Kuraklık tarımsal üretimi tehdit ediyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) raporuna göre yetersiz yağış nedeniyle kuraklıktan etkilenen il sayısı Mayıs sonu itibarıyla 41’e çıktı. Mayıs’ta kuraklıktan en fazla zarar gören ürünler arpa, buğday ve kırmızı mercimek oldu. Üretimi ve üreticiyi vuran kuraklık, tarımsal üretimde suyun ve sulama yatırımlarının bir kez daha önemini ortaya koydu. Yüzde 60 oranında su tasarrufu sağlayan ve ürünlerin verimini artıran modern sulama yöntemlerine duyulan ihtiyaç büyüdü. Üreticinin Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu yıl (Mart ayında başvuruları topladığı) modern basınçlı bireysel sulama sistemleri yatırımlarına hibe desteğine ilgisi yoğun oldu.
Modern basınçlı bireysel sulama sistemleri yatırımlarına hibe desteğine ilgi
HÜLYA GENÇ SERTKAYA ; Türkiye’de suyun yüzde 77’sinin tarım sektörü tarafından kullanıldığına, tarımda vahşi sulamanın yaygın olduğuna dikkat çeken üretici örgütleri, tarım sektörünün birkaç yıl içinde su tasarrufu sağlayan ve verimi artıran basınçlı sulama sistemlerine geçmesi için verilen hibe desteğinin artırılması gerektiği görüşünde. Bireysel basınçlı sulamanın desteklenmesinde başvuru sürelerinin kaldırılmasını ve yıl boyunca müracaat edebilme imkanı getirilmesini bekleyen üretici örgütleri, KDV’den vazgeçilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Yeraltı sularında kaçak kullanımın önüne geçilmesi ve mevcut tahsislerin verimli kullanılması gerektiği vurgulanıyor.
YÜZDE 29’U BORULU SULAMA SİSTEMİ
Türkiye’de, ekonomik olarak sulanabilir arazi miktarı 8.5 milyon hektar. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre bu arazinin 6.7 milyon hektarı sulamaya açılmışken, geri kalan 1.8 milyon hektar (ha) sahanın sulanması kapsamında çalışmalar devam ediyor. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nce 2003’ten itibaren, klasik sulama sistemleri terk edilerek yüksek basınçlı şebeke sistemi tercih edilmeye başlandı. 2021 başı itibarıyla sulamaya açılan tarım alanlarının yüzde 33’ü klasik, yüzde 38’i kanalet ve yüzde 29’u ise borulu sulama sistemlerinden oluşuyor.
Bu oranın tüm sulama projelerinde, etkin bir sulama yönetiminin ve önemli miktarlarda su tasarrufunun sağlanması maksadıyla yeni yapılacak projeler ve eski sulama sistemlerinin modernizasyonu ile yüzde 45-50 seviyelerine ulaşması öngörülüyor. Bilindiği üzere Tarım ve Orman Bakanlığı, 2021 yılını su ve sulamada hamle yılı olarak ilan etmişti. Bu yıl su yatırım bütçesi 2.5 kat artışla 15.3 milyar TL’ye yükseltilmişti. DSİ Genel Müdürlüğü’nün toplulaştırma ve sulamayı kapsayan sulama sektörü ödenek tahsisleri için bu yıl bütçeden 9.2 milyar TL kaynak aktarılması öngörülmüştü.
DSİ’nin hedeflerine göre 2021’de 18 baraj, 72 gölet ve bent bitirilerek depolama sayısı bin 617’ye, kapasitesi yaklaşık 180 milyar hm3’e (hektometreküp) ulaştırılacak. Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli yaptığı bir açıklamada, her düşen yağmur damlasını topraklarda tutmak için projelere devam edeceklerini vurgulayarak, an itibarıyla 34 yer altı barajı bulunduğunu, bu sayıyı yılsonuna kadar 50’ye, 2023’e kadar 150’ye ulaştırmayı hedeflediklerini belirtti.
