Moda Dolu İstanbul
İSTANBUL her şubat ve eylül aylarında bir hafta “moda” ile nefes alıp veriyor. Bu şubat ayında da öyle oldu. İstanbul Moda Haftası, geçen yıl olduğu gibi yine Tepebaşı’ndaydı. 1FW (İstanbul Fashion Week)
Tepebaşı’na gerçekten çok yakıştı. İnşallah yerini uzun süre değiştirmezler. Ben de IFW’nin ikinci gününde (9 Şubat) her yıl olduğu gibi en sevdiğim tasarımcılardan biri olan Özlem Kaya için podyuma çıktım.
Özlem Kaya’nın vizyonuna, yeteneğine hayranım. Kaya, çok özel tasarımlara imza atıyor. Yıllardır birlikte çok güzel çalışıyoruz. Her zaman defilesine çıkarken çok heyecanlanırım 🙂 Özlem Kaya bu yıl dalgıç materyallerini lazer kesim kullanarak kıyafetler tasarlamış. Kıyafet provasına gittiğimde gözlerime inanamadım. Her bir kıyafet sanki birer sanat eseri gibiydi. Sayfadaki fotoğrafta üzerimde gördüğünüz dantel gibi olan etek aslında bir dalgıç kıyafetinin materyalinden yapılmış. Kıyafetteki oymaların hepsinin lazer kesimle yapıldığını da belirteyim. Özlem, koleksiyonunda sadece mavi ve siyahı kullanmayı tercih etmiş.
EROL ALBAYRAK’IN DEFİLESİ
İstanbul Moda Haftası’nın son günü olan 10 Şubat’ta çok sevdiğim başka bir tasarımcı Erol Albayrak’ın defilesine çıktım. Ama 16.00’da Erol’un defilesine çıkmadan önce saat 14.00’te Cevahir Alışveriş Merkezi’nde binlerce kişiye 2012’nin ilkbahar/yaz modasını anlattım. Cevahir Alışveriş Merkezi yönetimi “tstanbul bir hafta boyunca modayla yatıp kalkarken biz de şehrin göbeğindeki bir alışveriş merkezi olarak misafirlerimize modayı dolu dolu hissettirmeliyiz” diye düşünmüş. Ne kadar doğru düşünmüşler ki alışveriş merkezinin meydan kısmına muhteşem bir sahne kurmuşlar. İlkbahar/yaz modasına uygun ayakkabılar, üzerlerinde kıyafet olan cansız mankenler… Bir modacının atölyesi kadar şıktı. O sahnede ben dinleyicilere kıyafet ve ayakkabıdan makyaja kadar tüm renkleri ve kesimleri anlattım. Tabii gelen birçok soruyu da cevapladım. Cevahir’i kutluyorum; moda haftasıyla birlikte hareket ettikleri ve bu özel haftaya destek oldukları için. Diğer kurum ve kuruluşlar da bu yaklaşımı örnek almalı.
Söyleşi bitince saat 14.30’da alışveriş merkezinden çıkıp direkt Tepebaşı’na ışınlanmam gerekiyordu 🙂 Çünkü saat 15.00’te orada olmalıydım. Erol, bu yıl ilk defa katıldı IFVV’ye. Erol’un kendine seçtiği konsept ise African Sunset’ti. Safran, kahve, mürdüm, haki, siyah gibi renkler; süet, deri, şifon gibi kumaşlar Erol’un koleksiyonunu oluşturuyordu. Uzun deri çizmeler, deri pantolonlar… Erol Albayrak yine çok özel bir koleksiyon hazırlamıştı. Defile çok alkış aldı. Herkes defile bittiğinde “Acaba Erol Albayrak eylülde nasıl bir koleksiyon sunacak” diye konuşmaya başlamıştı bile…
TÜLİN ŞAHİN