Mobil Sağlık Dönemi Başlıyor
Birkaç yıl sonra her sağlık sorunumuz için doktora ya da hastaneye gitmemize gerek kalmayacak. Mobil cihazların sunacağı ‘mobil sağlık’ imkanlarıyla hastalığımız uzaktan teşhis ve tedavi edilebilecek. Tasarrufun boyutları ise inanılmaz olacak…
DÜNYANIN pek çok ülkesinde sağlık hizmetleri kontrolden çıkmak üzere. Özellikle gelişmiş ülkelerde, yaşlıların bakımı, çalışan nüfusun sağlık sorunlarından daha fazla harcama yapmayı gerektiriyor. Gelişmekte olan ekonomilerde ise kaynakların giderek tükeniyor olması, milyonların sağlığını tehdit eder hale geldi.
Küresel sağlık harcamalarının 6.5 trilyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Dünya nüfusuna bölündüğünde kişi başına 930 dolar düşüyor. Bu oldukça büyük bir rakam. Bu rakamın her yıl ortalama 50-60 dolar artacak olması, sağlıkta bir çıkmaza doğru sürüklendiğimizin işareti sayılıyor.
Bu durum bireyleri, mobil ve tele-sağlık teknolojilerine yönlendirmeye başladı.
Açıkçası hepimiz gelecekte kendi başımızın çaresine bakıyor olacağız. Neyse ki bu alanda yalnız değiliz. Teknoloji bize yardım edecek. Şimdiden ‘m-sağlık’ kavramıyla tanıştık bile. Mobil-sağlık (mobile health) teknolojisi, bize adeta kendi doktorumuz olmayı öğretecek.
99 MİLYAR EURO’LUK TASARRUF
Bu ne anlama geliyor? Gelecekte hasta olduğumuzda hastaneye veya herhangi bir kliniğe gitme ihtiyacı hissetmeyeceğiz. Bize pahalı makinelerde, faturası kabarık testler yapılma gereği duyulmayacak. Üzerimizde taşıyacağımız bir bilezik, bir kemer, hatta bir iç çamaşırı bile vücut fonksiyonlarını sürekli olarak izleyip kaydedecek. Olağan dışı bir hareketlenme tespit ederse uyarıda bulunacak. Bize de bu bilgileri, bir e-posta gönderir gibi, doktorumuza göndermek düşecek. Doktor, bu bilgiler ışığında reçete yazacak. Durumun daha ciddi olması halinde sizi hastaneye davet edecek. Böylece hastaneler, bir ilaçla tedavi edilebilen hastalarla dolmayacak.
Bu yöntemin yaygınlaşması halinde sadece Avrupa Birliği ülkeleri, 2017’de sağlık harcamalarından 99 milyar euro (135 milyar dolar) tasarruf edecek. Yapılan hesaplar, bugünkü doktor ve hastane sayısının, üç yal sonrasının hastalarına bile yeteceğini ortaya koyuyor. Tasarruf edilen bu paranın ekonomiye enjekte edilmesi halinde, ekonomilerin canlanacağı, işsizliğin azalacağı tahmin ediliyor. Sistemin yaygın kullanıldığı bölgelerde hastane başvuruları yüzde 45 oranında azaldı bile. Geçen yıl bütün dünyada 2 milyon 800 bin hastanın m-sağlık uygulamalarıyla evlerinden tedavi gördüğü sanılıyor. 2015’te uzaktan tedavi gören hasta sayısının 500 milyona ulaşması bekleniyor.
DOKTORUNUZ YANINIZDA
Yetkililer, bu konuda akıllı telefonlara çok güveniyor. Bu telefonların. tabletlerin, diztistü bilgisayarların yaygın kullanımı, kalp atışlarını, yakılan kalorileri hesaplayan aksesuarların pi
yasalarda kolay bulunması, bireysel egzersiz seviyelerinin kaydını tutan mini cihazlar, mobil-sağlık uygulamalarında sevindirici gelişmeler olarak görülüyor. Kalp atışlarınızın ritmini öğrenmek için hastanede, pahalı bir elektrokardiyografi cihazına bağlanmak yerine bileğinize takacağınız bir bileziğin aynı işi yapması ve sonucun iyi mi kötü mü olduğunu söylemesi, sizce de cazip değil mi? Üstelik bu ve buna benzer m-sağlık cihazlarını, eczanelerden, süpermarketlerden, elektronik eşya mağazalarından kolaylıkla ve makul fiyatlarda satın alabileceğiz.
