Politika Faizininde ‘Ölçülü’ İndirimlere Devam
Politika faizi yüzde 11.25’ten yüzde 10.75’e çekildi
TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) “daha ölçülü” bir biçimde faiz indirimine devam etti. TCMB, 19 Şubat’ta gerçekleştirilen yılın ikinci Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 50 baz puan indirerek yüzde 10.75’e çekti. 2019 Temmuz’dan bu yana toplam bin 325 baz puanlık indirime gidildi. PPK sonrasında yayımladığı metinde “Gelinen noktada, mcvcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla uyumunu koruduğu değerlendirilmektedir” ifadelerini koruyan TCMB, faiz indirimlerine devam edileceği mesajını verdi. PPKnın ekonomiye ilişkin değerlendirmelerinde “iktisadi faaliyetin sektörel dağılımındaki iyileşmenin devam ettiği, yatırım ve istihdamda toparlanma sinyalleri alınmakla birlikte zayıf seyrin sürdüğü” vurgulanırken, kredi büyümesi ve kompozisyonundaki gelişmelerin dış denge ve enflasyon üzerindeki etkilerinin yakından takip edildiği kaydedildi. Koronavirüs salgını da PPK metnine girdi. Açıklamada, korumacılık önlemlerinin, küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin ve jeopolitik gelişmelerin yanı sıra son dönemde ortaya çıkan salgın hastalığın sermeye akımları, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturulabileceği etkilerin takip edildiği kaydedildi. Enflasyondaki seyrin yılsonu tahminiyle büyük ölçüde uyumlu olduğunun belirtildiği metinde, bu çerçevede politika faizinde “daha ölçülü bir indirim” yapılmasına karar verildiğinin altı çizildi.
“25 BAZ PUAN İNDİRİM BEKLİYORUZ”
Ekonomistler de TCMB’nin faiz indirimlerine daha küçük adımlarla devam edeceği görüşünde. A&T Bank Ekonomik Araştırmalar Müdürü Ayşe Özden, 2020 toplamında bekledikleri 200 baz puanlık indirimin 125 puanının gerçekleştiğini vurgulayarak, “Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine politika faizi yüzde 10 seviyelerine indiğinde son vereceğini düşünüyoruz. 19 Mart’taki PPK toplantısında 25 baz puanlık indirim bekliyoruz” dedi.
Bu hafta (28 Şubat) 2019 son çeyrek büyüme, gelecek hafta ise enflasyon verilerinin açıklanacağına işaret eden Özden, Şubat ayında aylık 0.60 artışla yıllık enflasyonun yüzde 12.6 seviyesinde olacağı tahmininde bulundu. Enflasyonun yılın ilk yarısında çift hane kalmasını beklediklerini kaydeden Özden, “TL’nin yıl boyunca 6 seviyesinde kalması şartıyla enflasyonun sene sonuna doğru yüzde 9 seviyelerine gerileyebileceğini hesaplıyoruz. TL’nin yıl genelinde oynaklık göstermesi beklentimize göre ise yılsonu enflasyon tahminimizi yüzde 11 olarak koruyoruz. 2019 son çeyrek için yüzde 5 büyüme beklentimize göre yıllık büyümenin yüzde 0.6 civarında olacağını tahmin ediyoruz. Türkiye ekonomisinin iç talepteki toparlanma ve canlanan kredi büyümesinin de desteğiyle 2020 için yüzde 3.5 büyüme performansı sergileyeceğini tahmin ediyoruz” dedi.
“2019’DA BÜYÜME YÜZDE 1-1.5 OLUR”
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova ise ikinci çeyrekle birlikte enflasyonda tek hane görülebileceği görüşünde. Enflasyona ilişkin endişelerini “hızlı faiz indirimleri ile tüketici kredilerinin artması, bunun hane halkı borçluluğunu artırması, tüketimin artması ile talep enflasyonunun enflasyon hedefi üzerinde baskı yaratarak, arzulanan enflasyona erişimi tıkaması” olarak açıklayan Arzova, önemli olan enflasyonda tek seferde tek hanenin görülmesi değil, bunun kalıcı ve sürdürülebilir bir seviyede uzıın süreli tutulabilmesi olduğunu kaydetti. Arzova, son çeyrek büyümesi ile Türkiye ekonomisinin yıllıkta yüzde 1-yüzde 1.5 arasında bir yerde büyüyeceğini dile getirdi.
