Kazaları Önlemenin Çaresi
Dünyada bilgiye dayalı endüstriler geliştikçe yeni uzmanlık alanları doğuyor, insan gücüne duyulan ihtiyaç azalıyor. Orijinal yeniliklerle yapılan işlerde güvenlik ön planda tutuluyor…
Kazaları önlemenin çaresi bağımsız uzmanlıkta
SOMA’DA meydana gelen büyük felaketin acısı yüreğimizi dağladı. Ölenlere rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Günümüzde kitlesel işgücüyle yapılan büyük ölçekli işler artık ‘robotik’ ya da ‘mekanize’ yöntemlere doğru evriliyor. Dahası, iş akışının tüm aşamaları birer uzmanlığa dönüşüyor. Kol gücüyle yapılan endüstriyel faaliyetler tarihe karışmak üzere. Her dalda inovasyon daha az insanla daha güvenli sonuçlar almayı hedefliyor.
Madencilikte dikkat çekici yeni buluşlar var. Daha da önemlisi yüzlerce insanla değil, daha az personelle yapılan madencilik önce güvenliğe yer veriyor. Kömür madenciliğinde de çok sayıda buluşsal teknik söz konusu. Acılarımız dinip de zamanı gelince bu buluşların sıra dışı niteliğinden bahsetmeye çalışacağım.
UZMANLIK ARTACAK
Peşinen ifade edeyim ki, son yıllarda inovasyon söz konusu olduğunda dışarıda ya da içeride bana sorulan soruların başında şu ifade hep dikkatimi çekiyordu: “Yarının dünyasında küçük ve orta ölçekli girişim projelerinin yeri ne olacak? Büyük ölçekli işleri daha küçük ve güvenli hale getirmek mümkün mü?
Hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim ki önümüzdeki 20 yıl da girişim dünyası bilinen teknolojilerin çok daha güvenli türevlerini ortaya çıkaracak. Bunlar hem daha kompakt hem de çok daha verimli olacak. Kapsamın içinde kömür madenciliği de var.
İNOVASYON İSTİHDAM GETİRİR
Malum, geleneğin ve klasik olanın etkisinden kurtulmadan inovasyondan bahsetmek mümkün olmuyor. Önemli olan, ilerleyen teknolojiyle birlikte ‘istihdam yaratma’ klişesinin arkasına sığınma devrinin çoktan geçtiğini bilmek.
Kalıcı istihdam şimdi ancak inovasyon ve yeniliklerle yaratılıyor. Endüstriyel faaliyetler küçülüyor, birer uzmanlık haline geliyor. Uzmanlık arttıkça yeni iş birimleri ve istihdam olanakları ortaya çıkıyor. Bu sayede büyük afetlerin tehdidi altında olan işlerden insan unsuruyla para kazanma devri kapanıyor.
Madencilik dediğimiz şey tek düze bir iş değil. Madencilik uzmanlık alanlarının çeşitliliği nedeniyle tek çatı altında toplanamıyor artık. Çok sayıda ‘bağımsız’ uzmanlık alanlarının yer aldığı teknolojik yapı ortaklıklarına ihtiyaç var.
Bilgi dünyasına evrilen dünyada entegre dev işletmeler için sorulacak bir başka soru da şu: Görece düşük sermeye ve işgücüyle daha güvenli ve birbirinden bağımsız endüstriler nasıl kurulabilir? Madencilik bağımsız ihtisas alanlarına bölünebilir mi?
Malum, katı sosyalizm çökünce işler çok değişti. Kapitalizm de kendi içinde değişime uğradı. Kapitalist dünyada kol gücüne dayanan işler zaman içinde hızla azaldı. Dünyada bilgiye dayalı endüstriler geliştikçe artık yeni uzmanlık alanları doğuyor.
Böylece taklide ve fiziki insan gücüne pek ihtiyaç kalmıyor, orijinal yeniliklerle yapılan işler öne çıkıyor. İşte madencilikte güvenliğin temel unsuru da bu gelişmeler!
İNSAN GÜCÜ YERİNE TEKNOLOJİ
Hemen bir örnek vereyim: Son yıllarda ‘kaya gazı’ olarak bilinen killi şist tabakalardan petrol çıkarmak için daha düne kadar büyük insan gücüne ihtiyaç duyuluyordu.
1960’lara dayanan bu faaliyet şimdi akıllı işletmelerde az sayıda insanla gerçekleşebiliyor. ‘Oil shale’ adı verilen bu ürün grubu ileri ‘imbikleme’ teknikleriyle az sayıda insanla tehlikesizce üretilebiliyor. Üretim dev endüstriler yerine orta ölçekli girişimlerle yapılacak akıllı bir iş haline gelmek üzere. Yakında diğer petrol türevleriyle rekabet dahi söz konusu olabilir.
Keza, en tehlikeli işlerden biri olan konvansiyonel petrol üretiminde artık patlayıcı nitrogliserin türevleri kullanılmıyor.