DAMLA SULAMADA RANDIMAN YÜZDE 90
Sulama şebekelerinin borulu inşa edilmesi tek başına su tasarrufu sağlanmasında yeterli olmuyor. Suyun büyük bir kısmı tarla içerisindeki uygulamalar sonucu kayboluyor. Bu sebeple, su tasarrufunun hedeflenen düzeylerde sağlanabilmesi için DSİ tarafından inşa edilen borulu sulama sistemlerinin devamında tarla içinde su tasarrufu sağlayan modern sulama yöntemlerinin uygulanması ve kontrol altında tutulması gerekiyor. Sulama yöntemlerine göre su uygulama randımanı (çiftlik randımanı) ve uygulanan sulama suyu miktarı değişiklik gösteriyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre teorik olarak yüzey sulama yöntemlerinde randıman yüzde 30-60 aralığında ve birim alanda kullanılan su miktarı, ortalama 10 bin m3/ha, yağmurlama sulama yöntemlerinde randıman yüzde 70-75 aralığında ve birim alanda kullanılan su miktarı ortalama 6 bin m3/ha, damla sulama yönteminde randıman yüzde 90, toprak altı damla sulama yönteminde yüzde 95 ve birim alanda kullanılan su miktarı ortalama 4 bin m3/ha olarak gerçekleşiyor. Görüldüğü üzere basınçlı sulama yöntemlerine geçildiğinde kullanılan su miktarı azalırken, randıman yükseliyor.
YÜZDE 17’Sİ DAMLA SULAMA
Sulama tesisleri izleme ve değerlendirme sonuçlarına göre, Türkiye’de sulamaya açılan alanların büyük bir kısmında halen geleneksel yüzey sulama yöntemlerinin uygulandığı görülüyor. DSİ tarafından inşa edilerek işletmeye açılan sulama tesislerinde yüzde 61 yüzeysel, yüzde 22 yağmurlama, yüzde 17 damla sulama yöntemi kullanılıyor. Uzun yıllar sonuçlarına bakıldığında sulama altyapısında değişikliğe gidilerek kapalı sulama sistemlerinin artışı, yaşanan kuraklıklara bağlı olarak suyun etkin kullanımının öneminin artması ve su kullanıcıların bilinçlenmesi gibi faktörlerin etkisiyle tasarruflu sulama yöntemlerinde artış olduğu görülüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre açık sulama sistemlerinden basınçlı borulu sulama sistemlerine geçiş konusunda politika değişikliği yapılan 2003 yılında damla sulama sistemi uygulanan alan yüzde 1, yağmurlama sulama sistemi uygulanan alan yüzde 7, yüzey sulama yöntemleri uygulanan alan yüzde 92 düzeyindeydi.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sulamada yatırımların bitirilmemesi, sulama sistemlerinin eski olması, sulama randıman ve oranının düşük olmasıyla etkinliğin sağlanamamasının en önemli yapısal sorunların başında geldiğine işaret etti. Yüzde 29 düzeyinde olan kapalı sistemlerin oranının daha yukarılara çekilmesi gerektiğini ifade eden Bayraktar, halen 1.81 milyon hektar alanda sulama altyapısının tamamlanmadığını, bu alanın acilen sulamaya açılması gerektiğini kaydetti.
HİBE DESTEK VERİLİYOR
Tarım ve Orman Bakanlığı, üreticilerin tarımsal faaliyetler için geliştirilen modern basınçlı bireysel sulama sistemleri yatırımlarına, hibeye esas mal alım tutarının KDV hariç yüzde 50’sine hibe yoluyla destek veriyor. 25 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Bireysel Sulama Sistemlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ kapsamında tarla içi damla, yağmurlama, mikro yağmurlama, yüzey altı damla sulama, lineer veya çenter pivot sulama, tamburlu sulama, güneş enerjili sulama sistemlerinin kurulmasına yönelik yatırımlar destekleniyor.
Tebliğe göre hibeye esas mal alım tutarı 1 milyon TL’yi geçemiyor. Başvuru bütçeleri KDV hariç hazırlanıyor. Bu yıl için 1 Mart’tan başlayarak 30 gün içinde tamamlanan başvuru süreci, diğer uygulama yıllarında ise 1 Ocak’tan başlayarak 60 gün sürecek. Tarım Bakanlığı verilerine göre 2007’den bu yana sulama yatırımları için çiftçilere 35 bin 456 proje ve 2 milyon 975 bin 241 dekar arazi sulaması için toplam 641.1 milyon TL hibe destek sağlandı.
