Koronavirüs’ün Türkiye İhracatına Etkisi Ne Olur?
Koronavirüs (Kovid-19) Salgını
DÜNYA koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle zor günler geçiriyor. İlk kez üç ay önce Çin’de görülen virüs ile henüz baş edilebilmiş değil. Dünyada 100 binden fazla vaka görülürken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’de de iki vakanın görüldüğünü resmen açıkladı. Alınan önlemlerle virüsün Türkiye’de salgın haline gelmesi şu ana kadar önlenirken, günden güne alınan tedbirler de artırılıyor. Bu çerçevede ilk, orta ve lise seviyesindeki eğitim kurumlan 16 Mart haftasında tatil ilan edildi. Üniversitelerin tatili ise uzatıldı.
Dünyayı beklenmedik bir anda saran koronavirüs, dünya ticaret dengelerini de alt üst etti. Dünyanın en büyük ihracatçısı olan Çin’in üretim kaybı devam ediyor. Çin’in üretimi yüzde 60’lara kadar düşmüş durumda. Çin’in ekonomik gücünün kısıtlanması, kısa vadede de olsa dünya ticaretinde dengeleri değiştiriyor. Tekstilden hazır giyime, kimyadan mobilyaya birçok sektörde Çin’in kan kaybına uğraması, Türkiye’yi alternatif tedarikçi haline getirdi. Özellikle ihracata çalışan şirketlere yüzde 25-30 oranında ekstra talep geldi.
Böylesi bir dönemde bu gelişmeleri değerlendiren bir haber yapmamak olmazdı. Kaçınılmaz bir gerçek olarak dünyanın birinci gündem maddesi haline gelen salgın olgusunun, ülkemiz ekonomisi için ne tür getirileri ve götürülerinin olacağını masaya yatırmak istedik. Sektör temsilcilerini, üreticileri, ihracatçıları dinleyerek, koronavirüs salgınının farklı sektörleri nasıl etkilediğini mercek altına aldık.
TÜRKİYE, ÖNE ÇIKACAK
Yapılan araştırmalar koronavirüs nedeniyle ortaya çıkan durumun başta Türkiye olmak üzere bazı gelişmekte olan ülkeler için yeni fırsatlar oluşturabileceğini ortaya koyuyor. Örneğin, ünlü yatırımcı Mark Mobius, risk iştahının azaldığı bugünlerde yatırım yapılabilecek üç hedef nokta belirtti? “Türkiye, Hindistan ve altın”.
Virüsün Çin ekonomisinde yaratacağı daralmanın dünyaya etkisini araştıran ING Bank’ın araştırmasında da çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Araştırmaya göre, Çin ekonomisindeki yüzde 1’lik daralmadan olumlu etkilenecek tek ülke Türkiye olacak. Çin’deki yüzde 1 daralma Türkiye’de yüzde 0.1 büyümeye neden olacak. Çin ekonomisinde virüs nedeniyle yüzde 1’lik bir daralma olması halinde ticaret bağlantılarının en yüksek olduğu Asya Pasifik bölgesi en çok etkilenecek yerler arasında. Çin’in dünyada en büyük ihracatçı konumunda olduğu bazı alanlarda ise Türkiye’nin öne çıkabileceği belirtiliyor. Özellikle tekstil, mobilya, demir-çelik ve meyve-sebze sektörlerinde talebin Türkiye’ye kayabileceği vurgulanıyor. Koronavirüs sonrası Çin’den sebze ve meyve aliminı azaltan Rusya, yeni rotasını Türkiye ve Fas’a çevirirken, mobilya sektörü ek siparişlerin katkısının 1 milyar dolar olacağını tahmin ediyor. Tekstilde de yüzde 1’lik sipariş artışının 1.5 milyar dolar katkı sağlayabileceği belirtiliyor.
MASKE TALEBİ PATLADI
Koronavirüsün görüldüğü ilk günlerden itibaren Türkiye’ye özellikle büyük miktarlarda maske siparişi gelmişti. Türkiye’de yıllık 150 milyon adet medikal maske üretilirken, virüsün görüldüğü ilk iki haftada Türkiye’deki irili ufaklı üreticilere yıllık üretimlerinin tamamı kadar talep gelmişti, Yalnızca Çinli üreticiler değil, Lübnan’dan Ukrayna’ya kadar dünyanın birçok ülkesinden Türkiye’deki medikalcilere maske talebi yağdı. Çin’den gelen milyonlarca adetlik talebi karşılamak isteyen ithalatçı ve ihracatçılar halen birbirleriyle yarışırken, Türkiye’deki stoklar çoktan tükenmiş durumda. Üretici firmalar halen 24 saat aralıksız çalışarak yurtiçi ve dışından gelen maske talebini karşılamak için uğraşıyor. Yurtiçinde sıkıntı olmaması için tıbbi ürünlerde ihracat, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) iznine bağlandı.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın verdiği bilgiye göre, geçen yılın ilk üç ayında Türkiye 4 milyon dolarlık maske ihracatı yaparken, bu yılın ilk üç ayında bu rakamın 40 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Maske gibi koruyucu ürünlere olan talep nedeniyle fiyatlar fahiş bir şekilde arttı. Bakan Pekcan, “Ticaret Bakanlığı olarak 2 bin 193 firmanın 2 bin 641 ürününü denetledik. ilk aşamada dokuz firmaydı ancak şimdi 2 bin 180’ini soruşturma kapsamına aldık. Halkın makul fiyatlarla maskeye ulaşılmasını sağlayacağız. Gıda ürünlerinde de fahiş fiyatların başladığını görüyoruz. Panik yapacak bir durum yok. Yeterli ürün stoku var. Fırsatçılara göz açtırmayacağız” diyor.
