Kadın Kooperatifleri Ek İş ve Para Kazanma Fırsatı Sunuyor
Kadın kooperatifleri kadınları çalışma hayatına sokarken sosyalleşmelerine de olanak sağlıyor. Bunlardan bazıları şehirlerdeki tüketici kooperatiflerine ürün vererek satışlarını artırıyor. Online kanalları aktif kullananlar da var…
Kadın Kooperatifleri İle Ek İş İmkanı
HER dönemin en önemli sorunudur gıda. Ona ulaşmak kadar kaynağının güvenilir olması da önemli. Çünkü gıdanın ötesinde, temiz, güvenilir hatta organik gıdayı talep edenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Tüketicilerin bir araya gelip oluşturduğu tüketici grupları bu talebin en net göstergesi.
DÜRTÜK, BÜKOOP, Beşiktaş Kooperatifi Girişimi, Kadıköy Kooperatifi, Şişli Kooperatifi Girişimi bu gruplardan bazıları. Son birkaç yıl içinde sayıları artan bu gruplar Anadolu’nun dört bir yanından ulaştıkları ürünleri şehirdeki tüketici grupları ile buluşturuyor. Anadolu’daki ürünlerin nerelerden geldiğine baktığımızda Mezopotamya Kadın Kooperatifi, Devrek Güneşi Kadın Kooperatifi, Yırca Hanımeli El ve Ev Ürünleri Kooperatifi gibi kadın kooperatifleri çıkıyor karşımıza. Kadınların kurduğu bu kooperatiflere daha yakından bakmak ve kooperatiflerin kadınların hayatında yaptığı değişimleri dinlemek istedik.
UN İÇİN SİYEZ BUĞDAYI EKTİLER
Saniye Uysal, Devrek Güneşi Kadın Kooperatifi’nden bir isim; emekli bir öğretmen. Kendini köy kızı olarak tanımlayan Uysal baba toprağında meyveciliğe başlamış. 53 ortağın 52’sinin kadın olduğu kooperatif 2010 yılında faaliyete geçmiş. Kooperatif kurma gerekçeleri de ürün pazarlamasında yaşanan sıkıntılar. “Diğer çiftçilerin de sıkıntı çektiğini gördük” diye anlatan Uysal, “iki insanın bir araya gelemediği yerde biz önce almteri dedik ve birlikte üretip birlikte tüketmeyi öğrendik. Sıkıntılarımız çok oldu ama önce şeffaflık ve güveni oluşturduk” diye anlatıyor kooperatifleşme sürecini.
Kooperatifin ürettikleri arasında unlu mamullerin yanı sıra erişte, reçel, pekmez gibi ürünler bulunuyor. Bunları ülkenin her yerine kargo ile ulaştırdıklarım söyleyen Uysal, hammaddeleri olan un için köye siyez buğdayı ektiklerini söylüyor. Karakılçık buğdayı ile seneye 200 dönümde ekim yapacaklarını ifade eden Uysal, gelecek planlarını şöyle anlatıyor:
“Kendi değirmenimizi kuracağız. Güneş enerjisi ile çalışan değirmenimizde un öğütüp Devrek ekmeği, tarhana ve makarna çeşitlerimizi üreteceğiz.”
“PİYASA KOŞULLARI ZORLU”
Altyapı anlamında sorun yaşamayan kooperatifin günde 800 ekmek üretecek kapasitesi var. Dolayısıyla daha çok kişiye ürünlerini ulaştırmak istiyorlar. Zaten piyasa koşullarının da zorlaştığından dem vuruyor Uysal. “Yeni pazar alanları ve yeni tüketim kooperatifleri lazım” diye konuşan Uysal, üreticiden aracısız tüketiciye sağlıklı ve ucuz gıda ulaştırmanın yolunun tüketim kooperatiflerinden geçtiğini vurguluyor. Edremit’te yer alan Nar Kadm Kooperatifi yedi kurucu üye ve dokuz üretici kadından oluşuyor.
Kooperatifin kurulmasına öncülük eden ve aynı zamanda başkanlığını yürüten Nedret Gürdal, “Her şey kadının, hem kendisi hem de çevresi için yaşamı yeniden üretmesi ile başladı” diye anlatıyor nasıl bir araya geldiklerini. Gürdal daha önce sivil toplum kuruluşlarında aktif görevlerde yer almış. Buralarda biriktirdiği deneyim ve bilgiyi kooperatife aktarmış.
Tarhana, erişte, kurabiye, zeytinyağlı bademli baklava ve el açması zeytinyağlı börek üretimi yapan kooperatif ilk açıldığında hiçbir yerden destek almamış ama bu zamanla değişmiş.
SATIŞ KANALLARI ÇOĞALDI
Amaçlarının bölgelerinde zeytinyağı ile yapılan yöresel tatları öne çıkarmak olduğunu söyleyen Gürdal, markalaşmak ve gurme turizmine katkı sağlamak istediklerini belirtiyor. Bu kapsamda kadınlara yönelik pek çok eğitim verildiğini dile getiren Gürdal, “Bölgede ortağı olmayan 40 kadına kişisel eğitim verildi.
10 kadın KOSGEB eğitimlerine katıldı” diye anlatıyor.