2021 yılı bireysel sulama destekleri başvurularına bakıldığında, 1 Mart 2021 itibarıyla Türkiye genelinde proje kabul işlemlerine başlanmış olup, 46 ilden 1 milyon 153 bin 626,83 dekar alanda 7 bin 787 adet proje için modern sulama sistemi hibe desteği başvurusu yapıldı. Bakan Pakdemirli, çiftçilerin bireysel modern basınçlı sulama yatırımlarına bu yıl verilecek desteğin 2 kat artırılarak 300 milyon TL’ye çıkarıldığını açıklamıştı.
DESTEKLEME MODELLERİ GELİŞTİRİLİYOR
Türkiye’nin “su stresi” yaşayan ülkeler grubunda olduğunu vurgulayan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, 2050’de 100 milyonun üzerine çıkması beklenen ülke nüfusunu doyurmak için gıda üretiminin bugünküne göre yüzde 60 artması, bunun için de yüzde 15 daha fazla su kullanılması gerektiğini söylemişti. Tarımsal kuraklığa karşı en güçlü silahı damla sulama olarak ifade eden Bakan Bekir Pakdemirli, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada sulama sistemlerinin modernizasyonuna hız verileceğini, vahşi sulamanın önüne geçileceğini kaydetmişti.
Modern sulama sistem ve yöntemlerinin yaygınlaştırılması için çalışma başlatıldığını vurgulayan Pakdemirli, sulama tesislerinin basınçlı borulu sistemlere geçişinde su kullanıcı örgütlerin teknik ve ekonomik yönden desteklenmesi çalışmalarında sona gelindiğini dile getirmişti. Tarımsal sulamada yeraltı suyu kullanımının azaltılmasına yönelik destekleme modellerinin oluşturulması konusunda da adım atılacağını belirten Pakdemirli, tarımsal sulamada yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması için destekleme modelleri geliştirilmesi konusunda çalışmalarının olduğunu kaydetmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan su yönetimindeki çatışmaları önlemek amacıyla su kanunu hazırlandığını açıklamıştı.
“HİBE ORANI YÜZDE 100 OLMALI”
Modern sulama sistemlerinin ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olduğunu vurgulayan Şemsi Bayraktar, son yıllarda giderek artan maliyetlerin üreticileri modern sulama sistemlerine geçişini zorlaştırdığını kaydetti. Üreticilerin basınçlı sulama sistemlerine geçişini hızlandırmak için verilen teşvikler ve kredilerin artırılması gerektiğini dile getiren Bayraktar, “Hatta imkânlar dâhilinde üreticilere modern sulama sistemleri hâlihazırda verilen yüzde 50 hibe oranı yüzde 100’e yükseltilerek, 1-2 yıl içinde modern sulama yöntemlerinin etkin kullanması sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Tarla içi yağmurlama, damla sulama sistemlerinin dekara maliyetinin 600-700 TL olduğunu dile getiren Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği (TÜSKOOP-BİR) Genel Başkanı Ali Halis Uysal, bireysel sulamaya yönelik kırsal kalkınma desteklerinde çiftçiye maliyetin yüzde 50’sinin hibe olarak verilmekte ise de yüzde 18 KDV’nin çiftçi tarafından ödendiğini, bu nedenle verilen gerçek hibenin yüzde 32 olduğunu ifade etti. Uysal, KDV’nin kaldırılması gerektiğine işaret etti.
TETİKLEYİCİ ETKİ YARATACAK
Sulamaya yönelik hibe desteklerinin tarım yatırımlarını tetikle-yici bir etki yapacağını dile getiren İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, çiftçinin en önemli sorunlarından birinin yeni yatırım yapmak konusundaki çekincesi olduğunu kaydetti. Bu çekincenin maddi sebeplerden olabileceği gibi neyi nasıl yapması gerektiği konusunda yaşadığı tedirginlikten de kaynaklanabileceğine değinen Kopuz, “Bu kapsamda hem çiftçilere verilecek eğitimler ile yol gösterilmesi hem de maddi destek sağlanması önemi ortaya çıkıyor.
