Kaldıraçlı piyasalarda dikkat edilmesi gerekenler
Bu hafta VOB, Forex ve Varant piyasalarında işlem yapacak olanlar için bazı uyarılarda bulunduk. Çünkü yatırım yapmadan önce söz konusu piyasaların çok iyi bilinmesi gerekiyor…
PİYASALARDAKİ ürün çeşitliliği arttıkça yatırımcılar için de bilinmesi gereken kavramlar çoğalıyor. Her ürünün kendine has özelliklerinin olması yatırımcıları belirli alanlarda uzmanlaşmaya zorluyor. Buna karşın ürünlerin en azından temel özelliklerinin bilinmesi, farklı zamanlarda ve koşullarda alternatif stratejiler geliştirilmesini sağlayabilir. Bu nedenle yatırımcıların bu koşullar doğmadan önce bu ürünleri de tanıması, yeni durumlara daha çabuk adapte olmasını sağlar. Bu nedenle biz de bu haftaki yazımızda VOB, Forex ve Varant piyasalarında işlem yapacak olanlar için bazı uyarılarda bulunduk. Söz konusu piyasaların tüm özelliklerini anlatmak için her biri için ayrı ayrı kitaplar yazılabilir. Biz burada daha çok, bu piyasaya girmek isteyenlerin ya da bu piyasalarda yeni işlem yapmaya başlayanların maruz kaldıkları risklere ve işlem yaparken dikkat etmeleri gereken konulara değindik.
İŞLEM YAPTIĞINIZ ÜRÜNÜ TANIYIN
Her üç piyasanın da ortak özelliği, yatırımcıya kaldıraç imkanı tanıması. Kaldıraç, daha az parayla çok daha yüksek miktarda yatırım imkanı sağlayan bir mekanizma. Burada yatırılan teminat ya da prim, yatırımcılara ürünün özelliğine göre Türkiye’de 100 kata, bazı ülkelerde ise çok daha yüksek oranlarda yatırını yapabilmelerini sağlıyor. Bu durum, sermayesi yetersiz olanlar için bir fırsat doğursa da çok büyük bir riski de beraberinde getiriyor. 100 kaldıraç demek piyasa yönü konusunda yüzde 1 ’lik bir yanılmada sermayenin sıfırlanması demek oluyor.
Birçok üründe güıı içinde olan dalgalanmaları düşündüğümüzde bu tür bir yatının stratejisinin yazı tura almaktan farsız olduğu sonucuna ulaşıyoruz. Bu nedenle kaldıraçlı ürünlerde bilinmesi gereken ve önlemi alınması geren ilk unsur, kaldıracın etkin kullanılması… VOB’da yer alan sözleşmelerde başlangıç teminatı ve sözleşme büyüklüğü standart olduğu için sadece dayanak varlığın fiyatına bağlı olarak maksimum kaldıraç çok az miktarda değişim gösterir. Örneğin İMKB 30 endeks sözleşmesinde dayanak varlık olan spot İMKB 30 endeksinin 81.000 değerinde olması, sözleşme büyüklüğünün 8 bin 100 TL olması anlamına gelir. Başlangıç teminatının da 750 TL olduğu düşünüldüğünde maksimum kaldıraç 8.100/750’den 10.8 olur. Fiyatın değişmesine göre bu kaldıraç, bu orana yakın seviyelerde aşağı ve yukarı çıkabilmekte. Kaldıracın 10.8 olması, pozisyon aldıktan sonra piyasa fiyatında olacak yüzde l’lik bir değişimin teminatta yüzde 10.8 değişim yapması demek. Başka bir ifadeyle piyasadaki yüzde l’lik bir değişim yüzde 10.8 kar ya da zarara neden olmakta. Yatırımcılar VOB’da belirlenen bu kaldıracı daha yüksek seviyelere taşıyamazlar ama bu kaldıracı düşürmek onların elindedir. Örneğin hesabında 1.500 TL teminat bulunduran bir yatırımcının bu teminatla sadece 1 adet endeks sözleşmesi alması durumunda yukarıdaki durum göz önünde bulundurulduğunda 8.100/1.500’den kaldıracı yarı yarıya düşecek ve 5.4 olacak.
Bu durum yatırımcının piyasadaki değişimlerden öncekine göre daha az etkilenmesini sağlar. Forex olarak adlandırılan piyasada ise SPK mevzuatı gereği kaldıraç oranı 100’e kadar çıkmakta. Yukarıda da değindiğimiz gibi 100 kaldıraçla yapılan bir işlemin yazı tura atmaktan bizce bir farkı yoktur. Bu nedenle yatırımcıların mutlaka kaldıraç hesabını iyi yapmaları gerektiğini düşünüyoruz. Yatırımcıların bu piyasada genellikle sadece tahminine göre pozisyon aldığını ama aldığı pozisyonun ve büyüklüğünün ne olduğunun farkında olmadığını görüyoruz. Benzer durum varant piyasasında da söz konusu. Aldığının bir opsiyon ve zaman değeri olduğunun farkında olmayan birçok yatırımcı, günden güne bakiyesinin erimesine seyirci kalıyor ya da piyasada paçallama olarak tabir edilen maliyet düzeltme işlemlerine gidiyor. Tüm bunlar yatırımcının aldığı pozisyonun ve dolaysıyla da aldığı riskin farkında olmamasından kaynaklanmakta. Bu nedenle yatırımcılar farklı bir piyasaya girmeden ve burada bir yatırım yapmadan önce mutlaka o piyasayı incelemeli ve bir süre mümkünse demo hesaplardan değilse de kendi sanal işlemleri ile kar zarar oluşumunu incelemeli. Yaptıkları sanal işlemlerle piyasayı tanımalarının ardından aktif işleme başlamalılar. Bu arada yatırdığı küçük teminatlarla bu piyasalarda tesadüfen kar elde eden yatırımcıların daha sonra çok daha büyük teminatları kaybedebildiklerini de belirtelim.
