Sanayi üretimi moral veriyor
Piyasalar bu hafta çifte faiz kararına kilitlendi. Önce 14-15 Mart’ta ABD FED’in vereceği faiz karan açıklanacak. Ardından gözler 16 Mart’ta gerçekleştirilecek Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısına çevrilecek…
NEFESLER tutuldu, piyasalar bu hafta ABD Merkez Bankası’nm (FED) vereceği faiz kararma kilitlendi. FED 14-15 Mart’ta toplanacak.15 Mart’ta faiz kararını verecek. Uzmanlara göre büyük bir sürpriz olmaması halinde FED faiz artırımına gidecek. Ardından gözler 16 Mart’ta toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) vereceği faiz kararma çevrilecek. İlave sıkılaştırmaya devam edeceğini her fırsatta dile getiren Merkez Bankası’nın, FED’in faiz kararının ardından atacağı hamle yakından takip edilecek. Yükselen enflasyon ve FED’in faiz artıracağı öngörüsüyle PPK’nın üst bant ve geç likidite penceresi faizinde artırıma gideceği beklentisine giren piyasalar, Merkez Bankası Başkam Murat Çetinkaya’nm geçen hafta Denizli’de yaptığı açıklamalarda bunun işaretlerini aradı. Konuşmasında piyasaların merakla beklediği mesajı vermeyen Çetinkaya, küresel öngörülebilirliğin düşük olmasının temkinli bir politika duruşu gerektirdiğine dikkat çekerek, bu çerçevede fiyatlama davranışları yakından takip edilerek gerekirse ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceğinin altını çizdi. Bir süredir yönünü aşağıya çeviren döviz kuru Merkez Bankası’nın faiz artışı sinyali vermemesi üzerine yukarı yönlü hareketlendi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, hükümetin dola-rizasyondan çıkmak için çalışmalar yaptığını açıklayarak, birkaç gün içinde bu kararların yürürlüğe gireceğini vurguladı. Bir kararla serbest bölgelerdeki işletici şirketlerin uyguladıkları tüm ücretlere TL zorunluluğu getirdiklerini dile getiren Zeybekci, serbest bölgelerden Türkiye’ye, Türkiye’den de serbest bölgelere satışlarda döviz zorunluluğunu TL zorunluluğuna dönüştürüleceğini kaydetti. Zeybekci, kararla 6 milyar dolarlık döviz talebinin ortadan kaldırılacağını vurguladı.
“ENFLASYON DÜŞÜŞE GEÇECEK”
Denizli Sanayici, Tüccar ve İşadamları Platformu’nun düzenlediği toplantıda konuşan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkam Murat Çetinkaya, son aylarda yaşanan döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkilerinin enflasyon üzerinde kısa vadede yukarı yönlü baskı oluştursa da sıkı parasal duruşun da katkısıyla enflasyonun yeniden düşüş eğilimine gireceğinin altmı çizdi. Yılın ilk iki aymda açıklanan enflasyon rakamlarında öngördükleri çerçeveden önemli bir sapma olmadığma işaret eden Çetinkaya, yılın ikinci yansında döviz kurunun gecikmeli yansımaları ve yönetilen fiyatlardan kaynaklanan baz etkileri azaldıkça, sıkı duruşun da katkısıyla, enflasyonun daha makul seviyelere ineceğinin altını çizdi.
Döviz piyasasında gözlenen oynaklığın fiyatlama davranışı üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla atılan adımların büyük ölçüde amacına ulaştığını belirten Çetinkaya, Merkez Bankası’mn fiyat istikrarı temel amacına odaklanmaya devam edeceğini, bütün politika araçlarının bu hedef doğrultusunda etkin olarak kullanılacağını dile getirdi. İktisadi faaliyet ılımlı bir toparlanma sergilerken cari dengedeki iyileşme eğiliminin tekrar başladığını ifade eden Çetinkaya, yapısal alanlarda atılacak ilave adımların önemine dikkat çekti. Çetinkaya, reel sektörün basiretli borçlanma ve etkin risk yönetiminin teşvik edilmesi ilerleme sağlanabilecek yapısal alanlardan biri olduğunu söyledi.
ENFLASYONDA DÖVİZ KURU ETKİSİ
Merkez Bankası, şubat ayı fiyat gelişmeleri raporunda yıllık bazda çift haneyi gören enflasyonda “döviz kuru” etkisine dikkat çekmişti. Fiyat gelişmeleri raporuna göre şubatta başta temel mal ve enerji grupları olmak üzere genele yayılan döviz kuru etkileri gözlendi. Geçici vergi indirimlerine karşın, TL’deki birikimli değer kaybının etkisiyle temel mal enflasyonundaki belirgin artış sonucunda çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık enflasyonu ve ana eğilimi yükseldi. Bu dönemde B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları 0.73 ve 0.82 puan artarak sırasıyla yüzde 8.27 ve 8.56 olarak gerçekleşti. Yl-ÜFE’deki artışta döviz kuru ve uluslararası emtia fiyatlarının belirleyici olduğu vurgulandı.
SANAYİ ÜRETİMİ ARTTI
Geçen hafta Türkiye ekonomisinin gidişatına yönelik önemli ipuçları veren göstergelerden biri olan sanayi üretimi endeksi de açıklandı. Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi, 2016’nın son çeyreğinde başlayan yükselişini Ocak aymda da sürdürdü. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜ1K) verilerine göre, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış seriye göre sanayi üretimi ocakta bir önceki aya göre yüzde 1.3 artışla 129.8 oldu. Takvim etkisinden arındırılmış seriye göre sanayi üretimi yüzde 2.6 artışla 119.3 düzeyinde gerçekleşti.
Piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşen sanayi üretimi verileri incelendiğinde takvim etkisinden arındırılmış seriye göre madencilik ve taşocakçılığı sektöründe sanayi üretimi geçen yılın aynı ayma kıyasla yüzde 13.7 azalışla 84.8 düzeyinde gerçekleşti, imalat sanayinde üretim yüzde 2.8 artışla 118.4, elektrik, gaz, buhar ve ik-limlendirme üretiminde yüzde 7.2 artışla 142 oldu.
Ana sanayi gruplarında gelişmeler incelendiğinde ocakta geçen yılın aynı dönemine göre ara malı üretimi yüzde 3.5 azalışla 105.6 oldu. Ocakta dayanıklı tüketim malı üretimi yüzde 1.8 artışla 105.9, dayanıksız tüketim malı üretimi yüzde 1.2 artışla 120.7, enerji üretimi yüzde 6.9 artışla 132.6, sermaye malı üretimi yüzde 13 artışla 139.4 düzeyinde gerçekleşti.
Ocak ayı sanayi üretim verilerini değerlendiren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, sanayi üretiminde ocak ayındaki bu artışta, ekonomiye olan güvenin tekrar toparlanmaya başlaması ve yatırımların hızlanmasıyla ihracat pazarlarında yaşanan olumlu gelişmelerin etkili olduğunu söyledi. Özlü, önümüzdeki aynin tekrar toparlanmaya başlaması ve yatırımların hızlanmasıyla ihracat pazarlarında yaşanan olumlu gelişmelerin etkili olduğunu söyledi. Özlü, önümüzdeki aylarda sanayi üretiminin daha da güçleneceğini ifade etti.