Bu tebliğe göre verilecek destekler modern sulama sistemleri üzerinden verilerek, önemli bir dönüşüm başlatılmış oluyor. Bu yatırımlarda hibeye esas mal alım tutarının KDV hariç yüzde 50’sine destek sağlanacak. Bu sene tarım sektörü özelindeki yatırımlarda en fazla ödenek sulama alanına tahsis edildi. Bitkisel üretime 2 milyar TL tahsis edildiğini de düşünürseniz hükümetimizin sulama yatırımları konusunu ne kadar ciddiye aldığını ve desteklediğini daha rahat anlayabilirsiniz ” diye konuştu.
“MALİYETİ AZALTACAK”
Bireysel sulamaya yönelik hibe desteklerin üreticiler tarafından ilgi gördüğünü ifade eden Konya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çevik ise, “Kurulacak modern sistemle bitkinin ihtiyacı kadar su kullanılacağı gibi verim artacak, maliyet azalacaktır. özellikle îç Anadolu Bölgesi gibi tarımsal üretimi büyük ölçüde yağışlara bağlı olan bölgelerimiz de yeterli suyla yüksek verim almak adına modern sulama sistemleri hayati öneme sahiptir. Üreticilerimiz bu bilinçle arazilerinde modern sulama sistemlerine geçmektedir” dedi.
2 – 3 YILDA AMORTİ EDİYOR
Modern sulama sistemleri ilk yatırım maliyetleri yüksek olsa da kısa sürede kendini amorti ediyor. TZOB Genel Başkanı Bayraktar’a göre, damla sulama sistemlerinin, üretimi yapılacak ürüne göre değişmekle birlikte 1 ile 3 yıl arasında, toprak altı sulama sistemleri ise 4 ile 6 yıl arasında kendini amorti ediyor. TÜSKOOP-BIR Genel Başkanı Uysal sulama yatırımlarının arazi büyüklüğüne göre tesisin 4-5 yılda tesisin amorti edildiğini söyledi.
ZMO Başkanı Suiçmez de küçük ölçekli bireysel basınçlı sulama yatırımlarının, ilk yatırım maliyetleri yüksek olsa ve ürün desenine göre değişse de, kendini ortalama 2-3 yılda amorti edebildiğini kaydetti. Suiçmez, “Büyük ölçekli kamu sulama yatırımlarında amorti süresi konusunda kamu yönetimince gündeme getirilen 3-5 yıl gibi kısa süreli yıllar ise öngörülen ve de gerçekleşen ürün deseni ve diğer somut sorunlar nedeniyle tartışmaya açık. Şöyle ki, kamu sulamalarında sulama oranı yüzde 60-65 düzeyinde olup, yüzde 30-35 plan/proje hatası nedenli sulama kaybı, bakım-onarım sorunları dahil görmezden geliniyor” ifadelerini kullandı.
AŞIRISI DA SORUN
Eksik su kadar aşırı suyunda bir sorun olduğuna dikkat çekiliyor. Sulama ve de doğru sulamanın Türkiye’de yoğun olarak doğaya/yağışa bağlı üretimi yapılan buğday, arpa, bakliyat dahil ekili ve dikili bitkisel tüm ürünlerde tarımsal verimi mutlak şekilde olumlu etkilediğini kaydeden Suiçmez, “Teknik olarak, örneğin buğday, arpa dahil tahıl üretiminde yağmurlama yöntemi, şekerpancarı, dane mısır ve silajlık mısırda doğrusal hareketli sulama yöntemi, ayçiçeği, yonca, fiğ ve havuç üretiminde damla sulama yöntemi karlılığı arttırıyor.
Ülkemizde özellikle kuru/yağışa bağlı alanlarda yetiştirilen hububat ve bakliyatların sulu koşullarda yetiştirilmesi, ciddi verim artışları sağlanacak olsa da, arz açığı olan mısır, ayçiçeği, pamuk, şeker pancarı, soya gibi temel ürünlerle birlikte öngörülerek, ülkesel tarımsal üretim planlaması içinde değerlendirilmesi gerekir” dedi.
