YARIİLETKEN ya da tümleşik devreler olarak da bilinen “çip”lerin yeteri kadar üretilememesi, bilgisayardan televizyona, cep telefonlarından otomobile, oyun konsollarından dijital cihazlara kadar çok geniş bir üretim yelpazesinde aksamalara neden oldu. Her elektronik cihazın “beyni” olarak bilinen çiplerin piyasalarda yeteri kadar bulunamaması, fiyatların yükselmesine ve tüketicilerin mağdur olmasına da yol açtı. Tam bir yıl önce bu sayfalarda koronavirüs nedeniyle hiç ummadığımız bazı kalemlerin eksikliğini ya da yokluğunu görebileceğimizi yazmıştık. 2020’de çalışmayan çip fabrikaları yüzünden arz düştü. 2021’de üretim yeniden başladı ama bu kez de talebe yetişilemiyor. ABD Başkanı Joe Biden’ın bile el atmak zorunda kaldığı sorun, hemen çözülecek gibi de görünmüyor.
“KUSURSUZ FIRTINA”
Önceleri çip piyasasındaki teslimatlar, geçici bir gecikme kabul ediliyordu. Fabrikaların uzun süre çalışmaması ve tekrar faaliyete geçmesinin ardından arz-talep dengesinin kolaylıkla tekrar kurulabileceği düşünülmüştü. Talebin beklenmedik şekilde patlamasıyla üretim, açığı kapatılamayacak kadar düşük kaldı. Çip bekleyen fabrikaların üretimi yavaşlatması veya durdurması, ayığı uuu bir krize dönüştürdü. Otomobil yapımcısı şirketlerin elektrikli araçlara ağırlık vermesi, cep telefonu üreticilerinin de 5G uyumlu mobil telefonlara yönelmesi, talebin daha da artmasına neden oldu. Dünyanın en büyük yarıiletken alıcısı, iki trilyon dolarlık Apple şirketi bile çok beklenen iPhonel2 telefonunun piyasaya çıkışını birkaç ay ertelemek zorunda kaldı.
İsviçre’nin uluslararası bankacılık ve finans kurumu Mirabaud’nun medya ve teknoloji analisti Neil Campling, “Çipler, piyasalar için her şeydir. Onlar olmazsa günlük işlerimiz aksar ve uzun vadede bir şey yapamaz hale geliriz” diyor. Campling sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Şu sıra, arz talep faktörlerinde kusursuz fırtınayı yaşıyoruz. Yepyeni bir talep seviyesiyle karşı karşıyayız. Bu talep karşılanmadığı sürece herkes bir kriz kıskacı içinde olacak. Kriz de giderek kötüleşiyor.”
“FİYATLAR YÜKSELME EĞİLİMİNDE”
Ingiliz The Guardian gazetesine göre 2.5 milyar dolar zarar eden Ford, iki fabrikasında vardiyaları iptal etti. Nissan, Meksika’daki fabrikasında vitesi boşa alırken, General Motors da çip kıtlığından dolayı 2 milyar dolarlık bir kaybı olduğunu açıkladı. Otomobil endüstrisi normalde her yıl 37 milyar dolarlık çip kullanıyor.
Japon Sony, satış hedeflerinin şimdilik kaydıyla büyük ölçüde aksamayacağını belirtiyor. Microsoft ise, yılın ikinci yarısı için herhangi bir finansal tablo oluşturamayacaklarından yakınıyor. Apple’dan sonra dünyanın ikinci büyük çip alıcısı konumunda olan Güney Koreli Samsung, yeni akıllı telefonlarının lansmanını ertelediğini ifade ediyor. Oysa Campling’e göre Samsung, diğer şirketlere 56 milyar dolarlık çeşitli yarıiletken devre sattı. 36 milyar dolarlık yarıiletkeni de kendisi kullandı. Samsung’un ortak CEO’larından Koh Dongjin, buna rağmen ciddi bir dengesizlik yaşadıklarını, bazı yeni ürünlerin piyasaya çıkışını askıya alabileceklerini söylüyor. Campling’in görüşü şöyle:
“Arz talep zincirinde fiyatlar yükselme eğiliminde. Otomobiller ve akıllı telefonlar, geçen yıldan daha ucuz olmayacak.”
ÜRETİM KISITI HER ZAMAN VARDI
Çip darlığı, bu birleşik devrelerin emekleme çağı sayılan 1980’Ierde bile görüldü. Amerikan ve Japon üreticiler, aralarında anlaşmaya vararak piyasaya sundukları çip sayısına sınırlama getirdiler. O yıllarda sadece bilgisayar yapımında çip kullanılıyordu. Küresel olarak bir krize yol açmadı. Kaç ülke, kaç şirket bilgisayar yapabiliyordu ki. Ama sayıları zaten az olan çip üreticisi şirketlerin, istedikleri anda uluslararası piyasaları felç edebilecekleri anlaşıldı.
