Sanat danışmanlığı
Sanatın izleyici kitlesinde 1980’lere oranla büyük artışlar yaşandı ve bu artış yüzde 200’lere kadar çıktı. Galeriler ve müzayedeler, belirli takipçilere sahip piyasada dönerken, 2000’li yılların başında beyaz yakalıların artan sayısıyla farklı bir alıcı profili oluştu.
Sanatın sahip olma deneyimi ve prestiji, yeni keşfedilen bir zevk olarak birçok kişiyi galeri ve müzayede salonlarına çekiyor. Batı’ya göre daha geç başlayan bir trend olsa da Türkiye’de de önemli bir koleksiyonerler topluluğunun oluştuğunu söylemek mümkün. Müzayede etkinlikleri ve satılan eser sayısı oldukça yüksek seviyede bulunuyor. Şu an Türkiye’de müzayedelere ve sanat merkezlerine kayıtlı yaklaşık 3.500 koleksiyoner bulunuyor.
Türkiye’deki koleksiyonerler, klasik ve çağdaş Türk resminin yanı sıra ünlü oryantalist tabloları tercih ediyorlar. Bu tablolar genellikle İstanbul’un Osmanlı saray hayatı, harem, odalık, Osmanlı tipleri ve İstanbul temalarını konu alıyor. Bu tercihler, gelecekte borsa hisselerine yatırım yapar gibi sanat eserlerine yatırım yapma anlayışını yaratacak gibi görünüyor.
Sanat koleksiyonlarının artmasıyla birlikte danışmanlık pazarında da gelişmeler yaşanması bekleniyor. Koleksiyonerler, eserlerini seçerken danışmanlık hizmetlerine ihtiyaç duyabilirler. Sanat piyasasının büyümesi ve çeşitlenmesi, profesyonel danışmanların rehberliğine olan talebi artırabilir. Bu bağlamda, sanat danışmanları ve uzmanları, koleksiyonerlere değerli bilgi ve rehberlik sunarak pazardaki değişimlere ayak uydurabilmelerine yardımcı olabilir.
Aynı zamanda, sanat koleksiyonlarının değerlenmesi ve işlem hacminin artmasıyla birlikte sanat finansmanı da gelişmeye başlayabilir. Koleksiyon sahipleri, eserlerini sergilemek, satmak veya devretmek istediklerinde finansal çözümlere ihtiyaç duyabilirler. Bu noktada, sanat finansmanı şirketleri veya platformları, koleksiyonerlere eserlerini likiditeye dönüştürme veya sergileme imkanı sunabilir. Bu alanda yeni iş fikirleri geliştirmek ve koleksiyonerlere çeşitli finansal ürünler sunmak, sanat piyasasının büyümesine katkı sağlayabilir.
Türkiye’nin sanat potansiyeli ve dinamik sanat piyasası, bu tür girişimlere uygun bir zemin sunabilir. Hem yerel hem de uluslararası sanat eserlerinin ilgi gördüğü Türkiye’de, sanatla ilgilenen kişilerin ve kuruluşların çeşitli ihtiyaçları doğabilir. Bu ihtiyaçlara yönelik yeni iş modelleri ve hizmetler geliştirmek, sanat ve iş dünyasını buluşturan verimli bir alan olabilir.
Sonuç olarak, sanat dünyasının büyümesi, çeşitlenmesi ve dijitalleşmesi, yeni ve yenilikçi iş fikirlerine zemin hazırlıyor. Hem sanat koleksiyonerlerinin hem de sanatseverlerin taleplerine cevap verebilecek çeşitli alanlarda girişimler ve hizmetler geliştirilebilir. Türkiye gibi dinamik bir ülkede, sanat ve iş dünyasının kesişiminden doğan iş fikirleri geleceğin başarılı girişimleri arasında yer alabilir.