ÜRÜN FİYATINI ETKİLEYEN UNSURLARI TAKİP EDİN
Kaldıraçlı piyasalarda pozisyon taşıma süreleri genellikle çok kısadır. Günlük, saatlik ve hatta dakikalık pozisyonlar açılabilir.
Bu pozisyonlar alınırken genellikle teknik yöntemler ön plana çıksa da, ürünün fiyatında çok ani değişimlere neden olacak haber ve veri takvimi, -yani temel dinamikler de- değerlendirilmek zorunda. Örneğin bir altın yatırımcısının saat 15:30’da ABD’de tarım dışı istihdam rakamları açıklanırken bu veriden az önce 3-5 dolarlık bir değişim için teknik dinamiklere göre pozisyon olması çok mantıklı bir tercih değildir. Bu nedenle işlem yapılan ürünün fiyatlarında ani ve sert değişimlere neden olacak haberleri bilmediğiniz ürünlerden mümkün olduğu kadar uzak durmanızda fayda var. Sizin hiçbir şey bilmediğiniz ve sadece grafik çalışması yaptığınız bir üründe karşınızda belki de onlarca analistin çalıştığı yatırım fonları vs. olduğunu unutmayın. Bu nedenle ürünün özelliklerini tanıdıktan sonra mutlaka ürünün fiyatında ani değişikliklere neden olabilecek etkenleri de tanıyın.
Yatırımcıların en büyük yanlışlarından biri de kendilerini sürekli bir pozisyonda olma zorunluluğunda hissetmeleri. Oysa piyasa her zaman sizin istediğiniz hareketleri yapmaz. Bu nedenle bir pozisyon almadan önce pozisyonu hangi şartlarda alacağınızı belirleyin. Eğer piyasa sizin belirlediğiniz şartların dışında hareket ediyorsa, sizin koşullarınızda hareket yapana kadar işlem yapmayın. Yani inanmadığınız pozisyonu, sırf piyasa gidiyor diye almayın. Buna karşın inandığınız fakat yanıldığınız pozisyonlarda da ısrarcı olmayın. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu durumlarda mutlaka stop loss mekanizmasını çalıştırın.
VADEYİ UZATMAYIN
Kaldıraçlı piyasalarda pozisyon alırken vadenizi iyi belirleyin. Bu piyasalarda spot piyasalarda olduğu gibi aylık, mevsimlik ya da yıllık strateji belirlemek çok doğru olmaz. Elbette piyasanın ana yönü belirlenebilir ve bu yönde pozisyonlara ağırlık verilebilir. Bu strateji, pozisyona yapışıp kalmak yani vade boyunca hareket ne yönde olursa olsun o pozisyonda kalmayı gerektirir. Zararlarda stop loss yapıldığı gibi oluşan karı realize etmeyi de bilmek şarttır. Piyasa sizin yönünüzde hareketini devam ettiriyor, bu arada da kısa vadeli dalgalanmalar yapıyorsa ve pozisyonunuza güveniyorsanız hareketli bir kar stobu bulundurabilirsiniz. Örneğin 100 birim karda olan bir pozisyonda, piyasadaki dalga boylarına göre ya da önemli destek noktalarına göre bir seviye belirleyin. Beklentinizin aksine bir hareket oluştuğunda ise bu seviyede pozisyonunuzu kapatarak en azından karın bir bölümünü garanti altına alın.
Söylediklerimizi özetleyecek olursak, herhangi bir alana yatırım yapmadan önce mutlaka yatırım yaptığınız piyasayı mutlaka iyi analiz edin. Bu sadece sermaye piyasaları için değil, yatırım yapacağınız her alan için geçerlidir. Maalesef birçok yatırımcının en kolay karar verdiği şey, pozisyon almak. Herhangi bir telefon, bilgisayar vs. alacağı zaman saatlerini ve hatta günlerini bu konuda araştırmaya ayıran birçok yatırımcı, finansal piyasalarda hiçbir analize dayanmayan anlık kararlarla işlemler yapmakta.
Öte yandan piyasayı ve yatırım yapılan ürünü tanıdıktan sonra yapılacak ilk iş, bir strateji belirlemek ve bu stratejiden taviz vermemek. Bunlar yapılmadan piyasalarda kar elde edilse bile bunlar tesadüf ve istisna olarak kalır.
ÜZEYİR DOĞAN