îlk anlaşmazlık 1986’da çıktı. ABD-Japonya arasında yapılan bir anlaşma, Amerikan şirketlerinin Japonya ile rekabet edebilmesine yardımcı olmuştu. Çünkü Japonya, tek başına global talebi karşılayamıyordu. Ama Japonlar bu anlaşmadan pişman oldular. Çünkü Japonların üretimi sekteye uğramıştı.
1988’de çiplere olan talep o kadar arttı ki, Japon Hitachi şirketinin elemanları, aralıksız çalışmak zorunda kaldılar. Yıllık izin bile yapamadılar. 1994’teki sıkıntı, yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle ilgiliydi. Şirketler hemen adapte olamadı. Birim alana daha çok transistor sığdırmak, kolay iş değildi. Fabrikalarda “temiz odalar” kurulması gerekiyordu. Çünkü gözle görünmeyecek kadar küçük tozlar, kısa devre yapıp çipi bozuyordu. Fabrikalar hastanelerden daha temiz üretim tesisleri olmasıyla övünüyordu. Yine de üretimin yüzde 20-25’i çöpe gidiyordu.
ARZ/TALEP TERAZİSİ ÇOK HASSAS
Intel 2000’de ihtiyacı olan ürünleri elde etmekte zorlandı. Büyük şirketler, yan ürün ve hammaddeyi bir şekilde elde edebiliyordu. Ama Gateway gibi küçük üreticilerin, beklemek veya alternatif kaynaklar bulmaktan başka çareleri yoktu.
2004’te CDMA (Code Division Mul-tiple Access – Kod Bölmeli Çoklu Erişim) çiplerinin eksikliği vardı. CDMA teknolojisi sayesinde yüksek hızda veri, kablosuz olarak taşınabiliyordu. Tam da mobil telefon üreticilerinin istediği bir çipti bu. Veri transferi saniyede 167 gigabit’lik bir hızla yapılabiliyordu.
Alıcılar sürekli çıtayı yükseltiyor, daha hızlı, daha işlevsel çip-ler istiyordu. Bazı fabrikalar, yeni taleplere göre üretim yapacak şekilde inşa edilmemişti. Fabrikanın güncellenmesi uzun sürüyordu. Bazen doğa da işlerin aksamasına hatta durmasına sebep olabiliyordu. 2011’de Japonya’da meydana gelen deprem ve ardından oluşan tsunami felaketi, çip fabrikalarını durma noktasına getirdi.
Son olarak koronavirüs salgını nedeniyle Güney Kore ve Tayvan’daki fabrikalar durdu. Küresel talebin yüzde 13 arttığı 2020’de çiplerin piyasalara arz süresi 15 hafta gibi oldukça uzun bir süreye kadar çıktı.
Çip piyasası o kadar ilginç bir piyasa ki, arz ve talebi hassas terazide tartı yapar gibi hesaplamak gerekiyor. Talepten fazla arzda bulunmak da kriz yaratıyor. Çiplerin kısa tarihinde bu kadar çok sıkıntı ve kriz olmasının sebebi bu.
Vergiden kaçmak için
• Entegre devre veya kısaca IC, veya mikroçip. Adına ne derseniz deyin, bu elektronik elemanların amacı, pek çok özelliği bir devreye sığdırabilmek. Bir taşla pek çok kuş vurmak gibi. Çiplerin ortaya çıkışının bilgisayarla başladığını düşünüyoruz. Ama entegre devrelerin tarihi, aslında 1920’lere kadar uzanıyor, yani radyoların dönemine. Yaşı 60’ın üzerinde olan okuyucularımız, çocukluklarında elektronik lambalı radyoları hatırlayacaktır. Radyonun sesi, lambaları ısınmadan çıkmıyordu. İşte bu lambalı radyolar zamanında entegre devreler yapılmaya başlandı. Çünkü radyolardan, lamba sayısına göre vergi alınıyordu. Bir radyo, 4-5 lambadan oluşuyordu. Vergi yüksekti. 0 zaman neden 4-5 lambanın işini bir lamba yapmasındı ki?
• Alman mühendisler bu konuda epey kafa patlattı. Sonunda VVerner Jacobi adlı mühendis 1949’da birkaç lambanın işini birden yapan tek bir lamba icat etti.Transistörün bulunması da, mühendislere yardımcı oldu. Pek çok transistor tek devrede bir araya getirilebiliyordu. Amerikalı Robert Noyce, 1959’da ilk kullanılabilir entegre devreyi geliştirdi. İlk müşteri de, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA oldu. NASA, uzay programı Apollo’da, 1961-1965 arası yeni icat çipleri kullandı. Noyce’un çipinde sadece beş transistor vardı. Günümüzde kullanılan çiplerde ise 2 trilyon 600 milyar transistor var.
ALEV RIGEL