Parasal sıkılaştırma güçlendiriliyor
Merkez Bankası PPK, faiz koridoruna ve politika faizine dokunmadı. Enflasyon görünümündeki bozulmanın sınırlandırılması için parasal sıkılaştırma güçlendirildi. Geç likidite penceresi borç verme faizi 50 baz puan artırılarak yüzde 12.25’e çıkarıldı…
ENFLASYON görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırmanın güçlendirilmesine karar veren Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), nisan ayı toplantısında faiz koridorunda değişikliğe gitmedi. Bir hafta vadeli repo ihale faizini yüzde 8’de sabit bırakan Merkez Bankası, son dönemde ana fonlama aracı olarak kullanılan geç likidite penceresini 50 baz puan artırarak yüzde 12.25’e yükseltti. Faiz kararının ardından TL diğer para birimleri karşısında yükselişe geçti. Merkez Bankasının sürpriz olarak nitelendirilen bu kararı bozulan enflasyon görünümüne karşı proaktif bir hamle olarak değerlendirilirken, bir yarıdan da küresel risklere karşı önlem olarak görüldü.
POLİTİKA FAİZİ DEĞİŞMEDİ
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya başkanlığında gerçekleşen toplantıda, sıkı bir duruş sergileyen PPK, faiz koridorunda değişikliğe gitmeyerek, marjinal fonlama oranım yüzde 9.25’te, Merkez Bankası borçlanma faiz oranını yüzde 7.25 düzeyinde sabit tuttu. Politika , faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8’de sabit tutan PPK, geç likidite penceresi uygulaması çerçevesinde bankalararası para piyasasında saat 16.00-17.00 aracı gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranını değiştirmeyerek yüzde sıfır olarak korudu. Merkez Bankası bu kararı ile haziran toplantısı öncesinde piyasa işlemcilerine de güçlü bir mesaj vermiş oldu. Fonlama maliyetleri ise 25 baz puan artışla yüzde 11.75 seviyesine yükseldi.
Merkez Bankası enflasyonda yükselişin belirginleşmesinden bu yana geç likidite penceresi faizini para politikasında ana fonlama enstrümanı olarak kullanıyor. Geç likidite penceresi borç verme faiz oranı kasım toplantısında yüzde 9.75’ten yüzde 10’a, ocak toplantısmda yüzde ll’e, mart toplantısında yüzde 11.75’e çıkarılmıştı. PPK, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranım son olarak kasım 2016 toplantısında 50 baz puan artışla yüzde 7.5’ten yüzde 8’e, marjinal fonlama oranını Ocak 2017 toplantısında 75 baz puan artışla yüzde 9.25’e yükseltmişti.
“ETKİSİ SINIRLI OLACAK”
Merkez Bankası’nın faiz kararım değerlendiren TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Dr. Cahit Sönmez, kurulun beklentilerin dışında sadece geç likidite penceresi faiz oranında 50 baz puan artışa gittiğini vurguladı. PPK’nm son birkaç toplantıda politika faiz oranına ve gecelik faiz oranına dokunmadan benzer aksiyonu almaya çalıştığına dikkat çeken Sönmez, şunları kaydetti:
“Bu da enflasyonun geçici olduğu, belli bir süre sonra aşağı geleceği öngörüsüne dayanıyor. Eğer enflasyonda yukarı yönlü bir direnç oluştuğu kanısına varmış olsaydı, geç likidite faiz oranı yerine politika faiz oranında ve faiz koridoru üst bandında artırım yapardı. Piyasa aktörleri de benzer tahmine sahip olduklarından son kararın gerek faiz gerekse kurlar üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağını düşünüyorum.”
“MEVZİ KAZANIYOR”
Merkez Bankası’nın bugüne kadar döviz artmadan, faizi yükseltmeyen geçmiş politikalarına bakarak kurumdan herhangi bir artış beklemeyen piyasa öngörüsünü boşa çıkardığını söyleyen Işık Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Murat Ferman ise, Merkez Bankası’nın geç likidite penceresi enstrümanı ile de olsa, 50 baz puanlık bir düzenlemeye gittiğini vurguladı. Ferman, “Bankanın dolar kurunda aşağı yönlü seyir gözlenirken bu politikayı benimsemesi, enflasyon hedefine yemden bir referans sağlama ve haziran ayındaki toplantıya kadar bir ayı aşan vadede muhtemel konjonktürel gelişmelere göre mevzi kazanma taktiğine işaret ediyor. Banka, bir taraftan döviz girişini destekleyerek döviz fiyatındaki yukarı yönelimlere ket vurmak isterken, diğer taraftan enflasyon hedefini ihmal etmediği mesajını vermek istiyor” diye konuştu.
