını Avrupa, Arap ülkeleri ve Afrika’ya ihraç edeceğiz.”
HADIMKÖY’DEN DÜNYAYA
Çeşitli çocuk karakterlerinin lisansıyla okul çantalarından beslenme çantalarına, valizlerden plaj setlerine onlarca ürün üreten Hakan Grup ise İstanbul Hadımköy’de 20 bin metrekare kapalı alanı olan bir fabrika kurdu. Yaklaşık 10 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilen fabrikada yılda yedi milyon adet sadece sırt çantası üretilecek. Bunun yanında binlerce adet de diğer ürünlerin üretimi yapılacak. Firmanın İcra Kurulu Başkanı Hakan Hacısoyu, gümrük vergilerinin artması nedeniyle ithal ürünlerin
Türkiye’de rekabet şansının kalmadığım belirtiyor. Bu yüzden dünyaca ünlü aktif spor markalarının özellikle sırt çantalarını bundan sonra iç piyasadan tedarik etmek durumunda kalacaklarını belirten Hacısoyu, amaçlarının bu tür global markalara hizmet vermek olduğunu vurguluyor. Bu amaçla bazı global markalarla görüştüklerini de ekliyor Hacısoyu, sözlerine şöyle devam ediyor: “Biz üretici bir firmayız fakat ithalatın ucuz olması nedeniyle rekabette zorlanınca bir dönem ithalat yaptık. Artık üretim cazip hale gelmiş durumda. Bu vergilerle ithalat yapılması mümkün değil. Çorlu ve İkitelli’deki üretimi de tek çatı altında toplayarak yeni fabrikamıza taşıyacağız. Hedefimiz uygun fiyatlı ürünler üreterek global markalara hizmet vermek. Dört hafta içinde Avrupa’nın her yerine ürün gönderebiliyoruz.
Yabancı markalar Çin’de üretim yaptırdıklarında bu süre dört ayı buluyor. Ayrıca yuan’ın değerlenmesi nedeniyle Çin’de üretim pahalı hale geldi. Bu da avantajımızı artırıyor.”
100 bin TL sermaye yeterli
Bir atölye eğer deri saraciye atölyesi ise farklı, tekstil saraciye atölyesi ise farklı makinelerden oluşuyor. Buna göre çalışan eleman sayısı da değişiklik gösteriyor.
Fakat küçük bir atölye kurmak için başlangıç sermayesi olarak yaklaşık 100 bin TL’nin yeterli olacağı belirtiliyor. Ortalama 300 metrekare büyüklüğünde küçük bir saraciye atölyesinde bile yaklaşık 10 kişiye ihtiyaç var. Böyle bir atölyede kesim motoru, tezgah ve dikiş makinesi gibi araç gereçlerin mutlaka olması gerekiyor. Atölyede ne tür ürünlerin üretileceğine göre makineler de değişiyor. Sektör yetkililerinin saraciye atölyesi kuracaklara önemli bir uyarısı var. O da branşlaşma konusu. Sektör yetkililerine göre cüzdan üretecek biri, aynı atölyede bavul veya kemer üretmeyi de düşünmemeli. Çünkü bu durumda maliyetler artarken, diğer taraftan üretim adedi azalıyor. Bu da verimliliği ve karlılığı düşürüyor.
“İstihdama katkımız artıyor”
Saraciye sektörü deri ürünleriyle bilinse de artık tüketiciler kullanım amaçlarına ve bütçelerine göre onlarca farklı alternatife sahipler. Son dönemde artan yatırımlarla birlikte ürün çeşidinin daha da artacağını söyleyebiliriz. Örneğin Uyar Saraciye, Mekin Saraciye ve Çavuşoğlu gibi firmalar üretim kapasitelerini artırdılar. Taymir Çanta, Hakan Grup, Albatros Valiz gibi üyelerimiz yeni yatırım yaptılar. Hilal Çanta Ordu’da tüm denetim testlerinden geçmiş bir fabrikaya sahip. Yine Cantaş, hem valiz hem de çanta üretiminde iddialı firmalarımızdan. KOBİ ölçeğindeki firmalarda da ciddi gelişmeler var.
Her KOBİ bir girişimci ruh demek. Sariciye sektörü küçük ve orta ölçekli yüzlerce atölyeyle istihdam sağlıyor. Sektördeki bu gelişme hem ithalat ihracat dengesine hem de istihdama önemli ölçüde fayda sağlayacak.
Mustâfa ŞENOCAK / İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı
“Son dört yılın rekoru”
Kaliteli ham derinin yurtdışına çıkışını önlemek için geçen yıl ham deri ihracatına yüzde 40 ek vergi getirilmişti. Bu sayede yarı mamul ürünler içeride kaldı ve deri ihracatımız patladı. 1 Ocak-15 Temmuz 2018 döneminde ayakkabı ihracatımız 526 milyon dolara ulaştı.
Ayakkabının ihracat birim fiyatı 17 dolardan 25 dolara çıktı. Aynı dönemde saraciye ihracatımız ise yüzde 20.5 artışla 116 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu da saraciyede son dört yılın rekoru.
Saraciye üreticileri sığır derisi kullanır. Konfeksiyon ve ayakkabıda ise ağırlıklı olarak küçükbaş hayvan derisi tercih edilir. Dünyada genel olarak ham deri fiyatlarında gerileme var. Bu yüzden bizde de fiyatlar düştü. Fakat talep çok yüksek.
Ham deriye referans fiyat uygulanmalı. İç piyasada talep gerilediği zaman tabakhaneler ihracat yapacak imkanı bulabilmeli. Fakat tabakhane işletmelerinin çevre açısından da bir maliyeti var. Bunu ödemeleri gerektiğini düşünüyoruz.
ÖZBEY MEN