Sanayicinin kur tahterevallisi
Kurlardaki gevşeme en çok sanayiciyi memnun etti. Sanayiciler, seçimlerden sonra kurun dengeye oturmasını bekliyor. Kurların yükselişi kadar oynaklığı da üreticiyi rahatsız ediyor çünkü fiyatlandırma zorlaşıyor…
SON haftalarda ekonominin birinci gündem maddesi haline gelen doların ateşi sönmeye başladı. Önceki haftayı 4.70 seviyesinin üstünde kapatarak ekonomi dünyasının yüreğini ağzına getiren dolar kuru, Merkez Bankası’nm müdahalesi ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in Londra mesajlarıyla 4.50’nin altına indi. Kurun artmasının yanı sıra aşırı iniş ve çıkışlar (volatilite) piyasanın tüm aktörlerini rahatsız ederken, özellikle sanayicilerin planlarını alt üst ediyor. Fiyatlama yapmakta zorlanan sanayiciler, artan hammadde maliyetleri nedeniyle de sıkıntı yaşıyorlar. Özellikle üretimin önemli bir bölümünü iç piyasaya satan sanayiciler, böylesi aşırı dalgalı dönemlerde gemiye su aldırmadan yollarına devam etmek için büyük bir mücadele veriyorlar. Artan maliyetleri fiyatlarına yansıtmakta zorlanan sanayicilerin büyük bölümü, kârdan fedakarlık ederek faaliyetlerini sürdürmeyi tercih ediyor çünkü talebin daha da olumsuz etkilenmesini istemiyorlar.
KÂRDAN FEDAKÂRLIK
Art Desing Yönetim Kurulu Başkam Turgay Terzi, mobilya sektöründe kurlar nedeniyle sünger, mdf, cila ve aksesuar gibi hammaddelerin fiyatlarının arttığını belirterek sözlerine başlıyor. “Maliyetlerimiz arttığı için zam baskısı var ama yapamıyoruz” diyen Terzi, “Son altı aydaki artışlar nedeniyle fiyatlarımızda yüzde. 15-20 artış yapmalıyız ama piyasalar sakin olduğu için yapamıyoruz. Kardan fedakarlık ediyoruz” diye konuşuyor. Üretimlerinin yüzde 70’ini iç piyasaya, yüzde 30’unu ihracata verdiklerini belirten Terzi, değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor:
“Biz lüks segmentte satış yapıyoruz. Bu nedenle ekonomik ürün üreten firmalara göre daha az etkileniyoruz. Buna rağmen kurun hareketli olduğu dönemlerde müşteri beklemeye geçiyor. Sene başında, kurun bu dönemlerde 3.85’ler civarında olacağını öngörerek planlarımızı yapmıştık. Planlar tutmadı. Volati-liteden de sıkıntılıyız. Hangi kura göre fiyatlandırma yapacaksınız? Kurdaki hareketin yatırım planlarını da olumsuz etkilediğini düşünüyorum.”
“VADELERİ KISALTTIK”
Kurlardaki oynaklığın sağlıklı fiyatlama yapmayı engellediğini söyleyen Erler Grup Yönetim Kurulu Başkanı İlker Karataş ise, kurlar nedeniyle kumaş piyasasında vadelerin kısalmaya başladığını belirtiyor. “Yüksek kur, ihracat penceresinden avantajlı ama sürekli volatil bir ortam dezavantajlı bir yapıyı da ortaya çıkarıyor, sağlıklı fiyatlama yapamıyorsunuz” diyen Karataş, şu değerlendirmeleri yapıyor:
“Bu nedenle farklı finansal enstrümanlar kullanıyorsunuz; biz hedge yaptırıyoruz. Kumaşçıyız, fason üretim yaptırıyoruz. Iç piyasada etkin bir firmayız. Ayrıca kendi tasarımımız olan hazır giyimleri de ürettiriyoruz. İç piyasada kumaş tarafında müşterilerimiz TL bazında işlem talep ediyor. Bunun baskısını üzerimizde hissediyoruz. Dövizle borçlandığınız ortamda satışları dövize endeksli yapmak zorundasınız. Bu bir korunma mekanizması. Kurlardaki bu hareketler nedeniyle son altı ayda vadeler 3-4 ay kısaldı; 8-9 ay vadeyle mal veriyoruz. Bu dönem çeklerin dönüşünde soran yok. Hesaplayamadığımız risklerle karşılaşmak istemiyoruz. Ciromuzun düşmesini bile göze alarak, dikkatli mal veriyoruz. Sürdürülebilir bir ticaret için dikkatli olmalıyız. Seçim sonrası rahatlama bekliyorum.”
