İşsizlik yeniden tek hane
İşsizlik oram Nisan ‘da yüzde 9.6 oldu. Sanayi üretimi Mayıs’ta ydlık bazda yüzde 6.4 artışla beklentileri aştı. Ekonomistlere göre işsizlik Mayıs’ta da gerileyecek. Büyüme hız kesse de sanayi öncülüğünde devam edecek…
İŞSİZLİK oranı 23 ayın ardından yeniden tek haneye geriledi. Nisan dönemi itibarıyla işgücüne katılımın 651 bin kişi arttığı son bir yılda, istihdamda 852 bin kişilik artış yaşandı. İstihdam seferberliğinin de etkisiyle Türkiye genelinde işsizlik oranı geçen yılın aynı ayına göre 0.9 puan azalışla yüzde 9.6’ya gerilerken, genç işsizlik oranı 2.9 puan azalışla yüzde 16.9 oldu.
Genç işsizlik bu düzeyi ile son iki yılın en düşük seviyesini gördü. Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi Mayıs’ta yıllık bazda yüzde 6.4 artış ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Ekonomistlere göre, işsizlik oranındaki gerileme Mayıs’ta da devam edecek ancak büyümenin yılın ikinci yarısı itibarıyla yavaşlamasının da etkisiyle yılsonuna doğru artışa geçecek. 2018’in ilk çeyreğinde yüzde 7.4 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte hız kesse de sanayi öncülüğünde büyümeye devam edecek.
İSTİHDAM ORANI YÜZDE 47.9
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçen hafta açıkladığı İşgücü İstatistiklerine göre, işsiz sayısı Mart, Nisan ve Mayıs aylarını kapsayan Nisan döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 201 bin kişi azalarak 3 milyon 86 bin kişi oldu. Nisan’da tarım dışı işsizlik oranı 1 puanlık azalış ile yüzde 11.4 olarak tahmin edildi. Nisan’da kayıt dışı çalışanların oranı 0.6 puan azalışla yüzde 33.3 düzeyinde belirlendi. Manşet işsizlik tek haneye gerilese de mevsimsellikten arındırılmış işsizlik arttı. Nisan’da mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı 103 bin kişi artarak 3 milyon 291 bin kişi, işsizlik oranı 0.4 puan artarak yüzde 10.3 oldu.
İstihdam edilenlerin sayısı Nisan’da, 852 bin kişi artarak 29 milyon 9 bin kişi, istihdam oranı ise 0.7 puanlık artış ile vaizde 47.9 oldu. Tarım sektöründe çalışan sayısı 15 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 868 bin kişi arttı. Orta Vadeli Program’da 2018 yılı işsizlik oram hedefi yüzde 10.5’ti.
SANAYİ ÜRETİMİ SEVİNDİRDİ
Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi Mayıs’ta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6.4 artışla 117.8 oldu. TÜIK verilerine göre, Mayıs’ta madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 6.5 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1.9 arttı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi bir önceki aya göre yüzde 1.6 azaldı.
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer, Mayıs’ta sanayi üretim endeksinde yaşanan yüzde 6.4’lük yükselişin, ilk çeyrekteki kadar olmasa da ikinci çeyrekte de hatırı sayılır oranda bir ekonomik büyüme elde edileceği yönünde bir izlenim verdiğini söyledi. Tatlıyer, “Yüzde 7.4 ekonomik büyümenin yaşandığı ilk çeyrekte sanayi üretim endeksi ayda ortalama yüzde 10 düzeyinde arttı. Bu endeksin Nisan-Mayıs ortalaması ise yüzde 6.35’tir” dedi.
Pamukkale Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ersan Öz ise, OHAL’in kaldırılması ekonomik bir karar olmasa da psikolojik rahatlama etkisi yapacağını belirterek, G-20 ülkeleri içerisinde 2018’de de büyüme açısından
en büyük orana Türkiye’nin ulaşacağının beklendiğini vurguladı, öz, “Son açıklamayla yüzde 9.6’ya düşen işsizlik sorununa odaklamlması, yüksek teknoloji ürünlerin ihracat içerisindeki payının artırılması, ithal ürünlerin eşdeğerlerinin ülkemizde üretilmeye başlanması, tarımda dışa bağımlılığın hızla azaltılması, yurtdışmdan tarım ürünü almak yerine ülkemizin üretim kapasitesinin artırılması gibi koordineli adımlar ekonominin elini güçlendirecektir” dedi.
