Narenciye kabuklarından pektin üretin
Narenciye kabuklarından pektin
Pektin oldukça karmaşık “kollaidal” (jel nitelikli) yapıya sahip bir polisakarit türevi. Daha çok bitkilerin hücre duvarlarında pektik maddeler halinde bulunuyor. Elma ve turunçgiller en çok bilinen pektin kaynağı bitkiler. Pektin, elmanın kendi kütlesi içinde bulunurken turunçgillerde kabuk dokusunun altında yer alıyor. Başlıca kullanım alanı, besin endüstrisinde jelleşme özelliğiyle ürünlere hacim ve kıvam kazandırmak. Doğal niteliğiyle reçel, marmelat, yumuşak şekerlemelere sürülebilir özellikler kazandırıyor. Sakaroz başta olmak üzere tüm doğal şekerler jelleşme için pektin ile işbirliği yapıyor. Bu açıdan pektin en fazla tatlı ve şekerli ürünlerin ısıl işlemlerinde kullanılıyor. Isıl işlem olmadan jel niteliği taşıyan formları da elde etmek mümkün.
Pektin çeşitleri içinde bunu en iyi yapanlardan biri de proses edilmiş narenciye pekti-ni. Batıda organik nitelik taşıyan marmelat, reçel ve ketçaplarda yoğunluk ve kıvam arttırıcı olarak daha çok meyve pektinleri -özellikle de narenciye pek-tini- kullanılıyor. Limon ve portakal pulplarından elde edilen pektin çeşitleri müshil olarak tıpta da tüketiliyor.
Cerrahi branşlarda yara kapatıcı olarak kullanılması da gündemde.
Narenciye çeşitlerinde elmaya göre iki kat daha fazla pektin var. Son yıllarda narenciye pektininin radyoaktif maddeleri ab-sorbe ettiği iddiaları da söz konusu, içeriğindeki hidroliz maddeleri tıp alanının önem verdiği araştırma konuları arasında.
Hammadde niteliği taşıması nedeniyle portakal ve limon kabuklarından hem doğal uçucu yağlar, hem de doğal pektin elde etmek mümkün. En kolay pelteleşmeyi sağlayan portakal pek-tini ise elde kalan portakallardan ya da meyve suyu işleme tesisleri artıklarından elde ediliyor. Meyve suları çıkarıldıktan sonra kalan posa yaklaşık iki saat süreyle tartarik veya limon asidiyle muamele ediliyor. Santrifüj işleminden sonra, berraklaştırılan özüt derişik hale getirilip piyasaya sunuluyor. Bu metotla elde edilen pektin daha sonra döner tamburlu fırınlarda kurutulursa toz pektin haline geliyor. Tüm işlemler klorür ve sülfat asitleriyle yapılabilirse de, bunların organik üretim zinciri içinde pek tercih edilmediği akılda tutulmalı.
Pektin elde edilmesiyle ilgili prosese başlamadan önce turunçgil kabuklarında bulunan ‘terpen’ sınıfından uçucu yağların presleme veya çözünme yoluyla elde edilmesi organik nitelikte kozmetik bir maddenin ele geçmesini de sağlıyor. Üretim için meyve suyu konsantre tesislerine entegre olmuş küçük bir imalathane kurmak yeterli. Tabii, üretime giren meyvelerin organik nitelikte olması önemli bir tercih unsuru.
Nur Demirok / Para Dergisi