Kurtuluşumuz kadın girişimciliğinin gelişmesinde
Kadın girişimciliği konusu her ülkenin gündeminde. Global Girişimcilik Monitörü’nün pek çok ülkede yaptığı araştırmalar kadın girişimciliğinin hemen her ülkede geri kalmış olduğunu ortaya koyuyor…
Kurtuluşumuz kadın girişimciliğinin gelişmesinde SON 20 yıllık veriler ele alındığında açıkça görülüyor ki, kadınların iş kurma oranı özellikle ekonomik kriz ortamlarında birden bire artıyor. Ortada kriz yok ise düşüyor. Global Girişimcilik Monitörü’nün en önemli tespiti ise şu: Kadınlar girişimcilik dünyasındaki aktif rollerinden çekilirlerse, yani kadın girişimcileri dünyadaki girişimcilik eko-sisteminden çıkarırsak; dünya nüfusunun yarısının istihdam edilmesine yönelik kapasite kayboluyor. Yani özetle şunu söyleyebiliriz: Kadınlar bizleri sadece dünyaya getirmiyorlar, dünyaya geldikten sonra iş bulmamız ve karnımızı doyurmamızda da çok kritik rol oynuyorlar.
Dünyada kadın nüfusunun erkeklerden fazla olmasına rağmen, dünya servetinin sadece yüzde 25’i kadınlara ait. Yani kadınlar, erkeklerin sahip oldukları sermayenin üçte biri ile girişimcilik ve ekonomi dünyasında yer alıyorlar. Ancak sahadan çekildiklerindeki sosyal etki erkeklerle eşit. Dünya nüfusunun yarısı böylesine bir çekilmeden doğrudan etkileniyor. Bu yüzden global girişimcilik eko-sisteminde yer alan söz sahibi kurum ve kuruluşlar, kadın girişimciliğinin desteklenmesinde üç ana konuda hem fikirler:
KADINLAR DESTEKLENİYOR AMA…
Öncelikle başarılı kadın girişimcilerin tespit edilerek yerel veya uluslararası anlamda rol model olarak tanıtımı yapılıyor. Bu konuda Türkiye’de de pek çok yarışma var ve kadın girişimciliğinin özendirilmesi açısından faydalı da oluyor. Bu konuda dünyadaki en prestijli kadın girişimcilik ödülü merkezi Fransa’da bulunan Dünya Girişimcilik Forumu tarafından veriliyor.
Kadın girişimciliğinin desteklenmesinde ikinci faaliyet kadınların girişimcilik eğitimleri almasının sağlanması. Bu amaçla hem üniversiteler hem de sivil toplum kuruluşları özellikle iş planı geliştirme konusunda kurs programları düzenliyorlar.
Üçüncü önemli faaliyet ise, kadınların iş kurma ve girişimcilik konularında kendilerine olan güvenin geliştirilmesine yönelik aktiviteler. Aslında hepsinden önemlisi de bu. Kadınların, özellikle erkek egemen toplumlarda, özgüvenlerinin geliştirilmesi, verilecek eğitimlerden veya gösterilecek rol modellerden daha fazla önem taşıyor. 2012 yılında, 67 ülkede 126 milyon kadın kendi işini kurmuş. Bunun dışında 98 milyon kadın da daha önce kurdukları işlerinin başında girişimci olarak faaliyetlerine devam etmiş. Sayılar azımsanmayacak düzeyde, ancak yine de yeterli değil. Bu araştırmada toplamda 12 milyon kadın önümüzdeki beş yıl içinde en az altı kişinin istihdamını sağlayacağını ifade etmiş. Bu da demek ki kadın girişimciler olmasa önümüzdeki beş yıl içinde 72 milyon kişi işsiz kalacak veya devletlere yük olacak.
İşin ilginç yanı dünyada en fazla kadın girişimciliğinin olduğu bölge Afrika’nın Sahra Altı bölgesi. Angola, Botswana, Etiyopya, Güney Afrika gibi ülkeleri kapsayan bu bölgede kadınların yüzde 27’si girişimci. Bu oran gelişmiş Avrupa ülkelerinde ise yalnızca yüzde 5, Ortadoğu’da yüzde 4, ABD’de yüzde 10, Türkiye’de ise yüzde 7 düzeyinde. Sevindirici olan Türkiye’deki kadın girişimcilik oranının, gelişmiş Avrupa ülkeleri ortalamasından neredeyse yüzde 50 fazla olması.
GENÇ, EĞİTİMLİ, FİNANSMAN SIKINTISI YOK
Türkiye’nin içinde bulunduğu Avrupa grubunda kadın girişimciliği ile ilgili ilginç tespitler var. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu gruptaki ülkelerin kadın girişimcileri daha genç, iyi eğitimli ve finansman sıkıntısı çekmeyen kadmlardan oluşuyor. Genellikle de ortaklık kurarak girişimcilik dünyasına adımlarını atıyorlar. Ortak hayalleri ise işlerim büyütmek ve global pazara çıkmak. Bu yapılarıyla daha fazla kadın girişimcinin olması beklenirken, iyi eğitim almış kadınların karşısına önemli bir soru çıkıyor: Kariyer mi, Girişimcilik mi? Önemli bir kısmının tercihi kariyerden yana oluyor.
Türkiye’de kadınların yüzde 35’i, erkeklerin yüzde 44’ü fırsatları algılayabiliyor. Yani girişkenlik aşamasında erkek ve kadın girişimci adayları arasında çok büyük fark yok. Ancak, girişkenlikten girişimciliğe geçişte, yani iş kurma aşamasına geçildiğinde, kadınların yüzde 37’si erkeklerin ise yüzde 62’si işini kurabiliyor. İş fırsatmı algılayan kadınlarımızın yüzde 36’sı başarısız olmaktan korkarken, erkeklerde bu oran, yüzde 26. Yani kadınlarımızın özgüveni, erkeklerden daha az.
Demek ki, Türkiye’de girişkenlikten girişimciliğe geçiş sürecinde kadınlarımıza destek olmamız gerekiyor. Bu destek, özellikle iş fikrine sahip ancak iş fikrini uygulamaya koyma aşamasındaki kadın girişimci adaylarını çok yakından ilgilendiriyor. İş modeli nasıl geliştirilir, iş planı nasıl hazırlanır, finansman kaynaklarına nasıl ulaşılır, bir şirket nasıl kurulur, pazar araştırması nasıl yapılır gibi konuları kadınlarımıza öğretmemiz gerekiyor.
Merak edenleriniz için:
Dünya Girişimcilik Forumu: http://www.world-entrepreneurship-forum.com/
Global Girişimcilik Monitörü Raporu: http://gemconsortium.org/docs/download/2825
Baybars Altuntaş / Para Dergisi / www.myfikirler.com