Mobil cihazlar, bize daha önce kolaylıkla elde edemediğimiz bilgilere ulaşmamızı sağlayacak. Bizi sürekli olarak kontrol edecek. Yaşantımız boyunca yanımızda bir doktorun bize saniye saniye bakmasına benziyor. Ne kadar zengin olsanız da böyle bir lükse sahip olamazsınız.
Batı Afrika ülkelerinden Kamerun’u örnek olarak alalım. Burada nüfusun yarısı kırsal kesimde yaşıyor. 11 milyon insanın, bir hastaneye ulaşması için saatlerce yolculuk yapması gerekiyor. Bu yetmiyormuş gibi, ülkede 5 bin kişiye bir doktor düşüyor. Oysa bu insanların yarıdan çoğunun cep telefonu var. Mobil cihazların kaydettiği sağlık bilgilerinin, cep telefonlarından doktorlara gönderilmesi halinde hükümet hem kısıtlı imkanlarıyla hastane yapma, daha fazla doktor istihdam etme gereği duymayacak hem de Kamerunlu, hastaneye veya doktora ulaşma derdine düşmeyecek.
HASTALIKLAR AZALDI
Ülkenin cep telefonu operatörü ‘Orange Cameroun’, Sağlık Bakanlığı ile işbirliği yaparak SMS tabanlı bir tele-sağlık danışma hattı kurdu. Bu hat sayesinde her Kamerun vatandaşı, akima gelen her tür sağlık sorununu cep telefonu yardımıyla doktorlara sorabiliyor ve en geç bir saat içinde de cevabım mutlaka alıyor. Böylece ülkede yaygın olan sarılık ve AIDS vakalarında gözle görülür bir azalma olduğu saptanmış.
Her ülke kendine özgü yöntemler geliştirerek, cep telefonu ve mobil cihaz teknolojilerinden yararlanıyor. ABD’de Ohio merkezli ‘HealthSpot’ şirketi, işyerlerine ve alışveriş merkezlerine sağlık danışma kabinleri kuruyor. Bu kabinlerde tansiyon aleti, stetoskop, termometre, yüksek tanımlı kameralar, mikrofon ve geniş bir ekran var. Ekranda beliren doktorun talimatlarıyla bu aletleri kolaylıkla kullanabiliyorsunuz. Bir başka deyişle kendi kendinizi muayene ediyorsunuz. Elde ettiğiniz tıbbi bilgiler, doktora ‘online’ olarak gönderiliyor.
Doktor, bilgileri değerlendirip birkaç dakika içinde size bir reçete yazıyor. Reçete size en yakın eczaneye elektronik olarak gönderüiyor. Siz de eczaneden ilaçlarınızı alıyorsunuz. Doktorunuzda da sağlığınızla ilgili bilgiler arşivleniyor. Bu bilgiler, hiç kimsenin ulaşamayacağı, kişiye özel bilgiler olarak saklanıyor. Merak etmeyin…
PAHALI VİZİTELERE SON
“Hangi hastaneye gitmeliyim, hangi doktoru görmeliyim?” kararsızlığı yok, “Nasıl randevu alacağım? Vizite ücreti ne kadardır?” gibi kaygılar da yok. Elbette ki bu hizmetin de bir bedeli var ama bir fast-food restoranda yapacağınız öğle yemeği harcamasını geçmiyor. Bu sistemin, dünyanın yerel sağlık hizmetlerinin bulunmadığı köşeleri için ideal olduğu düşünülüyor. Kanada’nın ‘Akademik Sağlık Bilimleri Merkezi’, ülke genelinde bulunan 840 tele-sağlık danışma hattı sayesinde, sera gazı şahmında yılda 370 tonluk bir azalma olduğunu hesaplamış. Bu, fazla bir miktar değil ama hastaların ev ve hastane arasında otomobilleriyle mekik dokumalarını gereksiz hale getirmesi açısından sevindirici bir gelişme.
Sistemin yaygın kullanıldığı ülkelerden biri de İspanya. Bunun için Bask bölgesi, pilot bölge seçilmiş. Son altı ayda bile, hastane masraflarından 40 milyon euro tasarruf edilmiş. İspanyolların sistemi oldukça basit. Arterit ve diyabet gibi kronik hastalıklardan muzdarip kişiler, bir elektronik oyun konsolu ile televizyondan doktorlarını görebiliyor, onların tavsiyelerini alabiliyor. Bununla da yetinmiyorlar. Ekranda, kendilerine iyi gelecek basit jimnastik hareketlerini görebiliyorlar. Ekran karşısına geçip hareketleri becermeye çalışıyorsunuz.
Ekran sizi gözlüyor. Hareketleri yapamıyorsanız ekranda bir uyarı beliriyor. Baş parmak aşağı…