Ali Kopuz da doğru sulama konusunda üreticinin bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çekti. Az su isteyen bir yerin, ‘nasılsa bol su var” diye plansız sulanmasının verim artırmadığını dile getiren Kopuz, “Var olan kaynak boşa harcanıyor, hatta ürüne zarar veriyorsunuz. Bu konularda bilimden alman veriler ışığında verilecek eğitimlerin sürekli olması ve uygulandığının da sahada denetlenebilir olması gerekmektedir” diye konuştu.
150 PROJEDE ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
Şimdi de tarım işletmeciliği ve sulama hizmetleri açısından büyük önem taşıyan arazi toplulaştırma çalışmalarına bir göz atalım. Bugün Türkiye’de toplam 66 ilde 6 bin 292 yerleşim biriminde 413 projede, 8.25 milyon hektar alanda arazi toplulaştırma çalışmaları yapılıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre söz konusu çalışılan bu alanın 2020 sonu itibarıyla 263 projede 4.76 milyon hektarlık kısmında arazi toplulaştırma çalışmaları tamamlanmış bulunuyor. 3.49 milyon hektarlık alanı kapsayan. 150 projede ise çalışmalara devam ediliyor.
2021 Mayıs sonu itibarıyla 65 bin 486 hektar alanda daha toplulaştırma çalışmaları tamamlandı. Bu yıl Amasya, Denizli, Çanakkale, Sivas, Samsun ve Sinop illerinde ise 10 proje ile 167 bin hektar yeni toplulaştırma alanın ihaleleri yapılmış olup; çalışmalara Temmuz ayı sonu itibarıyla başlanılacak. Bakanlığın arazı toplulaştırma ve tarla ıçı hizmetlerinde 2023 hedefi, 8.5 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmalarının tamamlanması yönünde.
YERALTISUYU 18 MİLYAR METREKÜP
Bir diğer önemli konu yeraltı suları. DSÎ’den edinilen bilgiye göre yeraltı suyu hidrojeolojik etütleri sonucunda; yeraltı suyu emniyetli işletme rezervi yaklaşık 18 milyar metreküp olarak tespit edildi. Yapılan yeni etüt çalışmaları ile bu rezerv güncellendi. Yeraltı su rezervlerinin 17.03 milyar metreküpü tahsis edildi. Toplam tahsis edilen yeraltı suyu miktarının 11.38 milyar metreküpü (yüzde 67’si) sulama amaçlı kullanılıyor.
Yeraltı suyundan yapılan sulamaların yüzde 57’lik kısmı 337 bin 276 adet belgeli kuyu ile bireysel tarımsal sulamalarla gerçekleştiriliyor. Bu kuyularla yaklaşık 900 bin ha tarım arazisi sulanıyor. Sulama kooperatifleri toplam kuyu adedi 11 bin 890 düzeyinde ve 499 bin 515 ha alan sulanabiliyor. DSİ sulamaları kuyu adedi 2 bin 105 ve 85 bin 50 ha alan sulanıyor. Kamu sulamaları kuyu adedi ise 2 bin 122 olup, bu kuyular ile 93 bin 177 ha alanda sulama yapılıyor.
Son yıllarda şahıs kuyularına yapılan tahsisin arttığına dikkat çeken TÜSKOOP-BİR Genel Başkan Uysal, 11 bin 900 civarında kuyu ile sulama kooperatiflerinde 300 binin üzerinde ortağın 500 bin hektar alanda sulama yaparken, bunun yaklaşık 30 katı bireysel sulama belgeli kuyunun suladığı alanın iki katı alanı bile bulamadığını ifade etti.
Şahıs kuyularına yapılan tahsisin artırılması ve kaçak açılmış sondaj kuyularının ülkenin sigortası olan “emniyetli rezervlerin” tükenmesine sebep olabileceği uyarısında bulunan Uysal, sulama işletmeciliğinde suyun etkin ve verimli kullanılmasının yolunun sulama kooperatifleri olduğunu kaydetti. Uysal, “Yeraltı sularımızda kaçak kullanımın önüne geçilmesi, mevut tahsislerin en verimli şekilde kullanılması ve kaynak-kullanım miktarlarının ölçümünün yapılması konularında su yönetimine yardımcı olmaya talibiz” dedi.
