Sanat terapisi nedir, nasıl uygulanır?
Sanat terapisi hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır
SANAT terapisi, son yıllarda adından sıkça söz ettiren bir terapi yöntemi. Bireyin hayal dünyasını anlamaya yardımcı olan bir psikoterapi yöntemi olarak tanımlanan sanat terapisi, sözel iletişim bozuklularının, davranış bozukluklarının, şizofrenin ve otizmin yanı sıra depresyon, anksiyete ve stresin tedavisinde de kullanılıyor. Henüz çok yeni bir terapi yöntemi olmasına rağmen uzmanlar, sanat terapisinin yaygınlığının ve uygulama oranlarının artacağına dikkat çekiyor. “Sanat terapisi nedir, nasıl uygulanır, kimler uygulayabilir, hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır, başarı oranları nasıl?” sorularının cevabını araştırdık.
SANATIN İYİLEŞTİRİCİ DEĞERİ
Aba Psikoloji Kurucusu Doç. Dr. Gamze Sart, sanat terapisinin sanat üretiminin yaratıcı süreçlerini kullanarak kişinin fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini destekleyen dışavurumcu bir terapi olduğunu söylüyor. “Sanat nesnesiyle danışan ve terapist arasında üçüncü bir alan oluşturulur. Kişi, duygu ve düşüncelerini bu güvenli alan içinde sanat nesnesine aktarır. Bu düzlemde, sanat nesnesi kişinin iç dünyasının sembolüdür. Kişi, bu sembolleri kendisi yorumlar. Böylece kendine dair farkındalığı da artırılmış olur” diyen Sart, sanat terapisinde her yaştan hasta grubuyla çalışılabileceğini ifade ediyor.
Sanat terapisinin, görsel sanatlar terapisi, müzik terapisi, hareket ve dans terapisi, dışavurumcu sanat terapisi ve sinema terapisi olmak üzere çeşitleri olduğunu belirten Sart, her oturumda uygulanacak yöntemlere, yönergelere ve kullanılacak malzemelere danışanın ihtiyacına göre karar verildiğini dile getiriyor. Sart, açıklamasını şu şekilde sürdürüyor:
“Örneğin, otizm spektrumuna sahip bir danışan için müzik ve ritimle çalışmak daha yararlıyken, halüsinasyonları aktif bir şizofreni spektrumuna sahip bireyle kille çalışmamak daha yararlı. Bu bağlamda, danışanın problemi ve hangi sanat materyaline daha ilgili olması etkili.”
Seansların etkinliğinin kişinin patolojisine ve tedaviye uyumuna göre değiştiğine dikkat çeken Sart, “Remisyonda olan bir Şizofreni hastası için uzun bir terapi süreci gerekirken, kaygı bozukluğu yaşayan biri için 12 oturum fayda sağlayabiliyor” diyor. Sanat terapisinin yeni ve gelişen bir terapi biçimi olduğu için başarı ve etkisinin ilerleyen zamanlarda anlaşılacağını belirten Sart, “Uluslararası standartlarda sanat terapisti olmak için bu alanda yüksek lisans programına katılmak gerekiyor. Türkiye’de sanat terapisti olmak için uzmanlaşmayı destekleyen bir program yok. Sertifikalar yoluyla sanat terapisi uygulayıcı sertifikası alınabiliyor” diyor. Sart, müzik terapisi ve görsel sanatlarla terapinin en çok kullanılan terapi biçimlerinden olduğunu anlatıyor. Bunun yanı sıra dışavurumcu sanat terapisinin yeni bir terapi biçimi olmasına rağmen ilerleyen zamanlarda bu yönteme de ilginin artacağını söylüyor. Sart, aynı zamanda Türkiye’de, sanat terapi uygulamalarının çok eski dönemlere dayandığını, sanatın iyileştirici değerinin yeniden fark edildiğini, bu bağlamda kullanım ve uygulama oranlarının artacağını aktarıyor.
