Mobilya Sektörü; Dünyada Her Eve Girecek
Sektör önümüzdeki beş yılda dünyanın en büyük beş mobilya ihracatçısı arasına girmeyi hedefliyor. Ciro beklentisi ise 10 milyar dolar. Sektör temsilcileri, “Destek sağlanırsa bu rakamlara kolayca ulaşırız” diyor…
SEDİRDEN çekyata geçeli Türkiye’de çok şey değişti. Mobilya sektörü de bu değişimden payım alırken evlerimizdeki değişimin simgelerini de oluşturdu.
Sünger yataklar yerine artık ortopedik yaylı yataklarda yatıyoruz. Tel dolaplar yerine şık mutfak dolapları kullanıyoruz. Sedirler yerine lüks koltuk takımlarında oturuyoruz. Yalnızca büyük şehirlerde değil köylerdeki evlerde bile artık en kaliteli mobilyalar kullanılıyor. Son 40 yılda yaşanan bu ana değişimin yanı sıra metropol yaşamı, konut sektöründeki büyüme ve canlılık, insanların artık evlerinde daha fazla vakit geçirme istekleri mobilya alımmı ve mobilya değiştirme sıklığını artırıyor. Bu da sektörün iç piyasada gelişmesine katkı sağlıyor.
Yalnızca iç piyasa dinamikleriyle değil ihracattaki performansıyla da mobilya sektörü son 10 yılda hızlı büyüdü. Sektör son 10 yılda yedi kata yakın büyürken, yaklaşık 120 ülkeye kendi markasıyla ürün ihraç eden birçok firma var. Sektör temsilcileri 2018’de de bu büyümenin devam edeceğine inanıyorlar. Sektör büyüklüğü 15 milyar dolara ulaşırken, firmalar 2023 hedeflerine de emin adımlarla ilerliyor.
İTİCİ GÜÇ İHRACAT
Mobilya sektörü 2023 yılında 10 milyar dolar ihracata ulaşarak dünyada ilk 10, Avrupa’da ise ilk beşe girmeyi hedefliyor. Sektör üretim gücünü de 25 milyar dolara çıkarmayı planlıyor.
MOSFED (Mobilya Demekleri Federasyonu) ve İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, Türkiye mobilya sektörünün son 15 yıldaki büyümesinin itici gücünün ‘ihracat’ olduğunu söylüyor. “Sektörümüzün 2023 hedeflerine ulaşması için var gücümüzle çalışıyoruz” diyen Güleç şöyle konuşuyor:
“Bu çalışmalarımızın neticesinde de önümüzdeki dört yıl içinde Türkiye’yi dünyanın ilk 10 ihracatçı ülkesi içinde görmek için topyekûn bir perspektif benimsemiş durumdayız. Bizim hedefimiz çok net; Türkiye’nin 2023 vizyonu doğrultusunda sektörümüzle birlikte ülke ekonomisinin büyüdüğünü görmek.”
36 BİN ÜRETİCİ VAR
Hem iç pazar hem de ihracattaki dinamik yapısıyla büyüyen mobilya sektöründe mağazalar da dahil edildiğinde neredeyse 65 bin işyeri bulunuyor. Sektör, 200 bin kişiye istihdam sağlıyor. 10 bin ihracatçı ve 36 bin üretici sektörde faaliyetlerini sürdürürken sektörün üretim kapasitesi 20 milyar dolara ulaşıyor.
Mobilya üretim tesisleri İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Kayseri’de yoğunlaşmış durumda. İstanbul’da mobilyanın merkezleri olarak İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Masko ve Yukarı Dudullu’da-ki Modoko ilk akla gelirken, Ankara’da Siteler’de 10 bin işletme mobilya üretimiyle iştigal ediyor. Bursa’da İnegöl mobilya üretimiyle öne çıkarken, Kayseri İstikbal, Bellona, Yataş gibi büyük markaları bağrından çıkarmış bir il. Mobilyanın her dalında üretim yapan Kayseri’de sektörde faaliyet gösteren firma sayısının 3 bin 500’ü bulduğu saptanmış durumda.