SATIŞLAR 2-3 KAT ARTTI
Koronavirüs öncelikli olarak hijyen ile ilgili alanlarda büyük bir talep patlamasına neden oldu. Her türlü sabun, dezenfektan, anti-bakteriyel ürün ve kolonyaların satışları ikiye, hatta üçe katlanmış durumda. Uzmanların günde 4-5 kez, en az 20 saniye elleri yıkama önerisi tüketicilere de karşılık bulduğu için üretici, ihracatçı ve ithalatçıların işleri yoğunlaştı.
Dalan Kimya Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Aysu Dalan Benlioğlu, hem iç hem dış piyasada ilk iki ayda gelen siparişlerin yüzde 20-25 oranında arttığını belirtiyor. Benlioğlu. “Her türlü hijyen ürüne ilgi var. Virüs söz konusu olduğu için özellikle anti-bakteriyel ürünlere talep arttı. Buna karşın normal sabuna da ilgi olduğunu görüyoruz” diyor. Halen dünyanın 120 ülkesine satış yaptıklarını vurgulayan Benlioğlu, “Daha önce mal sattığımız ülkeler ürün istiyor. Miktarlarda artış var. Çin’den bize bir sipariş kayması yok. Genel olarak tüm dünyada hijyen ürünlere talep var. Herkes günde 3-5 kere ellerini ovalayarak yıkaması gerektiğini biliyor” diye konuşuyor.
KOLONYA İMDADA YETİŞTİ
Eyüp Sabri Tuncer Kozmetik Sanayi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Tuncer, başta kolonya olmak üzere yüksek alkol içeren dezenfektan ürünlerine yoğun bir talep olduğunu belirterek sözlerine başlıyor. Kolonyanın yanı sıra el temizleme jeli, hastane dezenfektanları gibi ürünler ürettiklerini söyleyen Tuncer, üretim kapasitelerinin iki katı bir taleple karşı karşıya olduklarını vurguluyor. “Normal sezon akışımızın yüzde 50 daha fazla kolonya satışı yapıyoruz” diyen Tuncer değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor:
“Alkol içerikli ürünlere bir talep oluştu. Kolonya yüzde 60’ın üzerinde alkol içeriği nedeniyle dezenfektan etkisine sahip. Bu nedenle hem yurtiçi hem de yurtdışından talep görüyor. Ancak dünya piyasalarında alkol arzında sorun var. Kolonyada kullanılanın tarımsal içerikli alkol olması nedeniyle alkolün litresinde yüzde 80’e varan fiyat artışlarıyla karşılaşıyoruz.
Biz yurtiçindc Konya Şeker’den, yurtdışmda Pakistan, Brezilya, Rusya ve bazı Balkan ülkelerinden ihtiyacımızı karşılıyoruz. Bu süreci öngördüğümüz için sürece stokla girdik ama yine de bizden istenen ürün taleplerini tam olarak karşılayamıyoruz. 2009-2010 yıllarında domuz gribi nedeniyle yaşadığımız tecrübeler var. Koronavirüs bugün bitse bile yükselen fiyatların önümüzdeki altı ayda hemen düşmeyeceği konusunda piyasada bir öngörü var.”
“KORUYUCU ÜRÜN ALIYORUZ”
Avrupa’da etkisini göstermeye devam eden koronavirüs nedeniyle alınan karantina kararları paralelinde insanların evlerinden çıkmadığı ya da çıkmak istemediği, birçok lokasyonda perakende sektörünün durma noktasına geldiği görülüyor. Bu yüzden birçok ülkede online alışverişte daha önce hiç karşılaşılmayan bir büyüme yaşanmakta. Bu artışın virüsü tehdidi sürdükçe devam edeceği öngörülüyor. Uzmanlar, tüm dünyada büyüyen e-ticaret pazarının, salgının tetiklemesi ile birlikte birkaç yıllık büyüme oranlarına çok daha kısa sürede ulaşabileceği öngörülüyor. Türkiye’de e-ticarette olağanüstü bir değişim yok ama temizlik ve hijyen ürünlerinde yüzde 300’e varan talep artışları yaşanıyor.
Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETÎD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ekmekçi, “Vakaların görüldüğü ülkelere kıyasla ülkemizde günlük alışveriş davranışlarında çok ciddi bir değisiklik görülmüyor. Buna karşın temizlik ve hijyen ürünlerinin, medikal korunma sağlayan ürün gruplarının satışında ortalama yüzde 300’e varan oranlarda bir artış var” diyor.
ÇİN OUT, TÜRKİYE İN
Koronavirüs nedeniyle küresel olarak etkilenen sektörlerin başında hazır giyim ve konfeksiyon geliyor. Dünyanın en büyük hazır giyim üreticilerinden Çin’de üretimin yavaşlaması Türkiye gibi üretici konumda bulunan, hızlı üretim yapabilen ülkelere ilgiyi artırdı. Çin’den tedarik eden Avrupalı firmalar yönlerini tekrar Türkiye’ye döndü. Bu ihracat rakamlarına da yansıdı. Hazır giyim ihracatı bu yılın ilk iki ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.7 artarak 3 milyar 17 milyon dolar olurken, Şubat ayı ihracatı ise yüzde 7.8 artarak 1 milyar 523 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ocak-Şubat döneminde halı ihracatındaki yüzde 13.7’lik ihracat artışı da dikkat çekici.
Ucuz iş gücü, yüksek miktarlı üretimi ve hammadde piyasasındaki hakimiyeti ile hem dünya hem de Türkiye’de tekstil ve hazır giyim sektörünün en önemli oyuncusu konumunda olan Çin, özellikle “basic” olarak tabir edilen elbise, tişört gibi ürün gruplarında global perakende devlerinin ilk tercihiydi. Çin’e seyahat engeli ve gümrüklerdeki sıkıntılar büyük alım gruplarının rotasını Türkiye’ye çevirmesinde etkili oldu. 2019 yılını 0.4’lük sembolik bir büyümeyle 17.7 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşarak kapatan hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, global üretim kanallarını elinde bulunduran Çin’in boşluğunu doldurmaya talip. Hatta Şubat ayında piyasadan çok güzel haberler de geliyordu. Çin’deki sıkıntılar nedeniyle Türkiye’nin de aralarında olduğu alternatif pazarlara yönelen H&M, Inditex ve İngiliz Arcadia gibi global perakende şirketleri, Türkiye’den fiyat almaya başlamışlar hatta ön siparişlerini vermişlerdi. Ancak virüsün İtalya’ya yayılması, Fransa, İspanya gibi ülkelerde de paniğe neden oldu. Bir miktar sipariş hayata geçse de büyük grupların bazıları alım kararlarını realize etmediler.
“GÜN GÜN PLANLAR DEĞİŞİYOR”
TOBB Konfeksiyon ve Hazır Giyim Sanayii Meclis Başkanı Şeref Fayat, “Piyasalarda tam bir şaşkınlık var. İnsanlar seyahat etmiyor. Katılımcı olduğumuz Hollanda fuarı geçen hafta iptal edildi. Virüsün Avrupa’ya hızlı bir şekilde yayılması planlarımızı sekteye uğrattı. Büyük alıcıların da siparişlerinde yavaşlama oldu” diye konuşuyor. 10 gün öncesine göre bile işlerin değiştiğini belirten Fayat, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Indıtex’in mağazalarında yüzde 20 oranında işlerin düştüğü söyleniyor. Markalar artık daha temkinli. Siparişlerin negatife dönmesi söz konusu. İtalya’da şirketimin önemli bir müşterisi var. Milano’nun kuzeyi karantina altına alınmadan önce bile oradaki mağazaya giren insan sayısında yüzde 60 azalma olduğu söylenmişti. Şimdi yüzde 10 mağaza girişi oluyorsa iyidir. İtalya’da virüsün yayılması, Ispanya ve Fransa’da da paniğe neden oldu. Umarım kriz derinleşmez. Şimdilik tekstil hammaddelerinde sıkıntı yok ama bu salgın 4-5 hafta daha uzarsa, POY : gibi hammaddelerde de sıkıntılar baş gösterebilir.”
“TÜKETİM İÇİN MORAL GEREKLİ”
Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Gıyasettin Eyyüpkoca, ilk başlarda Türkiye’ye büyük siparişlerin kayacağını düşündüklerini ancak gelinen noktada çok iyimser olmadıklarım belirtiyor. “Herkes paranoyak oldu, şehirden şehre bile gitmiyor. Böyle bir ortamda ticaret nasıl olacak?” diyen Eyyüpkoca, yaşanan panik havasının ticareti olumsuz etkilediğini vurguluyor. Günde 3-4 defa ellerimizi dezenfekte edip hayatımıza devam etmemiz gerektiğini düşünen Eyyübkoca, “Henüz bize yansıyan bir sipariş yok. Hatta olumsuz etkilendik diyebilirim. Doğu Bloku ülkeleri, Ortadoğu, Orta Asya, Balkanlar ve Doğu Avrupa’dan müşterilerimiz var. Ancak tüketmek için insanların moralinin düzgün olması lazım. Böyle giderse ara malı sıkıntısı bile yaşanabilir” diye görüşlerini özetliyor.