Sert kireç taşı oluşumlarına drenaj yaparak periferdeki petrolün merkeze doğru akması amacıyla artık büyük ölçüde zararsız kimyasallar kullanılıyor.
Kuyuların insan gücüyle olan ilintisi asgariye indirilmiş durumda.
Açık denizlerde yapılan maden ve petrol aramalarında ise insan gücüne neredeyse hiç yer verilmiyor. Kısacası petrol aramalarında yeni teknolojiler akıllı mekanik sistemlerden oluşuyor.
Yer üstünde petrol rafinasyonu da öyle. Eskiden patlama riski taşıyan alanlar yeni buluşlarla güvenli yerler haline gelmiş vaziyette. Dahası, bu işler yakın gelecekte büyük sermayeye de pek ihtiyaç duymayacak gibi.
Geçmişte insan yaşamını tehdit eden petrokimyasal endüstrilerde ise kompakt üretim teknikleri devrede. ‘Benzen’, ‘toluen’, ‘naftalin’ ve ‘ksilen’ gibi toksik etkileri yoğun ara maddeler bugün artık sağlık tehdidi yaratmadan kolayca elde edilebiliyor.
HER ŞEYDEN ÖNCE GÜVENLİK…
Yeraltı madenciliğinde ise iki önemli konu öne çıkıyor: Kol gücüne olan ihtiyacı olabildiğince azaltmak ve çevresel etkileri minimuma indirmek…
Özellikle bazı minerallerin gün yüzüne çıkarılması için yapılan yenilikler son derece ilginç. Lityum bataryalar, fiber-optik gelişmiş kablolar, lazer teknolojileri, işlevsel robotik kazıcılar ve daha niceleri. Amaç geleneksel kol gücü yöntemlerinden uzaklaşmak, ölçülebilir nitelikte mekanik kolaylığı sağlamak.
Konum / yer belirleme ‘doppler’ ve ‘uydu navigasyon’ sistemleriyle uzaydan yapılıyor. İnsan gözüyle yapılan rastlantısal çalışmalar çoktan tarihe karışmış durumda.
Ve dahası da var: ‘Su jeti’ gibi yer altı madenciliğinde birçok sakıncayı ortadan kaldıran blok çıkarma işlemleri yerini daha yeni teknolojilere terk etme aşamasında.
Kısacası, buluşsal yenilikler insan yaşamını güvence altına almakla kalmıyor, sürdürülebilir çevre etkilerini de dikkate alıyor. Madencilikte artık tümden değişim zamanı…
• Japonya’da iş ve kalite güvenliği konusu uzmanlarından Y. Nakamura şöyle diyor: “İşler çok katmanlıysa sonuçların kontrolü güçtür. İşleri dâhildeki departmanlara bırakmak yerine bağımsız uzmanların olduğu küçük şirketlere aktarmak en iyi sonuçları verecektir.
• Önlemler sınırlı bir yaşama sahiptir. En iyi sanılan önlem bile değişen koşullarda önemsiz hale gelebilir. Önlemleri uzun vadede yaşatan şey, önlemin kendisi değil, onları yaratan süreçlerdir.
• İş güvenliği sürekli eğitimle sağlanır. Yine de çoğu yönetici bu eğitimi sıradan bir protokol gibi algılar. Önlem demek, önce insan yaşamına, sonra da ürün kalitesine verilen değer demektir. Çoğu hizmetin standardizasyonu eğitime bağlıdır. Uçaklarda bıkmadan dile getirilen kimi kurallar bir zaman gelir, çoğu insanı olası tehlikelerden korur.
• Biz geleneksel kültürümüzde ‘gülü seven dikenine katlanır’ deriz. Bu özdeyişe göre bazı pürüzler işin doğasında vardır. Katlanmak gerekir. Fakat endüstri devriminin zirve yaptığı 1800‘lerin sonunda yaşamış ünlü Amerikan şairi James Russel Lowell zamanın iş dünyasına şöyle seslenmiş: “Tecrübenin bir dikeni bir tarla dolusu gülden çok daha değerlidir!”
• Bugün batıda iş yaşamında olası tehlikelerle ilgili konular uzman kuruluşların denetimi altında. Denetimi şirketin kendisi yapsa da, uzman kuruluşların periyodik denetim raporlarına itibar etmek esas. Sigortayı nasıl bir başka kurum yapıyorsa, iş güvenliği denetimi de yine bir başka uzman kuruluş tarafından yapılıyor.
• Harvard Üniversitesinde yönetim üzerine dersler vermiş, ABD iş dünyasının yakından tanıdığı Prof. Stephen Covey bu konuda şöyle diyor: “Çoğu işler iyi niyetlerle başlar. Düzenli giden işler zamanla entropiye (sistemde rastgelelik ve düzensizlik eğilimine) meyleder. İşin en kritik noktası işte burasıdır. Bu tür hatalara proaktif yaklaşım onları peşinen kabul etmeden onlardan ders çıkarmakla mümkün olur.
Nur Demirok