Aba Psikoloj İletişim
Adres: Büyük Bebek İnşirah Yokuşu No:29 ve No:65 34342 Bebek-Beşiktaş-İstanbul
Adres 2: Göktürk Mah. İstanbul Cd. No:28 K.3 Daire 37/38/39 Gökmahal İş Merk. Göktürk-Eyüp İstanbul
Telefon: +90 212 945 29 03
Telefon: +90 (212) 287 86 06
Telefon: +90 (532) 296 86 12
E-mail: info (@) abapsikoloji.com
“RUHSAL ANLAMDA GÜÇLENDİRİYOR”
Klinik Psikolog Gizem Bodur Atalay, psikolojinin, sağlık bilimi ve sanatın birleştiği multidisipliner bir yaklaşım olduğunu söyleyerek başlıyor sözlerine. “Sanat terapisi, birçok psikiyatrik veya fizyolojik rahatsızlıkta, hastalığın getirdiği stresle baş etmek, duygusal yönden rahatlamak ve farklı bakış açıları geliştirmek amaçlı temel tedaviye ek destekleyici bir yaklaşım olarak uygulanır” diyen Atalay, bu terapi yönteminin herhangi bir hastalığı bulunmayan bireyler için yaşamsal zorluklarla baş etme, kendini anlama, ifade etme ve kişisel gelişimi destekleme amaçlı uygulanabileceğini de sözlerine ekliyor.
Sanat terapisi araştırmalarının diğer terapi araştırmalarına göre literatürde daha yeni olduğunu söyleyen Atalay, “Kişilerin yaşamlarında sanat terapisiyle beraber kaygılarının ve depresif duygulanımlarının azaldığını gösteren çalışmalar mevcut. Bununla birlikte sanat terapisinin stresle baş etmede kişiyi ruhsal anlamda güçlendirdiğine dair de çalışmalar var” diyor. Sanat terapisinin çok çeşitli sanat dallarından faydalanılarak uygulanabileceğini belirten Atalay, sözlerine şöyle devam ediyor: “Müzik, çeşitli görsel sanatlar, dans, edebiyat ve daha pek çok sanat dalı kullanılabilir. Uygulayıcı kişi, hangi sanat ekolüne yatkınsa o uygulamayla terapi modelini şekillendirir. Intermodel denilen sanat terapisi yaklaşımında ise aynı anda birden fazla sanat dalı bir arada kullanılabiliyor.”
Atalay, sanat terapisinin başarı oranıyla ilgili ise, “Terapi yaklaşımlarını değerlendirirken çok net oranlardan bahsetmek mümkün değil. Ancak yapılan birtakım bilimsel çalışmalar, sanat terapisinin ruhsal sorunlarda kişiye olumlu anlamda etkileri olduğunu veya kişisel gelişimi olumlu yönde desteklediğini gösteriyor” ifadelerini kullanıyor. Bu terapi yönteminin grup terapisi şeklinde de uygulanabildiği bilgisini veren Atalay, “Çoğunlukla sanatla grup terapisi şeklinde uygulanır ve bu süreçte kişilerin hem kişisel farkındalık kazanıp daha iyi hissetmeleri hem de grupla birlikte farklı bakış açıları edinmeleri ve yaptıkları paylaşımlarla da rahatlamaları sağlanmış olur” açıklamasını yapıyor. Atalay, sanat terapisinde seans ücretlerinin uygulanan kuruma ve başvuran kişilerin sosyoekonomik durumlarına göre düzenlenebileceğini ve genellikle psikoterapi seanslarıyla aynı ücretlerde olduğunu söylüyor.