Eski bir Edremit evinin tadilatı yapılarak Nar Kadın Gurme Evi’ne dönüştüğünü anlatan Gürdal burasının aynı zamanda üretim ve satışın yapıldığı yer olduğunu belirtiyor. Yakın çevre kadar büyük şehirlere de gönderim yapan kooperatifin ürünleri Tariş’in mağazalarında ve İstanbul’daki Ara Kafe’de de yer alıyor. İstanbul’daki tüketici kooperatiflerine şimdiye kadar ürün göndermediklerini belirtse de Gürdal, aslında vermek istediklerini çünkü tüketici kooperatiflerinin yereldeki ürünlerin pazarlanması adına büyük bir avantaj olduğunu ifade ediyor. Gürdal ürünlerini satmak için Hepsiburada.com’a da başvuru yaptıkları bilgisini veriyor.
KADINLAR ARICILIĞA EL ATIYOR
Arıcılık faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı bir yer Gökova. Ancak üretimi sadece balla sınırlı Gökova’nın. Bu noktada Gökova Kadın Kooperatifi’nden bahsetmek gerek çünkü kooperatif, bunu değiştirme niyetinde.
Kaliteli propolis üretimini teşvik edecek ürünleri geliştirmeyi amaçlayan kooperatif bu nedenle ODTÜ Teknokent’te kurulan ürün geliştirme firması ile çalışıyor.
“Bir çeşit gıda takviyesi niteliğinde şurup üretimi olacak” diye konuşan kooperatif başkam Çiğdem Ercan böylece ülkemizde kaliteli propolis üretimi adına önemli bir adım atılacağını anlatıyor.
Bu projenin propolis üretimi konusunda bir örnek teşkil edeceğini de şu sözlerle açıklıyor Ercan:
“Bölgemizdeki arıcılara kaliteli propolis toplama ve depolama eğitimleri verilecek. Diğer kurum ve kuruluşların çalışmaları ile birlikte ilk defa bal üretim havzaları oluşturulacak.”
PAZARLAMAK DEĞİL ANLATMAK…
Yaklaşık altı yıldır faaliyette olan kooperatif diğer kadın kooperatiflerinden biraz daha farklı konumlandırıyor kendini. Yedi kadm kurucu ortaktan oluşan kooperatifin kuruluş amacını Ercan şu sözlerle anlatıyor: “Bugüne kadar kadın kooperatifleri reçel, makarna üretimi yapan üreticiler olarak görüldü. Bu bölgede reçel yok, iğne oyası da, dikiş nakış hiç yok. Bu durumda da biz üretici değil üretenin yanında olmayı, pazarlamayı değil anlatmayı tercih ettik.”
KADINLAR EVDEN ÇIKIYOR
Üreticilerin aracıyı ortadan çıkararak ürünlerini daha iyi şartlarda pazarlamak için kurdukları bir platform olarak tanımlanabilecek kooperatifler, avantajlı bir örgütlenme biçimi olduğu kadar bazı dezavantajlara da sahip. Ancak her durumda bu kooperatiflerin kadınların hayatlarında önemli değişimler yarattığı da bir gerçek. Evden çıkmak ve üretime dahil olmak kadınlar için çok önemli. Gürdal da bugüne kadar çalışma hayatının içinde yer almamış kadınların üretime dahil olduklarını ve bunun kadınların özgüvenlerini arttırdığını vurguluyor. Sadece bununla da sınırlı değil, kendi parasını kazanan kadınlar kendi ihtiyaçlarını karşılıyor. Yani maddi özgürlük elde ediyor. Bunun yanı sıra kooperatifler önemli bir sosyalleşme alanı sunuyor.
Reçellerin kaynadığı, dostların buluştuğu mutfak
Kadın Kadına Mülteci Mutfağı henüz kooperatif değil ama kadınların bir araya gelerek ürettikleri heyecan verici bir oluşum. Okmeydanı’nda yaşayan kadınların yine orada yaşama tutunmaya çalışan Suriyeli kadınlarla bir araya gelerek “ne yapabiliriz” sorusuna birlikte cevap aramalarından ortaya çıkan Kadın Kadına Mülteci Mutfağı 18 aydır üretim yapıyor. Ancak mutfağın açılması geçtiğimiz yılın aralık ayında olmuş. Mutfakta reçel ve turşu yapan kadın sayısı 18. Mutfak öyle bir yer olmuş ki kadınlar için hem reçellerin kaynadığı hem de müziğin çaldığı, çocukların oynadığı, dostların buluştuğu bir alana dönüşmüş. Henüz kadınlar ciddi bir maddi gelir elde edemese de devam etmeye kararlılar. Çünkü evden çıkıp bir işe yaramanın duygusu her yanı sarmış bir kere.
Bu nedenle kooperatif olmayı da araştırıyorlar, bir yandan catering ve yemek menüsü hazırlıyorlar. Bunun yanı sıra menülerini mart ayının son haftası başlayacak olan tadım günleri ile bir nevi görücüye çıkaracaklar. Etkinliklerini Kadın Kadına Mülteci Mutfağı’nın Instagram ve Facebook sayfalarından takip edebilirsiniz.
MERAL CANDAN