Portföy yöneticilerinin beklentileri
Portföy yöneticileri önümüzdeki üç ay için piyasalara ilişkin beklentilerini ve portföy önerilerini açıkladı. Bu yaz BIST-100 100-110 bin, dolar 3.55-3.80 TL, euro 3.80-4 TL aralığında dalgalanacak. Yazın gözde yatırım aracı ise yine TL mevduat olacak…
REFERANDUM sürecini atlatan ve hızla normalleşen Türkiye’de yatırımcılar yeni dönem için kendilerine yeni adresler aramaya başladı bile. Ancak bu dönemde de işleri çok kolay gözükmüyor. Türkiye referandum sürecini atlatmasına rağmen masada hala jeopolitik riskler duruyor. Bunun yanı sıra global belirsizlikler de çözümlenmiş değil. ABD’nin yeni başkamnın politik ve ekonomik kararlan, AB’deki seçim süreçleri, Kuzey Kore gerginliği, FED’in faiz artırımına ilişkin bilinmezler, Avrupa Birliği’nin kaderine ilişkin soru işaretlerinin sürmesi, global risklerin kısa dönemde çözümlenemeyeceğini şimdiden ortaya koyuyor. Durum böyle olunca her zamanki gibi yatırımcının güvenli liman arayışı sürüyor.
ÜÇ AY SAKİN GÖRÜNÜYOR
Ancak öncelikle şunu belirtmekte fayda var, önümüzdeki üç ay için Türkiye’ye yönelik beklentiler olabildiğince pozitif. Ancak yukarda saydığımız riskler nedeniyle faiz, borsa ve kurların bugünkü seviyelerine yakın seyredeceği görüşü hakim. Yani kısa dönem için önemli bir toparlanma ve ralli beklentisi yok. Örneğin, piyasada genel kabul gören görüşe göre BIST’teki yükseliş bir süre daha devam edecek ancak endeks orta dönemde 100-110 binler civarmı aşabilir.
Döviz kurlarına ilişkin beklentiler de yine son derece muhafazakar. Önümüzdeki üç ayda dolann TL karşısında 3.55-3.80 TL civarında yani son aylardaki seviyelerinde kalacağı beklentisi oldukça kuvvetli. Eu-ro/TL için de beklentiler benzer… Fransa’da ikinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi dolar karşısında güçlenen euro’nun TL karşısında 3.80-4 TL aralığında dalgalanacağı görüşü hakim. Kısa dönemde euro/dolar paritesinin ise 1.06-1.07’lerde dengelenmesi ve gerek AB, gerekse ABD belirsizliğini fiyatlaması bekleniyor.
Gelelim faiz cephesine… Burada global piyasalardaki gelişmelerden ziyade Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nm para politikasındaki duruşu belirleyici olacak gibi görünüyor. MB’den yapılan son açıklamalarda da önümüzdeki aylarda sıkı para politikasının devam edeceği vurgulanmıştı. Bu açıklamalara gönderme yapan portföy şirketlerinin yöneticileri sıkış duruş devam ettiği müddetçe faizlerin bugünkü seviyelere yakın seviyelerini koruyacağı görüşünde. Genel beklenti ise iki yıllık gösterge tahvillerin yüzde 10.5-11.50 aralığında kalacağı yönünde.
MEVDUAT YİNE RAKİPSİZ
Tabii bu durum mevduatı da aynen etkileyecek. Son yıllarda yatırımcının en güvenli ve en kazançlı tercihi tartışmasız mevduat oldu. En son kredi garanti fonu desteği sayesinde KOBİ ve ticari kesimin kredi talebi patladı. Kaynak bulmakta zorlanan bankalar da çareyi mevduat faizlerini yukarı çekmekte buldu. Bugün bankaların mevduata uyguladıkları faiz oranları yüzde 13 hatta özel müşterilere yüzde 14’le-re kadar yükseldi.
Para yöneticilerine göre, kısa vadede mevduat faizleri bu yüksek seviyelerini koruyacak. Bu nedenle mevduat bir süre daha portföylerde önemli olmayı sürdürecek gibi görünüyor.
İç ve dış risklerin korunduğu bu dönemde portföy yöneticilerinden önümüzdeki üç ay için beklentilerini aldık ve orta riskli portföy önerilerini sizler için derledik…
YAPI KREDİ PORTFÖY
“100.000 SÜRPRİZ OLMAZ”
Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Emir Alpay, piyasalarda referandumun ardından belirsizliğin ortadan kalkmasıyla daha iyi bir seyir izlenebileceği görüşünde. Bunun dışında son açıklanan sanayi üretim rakamı ve TÜİK tarafından yayınlanan Tüketici Güven Endeksindeki hızlı toparlanmanın da pozitif gelişmeler olduğuna vurgu yapan Alpay, konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“2016 son çeyreğinde yıllık yüzde 2.1 artış kaydeden sanayi üretimi, 2017 Ocak-Şubat döneminde yüzde 1.8 arttı. Hatırlanacağı gibi GSYtH büyümesi de son çeyrekte yüzde 3.49 olmuştu. Bu rakamlar 2016 üçüncü çeyreğine göre ciddi bir toparlanmaya işaret ediyor. Diğer yandan TÜÎK tarafından yayınlanan Tüketici Güven Endeksi de Nisan ayı itibarıyla 2016 Ekim ayından bu yana izlenen en yüksek seviyeye çıktı.
Üretim tarafından görece olumlu sinyaller gelmesine karşın enflasyon tarafında riskler devam ediyor. Yıllık bazdaki tüketici enflasyonunda temmuz ayma kadar yükseliş devam edebilir. Ancak bu durum baz etkisi ve geçmişte yaşanan kur artışından kaynaklanıyor. Ve piyasa tarafından fiyatlarmış durumda. Mevcut durumda reel döviz kuru seviyesi TL’nin daha fazla değer kaybma ilişkin bir işaret vermiyor. Diğer yandan yurtdışı piyasa gelişmeleri de olumlu. Bu ortamda yurtdışı gelişmelerin de olumlu olmasıyla aslında 2017 ilk çeyreğinde iç piyasaların olumlu yönde hareket ettiği gözlendi. Bu durumun yılın ikinci çeyreğinde de devam etmesi beklenebilir.”
Alpay, genel olarak ABD ve tüm dünya piyasalarında hisse senedi tarafında cazip getirilerin olduğu bir döneme girdiğimize dikkat çekiyor. Küçük satış dalgaları gelse bile, uzun vadeli trendlerin hisse senedi piyasalarım domine edecek gibi göründüğünü söyleyen Alpay, “Türkiye’de açıklanmaya başlanan ilk çeyrek finansallarına baktığımızda hem banka hem de reel sektör şirket verilerinde beklentilerin üzerinde karlar izleniyor. Bu doğrultuda endeksin 100.000 seviyesini aşması sürpriz olmayacaktır” diyor.
Alpay’a göre faiz cephesinde ise enflasyon verilerini yakından takip etmek gerekecek. Beklentilerin üzerinde gelebilecek enflasyon verilerinin faizleri de yukarı yönlü hareket ettireceğini hatırlatan Alpay, “Ancak yüm son çeyreğinde sabit getirili enstrümanlar daha cazip hale gelebilir. Döviz tarafında ise reel döviz kurları şimdilik TL’nin daha fazla reel değer kaybma işaret etmiyor. Ancak burada da yine enflasyona paralel bir seyir izlenebilir” diyor.