Salgın hastalık kaynaklı piyasalardaki stres
Genel bir durum değerlendirmesi
KÜRESEL salgın hastalık kaynaklı piyasalardaki stres sürüyor. Küresel çapta para ve maliye politikası tarafında atılan adımlar da, doğrudan salgın hastalığa yönelik bir çözüm üretmediğinden, piyasalardaki stresi henüz tam anlamıyla dindirebilmiş değil. Söz konusu salgın hastalığa yönelik endişelerin ne kadar süre daha ve ne ölçüde süreceğini kestirmek hâlen çok mümkün olmadığından, ekonomi ve piyasalar üzerinden oluşturacağı etkilere yönelik sağlıklı tahminlerde bulunabilmek de son derece zor.
Geçen haftaki yazımızda, son küresel krizden başlayıp bugünkü stres ortamına nasıl gelindiğini mümkün olduğunca özet bir şekilde ele alarak genel bir durum değerlendirmesi yapmaya çalışmış ve bundan sonraki bazı olasılıklar üzerinde durmuştuk. Bu hafta ise, geçen haftaki yazımızda çizdiğimiz genel resmi, daha güncel verilerle detaylandırmaya çalışacağız.
DOĞU’DA İNİŞ, BATI’DA ÇIKIŞ
2019 yılı sonlarında Çin’de ortaya çıkan salgın hastalık 20 Ocak itibariyle ilk defa Çin dışındaki ülkelerde de gözlenmeye başladı. Ocak-Şubat döneminde ağırlıklı olarak Asya Bölgesi’nde etkili olan salgın, şubat sonu-mart ayının ilk yarısı itibariyle kısaca Batı olarak tanımlayabileceğimiz ABD ve Avrupa tarafında etkili olmaya başladı. Son 1-2 haftalık dönemde Çin’den gelen rakamlar bu bölgede salgın hastalığın yayılma hızının yavaşladığı sinyalini verirken; ABD ve Avrupa tarafında ise oldukça hızlı bir artış görülmekte. 11 Mart itibariyle maalesef ülkemizde de ilk vaka kayıtlara geçerken, bu yazının hazırlandığı 20 Mart günü itibariyle tespit edilebilmiş vaka sayısı 359 iken, bu hastalık nedeniyle 4 vatandaşımız yaşamını yitirmişti.
Hastalığın yayılma hızı ve küresel bazdaki son durum hakkında daha net bir canlandırma yapabilmek adına, www.bloomberg.com sitesinde korona virüse dair analiz sayfasındaki bazı grafikleri aldım (görselleri aldığım sayfadaki bilgiler son olarak 20 Mart 2020 17:09 itibariyle güncellenmişti).
Bu görsellerden hareketle, salgın hastalıkta Doğu’da zirve görüldü demek daha mümkün hâle gelmişken, Batı’da henüz zirve görülmüş değil diyebiliriz. Test yapılan kişi sayısının artmasıyla birlikte kısa vadede vaka sayısındaki hızlı artışların sürmesi, maalesef, hâlen güçlü bir olasılık olarak kalmaya devam ediyor.
Geçen haftaki yazımızda da değindiğimiz üzere, bu salgın hastalık nedeniyle (iş özellikle ABD ve Avrupa’ya sıçradıktan ve Rusya-Suudi Arabistan arasında petrol fiyatları üzerinde savaş başladıktan sonra) küresel çapta birçok borsa başta olmak üzere (güvenli liman olarak bilinen altın dahil) hemen hemen tüm yatırım araçlarında sert düşüşler ve yüksek oynaklık gözlendi. Salgın hastalık kaynaklı belirsizlikler, herhangi bir korelasyon ya da başka bir beklenti gözetilmeksizin küresel çapta riskli varlıklardan çıkış yapıp dolar nakde geçme furyası ön plana çıkarmış durumda.
Eldeki verilerden hareketle, şimdilik, Çin’de hastalık zirveyi görüp kontrol altına alınmaya başladığı algısı yaklaşık 2-3 aylık bir zaman diliminde görüldü denilebilir. Ancak, mevcut istatistikler özellikle ABD ve Avrupa tarafında bu aşamaya gelmek için hâlen en iyi ihtimalle birkaç hafta olduğunu işaret ediyor. Dolayısıyla, “hastalık zirveyi gördü gerilemeye başlıyor, aşı/tedavi bulundu, hastalığın yayılması kontrol altına alındı” vs. gibi bir haber görmeden önce piyasalardaki stresli bekleyişin sürmesi ve olası tepki hareketlerinin bir miktar sınırlı kalması muhtemel görünüyor. Bu nedenle de hâlen daha özellikle borsalarda dip seviye görüldü demek zor denilebilir. Dolayısıyla, kısa vadede oynaklığın yüksek seyretmesi hâlen yüksek bir olasılık olarak kalmaya devam ediyor.