CİRO YÜZDE 25.1 YÜKSELDİ
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında takvim etkilerinden arm-dırılmış ciro endeksi, Mayıs’ta yıllık bazda yüzde 25.1 arttı. TÜİK verilerine göre mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış toplam ciro endeksi ise bir önceki aya kıyasla yüzde 1.3 artış gösterdi.
TÜİK geçen hafta perakende satış endekslerini açıkladı. Buna göre Mayıs’ta perakende satış hacmi geçen yılın aynı ayma göre yüzde 4.6 artarken, bir önceki aya göre yüzde 1.3 azaldı. Perakende ciro ise Mayıs’ta yıllık bazda yüzde 19.5, aylık bazda yüzde 0.3 artış gösterdi.
BÜTÇE AÇIĞI 25.6 MİLYAR TL
Bütçe Haziran’da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 86.5 artışla 25.6 milyar TL, yılın ilk altı ayında ise yüzde 82.6 artışla 46.1 milyar TL açık verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Haziran’da bütçe gelirleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17.3 artarak 51.5 milyar TL oldu. Bütçe giderleri ise yüzde 33.8’Iik artışla 77. 2 milyar TL olarak gerçekleşti. 2018 Haziran’da vergi gelirleri geçen yılın aynı ayma göre yüzde 17.4 oranında artarak 42.7 milyar TL olarak gerçekleşti. Faiz hariç bütçe giderleri ise yüzde 32.6 artarak 74.8 milyar TL oldu. 2018 yılı Haziran’da 23.2 milyar TL faiz dışı açık verildi.
Konut sektöründe kredi faizlerinin düşürülmesi, özel sektörün kampanya atağı ve kamu destekleriyle konut satışlarındaki artış Mayıs’m ardından Haziran’da da sürdü. Haziran’da konut satışları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 22.4 artışla 119 bin 413 oldu. İpotekli konut satışı Haziran’da yüzde 35.3 artışla 47 bin 468 düzeyinde gerçekleşti. Haziran’da Türkiye genelinde ilk defa satılan konul sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25.6 artarak 57 bin 64 oldu. Yılın ilk altı ayında konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1.3 azalışla 646 bin 32 olurken, ilk satışlar yüzde 0.9 artışla 298 bin 877, ipotekli satışlar yüzde 17.8 gerilemeyle 201 bin 805 düzeyinde gerçekleşti.
Yabancılara yapılan konut satışları Haziran’da yıllık bazda vaizde 7 artarak 2 bin 60 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında, ilk sırada 764 konut satışı ile İstanbul yer aldı. Haziran’da İrak vatandaşları Türkiye’den 315 konut satın aldı.
Bu arada Türkiye’deki konutların göz-lemlenebilen özelliklerinin zaman içinde kontrol edilerek, kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan Hedonik Konut Fiyat Endeksi Mayıs’ta bir önceki aya göre yüzde 1.23 artarak 225.34’e yükseldi. Mayıs’ta Konut Fiyat Endeksi, yıllık bazda yüzde 10.59 artarak 264.02’ye ulaştı.
FAİZ ARTAR MI?
Gözler, 24 Temmuz’da yapılacak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi. Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Murat Sağman şu anki piyasa koşulları altında 24 Temmuz’da TCMB’nin faiz artıracağı görüşünde. Sağman, “Enflasyon beklentilerin çok üzerinde geldi. Muhtemelen yükselmeye devam edecektir. 3 Ağustos’ta Temmuz ayı enflasyonu açıklanacak. Enflasyonun yüksek gelmesi halinde Merkez Bankası bunun adımını en erken Eylül’de atabilecek. Bu nedenle TCMB’nin 24 Temmuz’da önden yüklemeli faiz artışı yapılması gerekecek. Ben en az bir puanlık faiz artışı bekliyorum. Eğer bunun altında faiz artırımı yaparsa, piyasalar bunu negatif algılayacaktır. Kısacası, piyasalar açısından 24 Temmuz’daki toplantı Merkez Bankası’nın tamamen bağımsız olarak hareket edip edemeyeceğinin testi olacak” diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer ise, Merkez Bankası’nm kur artışı dolayısıyla politika faiz oranında piyasa beklentisinin üzerinde bir artışa gittiğini anımsatarak, “Politika faizi zaten anlık enflasyondan önemli ölçüde daha yüksek. TCMB politika faiz oranını sabit tutabilir veya 25 baz puan gibi kısmi bir artırıma gidebilir” dedi.
