McDonald’s Türkiye’deki değişimin sırrı
McDonald’s Türkiye’deki değişimin sırrı
McDonald’s, Türkiye’de 2011 ydından bu yana bir değişim söz konusu. Müziklerden restoran konseptlerine, mönülerden iletişim stratejilerine kadar yaşanan bu dönüşümü McDonald’s Türkiye Pazarlama Müdürü Bora Tanrıkulu ile konuştuk.
McDonald’s, Türkiye’de son iki yıldır hızlı bir değişim sürecinden geçiyor.
Restoranlardaki müzikten çalışan kıyafetlerine, dekorasyondan mönüye kadar pek çok değişiklik dikkati çekiyor. iletişim kampanyalannda da farklılaşma var. Dijital mecrada daha etkin bir McDonald’s var artık.
Bu değişimin mimarlarından biri de hiç şüphesiz 2011 yılında McDonald’s Pazarlama Müdürlüğü görevine gelen Bora Tanrıkulu.
McDonald’s’ın 10 yıldan bu yana üç ayda bir yaptığı anketlerle pazarın gidişatını ölçtüğünü ve 2011 yılında göreve geldiklerinde bu ankette yeme içme sektöründeki trendlerin değiştiğini gözlemlediklerini söyleyen Tanrıkulu, bu doğnıltu-da markayı yeniden canlandırma ihtiyacı gördüklerini belirtiyor. Son yıllarda yemek yenilen mekanın öneminin arttığını gördüklerine değinen Tannkulu sonrasında yaptıklan çalışmalarla ilgili şunlan söylüyor:
“Son dönemde restoran deneyiminin önemli olduğunu gördük. Müşteriler müzikten çalışanların kıyafetine kadar pek çok detayı önemsiyordu. Biz de bundan hareketle önce müzik konusunu ele aldık ve Radyo Oksijenle çalışmaya başlayıp, yüksek bir telif bedeli ödeyerek, en hit şarkılann restoranlarda çalınmasını sağladık. Çalışanların kıyafet görünüş ve hitap şekilleri de önemliydi. Kıyafetler konusunda Özlem Süer ile anlaştık. 2012’de tüm restoran çalışanlarımızın kıyafetleri değişti.”
TÜRKİYE’DE YARATILDI, DÜNYADA SATILIYOR
Bu çalışmalar sürerken restoranlar da tüketicilere göre farklılaşan konseptlere büründürülmüş. Örneğin bir restorana daha çok aileler geliyorsa çocuk oyun odası, doğum günü partisi odası olmasına özen gösterilmiş. Öğrencilerin daha sık geldiği lokasyonlarda ise renkler ve tasarım fark-lılaştınlmış.
Bu süreçte menü de tekrar gözden geçirilmiş. Türkiye’deki en büyük ürün araştırması yapılıp, bir ürün yol haritası çıkartılmış. Bu haritada Türk tüketicisinin kahvaltı tabağı ve yumurta beklentisi görüldüğü için geçen yıl Kasım ayında Türk kahvaltı tabağı ve sucuklu yumurtalı rnuffin menüye eklenmiş. McDonald’s merkezini bunun için ikna etmenin hiç de kolay olmadığını söylüyor Tannkulu. Gençlerin paylaşarak yemek istediği mönü ihtiyacı görülerek Çıtır Tavuk mönüye dahil edilmiş. Tamamen Türk damak tadına uygun ve satır etten yapılan köftesiyle dikkati çeken McBeefy mönü ardından gelmiş. Tüm bu yeniliklerle beraber iki yıldır ortalama yüzde 30 büyüme sağlayarak yola devam ettiklerini söyleyen Tannkulu, bir başka önemli gelişmeyi ise şöyle paylaşıyor;
“McBeefy Ortadoğu ve Afrika’da The Turkish adıyla satılmaya başlandı. Hatta Muhteşem Yüzyıl görüntüsünde bir reklam yapıldı. Bu McDonald’s tarihinde de bir ilk oldu.”
iletişimde de farklılaşmaya gitmiş marka. Satışların düşük olduğu dönemlerde az satan ürüne promosyon yapma geleneğini bir anlamda yıkan bir kampanya yapılmış. Öğlen saatlerinde en çok satan ürünleri Big Mac’te indirime gidilmiş.
Sosyal medyada pasif olarak yer alırken oradaki muazzam müşteri gücü keşfedilerek dijital pazarlama stratejisi geliştirilmiş. Facebook’tan Pinterest’e, YouTube’dan Instagram’a kadar tüm kanallarda hesap açılıp aktif olarak bu mecralarda yer almış marka. Bu mecralan da pasif haberleşme kanalı olarak değil dinamik olarak kullanmış. Müşterilerden gelen önerilere cevap verilmiş, bedava ürün ve kuponlar dağıtılmış. Ardından micro siteler kurulmuş. Mobil uygulama geliştirilerek cep telefonundan müşterilerin sipariş verebilmesi sağlanmış.
Şimdilerde ise bambaşka bir projenin heyecanı var. Şirket ‘Kendi Burger’ini kendin yarat’ kampanyası başlattı. Birinci seçilen burger bir hafta tüm Türkiye’deki McDonald’s’larda, burgeri yapan kişinin ismiyle satışa sunulacak. 21 Mayıs’ta başlayan yarışma 24 Haziran’a kadar sürecek.
Fatoş Bozkuş