GELİNLİKÇİLER ÜMİTLİ
Çinli üreticilerin koronavirüs nedeniyle devre dışı kalması Türk gelinlik üreticilerinin siparişlerini artırdı. Son haftalarda siparişleri yetiştirmekte zorlanan gelinlikçiler ABD ve Avrupa’dan gelen taleple yoğun günler yaşıyor. Avrupa’ya salgının yayılmasıyla bu bölgedeki düğünler iptal edildiği için gelen siparişlerin hızı biraz kesildi ama Amerika’dan gelen siparişler hız kesmiş değil.
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Moda Tekstil Konfeksiyoncular Sitesi Başkanı Abdullah Salkım, Türkiye’nin 40 ülkeye yılda 250 milyon dolarlık gelinlik ihracatı yaptığını belirtiyor. Bu ihracatın 150 milyon dolarının İzmir’deki 500 üretici tarafından yapıldığının altını çizen Salkım, en büyük pazarları olan Avrupa’da yayılan salgın nedeniyle endişeli:
“En büyük pazarımız İtalya’da insanlar sokağa çıkmıyor, alışveriş yapmıyor. Avrupa’da da düğünlerin ertelendiğini duyuyoruz. Bu sıkıntıdan tüm dünya markaları etkileniyor.
Mal dikmemizde ve satmamızda bir sıkıntı yok ama üretim yaptığımız markaların satışlarında ciddi düşüş var. Bu durum sürdürülebilir değil. Umuyoruz bu hastalık bir an önce etkisini yitirir. Sektör hammadde sıkıntısı çekmeye başladı. Aksesuar, güpür, boncuk gibi ürünlerin yüzde 80’i Çin’de üretiliyor. Şu anda oradan ürün gelmiyor. Bir yandan talep var diye seviniyoruz ama bir yandan da hammadde temininde sıkıntı yaşıyoruz.”
“MODANIN GÜVENLİ LİMANIYIZ”
Dünyaca ünlü Türk modacı Barış Avcı, koronavirüs sonrası Türkiye’ye Ortadoğu, Avrupa ve ABD’den birçok yeni sipariş gelmeye başladığını belirterek sözlerine başlıyor. Gelinlik, gece kıyafeti, abiye gibi haute couture kıyafetlerini Çin’de diktiren birçok önemli markanın artık özel tasarımlarını Türkiye’de yaptırmaya başladıklarını açıklayan Avcı, “Özellikle koronavirüs sonrasında Çin’de koleksiyonlarını üreten firmalar şu anda virüs kaynaklı ciddi bir tedirginlik içinde. Bu yüzden onlar için güvenli liman olan Türkiye’ye yöneldiler.
Bunun yanında kendisini dünyaya ispatlamış birçok Türk modacı ve tekstil tasarımcısından özel ve hazır koleksiyon talepleri var. Yılın ikinci yarısıyla özellikle ihracat anlamında gerçekten ciddi sıçramalar gerçekleştireceğimizi düşünüyorum. Dünyanın en kaliteli tekstil üreticileri arasında bulunan Türkiye, özellikle kişiye özel dikilen kıyafetler konusunda önemli bir kazanım sağlayabilir.”
“PAZARI KAZANMAK DAHA ÖNEMLİ”
Oto koltuk kılıfı başta olmak üzere çeşitli teknik kumaşların üretimini yapan Diriliş Otomotiv Tekstil de Çin yerine farklı ticaret partneri arayan firmaların son dönemde tercihi oldu. Bugüne kadar 38 ülkeye ihracat yapan şirket, Fransa ve Rusya’nın da aralarında bulunduğu birçok ülkeden talep aldı. Diriliş Otomotiv Tekstil Ltd. Şti. Genel Müdürü Mehmet Gültekin, yanmaz oto koltuk kılıfı başta olmak üzere teknik kumaş üretimi gerçekleştirdiklerini belirtiyor. Salgının üzerinden bir hafta geçmeden dünyanın farklı ülkelerinden talep içerikli mailler ve mesajların kendilerine gelmeye başladığını söyleyen Gültekin şu bilgileri veriyor:
“Daha önce Çin ile çalışanlar bu ülkeden mal alamadıklarını söyleyerek bizimle irtibata geçtiler. Ürün verdiğimiz ülkelerden mevcut müşterilerimiz dışında yeni firmalardan da talepler geldi. Çin’den 45 günde ürün temin edebilen Avrupalılar, bizden 10 günde ürün alabiliyor. Salgın bizim için para kazanmaktan ziyade pazarı yakalama fırsatı oldu. Yeni müşteriler ürünlerimizi tanıyacak ve kalitemizi görecek, ürünlerimizi test edecek. Planlarımızı uzun vadede kazanım elde etmek için yapmalıyız; kısa vadeli bakmamalıyız. Şirketimizde 80 kişi istihdam ediyoruz. Kovid-19 salgınından sonra siparişlere yetişemiyoruz. Bu nedenle istihdamda yüzde 20’lik bir artış yapmayı düşünüyoruz.”