UZUN VADELİ KREDİ BORCU AZALDI
Özel sektörün yurtdışından sağladığı kredi borcu 2019 Aralık sonunda 2018 sonuna göre 17.2 milyar dolar azalarak 191.5 “milyar dolar, ticari krediler hariç kısa vadeli kredi borcu ise 5.8 milyar dolar azalarak 9.5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Özel sektörün yurtdışından sağladığı toplam kredi borcu, Aralık sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, bir yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 50.7 milyar dolar tutarında olduğu gözlendi.
2019 Aralık sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2018 sonuna göre yüzde 4.3 oranında artışla 118.2 milyar dolar oldu. 2019 Aralık sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine bir yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 168.2 milyar dolar düzeyinde oldu. Söz konusu stokun 18 milyar dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurtdışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluşuyor.
OCAK’TA BÜTÇE FAZLA VERDİ
Merkezi yönetim bütçesi 2020 Ocak’ta geçen yılın aynı ayma göre yüzde 322 artışla 21.5 milyar TL fazla verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, 2020 Ocak’ta bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.6 artışla 100.7 milyar TL, bütçe gelirleri yüzde 26 artışla 122.2 milyar TL oldu. Ocak’ta faiz dışı denge yüzde 177 oranında artışla 34.2 milyar TL fazla verdi. Ocak’ta faiz harcamaları 12.7 milyar TL, faiz hariç harcamalar ise 87.9 milyar TL olarak gerçekleşti. 2020 Ocak’ta vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayma göre yüzde 21.1 artarak 67.4 milyar TL oldu. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2019’da yüzde 7.4 iken 2020’de yüzde 8.6’ye çıktı.
TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ 57.3
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve TCMB işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Şubat’ta bir önceki aya göre yüzde 2.7 azalarak 57.3 oldu. Endeksin 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor. Şubat’ta bir önceki aya göre gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi endeksi yüzde 3.4 azalarak 76.8 olurken, genel ekonomik durum beklentisi endeksi yüzde 1.9 azalışla 75.9, tasarruf etme ihtimali endeksi yüzde 4.2 artarak 22.5 oldu.
TÜİK’in geçen hafta açıkladığı verilerden bir diğeri ise Ocak ayı yurt dışı üretici fiyat endeksi (YD-ÜFE) oldu. Buna göre YD-ÜFE Ocak’ta bir önceki aya göre yüzde 2.39, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9.53 artış gösterdi.
Prof. Dr. Ersan ÖZ / Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Virüs krizi Türkiye’nin ihracatını artıracak”
Kredi talepleri ve tüketimdeki canlanmaya paralel yıllık enflasyondaki oluşan yüzde 13 beklentisine rağmen Merkez Bankası’nın halen faiz indirmesi, enflasyonun tek haneli olacağına olan inancından kaynaklanıyor. Fakat bankaların faiz indirimleri ve paralelinde düşen karları dayanma güçlerinin sonlarında olduğunu da gösteriyor. Henüz, koronavirüsün küresel para piyasalarındaki etkisini gördük diyemeyiz. Bütçenin Ocak ayında fazla vermesi normal ancak yıl boyu üst düzey tasarruf güdüsüyle hareket edilmeli. 2020 bütçesinin yılsonu hedefini tutturmasında zorlanacağını düşünüyorum. Büyüme pozitif çıkacak ve 2019 beklenen hedefte gerçekleşmeye yakın. 2020’nin büyüme açısından pozitif geçeceğini, virüs krizinin Türkiye ihracatını artıracağını, yüzde 1 büyüme etkisi yapacağını düşünüyorum.
Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
“TCMB, faizi hedef enflasyona yakınsayacak”
Para Politikası Kurulu’nun faiz indirim kararına ilişkin karar metninde; diğer metinden farklı olarak belirgin bir iyileşme gösteren cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izleyeceğinin beklendiği belirtilmiş ve bu seyrin, makro politika bileşimi açısından önem arz ettiği ilk kez ifade edilmiş. Kredi büyümesi ve kompozisyonundaki gelişmelerin dış denge ve enflasyon üzerindeki etkilerinin yakından takip edildiği de belirtilmiş. Bence konunun en can alıcı noktası bu. Acaba hızlı faiz indirimleri ile daha kolay ulaşılabilir olan krediler, üretimi ve sanayi canlandırmak yanında, tüketimi de tetikler ve buradan enflasyona sebep olur mu? Merkez Bankası hedef enflasyonu tek hane olarak belirlediği için bence önümüzdeki toplantılarda da bu hedef doğrultusunda hareket ederek, faizi hedef enflasyona yakınsayacak.
HÜLYA GENÇ SERTKAYA