Kaliteli finansmana ihtiyaç var
Kaliteli finansmana ihtiyaç var
Türkiye’ye sıcak para girişi azalıyor. Uzmanlara göre bu, cari açığın finansmanı için olumsuz bir durum. Keza son 1 yılda Merkez Bankasının döviz rezervlerinde 6 milyar dolarlık erime dikkat çekiyor…
BU yıl ekonomiyle ilgili merak edilen konulardan biri cari açık ve finansman ihtiyacı idi. Dolayısı ile yabancı sermaye akışı bu açıdan hayati önemde görülüyor. Ancak bu yılın ilk 4 ayında yani ocak-ni-san arası dönemde, Türkiye’ye yönelik sermaye girişinde azalma dikkat çekiyor. Üstelik kısa vadeli portföy akışının toplam içindeki payının yeniden yüzde 55’ten yüzde 70’lere yükselmesi finansman kalitesi açısından olumsuz bir gelişme olarak görülüyor. Cari açığın finansmanı demişken, son 1 yılda döviz rezervinde 6 milyar dolara yakın erimeyi belirtelim. Uzmanlara göre, sermaye girişindeki azalmayla birlikte ele alındığında bu durum cari açığın finansman kalitesini bozabilecek bir gelişme. Diğer yandan, cari açık cephesinde olumlu gelişmelere dikkat çekmek lazım. Keza ekonomide dengelenme sürecinin devam etmesiyle, geçen yıl ekim ayında 78.6 milyar dolar ile zirveye ulaşan 12 aylık cari açık, bu yıl nisanda 69.2 milyar dolar ile yaklaşık bir yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu arada martta yılın en yüksek seviyesini gören petrol fiyatlarının hız keserek 126 dolardan 98 dolara kadar gerilemesi cari açıktaki iyileşmeyi hızlandırabilecek bir faktör.
Son bir yılda döviz rezervinde 6 milyar dolarlık erimeye dikkat çeken Garanti Yatırım ekonomisti Gizem Öztok Al-tınsaç’a göre, bu durum Türkiye’nin cari açığını yeterli şekilde finanse edemediğini gösteriyor. Hatta, “Edememiş ki, döviz açığı rezervlerden karşılanmış” diyor. Öztok’ıın dikkat çektiği diğer önemli konu ise özel sektörün dış borçlanması. Yine Öztok’a göre, cari açığın en büyük finansman kalemi özel sektörün uzun vadeli dış borçlanması. Buradaki borç çevirme oranı kriz ve sonrası dönemde yüzde 70’lere gerilemişken son bir yılda yeniden yüzde 120’lere yükseldi.
Bu yıl için cari açık beklentisi 65 milyar dolardan 55 milyar dolara geriledi. Bu düşüşe karşın, 201 l’e kıyasla bu açığı çok daha zor bir global ortamda fonlamaya çalışıyoruz. 2011 başından bu yana da Türkiye’ye olan net sermaye girişi belirgin şekilde düşüyor.
“İKİ DÖNEME AYIRMAK LAZIM”
Global Source Partners ekonomisti Murat Üçer, merkez bankası rezervlerinin en çok geçen yıl kasım ayı ile bu yıl ocak ayı arası dönemde kullanıldığını belirtiyor. Üçer, piyasaların oldukça hareketli olduğu bu dönemde merkez bankasının döviz satışı nedeniyle rezervlerde 15 milyar dolarlık bir kayıp yaşandığını söylüyor. Buna karşın, bu yıl şubat ayından itibaren ise Merkez Bankası farklı bir politika benimsedi. O da TL, zorunlu karşılıklarını altın ve döviz olarak kabul etmeye başladı. Bu sayede kaybettiği dövizin 10 milyar dolarını geri aldı. Bankalar bu karşılıkları bulmak için borçlanıyor ve getirip Merkez Bankası’na veriyor. “Sıkıntı hem var, hem yok” diyen Murat Üçer’e göre, cari açığın finansmanı için bir şekilde para bulunuyor. Ancak kalite sorunu devam ediyor.
Integral Menkul Değerler analisti Egemen Candır, dolar/TL kurunun 1.90 seviyelerine çıktığı dönemde Merkez Bankası’nın yaptığı müdahaleleri hatırlatıyor. Ve, “Merkez Bankası’nın doğrudan döviz satışı, Türkiye’nin IMF tarafından belirlenen minimum döviz rezerv oranlarına yaklaşmasına neden olmuştu. Daha sonraki dönemlerde ise altın rezervlerinde artışa gidilmesiyle yine döviz rezervlerinin bir kısmının kullanıldığını düşünmekteyiz” diyor.
Cari açığın finansmanında ise Candır’a göre, 2012 Ocak ayına kadar cari açığın yaklaşık yarısı Merkez Bankası rezervleriyle ve diğer yarısı da dış Çandır finansmanla karşılandı. Küresel krizde Türkiye’ye yönelik sermaye akımları ise bu yılın başından itibaren negatif seyretti. Ancak, cari açık bu azalmalara karşı daha çok banka yükümlülüklerindeki artışlarla karşılandı.
“ÇOK ÖNEMLİ DEĞİL”
Merkez Bankası Eski Başkan Yardımcısı Fatih Özatay ise rezervlerde son bir yılda 6 milyar dolarlık azalmanın çok önemli olmadığını savunuyor. “Cari açık varsa, bu ya sermaye girişiyle yada rezervle karşılanabilir” diyen Özatay’a göre, sermaye girişi mayıs ayından beri azalıyor. Bunun rezervlerden karşılanmasından daha doğal bir şey yok. 6 milyar dolarlık erime sorun değil. Eğer şartlar değişirse Merkez Bankası bunu bir günde bile yerine koyabilir.
Herşey Avrupa’nın durumuna bağlı, piyasalar çok gergin. Çok belirsizlik var.
Diğer yandan cari açık azalıyor. Çünkü ekonomi yavaşlıyor, ithalat geriliyor.
Hatırlanırsa 2008 ve 2009 yıl- İ larında aynı durum yaşanmıştı.
Küçülen ekonomide cari açık da daralıyor.
Erkan KIZILOCAK