Piyasalarda ve iş yaşamında kadının yeri
TOPLUMLAR kadın ve erkeklerden oluşmasına rağmen kadın, dünyanın birçok yerinde kendini, yeteneklerini göstermekte zorlanıyor. Bazı toplumlarda özellikle eğitimde sağlanan eşitlik kadının toplumda söz sahibi olmasının yolunu açarken, bazı toplumlarda ise gerek eğitime ulaşmadaki eşitsizlik, gerekse toplumsal gelenek ve görenekler ile toplumda kadına biçilen rol, kadının ikinci sınıf bir role razı olmasına neden bulunuyor. Kadınlar aynı işte çalışmasına rağmen daha az ücret alırken, kariyer atlamada erkeklerin ardında kalıyor. Diğer taraftan aynı eğitime sahip olsa da kadınlara sunulan işler ve ücretler, aynı eğitim düzeyine sahip erkeklerin altında. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre aynı işi yapan kadınlar erkeklere göre yüzde 20 daha az ücret alıyor. Bu da iş yaşamında kadının daha çok çalışması ama daha az gelire sahip olması demek.
İşe, eğitim ile başlayalım. TÜİK Nisan 2013 verilerine göre Türkiye’de okuryazarlık oranı yüzde 95,78. Bu oldukça yüksek bir oran gibi görünse de dünya sıralamasında Türkiye’nin ancak orta sıralarda yer bulabilmesine olanak sağlıyor. Ayrıca olaya cinsiyet farklılığı açısından bakıldığında, kadınlarda okuma yazma oranı yüzde 91,6 erkeklerde ise yüzde 98,26. Kadınlardaki yüksek oranlı okumaz-yazmaz oranı (erkeklerin neredeyse 5 katı) ülke ortalamasını da aşağı çekiyor.
Banka hesabı olan kadınların oranı yüzde 33
Elimizde, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2013 cinsiyet ayrımcılığı raporu var. Bu rapora göre Türkiye’de kadınlar arasında işsizlik oranı yüzde 11 iken, erkeklerde yüzde 9 seviyesinde. Kadınlar arasında yarım gün çalışma oranı yüzde 24, tarım dışı istihdamda kadın işgücü oranı yüzde 23. Türkiye’de her ne kadar bankacılık, öğretmenlik, akademisyenlik gibi bazı alanlarında kadın çalışan oranı erkeklerin üstünde görünse de toplamda yüzde 23 seviyesindeki bir işgücü oram çok düşük. Bu tarımdı-şı istihdamda her 3 erkeğe karşın 1 kadın çalışan demek. Banka hesabı sahibi olan kadınların oranı yüzde 33, liderlik konumuna yükselebilen kadın oranı ise sadece yüzde 4. Bu rapora şöyle bir ilave yapılabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki milletvekillerinin 79’u kadın, 469’u erkek. Kadın bakan sayısı ise sadece 1.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 123 milyon 603 bin 151 adet gayrimenkulun yüzde 65’i erkekler adına tapuya kayıtlı. Kadınların mülk sahipliği ancak yüzde 35’lerde. Bayburt, kadınların en çok gayrimenkul sahibi olduğu il (yüzde 41,71) olarak öne çıkarken doğuya doğru gidildikçe kadınların gayrimenkul sahipliği azalıyor. Kıyı kentlere yaklaştıkça kadınların gayrimenkul sahipliği oranı ise artıyor. Benzer eğilim, eğitim düzeyi araştırmalarında da izleniyor.
Mal-mülk edinme konusunda kadınların ilk sırada olduğu tek şey, altın yatırımı. Kadınlar altını yatırım aracı olarak gördükleri için bankada hesap açmıyorlar. Ellerine geçen küçük birikimleri altına çeviriyorlar. Ayrıca altın ziynet eşyalarının özellikle doğuda çok yaygın kullanımı ve evliliklerde kadına takılan altın ziynet eşyaları belki de birçok kadının tek birikim aracı ve yöntemi. Bu yüzden banka hesabı olan kadınların oranı yüzde 33’lerde kalıyor.
BES’te fon büyüklüğünün yüzde 41’i kadınlara ait
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) 2012 Gelişim Raporu’na göre, Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki (BES) kadın katılımcılara ait toplam fon büyüklüğünün yüzde 41 kadın katılımcılar, yüzde 59’u erkek katılımcılara ait. Katılımcıların yüzde 38,7’si kadın, yüzde 61,3’ü erkek. Burada ortalama portföy büyüklüğü bakımından kadınlar erkeklere göre bir adım önde görünüyorlar. Kadınlarda ortalama portföy büyüklüğü 690 TL iken, erkeklerde 625 TL seviyesinde bulunuyor.
Son dönemde kadının ekonomik ve siyasal hayatta varlığını gösterebilmesi ve fırsat eşitliği sağlanabilmesi adına ‘pozitif ayrımcılık’ uygulanıyor. Kadınlara işyerlerinde, belli pozisyonlarda kotalar konuyor. Örneğin, siyasal partiler milletvekili seçiminde kadınlar için belli sayıda kota ayırıyor. Sermaye Piyasası Kanunu’na göre de borsaya kote şirketlerin yönetim kurullarında en az bir kadın üye bulunmak zorunda. Avrupa Birliği ülkelerinde kayıtlı şirketlerin yönetim kurullarının yüzde 40’ının kadınlardan oluşmasına yönelik karar Avrupa Parlementosu’nda kabul edildi.