POTANSİYEL BÜYÜK
Türk mobilya sektörünün iç pazar büyüklüğü 2000’li yıllarda 1.2 milyar dolardı. Şimdilerde bu büyüklük 12 milyar dolara yaklaştı. Sektörün önü iç pazarda da açık. Bunu da en iyi TÜİK araştırmaları ortaya koyuyor. TÜİK tarafından yapılan “Gelirler ve Yaşam Koşullan” araştırmasına göre, harcamalardan aldığı pay bakımından hane halkı gider kalemleri içerisinde yüzde 5.9 ile mobilya ürünleri beşinci sırada yer alıyor. Türk halkı ortalama yedi yılda bir mobilya değiştiriyor. Oysa gelişmiş ülkelerde 3-4 yılda bir mobilya değişimi yapılıyor. Türk insanın gelir seviyesi arttıkça bu periyotların yakalanması mümkün.
Yıllık üretiminin yüzde 40’mı ihraç eden mobilya sektöründe, bu oran 2000’li yılların başında yüzde 13’tü. Mobilya ihracatında dünyada 12’inci sırada bulunan Türkiye, geçen yıl 2.7 milyar dolar ihracat rakamına ulaştı. Sektör 2018 yılma girerken 3 milyar dolarlık ihracat hedefi koymuştu ama ilk çeyrek rakamlarından da aldığı güçle ihracat hedefini 3.5 milyar dolara yükseltti.
İHRACAT HEDEFİNİ YÜKSELTTİ
MOSFED (Mobilya Dernekleri Federasyonu) ve İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, “İhracat rakamlarını 2018’in ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20.5 oranında yükselttik. İlk çeyrek rakamlarından önce sektör olarak yılsonu ihracat hedefimizi 3 milyar dolar olarak belirlemiştik. İlk çeyrek verileri gösteriyor ki, bu rakamları 3.5 milyar dolar seviyesine çıkartmak için şartlar elverişli. Rakamlar, 2023 hedefleri açısından kritik öneme sahip. 2018 yılma ümitle bakmamızı sağlıyor” diyor. İhracatın sektörün küresel bir oyuncuya dönüşmesi ve daha rekabetçi bir yapıya sahip olmasını sağladığını söyleyen Güleç, şu değerlendirmeleri yapıyor:
“Mobilya sektörünün en çok ihracat yaptığı pazarlar sırasıyla Irak, Almanya, Fransa, Suudi Arabistan, ABD, Ingiltere, Libya, İsrail, Flollanda ve İspanya oldu. Geçtiğimiz yıla göre hedef pazarlarımızdan ABD’ye oldukça hızlı bir giriş yaptığımızı görmekteyiz. İhracat, sektörümüzün ‘küresel bir oyuncuya dönüşmesine’ ve daha rekabetçi olmasma katkı sağlamakta. Sektör olarak Ar-Ge ve tasarıma verdiğimiz önem her yıl artıyor. Biz biliyoruz ki pazarlama ve markalaşmaya yaptığımız yatırımlar ihracatımızı pozitif etkilemekte. Bu da daha çok Ar-Ge, tasarım, üretim ve istihdama yönelmemizi doğurmakta.”
DIŞ TİCARET FAZLASI VERİYOR
Mobilya, dış ticaret fazlası veren ender sektörlerden biri. Sektör ithalatının dört katı ihracat yapıyor. Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan, 14 yıldır dış ticaret fazlası verdiklerini özellikle vurguluyor. Sektörün 2018’te 3.5 milyar dolarlık ihracat yapmayı hedeflediğini belirten Gürcan, ihracat rakamını artırırken kilogram başına ihracat değerini artırmayı hedeflediklerini de söylüyor. “Mobilyada kilogram ihracat değerini artırmak için Ar-Ge ve tasarıma odaklanıp dünyada ‘Çin’den kaliteli, İtalya’dan ucuz’ algısını kırıp ‘Türk mobilyası’ algısını oluşturmalıyız” diyen Gürcan, sektörün büyüme hedeflerine ne tür yatırımlarla ulaşmayı planladığını şöyle açıklıyor:
“İhracatta Çin, Hindistan, Nijerya gibi alternatif pazarlara yoğunluk verdik. Kalifiye eleman sıkıntımızı çözmeye, tasarıma odaklanmaya çalışıyoruz. Katma değeri yüksek ürünler üretmek, ana hedefimiz. Bu anlamda zanaatkar gücümüzü kaybetmeyen, ancak üretimi hızlandıran makinelerin satın alımına ağırlık veriyoruz. İç pazarda inşaat sektörüyle koordineli ilerleyip proje ürünler geliştirmeye çalışıyoruz.”