“SEÇİMLERDEN SONRA DÜŞER”
Sanko Enerji Yönetim Kurulu Başkan Vekili İhsan Akyol, enerji sektörünün uzun vadeli döviz borçları olduğu için kur hareketlerinden olumsuz etkilendiğini belirtiyor. Ödeme planlarının etkilendiğini söyleyen Akyol, fiyat belirlemekte zorluk çektiklerini de vurguluyor. Öte yandan Akyol, gelecek için ise ümitli: “Bu kadar artışı öngörmüyorduk. Enflasyonun biraz üzerinde bir kur tahminimiz vardı. Risklerin ortadan kalmasıyla birlikte seçimlerden sonra kurlarda düşüş bekliyoruz.”
Hammaddede yurt-dışma bağımlı olan birçok sektör için kur artışları aynı zamanda maliyet artışı demek. Artan maliyetlerin birebir nihai ürün fiyatlarına yansıtılamaması ise en büyük sorun. Yücel Boru İcra Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Şaban Kemal Saraç, döviz bazlı hammadde kullandıkları için kur artışlarından olumsuz etkilendiklerini belirtiyor.
Saraç, “Ürettiğimiz mamülü TL ile satıyoruz. Vadelerimiz 90 günü buluyor. Hammaddemiz de dövizle olduğu için hedge yapıyoruz. Bankalarla döviz anlaşması yapmamızın da bir maliyeti var. Onu fiyatlarımıza yansıtıyoruz. Son kullanıcı da ürünü daha pahalı kullanmak zorunda kalıyor” diye konuşuyor. “Bulanık suda balık avlamaya çalışıyoruz” diyen Saraç, kuran ne olacağını tam olarak öngöremediklerini vurguluyor.
“REKABETÇİLİĞİMİZ ARTIYOR”
Şahin Metal ve Erin Motor Yönetim Kurulu Başkam Ersin Şahin ise yüksek kurun uzun vadede Türk sanayine faydalı olacağı görüşünde. Pres döküm parçaları üreten şirketleri Şahin Metal’in yüzde 100 ihracat yaptığını anlatan Şahin, “Euro fatura kesiyoruz. Şimdi mutlu mesut yaşıyoruz. Yüksek kuran uzun vadede faydalı olacağını düşünüyorum.
Yüksek kur ‘atılım’ için kullanılabilir. Yüksek ihracatla birlikte teknolojik atılım gelebilir; geçmişte böyle oldu. Firmalar katma değerli üretime yönlendirilirse tadından yenmez” diyor. Erin Motor şirketlerinde yüzde 100 Türk patentli dizel motorlar üretmeye başladıklarını belirten Şahin, değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor:
“Yeni lansmamını yaptığımız dizel motorlarımız, jeneratörler, 6-8 metre tekneler ve tarımsal sulamada kullanılan motopomplarda kullanılıyor. Yüzde 100 Türk patentli olan bu ürünlerin sahibiyiz. Kurun yükseldiği dönemlerde ithalat kısılır; bizim gibi firmaların da Türkiye pazarında rekabetçiliği artar. Yılm üçüncü çeyreğinde ihracata da başlayacağız. Biz fiyat listelerimizi TL bazında nisanda yaptık. Kur artışı nedeniyle kendi ürettiğimiz ürünlerde fiyat ayarlaması yapmadık. Yüzde 5 ithalatımız var; onlarda yüzde 5-10 ayarlama yapmak zorunda kaldık.”
“ACİLEN TL’YE DÖNELİM”
Ear Teknik İşitme Cihazları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mahfuz Ağaç, sözlerine bir çağrıda bulunarak başlıyor: “Biz serbest bölgede üretim yapan bir şirketiz. Serbest bölgede kiralar ve giderler dövizle karşılanıyor. Serbest bölgelerde TL’ye dönülmesi için hükümetimizin harekete geçmesini bekliyoruz.” Seçimler sonrasında normalleşme olmasını bekleyen Ağaç, piyasadaki panik havasının da dağıldığını vurguluyor. Ağaç, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Kurun yükselmesi sanayicinin maliyetlerini artırır. Üretim için enerji kullanıyorsunuz. Kurla birlikte enerjiye zam yapılınca bizim de fabrikalarımızın elektrik faturası kabarıyor. Ayrıca kurların oynak olduğu dönemlerde ve yükselişlerde piyasalarda tedirginlik oluyor. İnsanlar ihtiyaçlarını öteleyip daha temkinli davranıyor. Seçimlerden sonra normalleşme olacağını ve yabancı sermaye girişinin artacağını tahmin ediyorum.”