Merkez Bankası’mn beklenti anketine göre Temmuz ayı tüketici enflasyonu beklentisi bir önceki anket dönemine göre artarak yüzde 0.83’e yükseldi. Cari yılsonu TÜFE beklentisi ise yüzde 12.28’den yüzde 13.88’e çıktı. 2018 yılı cari işlemler açığı beklentisi Temmuz’da bir önceki döneme göre 53.5 milyar dolardan 54.8 milyar dolara yükseldi. GSYH 2018 yılı büyüme beklentisi bir önccki anket dönemine göre değişmeyerek yüzde 4.2 oldu. 2018 yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi 4.83 TL’ye, 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise 5.06 TL’ye yükseldi.
Prof. Dr. Ersan ÖZ / Pamukkale Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Başkanı
“Bütçe açığı kırmızı çizgide dolaşıyor”
2018 yılı Haziran’da bütçe yüzde 87 artarak 25.6 milyar TL açık verdi. 12 aylık bazda değerlendirildiğinde 68 milyar TL’ye yaklaşan bütçe açığı rakamının GSYH’nin yüzde 2’sini aşması nedeniyle kırmızı çizgide dolaştığını söylemek gerekir. Bayram öncesi dağıtılan emeklilere ikramiyeler yanında ekonomik yavaşlama, genel manada kamu gelirlerinde azalma etkisi de hesaba katıldığında açık kaçınılmaz hale geldi.
Vergi gelirleri Haziran’da yıllık bazda yüzde 17.4 artsa da, 2018 yılı ekonomik verilerinin kırılgan seyri bu yılın mali disiplinden taviz verilmeden dikkatli bitirilmesi gerektiğini gösteriyor. 2018 bütçe açığı hedefi 65.9 milyar TL, milli gelirin yüzde 1.9’u şeklinde tahminleniyordu. Fakat yıl içinde yaşanan siyasi ve ekonomik hareketlilikler hedefler de az da olsa sapma meydana gelebileceğini gösteriyor. Genişletici maliye politikasında frene basılırken, istikrarlı ve Merkez Bankası bağımsızlığından ödün vermeden bir para politikası tavrı da yeni Hazine ve Maliye Bakanı iradesi olarak piyasalara yansıyor. Yeni Hazine ve Maliye Bakanı’nın ‘orta vadede yeni bir yapılandırma kesinlikle düşünmüyoruz, son af son fırsat’ açıklamaları çok önemlidir. Son olduğu ifade edilen, varlık ve imar barışı kanunlarına yapılan başvurulardan elde edilecek gelirlerin yanı sıra bedelli askerlik düzenlemesinden hâzineye nakit akışı da, iç borçlanma açısından hem mali alan oluşumuna hem de diğer pozitif ekonomik gerçekleşmelere zemin hazırlayacaktır.