İYİ TASARIM ŞART
Mobilya’da ülke marka algısını güçlendirmek kadar tasarım kabiliyetini artırmak da gerekiyor. Türk mobilyası kalitesiyle zaten kendini ispat etmiş durumda. Ancak yine de kilogramı 3.7 TL’den mobilya satabiliyoruz. Bunu en azından 7 dolara çıkarmanın yollarından biri de tasarım gücünün de artırılmasından geçiyor. İhracatçı birlikleri ve sektörel STK’lar düzenledikleri tasarım yarışmalarıyla sektörün tasarım kabiliyetini desteklerlerken genç yetenekleri de teşvik ediyorlar. Bunun dışında orta ve büyük ölçekli firmalar bünyelerinde tasarımcı ve iç mimarları istihdam etmeye başladılar. Ayrıca sektör, son beş yılda Ar-Ge ve tasarıma yönelik harcamalarını son beş yılda yüzde 25 artırdı.
KDV İNDİRİMİ DOPİNG OLDU
Mobilya sektörünün 2017 yılındaki büyümesinde KDV indiriminin etkisi büyük. Bu nedenle sektör temsilcileri KDV indiriminin bu yıl da devam etmesini talep ediyor. Bilindiği üzere, geçen yıl şubat ayında başlayan KDV indirimiyle mobilyada KDV yüzde 18’den 8’e indirilmiş ve uygulama 30 Eyliil’de sona ermişti.
Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nuri Öztaşkın, geçen yıl sekiz ay süren KDV indirimiyle mobilya sektörünün canlandığını ve ciddi bir talep artışı yaşadığını söylüyor. KDV indirimiyle ertelenmiş mobilya ihtiyaçlarının devreye girdiğini de sözlerine ekleyen Öztaşkın, değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor:
“KDV indiriminin etkisiyle mobilya sektöründe ticaret yüzde 40 arttı ve yaklaşık 100 bin istihdam artışı sağlandı. Sektör için KDV düzenlemesinde cirosal anlamda önemli gelişmeler yaşandı. Sektörün yüzde 75’ini oluşturan üyelerimiz büyüyen satış rakamlarından oldukça memnun oldu. Düzenleme tüm sektörü kucakladı diyebilirim. Ancak şöyle bir sorun var ki sektör çok fazla kayıt dışı çalışıyor. Sektörün yüzde 50’si kayıt dışı. Geçtiğimiz yıllara kıyasla bu sene KDV indiriminin etkisi ile kayıt dışı oranını yüzde 80 oranında azaltmayı başardık. KDV indiriminin tekrar gündeme almarak sektöre taze kan verilmesi gerektiğine inanıyor ve konuyla ilgili görüşmelerimizi sürdürüyoruz.”
HAMMADDE PROBLEMİ
Mobilya sektörü KDV indirimiyle ticaretini yüzde 40 artırdı ama son yıllarda hammadde problemleri sektörü oldukça sıkıntıya soktu. Özellikle son iki yılda sünger, yay, boru-profil, yonga levha, yongalam, MDF, MDF’lam ve diğer girdi fiyatlarındaki ciddi artışlar sektörü, kazanımlarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Geçen yılın ocak ayı ile bu yılın aynı ayındaki sünger, sunta, suntalam ve diğer ahşap ürünlerinin fiyatları karşılaştırıldığında yüzde 50 oranında bir artış yaşandığı görülüyor.