“MART DA İYİ GEÇER”
îç piyasada yaşanan sıkıntılara rağmen 2019’u bir önceki yıla göre yüzde 4.6’lık ihracat artışıyla kapatan ve 932 milyon dolar ihracat gerçekleştiren ayakkabı sektörü, yılın ilk iki ayındaki performansına da güvenerek önüne yüzde 25’lik ihracat artış hedefi koydu. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri ihracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak, şu ana kadar talepleri dikkate aldığımızda ayakkabı sektörünün yılın ilk üç ayını tam kapasite çalışarak geçireceğini söylüyor. Kısa vadeli eksiklerin temini için Türkiye’ye talep olduğunu vurgulayan Şenocak, şöyle konuşuyor:
“Çin, ayakkabı ve saraciyede en büyük üretici. Oradaki fabrikaların kapalı ol-^ ması nedeniyle Avrupalı ve Amerikalı firmalar bize yöneldi. Orta vadede bunun > etkisini daha çok göreceğiz. Milano Fuan’nda daha önce randevu alamadığımız firmalarla görüştük. Bunlarla diyaloglar kurulmaya başlandı. Çinliler fiyat odaklı ve büyük oranda üretim yapıyorlar. Spor ayakkabı, normal ayakkabı, terlik ve fiyat odaklı ürünlere talep var. İstanbul Sultanbeyli, Konya, İzmir, Gaziantep’te önemli bir üretim gücümüz var. ilk iki ayda rekorlar kırarak gittik. Mart ayında da işler iyi gider. Rusya’dan da bize dönüş var.”
Saraciye ürünlerine de ciddi talep olduğunu söyleyen Şenocak, Avrupa’ya virüsün yayılmasının ise talebi olumsuz etkilediğini vurguluyor. Geçen hafta itibariyle gelinen son durumu Şenocak şu şekilde özetliyor: “İtalya ve Fransa’da sıkıntı oldu. İnsanlar sokağa çıkmayınca deneme siparişi veren bazı firmalar “Üretmediyseniz, biraz bekletelim” demeye başladılar. Bu da bizi endişelendirdi. 1 Nisan’da AYMOB Fuarı’mız var. Bakanlık’ın teşvikiyle alım heyetleri getiriyoruz. Olaylar çok hızlı değişiyor. Umarım olumsuz bir durumla karşılaşmayız.”
Şenocak, önümüzdeki dönemde Türkiye’ye yeni ayakkabı yatırımlarının kayabileceğini de düşünüyor. Uzakdoğu’da artan maliyetler nedeniyle Türkiye’de ayakkabıda büyük montanlı üretimin henüz zor olduğunu ifade ediyor ve bu yüzden KOBl’lerin bir araya gelerek talebi karşılayabileceğini söylüyor.
PROMOSYONCULAR ROTAYI ÇEVİRDİ
Çin, promosyon ürünlerinde de tartışmasız üretim üssüydü. Virüs nedeniyle Çin’de yaşanan sıkıntılar ithalatçıları rahatsız etti. Çin’e olan siparişlerini durduran ithalatçılar Türkiye’nin de aralarında olduğu alternatif pazarlara yöneldiler.
Promosyon Ürünleri imalatçıları ve Satıcıları Derneği (PromoTürk) Başkanı Abdullah Gürz, “Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri promosyon ürünü temin etme noktasında şu anda deli gibi arayış içerisinde. Çin’deki koronavirüs nedeniyle oradan vazgeçip Türkiye’den ürün almak isteyenlerden siparişler gelmeye başladı. Burada başı tekstil ürünleri çekerken, sektörümüzün elektronik ve matbaa gibi diğer tüm alt kollarında siparişler arttı” diye konuşuyor. Promosyon sektörünün geçen yıl 40 milyar TL’lik dış satış hacmine ulaştığının bilgisini veren Gürz, “Sektörümüz her yıl ortalama yüzde 5-10 aralığında büyüyor. Yani bu yıl normalde 45 milyar TL’lik ihracat bekliyorduk. Ancak Çin’den Türkiye’ye kayacak siparişlerle 2020’de ihracatın en az yüzde 50 artmasını ve 60 milyar TL’ye ulaşmasını bekliyoruz. Yani ek 15 milyar TL’lik dış satış gerçekleştirebiliriz” şeklinde konuşuyor.