SIKILAŞTIRMA GÜÇLENDİRİLECEK
Merkez Bankası’ndan faiz kararma ilişkin yapılan açıklamada son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetin kademeli bir toparlanma sergilediğine işaret edilerek, yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceği kaydedildi. Son aylarda yaşanan maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarındaki oynaklığın enflasyonun hızlı bir yükseliş göstermesine neden olduğuna dikkat çeken Merkez Bankası, “Yakın dönemde risk iştahında gözlenen artış maliyet kaynaklı baskıları bir miktar sımrlasa da enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturuyor. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırmanm güçlendirilmesine karar verdi. Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecek. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecek. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecek” ifadelerini kullandı.
Enflasyon tahmini yükseldi
Merkez Bankası, 2017 ve 2018 yıl sonu enflasyon tahminlerini ocak enflasyon raporuna göre 0.5 puan ve 0.4 puan yukarı yönlü güncelledi. Başkan Murat Çetinkaya’nın İstanbul’da açıkladığı yılın ikinci enflasyon raporunda enflasyonu düşürmeye odaklı ve sıkı bir politika duruşu altında, enflasyonun yüzde 5’lik hedefe kademeli olarak yakınsayacağı, 2017 sonunda yüzde 8.5 olarak gerçekleşeceği; 2018 yıl sonunda ise yüzde 6.4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı tahmin edildi. Bu çerçevede enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, orta noktası yüzde 8.5 olmak üzere 2017 yılı sonunda yüzde 7.3 ile yüzde 9.7 aralığında, 2018 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 6.4 olmak üzere yüzde 4.6 ile yüzde 8.2 aralığında gerçekleşeceği öngörüldü. Enflasyon raporu toplantısında konuşan Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak için ocak ayından itibaren güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirildiğini vurgulayarak, uygulanan para politikasının kur oynaklığını ve enflasyon baskılarını azaltmakta etkili olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Murat FERMAN / Işık Üniversitesi Rektör Vekili
“TCMB’nin kararı piyasa beklentilerini boşa çıkardı”
Merkez Bankası kararının arka planında not edilmesi gereken önemli hususlara dikkatleri çekmek gerekiyor. Faizi yükseltmiş olma etiketinden kaçınmak için politika faizi ve üst bant ile ilgili primer düzenleme yerine, ikincil konumdaki ve istisnai karakteristik taşıyan geç likidite penceresi kullanılmaya devam ediyor, bu suretle bankacılık sektöründe fonlama maliyet ve pratiklerinde normalleşmeden uzaklaşılmış olunuyor. İlaveten, özellikle dış piyasalarda hakim olan ‘TCMB operasyonel bağımsızlığı ve faiz enstrümanının kullanımında kısıtlanmışlık’ eleştirilerine karşı yeni bir argüman getirilemiyor. Üstelik, 10 yılı aşkın bir süredir gündemde olan açık ve şimdilerde zımni enflasyon hedeflemesindeki çıtanın, yüzde 5 düzeyinin üzerinde müsamaha gördüğü yönünde deliller birikmeye devam ediyor ve Merkez Bankası’nın iki basamaklı rakam altında seyredecek enflasyonda kifayet ettiği, 7-8 aralığına inen bir tabloyu hedeflediği anlaşılıyor. Piyasa genel beklentisini, yukarıda belirtilen çekinceler saklı kalmak kaydıyla, boşa çıkaran TCMB’nin kararı, kısa dönemde yol açtığı olumlu piyasa gelişme ve reaksiyonlarını ileriye taşıyacak nefes ve perspektifi Türkiye ekonomisine kazandırıcı etki sağlayacağını ümit ederiz.
HÜLYA GENÇ SERTKAYA