Öztaşkın, “Son dönemde yaşanan hammadde zamları da mobilya sektörünü zor durumda bırakarak, üretici firmalarımızı iş yapamaz bir noktaya getirdi” diyor. Bu konunun aşılması için yaptıkları girişimleri Öztaşkın, şöyle anlatıyor:
“MOSDER olarak hammadde sorununun bir an önce çözüme kavuşturulması için sektörün önemli hammadde üreticilerinden Kastamonu Entegre, Yıldız Entegre ve Orma A.Ş. yetkilileri ile bir araya gelerek görüşmeler gerçekleştirdik. Sektörün içinde bulunduğu durumu, zamların kabul edilemezliğini dile getirip konuyu mobilya üreticileri açısından da değerlendirmelerini talep ettik. Görüşmelerin sonucunda; mobilya üreticileri ve hammadde üreticileri olarak, malzemelere gelen aşırı zam ve mobilyacıların içinde bulunduğu zor durumu Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’ne taşıyarak konu ile ilgili çözüm aramaya devam edecek ve konunun yakın takipçisi olacağız. Hammadde fiyatlarındaki artışlar iç pazarı etkilediği kadar ihracata da darbe vuruyor. Bu nedenle belirlediğimiz ekonomik hedeflere ulaşabilmek için devletimizin de desteğiyle hammadde problemini ortadan kaldırarak sektörde hareketlilik yaratmalıyız.”
HAMMADDE ÜRETİMİNDE İDDİALIYIZ
Türkiye mobilya hammaddesi üretiminde de çok mesafe aldı. Dünya MDF üretiminde ikinci, parke üretiminde ise üçüncü sıraya ulaştı. Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD) raporuna göre, 2018 ve 2019 yılı sonunda devreye alınacak tesislerin çalışmaya başlaması ile toplanı kapasite yüzde 10 artmış olacak.
Türkiye’deki MDF’nin yüzde 6’sını üreten AGTnin Genel Müdürü Şirzat Şubaşı, “Yonga levha sektörü özellikle Türkiye’de oldukça bakir ve içerisinde birçok fırsat barındırıyor. Hem yatırım hem istihdam anlamında sektördeki fırsatları görmeli ve ülkemiz için katma değer üretmeyi sürdürmeliyiz” diyor. Ana hammadde tedariğinde sıkıntı yaşandığını belirten Subaşı, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Sektör olarak hammadde satın alma maliyetlerinin düşürülmesini temenni ediyoruz. Orman Genel Müdürlüğü’nün sektör firmalarına tahsis ettiği hammadde miktarı zaman zaman yetersiz kalabiliyor. Bu durumda firmalar ihtiyaç duydukları hammaddeyi ithal ediyor. Bu sorunun çözümü için Orman Genel Müdürlüğü’nün üretim kalitesini ve standardizasyon çalışmalarını artırması, orman yollarını tüm yıl kesintisiz açık tutabilmek için gerekli araç ekipmanını yenilemesi ve yeni orman yollarının yapılması gerekiyor ki bu konuda Bakanlık kaynaklı iyileştirme çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.”