Yrd. Doç. Dr. Mevlüt TATLIYER / İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Mali disiplin yerleşik hale geldi”
Son 16 yıllık süreçte bütçe disiplini AK Parti hükümetlerinin en karakteristik özelliklerinden birisi oldu. Kamu borcunun milli gelire oranı 2000’li yıllarda yüzde 70’in üzerinden yüzde 28 düzeylerine kadar geriledi. Türkiye, devletin borçluluk düzeyi hususunda dünyadaki en az borçlu ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’de mali disiplinin yerleşik hale geldiğini ve bundan sonraki süreçte de mali disiplinden taviz verilmeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın da söylemlerinin bu yönde olduğunu ayrıca belirtmek gerekir. Genç işsizlik oranının yaklaşık 2 puanlık düşüşle yüzde 16.9’a, genel işsizlik oranının da yaklaşık 1 puanlık düşüşle yüzde 9.6’ya gerilemesi oldukça önemli gelişmeler. Bu süreçte işgücüne katılım oranının da 0.3 puan artışla yüzde 53’e yükseldiğini görüyoruz. Bu durum son birkaç çeyrekteki yüksek büyüme oranlarının önemli düzeyde istihdam ürettiğini gösteriyor. Bu noktada hükümetin istihdamı teşvik politikasının da hatırı sayılır bir role sahip olduğunu söyleyebiliriz. Fakat, mevcut yüksek faiz oranları ve özellikle yılın üçüncü çeyreğinden itibaren hissedilecek olan büyümedeki yavaşlama işsizlik oranındaki gerilemeyi yavaşlatabilir. Öte yandan, hükümetin istihdamı destekleme noktasında oldukça kararlı olduğunu ve gerçekleşecek büyüme oranlarının da bu açıdan önemli oranda istihdam dostu olacağını da söyleyebiliriz. İşsizlik oranlarında ortaya çıkacak nihai tabloyu da söz konusu faktörlerin etkileşimi belirleyecektir.
Murat SAĞMAN / Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
“Yılın ikinci yarısında biraz daha kemer sıkmamız gerekecek”
Ekonomideki büyüme hala devam ediyor. İşsizlik oranlarında ve sanayi üretiminde daha iyi rakamlar geldi. Ancak yükselen maliyetlerle bu büyüme gittikçe yavaşlayacak. Bu yılın son çeyreğinde veya 2019’un ilk çeyreğinde eksi büyümenin yaşandığı bir çeyrek göreceğiz diye düşünüyorum. Yılın sonuna doğru büyüme yavaşladıkça işsizlik oranında artış olacaktır. Haziran’da bütçe açığı yüzde 87 arttı. Yılsonu için 65.9 milyar TL olan bütçe açığı hedefinin yüzde 70’ini ilk altı ayda tamamladık. Yılın ikinci yarısında biraz daha kemer sıkmamız gerekecek. OHAL seçimden önce kalksaydı piyasalara etkisi daha pozitif olacaktı. Hem yeni sistem hem de OHAL’le ilgili düzenlemelerin hayata geçirilecek olması nedeniyle OHAL’in kalkması piyasaları beklendiği gibi etkilemeyecek.
Prof. Dr. Hakan YETKİNER / İzmir Ekonomi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğr. Üy.
“Konut satışları gerilemez”
Türkiye’de nüfus ve gelir artmaya devam ettiği için barınma ihtiyaçları sebebiyle konut talebi artmaya devam ediyor.
Öte yandan faiz oranlarındaki artış konut talebi üzerinde baskı oluşturuyor. Hatta son dönemlerde döviz kurlarında yaşanan artışın tetiklediği mortgage kredi faiz oranlarındaki artış sebebiyle ‘konut piyasası kriz yaşar mı?’ sorusu daha sık gündeme gelmeye başladı. Hemen yanıt verelim: 2013 Ocak-Haziran 2018 dönemi Türkiye ve üç büyük ilin konut satışları eğilimlerinde oynaklıklara rağmen herhangi bir değişiklik izine rastlanmadı. Aynı aralıkta ipotekli konut satışlarının hem Türkiye genelinde hem de üç büyük il bazında belirgin bir eğilim göstermemesi dikkat çekici. Hanehalkları konjonktüre göre mortgage kredisi ve diğer satış türleri arasında kısmi ikame yapıyor. Sonuç olarak, nüfus ve gelir artışı konut talebini desteklemeye devam etmekle birlikte mortgage kredi faizlerindeki artış ve belirsizlikler sebebiyle konut satışlarında bir yavaşlama gözleniyor. Tam da bu nedenle 2018 sonunda toplam ve üç büyük ilde konut satışları çok muhtemelen 2017 civarlarında ve daha önceki yılların üzerinde gerçekleşecek. Bu bağlamda 2018’in ilk yarısında uygulamaya konulan konut sektörünü desteklemeye yönelik geçici teşviklerin 2019’a da uzatılması faydalı olacak. Sektöre yönelik mali politikaların daha da genişletilmesi, sektörün kısa sürede tekrar koşmasına büyük katkı sağlayacak.
Hülya Genç Sertkaya