“OYUNCAKÇILAR UMUTLU”
Çin, birçok üründe olduğu gibi oyuncakta da dünyanın üretim üssü. Yedek parça ve hammadde açısından da önemli gücü olan Çin’de virüs nedeniyle yaşanan sıkıntılar, alıcıları alternatif pazarlara yöneltiyor. Bu noktada da Türkiye öne çıkıyor. 2019’da yüzde 20 büyüyerek raf fiyatlarıyla 3.2 milyar TL’lik bir iş hacmine ulaştığı tahmin edilen Türk oyuncak sektörünün ihracatı ise 45 milyon dolar civarında. Yeni dönemde hem iç hem de dış talebi karşılamak için hazır olan Türk oyuncak sektörüne ilgi, 19-22 Mart 2020 tarihleri arasında yapılacak 3. Uluslararası İstanbul Oyuncak Fuarı’na da yansıdı. Koronavirüs nedeniyle bu fuarda ertelendi.Geçen yıla göre katılımcı sayısı Im, iki katma çıkması beklenen fuara, 90’a yakın yerli ve yabancı firma ve 156 markanm katılması beklenen Fuarın katılımcı sayısının her geçen gün arttığını söyleyen OYDER Başkanı Esin Yürür, “Geçen yıl fuarımıza yerli ve yabancı 3 bin 173 yabancı ziyaretçi gelmişti. Bu yıl 5 bini geçmeyi bekliyorduk. Bunun da en az bininin yabancı ziyaretçi olmasını hedefliyorduk. Koronavirüs yerli üreticilerimiz için bir fırsat oluşturabilir. Yakın pazarlar Çin yerine Türkiye’den daha çok tedarik yoluna gidebilir” diyor.
MOBİLYACILARIN GOZU TÜRKİYE’DE
Mobilya sektöründe de tartışmasız bir güç olan Çin’de koronavirüs nedeniyle yaşanan sıkıntılar, Türkiye’yi mobilyada da bir alternatif haline getirdi. Çin’deki büyük bir mobilya fuarının iptal olması, İtalya’daki fuarın da haziran ayma ertelenmesi, mobilya alım heyetlerinin rotasını Türkiye’ye çevirmelerine neden oldu. Bu yıl 4.5 milyar dolarlık ihracat hedefi belirleyen sektöre, şimdiye kadar satış yapamadığı pazarlardan teklifler gelmeye başladı.
Weltew Home Yurtiçi Satış Müdürü Akın Can, bu yıl 4-8 Mart arasında 31’incisi düzenlenen İzmir Modeka Fuarı’na 33 ülkeden alım heyeti geldiğini, bunun da sektöre olan ilgiyi gösterdiğini söylüyor. Yılsonuna kadar yurt dışında 35 mağazaya ve 24 milyon dolarlık ihracata ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Can, “Dünya mobilya pazarının ağırlıklı bir kısmına hakim olan Çin’in bu yıl pazarda durağan olacağını hatta gerileme evresine gireceğini düşünüyoruz. Koronavirüsün etkisiyle birlikte mobilya almalarında Çin’e karşı oluşan güvensizlik ile Türkiye çok önemli bir pazar haline geldi. Özellikle dünyanın en büyük mobilya fuarının da iptal edilmesi ve İtalya’daki mobilya fuarının da Haziran ayma ertelenmesi ile İzmir Mo-deko Fuarı şu an dünyanın en önemli fuarlarından biri haline geldi” diye konuşuyor.
Müjdat KEÇECİ / Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
“Salgının yayılması sıkıntıları artırdı”
Gerek aylık gerekse yıllık sanayi üretiminde artışlar var. Bu artış, sanayi kapasite kullanım oranlarında da görülüyor. Üretimdeki artışın ihracata dayalı olduğu ortada. Ocak ve şubat aylarında Çin’den ikmalini yapan Avrupa piyasasının Türkiye’ye yöneldiğini ve büyük miktarda sipariş talepleri geldiğini üyelerimizden öğrendik. Bunun yanı sıra Çin’den de hiç beklemediğimiz milyonlarca adet tekstil ve hazır giyim siparişi geldi. Çinliler kendi ihtiyaçlarını bile bizden talep etmek istediler. Salgın bu oranda yayılmasaydı, önümüzdeki aylarda kapasite kullanım oranlarında ve ihracat kapasitelerimizde önemli artışlar bekliyorduk. Bu istihdama da olumlu yansırdı. Ancak koronavirüsün kapsamını genişletmesi nedeniyle zorluklar başladı. İran ve Irak hudutları kapandı. O bölgeden ara mal getirenler sıkıntı yaşıyor. Boya kimyasallan, metal hammaddelerinde sıkıntı var. Özbekistan ve Kazakistan’dan gelen kamyonlar, İran ve Irak’ta kaldılar. Salgının İtalya’da bu kadar etkin olacağını düşünmezdik. İtalya’ya olan satışlarda öteleme ve ertelemeler gelmeye başladı.
Adil PELİSTER / İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı
“Talep de var riskler de”
Önceki hafta yapılan bir düzenleme ile koruyucu maske, sıvı geçirmez önlük, tıbbi gözlük ve eldiven ihracatı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK] özel iznine bağlı tutuldu. Öte yandan dezenfektanları da kapsayan biyosidal ürünlerin [Tip 1 ve tip 19] iş ve işlemlerine yönelik görev ve sorumluluklar TİTCK tarafından yürütülüyor.