“NAVLUN DESTEĞİ ŞART”
Hammadde probleminin çözülmesi ihracattaki adımları da hızlandırabilir. Zira sektörün en büyük firmaları halen yurtdışında arzu ettikleri hedeflere ulaşabilmiş değil. Sektörün iki numaralı firması olan Yataş, halen cirosunun yüzde 20’sini yurtdışı satışlarından sağlıyor. 2017 itibariyle Yataş Bedding ve Enza Home markaları için Turquality desteği almaya başlayan firma yurtdışı pazarlarını büyütmeyi hedefliyor. 2021’e kadar sadece yurtdışındaki mağaza sayısını 200’e çıkarmayı hedefleyen Yataş, beş yıl içinde de cirosunun yüzde 20’sini yurtdışı satışlardan elde etmeyi planlıyor. Yataş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Altop, “ İhracat rakamları maalesef arzu ettiğimiz seviyede değil” diyerek sözlerine başlıyor. İhracatta hedeflere ulaşılabilmesi için taleplerini ise şöyle açıklıyor:
“Yatak gibi hacimli bir ürün Avrupa’ya ihraç edildiğinde tek kişilik yatağa 18 euro, çift kişilik yataklara 24 euro navlun masrafı gelmekte. Maliyete bu rakamı ekleyip, üstüne kar maıjınızı koyduğunuzda ulaşılan rakamın Avrupa pazarlarında rekabeti yakalaması güç oluyor. Bu yüzden biz Ekonomi Bakanlığımıza gerek yatak, gerekse mobilya sektöründe ihracatın daha hızlı büyüyebilmesi için navlun desteğinin verilmesi konusunda taleplerde bulunuyoruz. Bunların dışında olası ekonomik krizler, yatağın hammaddesi olan sünger fiyatlarındaki artışlar, yetersiz insan kaynağı ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar sektörümüz için her zaman risk. Sektörümüzün gelişmesi için kurumsallaşmış, farklılaşmış şirketlerin çoğalması gerekiyor.”
2050’YE HAZIRLANIYORLAR
Mobilya sektörü 2023 hedeflerini hızla yakalamaya çalışırken, 2050 yılma göz dikmiş durumda. MOB-SAD Başkam Nuri Gürcan, “Marka değeri ve tasarım gücü yüksek ürünler üreten, dijitalleşmeye önem veren, başka ülkelerde gördüğüne göre sektörlerine yön veren değil, kendi gücüyle kendi sektörlerini var eden, yerli üretimin gücüne önem veren, tamamen bağımsız bir Türkiye hayal ediyoruz” diyor.
AGT Genel Müdürü Şirzat Subaşı ise, 2050’de sektörü nerede görmek istediğini şu cümlelerle anlatıyor: “Sektörün yatırımlarını Yeni Sanayi Devrimi ekseninde gerçekleştirmesi sürdürülebilir rekabette ve gelecekte markalara oldukça avantaj sağlayacak. Endüstri 4.0’ın hayata geçebilmesinin en önemli ön koşullarından birisi, şirketlerin dijital dönüşümlerini tamamlamış olması. Geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Projesi ile bu konudaki iddiamızı ortaya koyuyoruz. Makinelerin birbiriyle konuştuğu, nesnelerin sağladıkları veriyi büyük veri platformlarıyla paylaştığı ve büyük verinin analiz edilerek öngören sistemlerin kurulduğu yüzde 100 otonom bir firma olmayı amaçlıyoruz. Bu eksende de gerçekleştirdiğimiz tüm yatırımların Endüstri 4.0’a uyumlu olmasına özellikle dikkat ediyoruz.”
Nuri GÜRCAN / Mobilya Sanayi ve İşadamları Derneği (MOBSAD) Başkanı
“KDV indirimi devam etmeli’’
Dernek olarak en önemli misyonumuz, katma değeri yüksek ürünler üretmek. Üyelerimiz kilogram başına minimum 25 dolar olan mobilya üretiyor ki mobilya sektöründe kilogram başına ihracat değeri 3.5 dolar seviyelerinde. Hedeflere ulaşmak için kalifiye eleman gücümüzü artırmaya çalışıyoruz. Tasarıma önem veriyoruz. Zanaatkar gücümüzü tasarımla birleştirerek katma değerli ürünler ortaya çıkarıyoruz. Bu yüzden artık tüm mobilya şirketleri, bünyelerinde iç mimarları ve tasarımcıları istihdam etmeye başladılar. Yurtdışında lüks pazarın giderek büyüdüğü Çin pazarına yöneldik. Yine Hindistan, Nijerya gibi alternatif pazarlar da gündemimizde. Sadece oturulacak mobilya üretmiyoruz. Aynı zamanda kontrakt işler alarak, oteli, villayı ya da ofisi duvarından koltuğuna sehpasına kadar bir bütün olarak değerlendiriyoruz. 2023 hedefimiz 10 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmek. Bunun için de belirtmiş olduğumuz gibi alternatif pazarlar, tasarım ve dünyada “Made in Turkey” markalı ürünler algısı oluşturmak en önemli hedefimiz. Sektör olarak Ar-Ge ve tasarıma yönelik harcamalarımızı son beş yılda yüzde 25 artırdık. Ancak hedeflerimize ulaşmada, döviz kurunun belli bir seyirde devam etmesi gerekiyor. Aynı zamanda iç pazarda satışları dinamik kılmamız için KDV indiriminin devam etmesini istiyoruz.