“SANAT BİR İLETİŞİM ARACI”
Psikiyatrist Dr. Hira Selma Kalkan, sanat terapisini insanların akıl sağlıklarıyla birlikte duygusal ve sosyal sağlıklarını da iyileştirmeleri ve geliştirmeleri için sanatı kullanan bir çeşit destek mekanizması olarak tanımlıyor. “Bu destek mekanizması, sanata bir iletişim aracı olarak yaklaşır. Bu şekilde, insanların duygularını dışa vurmalarına ve iletişim kurmalarına yardımcı olur” diyen Kalkan, bu sayede bireylerin davranışlarında değiştirmeye ihtiyaç duydukları şeyleri değiştirmelerinin kolaylaştığını dile getiriyor. Sanatın kişisel ifade ve yaratıcılığın dışavurumu olduğunu söyleyen Kalkan, “Sanat sayesinde özellikle bilinçdışı olarak daha geniş bir şekilde etrafınızla iletişime geçebilirsiniz. İmgeler, kelimelerden daha çok şey ifade eder ve zor konuları keşfetmeyi kolaylaştırır” diyor. Kalkan, sanat terapisinin diğer tedavi türlerinden farklı olarak uygulamalarda hastaların yaratıcı faaliyetlerde bulunmaları sayesinde tedavilerine etkin bir şekilde katılma olanağı sağladığına da dikkat çekiyor. Kalkan, bu terapi yönteminin hangi rahatsızlıkların tedavisinde kullanıldığına dair şu bilgileri veriyor.
YELPAZE ÇOK GENİŞ
“Sözel iletişimin bozuk olduğu hastalarda, otistik, mental gerilik, davranış bozukluğu gösteren çocuklarda, şizofreni vb. psikotik durumlarda, yaşlı, fiziksel mental problemi olan hastalarda, travmatik yaşantılar ve ilgili bozukluklarda, fiziksel hastalıklarda, terapi sürecinde yoğun aktarım ve karşı aktarım duyguları oluşturan kişilik bozukluklarında, mahkumların yeniden suç işlememeleri açısından tutumlarını ve davranışsal değişimlerini olumluya çevirmekte, bağımlılarda, depresyon ve anksiyete yaşayanlarda kullanılabilir.”
Bunun yanı sıra sanat terapisi uygulayabilmek için hangi şartların gerekli olduğuna dikkat çeken ve tedavi yapma yetkisinin hekime verildiğini vurgulayan Kalkan, “Sanat terapisti olmak için hiç değilse ruh sağlığı alanında eğitim almış olmak gerekir. Diğer taraftan bir sanat formasyonu ve sanat terapisi eğitimi de alınmalı” diyor.
Psikiyatrist Dr. Hira Selma Kalkan İletişim
Camiatik Mah. Tatar Cami Sk. NO 33 Urla – İzmir
0541 5974348 Urla
hira@hiraselmakalkan.com
Gözdem ÖZDEM / Uzman Klinik Psikolog, Memorial Bahçelievler Hastanesi
“Sanat terapisi herkes için uygun bir yöntem”
Sanat terapisi, bireyin hayal dünyasını anlamamıza yardımcı olan bir psikoterapi yöntemi. Dışavurum sayesinde bireyin bilinçdışını ifade etme biçimi olarak da tanımlanabilir.
Bilinçli bir şekilde sözel olarak sorunları ifade etmek bazen zor olabilir. Bu noktada sanat terapileri, kişilerin yaratıcılıklarını kendi başlarına anlamlandırarak oluşturdukları tüm somut ve soyut ürünlerin kapsamını içerir. Müzik, resim, heykel, hikaye yazma gibi birçok sanat kolu bu terapide kullanılabilir. Sanat terapisi normalde dışavurumu güç olan, yoğun ve bazen acı veren duygu ve düşüncelerin görsellik, imgeler, renkler ve şekiller kullanılarak yansıtılmasını ve açığa çıkarılmasını sağlar. Gündelik hayatla baş etmekte zorlanan kişilerin bilinçaltında bastırılan problemlerin varlığını biz uzmanlar biliriz. Bireyin bu duruma anlam atfetmesi ise ancak bir semptomun ortaya çıkmasıyla mümkün olur. Mevcut sorunun anlaşılması ve bireye o sorunla baş etme yetisi kazandırılması için kullanılan bir psikoterapi yöntemi olan sanat terapisi, aslında hemen herkes için uygun. Sanat terapisi uygulanacak danışanların herhangi bir sanat eğitimi ya da becerisine sahip olması şart değil. Terapistlerin asıl amacı, ortaya çıkan sanatı ya da sanat eserlerini değerlendirmek değil, onları araç olarak kullanarak danışanın kendisini dışa vurabilmesi için güvenli bir ortam yaratarak kişisel gelişimine katkı sağlamak.
ŞEBNEM CAN KILINÇARSLAN