UZUN VADE İÇİN FIRSATLAR VAR AMA…
Kısa vadede görünüm çok iç açıcı olmasa da özellikle uzun vadeli yatırım açısından önemli fırsatların oluştuğunu ve/veya oluşmaya başladığını da söylemek lâzım. Bir taraftan, kısa vadeli dip görüldü demek hâlen kolay olmasa da; BIST-100 endeksinin neredeyse 2008 küresel krizindeki dip seviyelere gerilediğini belirtelim. Salgın hastalığa yönelik sürecin yönetilmesi ve tedbirler konusunda şu ana kadar birçok ülkeye kıyasla çok daha olumlu bir görüntü elde edilmiş olsa da bizim için de toplam vaka sayısında zirve görüldü demek için maalesef henüz erken görünüyor. Dolayısıyla, kısa vadede oynaklığın yüksek seyretme ihtimali Borsa İstanbul için de sürmekte.
Dolayısıyla, bugün itibariyle, borsada düşüş daha nereye kadar sürer, bu iş ne zaman biter bir şey söylemek çok zor. Ancak, bütün dünyada ve Türkiye’de çok ciddi ekonomik ve toplumsal önlemler alınmış durumda. Bu işin kontrol altına alındığı algısı oluşmaya başlayınca borsalarda ve altında hızlı bir yükseliş görülebilir. Ki şu ana kadar Türk varlıkların birçok emsal ve gelişmiş ülkeye kıyasla olumlu ayrışan tarafta olması ve mevcut gelişmelerin başta enflasyon olmak üzere makroekonomik göstergeler açısından fırsat yaratması da, mevcut olumsuzluklar geride kaldığında Türk varlıkların pozitif ayrışan performansım sürdürmesini de sağlayabilir. Bu nedenle, tüm bu gelişmeleri ve kısa vadeli riskleri (henüz dibin görülmemiş olabileceği ihtimalini, yani düşüş ya da oynaklığın bir süre daha sürebileceği riskini) dikkate alarak; portföylerdeki hisse ağırlığının uzun vadeli bir perspektifle, kademelere ve zamana yayarak biriktirme şeklinde artırılmaya başlanması tercih edilebilir. Spesifik hisse seçiminde zorlanılıyor ise borsa/hisse getirisini yansıtan borsa yatırım fonu/yatırım fonu gibi enstrümanlarda da kademeli olarak ağırlık artırmaya/biriktirmeye başlanması düşünülebilir.
POZİTİF VE NEGATİF AYRIŞANLAR
Küresel salgın hastalık nedeniyle oluşan fiyatlamanın Borsa İstanbul’da nasıl etkiler oluşturduğunu göstermesi amacıyla, BIST sektör endeksleri ve hisseler tarafında, salgın hastalığın Çin dışında ilk kez görüldüğü 20 Ocak ve Türkiye’de görüldüğü 11 Mart (açıklama gece yarısı yapıldığı için 10 Mart’ı baz aldık) tarihinden bu yana gözlenen nominal ve BIST-100’e göre rölatif performansı yansıtan tablolar hazırladık. BIST sektör endekslerinin performansında, endeks kapsamındaki hisselerin fiili dolaşımdaki payları etkili olduğundan bazı sektörlerdeki fiyatlamaların yalnızca bir veya birkaç hissenin performansını yansıtabileceği hatırlatmasını yapalım. Hisseler tarafında ise baz aldığımız her iki zaman diliminde de endekse göre pozitif ya da negatif ayrışan, halka açık piyasa değeri 2 milyar TL’nin üzerinde olan hisseleri 10 Mart’tan bu yana en çok pozitif ya da negatif ayrışandan en aza olacak şekilde iki ayrı tablo hâlinde verdik.
Mevcut süreç kaynaklı fiyat performansları açısından, perakende, ticaret, iletişim, gıda, sağlık gibi sektörlerde yer alan hisseler öne çıkarken; spor, turizm, ulaştırma, tekstil, metal eşya gibi sektörlerde yer alan hisselerin negatif ayrıştığı görülmekte. Bu durum da aslında, kısa vadede temel ihtiyaçlara yönelik öne çekilen talebin ve harcamalardaki önceliklendirmenin hisse fiyatlamalarma yansıması olarak değerlendirilebilir.
Salgın hastalık nedeniyle tedavi gören tüm hastalarımıza acil şifalar; bu süreçte bizleri korumak, iyileştirmek, ihtiyaçlarımızı gidermek üzere taşın altına elini koyan/yükü çeken başta hekimlerimiz olmak üzere herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Bir an önce bu zor günlerin sona ermesi ve yeniden günlük rutinimize dönebilme dileklerimle herkese sağlık günler diliyorum.
EROL GÜRCAN