Söz konusu ürünlerin, halk sağlığı açısından iç piyasada da oluşabilecek olası ihtiyaçları gözetmek kaydıyla, izin süreçlerinin aksamaması önem teşkil ediyor. Bununla birlikte medikal sektöründe bazı uluslararası firmaların Çin’deki fabrikaları yerine, ülkemizde fabrika kurmayı düşündüklerini biliyoruz. Önümüzdeki dönemde temizlik ürünleri sektöründe ihracat artışı olacağını öngörüyoruz. Ayrıca plastik mutfak eşyalarında ve ambalajda yüzde 100 civarında artış bekleniyor, ancak aşırı talep artışına karşın kapasitemizin yeterli olamayacağını öngörüyoruz. Medikal, ilaç, kozmetik, kauçuk, plastik, ambalaj, boya gibi kimya alt sektörlerimizde Çin’den tedarik noktasında sıkıntı olması, buradaki üretim ve ihracatı da olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla bu yönüyle Çin’den ithalatımızın kısıtlanması sonucu hemen bütün endüstriyel sektörlerimizde zincirleme tıkanma yaşanması riski ile karşı karşıya kalabiliriz. Çin’deki ticari faaliyetler eski düzenine dönene kadar hammadde fiyatlarında talep ve arz dengesinden kaynaklanan belirsizlikten ötürü dalgalanmalar olabilir.
Sevda ARIKAN / Uzay Kimya Yönetim Kurulu Başkanı
“Temizlik ürünlerine talep büyük”
Ürettiğimiz temizlik ürünlerine ve sıvı el sabunlarına talep artışı var. İnsanlar el yıkamakla kalmayıp, köşe bucak temizlik de yapıyor. Biz organik ve doğal ürünler üretiyoruz. Bunlar da sık el yıkamada elleri kurutmadığı için tercih ediliyor. Hem iç, hem dış piyasadan gelen taleplere cevap veriyoruz. İç piyasada dezenfektan ve anti-bakteriyel ürünlere talep daha yoğun. Ancak bunları tıp uzmanları çok önermiyor. Biz geçtiğimiz yıllarda anti-bakteriyel ürünler üretiyorduk ama artık üretmiyoruz. Son zamanlarda birçok firmanın anti-bakteriyel ürün ürettiğini biliyorum. Geçtiğimiz yıllarda da yaşanan virüs olaylarında da böyle olmuştu. Çok yüksek hammadde fiyatlarıyla üretim yapılıyor. Ancak geçmişte olduğu gibi bu ürünler stoklarda ve raflarda kalabilir. Geçmişte birçok üreticinin elinde patlamıştı.
Nisanda güneşin etkisini artırmasıyla virüsün etkisini yitirmesi bekleniyor. Bu nedenle biz 2-3 aylık bir dönem için yeniden yatırıma girmeyi doğru bulmadık; zaten sürdürebilir değil. Öte yandan, Çin’deki üretim sıkıntısı nedeniyle tedarik zincirinde sorunlar var. Plastik pompalar, trigerler gelmiyor. Avrupa’dan aldığımız bu malzemeler de iki katı fiyata çıkıyor. Atık kağıt üretiminde de Çin’den sıkıntı var. Kağıt ve kartonda yüzde 15’e varan fiyat artışlarına tanık oluyoruz. Umarız bu salgın biter de dünya ticareti normal seyrine kavuşur.
Kutlu KARAVELİOGLU / Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı
“Avrupa’ya daha fazla makine sattık”
Makine sektörü şubat ayında 1.5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Yılın ilk iki ayında toplam ihracatı 2.9 milyar dolar olan sektörümüz, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.2 artış sağladı. Türkiye’nin yılın ilk iki ayında en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler Almanya, ABD, İtalya, İngiltere ve Fransa oldu. Sektörümüzün Rusya’ya ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre değer bazında yüzde 36 arttı. Koronavirüsün tüm dünyayı etkisi altına aldığı iki ayda Almanya, ABD, İtalya ve Fransa gibi ülkeler bizden daha fazla makine satın aldı. Rusya’ya satılan makine miktarındaki artış yüzde 45’e yaklaştı. Bu artışın giderek yükselmesi muhtemel. Yaşanan sürecin yurtiçindeki yabancı yatırımlara etkisini dikkatle izlemeliyiz. Ticaret savaşları başlamadan önce küresel makine imalatının yüzde 51’i Asya’da yapılıyordu. Uzakdoğu’da imal ettirdikleri makineleri dünyaya pazarlayan sayısız küresel marka, yatırımlarını buraya kaydırırken, bile bile bir risk alıyordu.
Covid-19 salgını, imalat zincirlerinin rotasını değiştirme planlarını hızlandıracak bir unsur haline geldi. Uzakdoğu’da üretilen mamullere, yarı mamul, komponent ve hammaddelere erişimin virüs nedeniyle ancak yüzde 50 kapasiteyle sağlanabiliyor. Üretim merkezlerinde coğrafya değişikliği sağlayacak orta vadeli geçiş süreci Türkiye’deki imalatçıları da etkileyecek.
Seri üretim yapan büyük işletmelerimiz alternatif zincirler kurana kadar zorlanacaktır. Yan sanayimiz ile özel maksatlı ve ileri teknolojili makineler üreten imalatçılarımız ise kapasitelerini ve dünya ticaretinden aldıkları payı artıracaktır.