Nuri ÖZTAŞKiN / Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı
“İnovasyon ve tasarım tek potada eritilmeli”
Sektörümüzü beş yıl içinde dünyanın ilk beş mobilya ihracatçı ülkesi arasına dahil etmek için çalışıyoruz. Bu hedefi gerçekleştirebilmek için mobilyamızı farklılaştırmak ve yeni bir algı yaratmak zorundayız. Bu nedenle tasarımı odağımıza alarak hareket ediyor ve tasarımla ilgili çalışmalara sahip çıkıyoruz. 2005 yılından bu yana genç yetenekleri tasarım konusunda cesaretlendirmek ve desteklemek için Ulusal Ev Mobilyaları Tasarım Yarışması’nı düzenliyoruz. Sektörümüzün dünya standartlarına ulaşabilmesi ve global bazda rekabet edebilmesi adına gençlerimize çok büyük roller düşüyor. İnovasyon ve tasarımı tek bir potada eriterek üretim süreçlerimizi bu doğrultuda şekillendirdiğimizde, global çapta oluşturmak istediğimiz Türk mobilyası algısına bir adım daha yaklaşmış olacağız. Bizler Türk mobilyasının tasarımda farklılaşarak öne çıkabileceğine inanıyoruz.
2050 için de hedefimiz oluşturmak istediğimiz Türk mobilyası algısının yerleşmiş olması ve ülkemizin tasarım anlamında öne çıkan ürünlerle anılması. Türk mobilya sektörü bu hedefe ulaşabilecek güç ve donanıma sahip. Devletimizin desteği ve üreticilerimizin kendilerine inanmalarıyla ulaşamayacağımız bir hedef yok.
Yavuz ALTOP / Yataş Grup Yönetim Kurulu Başkanı
”2023’te sektörün en büyüğü olmak istiyoruz”
Yataş Grup, Yataş Bedding ve Enza Home markaları ile fiili olarak yatak, modüler mobilya, yorgan, koltuk, kanepe üretimi ve ev tekstili ve ev mobilyası ticareti yapmakta. Geçtiğimiz günlerde büyüme stratejimiz doğrultusunda “Divan Home” ve “Divan Yatak” markalarını da bünyemize kattık.
Fabrikalarımız, perakende birimimiz ve merkez ofisimizde olmak üzere toplamda 2300 kişiye istihdam sağlıyoruz. Sektörün en büyük ikinci markasıyız. Ürünlerimizin yüzde 85’ini Kayseri ve Ankara’daki fabrikalarımızda üretiyoruz. Geçtiğimiz yıl fabrikalarımıza yaptığımız 40 milyon TL’lik ek tesis ve makine parkı yatırımları ile 252 bin metrekarelik bir alana ulaştık ve üretim kapasitemizi yüzde 15 artırdık. Böylece yatak üretiminde yıllık kapasitemizi 1 milyon adede çıkaracağız. İlk beş yıllık dönüşüm sürecimizi 2012-2017 yılları arasında başarıyla tamamladık, ikinci beş yıllık temamızı ise “dünya markası olmak” olarak belirledik. 2021 yılına kadar sadece yurtdışındaki mağaza sayımızı 200’e çıkarmayı hedefliyoruz. 2017’de hem Enza Home hem de Yataş Bedding markalarımızla Turquality programına dahil olduğumuz için 2018 yılında hedeflediğimiz kale pazarlarda kendi mağazalarımızı açmayı planlıyoruz. Beş yıl içerisinde yurtdışı ciromuzun yurtiçi ciromuza oranla yüzde 20’sini, 10 yıl içerisinde de yüzde 50’sini yurtdışı faaliyetlerimizle sağlamayı hedefliyoruz. Önümüzdeki beş yıllık sürecimizi 24 saat ışıkları sönmeyen, global bir şirket olma yolunda ilerliyoruz. Amacımız, 2023 yılında sektörün en büyük grubu olmak.