Ayhan ZEYTİNOĞLU / TOBB Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı
”Kur üreticiyi ihracata yöneltecek şekilde kullanılmalı”
Kur, maliyet baskısı oluşturuyor. Geçen ay, kurda sıçrama olmadan bile üretici fiyatlarındaki artış tüketici fiyatlarındaki artıştan fazlaydı. Kur bu fiyatlarda kalsa bile önümüzdeki 2-3 ay ÜFE’deki artış yüksek olacaktır. Her zaman söylediğim gibi, biz sanayiciler kurdan para kazanmak istemiyoruz. TL’nin değer kaybetmesi ihracatımızı artıracaktır ama enflasyonun üstündeki kur artışına sıcak bakıyoruz. Efektif dolar kurunun bugünlerde normalde, 3.7-3.8 TL olması gerekir. Dolar 15 yılda bu seviyelere gelseydi kimsenin diyeceği bir şey yoktu; ama 1-2 yılda gelmesi sıkıntı oluşturuyor. Kuru, üreticiyi ihracata yönlendirme adına kullanabilmeliyiz. Öte yandan yabancı müşterilerimiz kur artışı nedeniyle bir müddet sonra indirim istemeye başlıyor. Seçimlerden sonra hangi hükümet kurulursa kurulsun normalleşme olabilir. Tabii yeni hükümetin kullanacağı politikalar da önemli…
Kenan BAYTAŞ / Boya Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Merbolin Boya Yönetim Kurulu Başkanı
”Kampanya döneminde yakalandık”
Doların artışı yalnızca ticaret yapanları çok fazla etkilemiyor ama sanayiciyi çok zor duruma düşürüyor. Dolar borcu olan firmalar var. Kampanya yapmış çekleri mala bağlamış olanlar var. Boya sektörü olarak biz bu durumdayız. Bizim sektörde bayilerimize şubat-mart da kampanya yapılır, mallar bağlanır. Sezonda doları 3.78’den hesaplayarak kampanya yapmıştık. Malın yüzde 30’unu teslim ettik; yüzde 70’ini üretip peyderpey teslim edeceğiz. Maliyetlerimiz arttı. Kurun yükselişine kampanya döneminde yakalandık. Kurun hızlı yükselmesi kışın olsa bizi bu kadar etkilemezdi. Şubattan bu yana dolarda yüzde 30’u aşan bir artış oldu. Bunu normal görmüyorum. Daha çok dış güçlerin sıcak parayı Türkiye’den çekmesinden kaynaklanıyor. Merkez keşke bugünlerde yaptığı hamleyi iki ay önce yapsaydı. Dolar 5’e doğru giderse birçok firma zor duruma düşer. Sanayici bu rakamı kaldıramaz. Boya, kompozit sektörü yüzde 70-75 civarında ithalata dayalı. Ben yine de iyimserim. Seçimlerden sonra rahatlama bekliyorum.
Ömer İltan BİLGİN / Pimsa Otomotiv Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili
“Ana sanayiye çalışanların sıkıntısı yok”
İhracat yapanlar için kurun çıkışında bir sıkıntı yok; bilakis rekabet güçlerine olumlu katkı sağlar. Otomotiv yan sanayinde direkt ana sanayiye çalışan bizim gibi firmalar açısından da sıkıntı yok. Biz zaten üretimimizin yüzde 60’ını ihraç ediyoruz. Ana sanayi tıkır tıkır ödeme yapıyor. Toyota, kur farkını bile ödüyor. Ancak yedek parça üretip yalnızca iç piyasaya verenler risk altında. Bu tür firmalar sıkıntı yaşıyor. Döviz ile borçlanmış olan firmalar açısından kur hareketliliği büyük risk barındırıyor.
Kurun yükselişinde OHAL’in bu kadar uzun sürmesinin de etkisi olduğu kanaatindeyim. Yabancı ortaklarımız Türkiye’ye gelmekten imtina ediyorlar. Dolar kurunun 5 TL olacağından bahsedenler vardı; ama kurdaki panik havası duruldu.
Cemal ASLANDAĞ / Aslandağ Group Yönetim Kurulu Başkanı
“Seçim sonrası belirsizlik ortadan kalkar”
Kurdaki iniş çıkışlar bizi rahatsız ediyor. Kurda gevşeme olsa da biz 3.9-4 seviyesini bekliyorduk. Üretici-sanayici olduğumuz için kurun yüksek olması bizi memnun etmiyor. Doların yükselmesiyle maliyetlerimiz artıyor. Artella markasıyla mutfak, banyo mobilyaları ve ahşap kapı sistemleri üretiyoruz; Türkiye’nin A sınıfı birçok konut projesine ürün tedarik ediyoruz. MDF gibi orman ürünleri, kilit, menteşe, ray gibi aksesuarlar ve cila hammaddeleri tamamen dolara bağlı. Üretimimizin yüzde 20’sini ihraç ediyoruz. İhracatta yüzde 50’leri bulabilsek, kur artışlarını biraz daha dengelemiş oluruz. Müteahhitlerin demir, beton gibi maliyetleri de artıyor. Bu nedenle bize kaliteden ödün vermeden daha ekonomik ürün üretin talebinde bulunuyorlar. Şu anda fiyatlarımızı yükseltmiyoruz.
Karımızdan fedakarlık yapıyoruz. Kurun manipüle edildiğini düşünen insanlar var; bu nedenle satan satmıyor, alan almıyor. Teklif verdiğimiz işleri de böylesi dönemler sonuçlandıramıyoruz. Seçimlerden sonra belirsizlik ortamının kalkacağını düşünüyorum.
RAHİME BAŞ UÇAR