Gelen bazı iş teklifleri
ÇİN HALK CUMHURİYETİ
Talep eden: Çin’in Guangdong Eyaleti Ticaret Departmanından tüm başkonsolosluklara iletilen nota kapsamında, “koruyucu maske, ameliyat maskesi ve koruyucu gözlük [goggles)” sağlayabilecek firmalara ulaşılması hususunda yardım isteniyor.
Alınacak ürün: EN 14126-2003 standartlarında enfeksiyon önleyici önlük, BS EN 13795-1:2019, BS EN 166:2002, ASTM F1670 standartlarında tıbbi maske.
İlgili kişi: Lawrence Zhou
e-mail: lawrencejackzhou@l63.com, 1960216782@qq.com
VİETNAM
Talep eden: Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti Ticaret Müşavirliği, Vietnam Hükümeti’nin koronavirüsün önlenmesi amacıyla kullanılan tıbbi malzemelerin üretimi için her türlü ürün ve malzemeyi talep ediyor. Vietnam Noi Bai Havaalanı’na hızlıca sevkiyat yapılması gerekiyor. Talep edilen ürün: Yüz maskesi üretimi için kullanılan dokunmamış kumaş ve aktif karbon.
İlgili kurum: Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti’nin Ticaret Müşavirliği Telefon: [0212) 267 36 68 e-mail: cuonglp@moit.gov. vn; lpcuong@gmail.com
HONG KONG
Talep eden: Hong Kong merkezli alıcı, HKG Marketleri için dezenfektanlar alacak. Talep edilen ürün: 1 litrelik paketlerde alkol jeli, cilt temizlemede kullanılacak 70 derece alkollü, sürtünme bileşiği malzemeleri.
İlgili kişi: Tradesources Ltd. adına Simon Jenkins
Telefon: +852- 2333 9656 e-mail: contactus@ tradesourcesgroup.com
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
Talep eden: Birleşmiş Milletler’in UNDP kurumu medikal koruyucu ekipman talep ediyor.
İlgili kişiler: Sahba Sobhani UNDP IICPSD, Gülçin Salingan, Tianye Zhang
e-mail: sahba.sobhani@undp.org; gulcin.salingan@undp.org; tianye. zhang@undp.org
BELÇİKA
Talep eden: Belçikalı alıcı her türlü korucuyu ürün arıyor.
Talep edilen ürün: EN ISO 13688,
EN ISO 13982, EN 13034, EN 14126, EN 14325 standartlarında her beden koruyucu tulum, iki ve üç katlı maske, 3M markasının 475M55, 1621AF, 1623AF modellerinde gözlük, 3M markasının S-433S, H-410, H-610, H-611, H-612, S-655, S-807 modellerinde galoş, eldiven ve bone, e-mail: mustpo@gmail.com, info@ dsagroupe.com
FRANSA
Talep eden: T.C. Paris Büyükelçiliği Talep edilen ürün: Bir Fransız firması ”yüz termometreleri” alanında üreticilere ulaşmak istiyor. İlgili kişi: T.C. Paris Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri H. Sibel Kaplan Telefon: +33 1 45 25 29 63
İTALYA
Talep eden: İtalya’da yerleşik Siam Ouality srl firması Talep edilen ürün: Cerrahi maske üreticileri ile iletişime geçmek istiyor.
Telefon: +39 0733 884008 e-mail: info@siamquality.it
Sağlık Bakanı’nın açıkladığı 14 korunma kuralı
1 – Ellerimizi sık sık yarım dakika süreyle yıkayalım.
2 – Soğuk algınlığı olduğunu düşündüğümüz kişilerle aramıza 3-4 adım mesafe koyalım.
3 – Bulunduğumuz ortamları havalandıralım.
4 – Giyeceklerimizi 60-90 derece sıcaklıkta normal deterjanla yıkayalım.
5 – Ateş, öksürük gibi şikayetlerimiz varsa maske takarak sağlık kuruluşuna müracaat edelim.
6 – Ellerimizi ağzımıza, burnumuza ve yüzümüze dokundurmayalım.
7 – Yurtdışından döndüğümüzde ilk 14 günü evimizde geçirelim.
8 – Öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnu tek kullanımlık mendille kapatalım. Mendil yoksa dirseğin iç kısmını kullanalım.
9 – Yurtdışı seyahatlerini iptal edelim ya da erteleyelim.
10 – Lavabo, armatür gibi sık kullanılan yüzeyleri deterjanla her gün temizleyelim.
11 – Soğuk algınlığı belirtilerimiz varsa yaşlılar ve kronik hastalarla temas etmeyelim.
12 – Gribal bir rahatsızlığımız varsa maske takmadan dışarı çıkmayalım.
13 – Havlu gibi kişisel eşyaları ortak kullanmayalım.
14 – Bol sıvı tüketelim, dengeli beslenelim, uyku düzenimize dikkat edelim.
RAHİME BAŞ UÇAR