Şemsi BAYRAKTAR / Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı
“Üretim maliyetlerinin azalmasına katkı sağlıyor”
Doğru sulama sistemi sudan, enerjiden ve işçilikten tasarruf etmenin yanı sıra gübreleme ve ilaçlama işlerinde de kolaylık sağlıyor. Topraktaki drenaj sorununun önüne geçildiği gibi toprakta yaşanacak tuzluluk, alkalilik ve çoraklaşma sorunları da önleniyor. Doğru sulama sisteminin seçimi, üretimde maliyetlerin azalmasına katkı sağlıyor. Kuraklığın tarımda neden olduğu olumsuzluklar ancak modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması ile önlenebilir. Basınçlı sulama sistemleri yüzde 60’lara varan oranda su tasarrufu sağlıyor. Ülkemizde kuru arazide buğday verimi dekara ortalama 240 kilogramken, suluda 500 kilograma yükseliyor. Örneğin kırmızı mercimekte 150 kilogram olan dekara verim 190 kilograma, nohutta 126 kilogramdan 210 kilograma çıkabiliyor.
Ali Halis UYSAL / Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği (TÜSKOOP-BİR) Genel Başkanı
“Su kullanım yasası çıkarılmalı”
Su yönetiminde köklü bir reforma ihtiyaç var. Her türlü kullanıma uygun bir su kullanım yasası çıkarılmalı. İklim değişikliğine uyumlu havza bazlı üretim modelinde, su havzaları ile tarım havzaları bütünleşik yapıda ele alınarak üretim deseni belirlenmeli. Yeraltı sulamaları ve pompaj sulamalarında enerji giderleri çiftçinin ödemekte zorlandığı en önemli giderlerinin başında. Yenilenebilir eneıji kaynaklarının kullanılması desteklenmeli, çiftçiye verilen enerji fiyatı düşürülmeli. GES tesislerinin yapılması konusunda kooperatif tüzel kişiliği yetkili kılınmalı.
Tarımda su tasarrufu için sulama altyapısı hızla değiştirilmeli. Yağmurlama, damla basınçlı borulu sistemlerini kurmak için ekonomik gücü olmayan kooperatiflerin ve çiftçilerin, bu sistemleri kullanılması için kamu destekleri sağlanmalı. Suyun buharlaşma ve sızma kayıplarını önlemek için su kaynağından tarlaya kadar basınçlı boru sulama sistem yatırımları gerçekleştirilmeli, desteklenmeli.
Baki Remzi SUİÇMEZ / TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı
“Doğru sulama ile üreticinin geliri artar”
Bitkinin ihtiyacı olan suyu doğru zamanda doğru miktarda uygun şekilde bitki kök bölgesine verince, üretim miktarı artar, verim kaybı azalır, işgücü maliyeti düşer, toprakta tuzluluk/ alkaliiik dahil sorunlar yaşanmaz, yem bitkileri ile hayvancılığı geliştirir, üretici geliri artar. Sulama yatırımlarının başarısı fiziksel altyapı kadar proje alanındaki toprak-su-insan ilişkilerinin doğru düzenlenmesine bağlı.
Ülkemizde su kaynaklarının yüzde 77’sinin tarımda kullanıldığına göre, sulamada yapılacak tasarrufun önemi ortaya çıkıyor. En etkin sulama yöntemleri, damla ve yağmurlama gibi basınçlı sulama yöntemleri. Seralarda uygulanan toprak altı damla sulama sistemleri de gelecek için önemli. Yağmurlama sistemi yüzde 35, damla sistemi yüzde 65 oranında su tasarrufu sağladığı için bu sistemler acilen yaygınlaştırılmalı.