Şirzat SUBAŞI / AGT Genel Müdürü
”145 milyon euro’luk yatırım yapıyoruz”
Bugün ülkemizde üretilen 6 milyon metreküp MDF’nin yüzde 10’unu biz üretiyoruz. Laminat parkede yılsonu itibarıyla üretim kapasitemizi 25 milyon metrekarenin üzerine çıkararak, dünya pazar payının yaklaşık yüzde 2’sine sahip olacağız.
2017 yılını 900 milyon TL’nin üzerinde bir ciroyla kapattık. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesislerimizde ürettiğimiz ürünlerimizi 70’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz ve geçen yıl ciromuzun yüzde 50’sini ihracattan elde ettik. Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasındayız. Mobilya bileşenleri ve parke sektöründe Türkiye’nin en hızlı büyüyen altıncı, sektörümüzün ise birinci markasıyız.
Cari açık vermeyen nadir sektörlerden olan sektörümüzün de ihracat odaklı büyümesini sürdüreceği inancındayız. 2018’de yaklaşık yüzde 30’luk bir büyüme beklentimiz var. Bu hedeflerimizi yakalamamızda yaptığımız yatırımlar önemli bir rol oynayacak. Geçen sene uzun yıllardır varlığımızı sürdürdüğümüz İran pazarında, marka algımızı daha da kuvvetlendirmek amacıyla Tahran’a 150 kilometre mesafedeki Kazvin şehrinin Caspian Sanayi Bölgesi’nde bir üretim tesisini hayata geçirmek için yatırım yaptık. Toplam yatırım değeri 45 milyon euro olan İran’daki üretim tesisimizi, bu yılın son çeyreğinde hizmete açmayı planlıyoruz. Ayrıca kısa bir süre önce Antalya’daki merkez üretim tesisimizde bünyesinde yeni bir yatırımın temellerini attık. Toplam yatırım tutarı 100 milyon euro’yu aşan yeni tesisimizle üretim kapasitemizi ve ihracatımızı artırmayı planlıyoruz.
Hilmi UYTUN / Hafele Türkiye ve Bölgesi İcra Kurulu Başkanı
“Dünyanın fabrikası oluyoruz”
2018’in ilk üç ayına baktığımızda geçen yıla benzer bir büyüme gerçekleşeceğini öngörüyorum. Önümüzdeki dönemde seçimlerin ardından siyasi belirsizliğin ortadan kalkmasıyla ekonomik reformların yaşanacağı beş yıllık bir dönem bizleri bekliyor. Sonuç olarak 2018 yılının olumlu geçeceğini düşünüyorum. Türkiye’nin terör olaylarına karşı duruşu sonucunda, sağlanan huzur ortamı sayesinde turizm sektöründe gözle görülür bir iyileşme sağlandı. Konut, otel ve hastane gibi farklı alanlarda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2023 yılında konut sektörünün canlılığını koruyacağına inanıyorum. Satıştaki dönemsel durağanlığın gittikçe azalarak eskiye döneceğini düşünüyorum. Mobilya, mutfak ve kapı üreticilerinin ana tedarikçisi olarak bu alanlarda ihracatın gittikçe artmaya başladığını söyleyebilirim. 2023’de Türkiye’nin, dünyanın fabrikası olma yolunda büyük adımlar atacağını ve teknoloji gücü ile emlak gücünü optimize ederek hak ettiği konumu yakalayacağını düşünüyorum. 2050 yılında ise, Türkiye’yi kendi doğal kaynaklarına sahip, okuma yazma oranı yüksek, bilgiyi en iyi şekilde kullanan ve verimli bir sanayi ülkesi olarak görmeyi istiyorum.
RAHÎME BAŞ UÇAR