Yıllık 3.3 milyar TL’lik tasarruf
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2020 sonu itibarıyla toplulaştırması tamamlanan 4.76 milyon hektardan elde edilen toplam kazanımlardan biri tarla sınırı, yol ve su arklarından doğan arazi kayıplarının azaltılması oldu. Bir diğeri parsele ulaşım ve parsel içi makine iş verimi artışı ile mazot tasarrufu sağlanmasıydı. Tohum, gübre, ilaç tasarruf karşılığı 3.3 milyar TL/yıl olarak gerçekleşti. Bir proje kendini yaklaşık dört yılda amorti ediyor. Arazi toplulaştırma çalışmaları tamamlanan 263 projenin toplam proje maliyeti 8 milyar 27 milyon TL oldu.
Hüseyin ÇEVİK / Konya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı
“Su tarımsal üretimin sigortası”
Dünyayı etkisi altına alan iklimsel kuraklık göz önüne alındığında bir damla dahi suyun zayi olmaması noktasında ortak akıl etrafında herkese görev düşüyor. Ülkemiz tarım arazilerinin yüzde 75’ini kaplayan hububat ürünleri (buğday, arpa, mısır, çeltik, yulaf, tritikale) ülkemizin bitkisel ve hayvansal üretiminin omurgasını oluşturuyor.
Ülkemiz hububat üretimi yüzde 22 civarında sulu tarımla, yüzde 78’lik kısmı tamamen iklim ve yağışlara bağlı olarak gerçekleşiyor. Konya Ovası’nda da tarım alanlarının yaklaşık yüzde 70’inde kuru tarım, yüzde 30’unda sulu tarım yapılıyor. Dolayısıyla su tarımsal üretimin sigortası konumunda. Tarımın iklim şartlarına bağımlılığı azaltılmalı. Sürdürülebilir bir tarım ve verimlilik için havzalar arasında su transferi de yapılmalı.
Kaçak kuyu ile mücadele
Yeraltı sularının aranması DSİ tarafından verilen arama belgesi ile yapılıyor. Yeraltı sularının kullanımı DSİ Kullanma Belgesinin alınmasıyla mümkün. Bu belgeye sahip olmayanların yeraltı sularını kullanmalarına izin verilmiyor. Sanayi amaçlı bütün kuyuların sayaç taktırması zorunlu olup, bu husus DSİ Bölge Müdürlüklerince takip ediliyor.
Konya Kapalı Havzasındaki yedi alt havza ile Meriç-Ergene Havzasındaki dört alt havzada tüm maksatlar için sayaç taktınlması zorunlu olup, bu husus DSİ Bölge Müdürlüklerince takip ediliyor. Belgesiz açılan veya kullanılan kuyuların tespiti halinde açan ve açtıranlara idari para cezası uygulanıp, kuyular kapattırılıyor. Yapılan analizlere ve arazi gözlemlerine göre, belgeli kuyu sayısının yüzde 25’i kadar kaçak kuyu olduğu varsayılıyor.
Yüzde 77’si sulamada tüketiliyor
Türkiye’nin yıllık kullanılabilir su potansiyeli 94 milyar metreküpü yerüstü, 18 milyar metreküpü yeraltı olmak üzere toplam 112 milyar metreküp. DSİ verilerine göre Türkiye’nin yıllık su tüketimi 57.73 milyar metreküp olup bunun yüzde 77’si sulama, yüzde 23’ü içme-kullanma suyu, sanayi suyu ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılıyor. Kullanılan 57.73 milyar metreküp suyun 40.73 milyar metreküpü (yüzde 71) yerüstü suyu, 17.03 milyar metreküpü (yüzde 29) yeraltı sularından karşılanıyor.
Suyun yüzde 77’sinin sulamada tüketilirken, 6.9 milyon hektar sulama alanının yüzde 70’inde vahşi sulama yapıldığına dikkat çeken Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Ali Halis Uysal, su ve toprak kaynaklarının korunması için vahşi sulamadan vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti. Uysal, “Mevcut yatırımların rehabilitasyonu için bütçeden yeterli kaynak ayrılarak, su kaynağından tarlaya kadar basınçlı boru sulama sistem yatırımları gerçekleştirilmeli. Suyun buharlaşma ve sızma kayıplarını önler. Tarla içinde yağmurlama ve damla sulama sistemleri kullanılmalı. Tarım topraklarının çoraklaşmasını, tuzlanmasını, toprak erozyonunu önler” dedi.
HÜLYA GENÇ SERTKAYA / PARA