İslami İş İlanları
Türkiye’de kişinin inancı ile yaşamı arasındaki kalın çizgi giderek inceliyor. Bugün artık, ofiste tesettürlü ve dini vecibelerini mesai saatleri içinde gerçekleştirmek isteyen çalışan bir kesim var. Dolayısıyla bir kariyer stratejileri var. Çalışacakları şirketleri seçiyorlar, kendine saygılı bu şirketlerde kariyer basamaklarını tırmanmak istiyorlar. MÜSİAD, “kariyerin helali haramı olmaz” dese de iş yaşamı pratiğinde kariyerin helali de oluyor, haramı da…
Son bir hafta içinde Bahçeşehir ve Boğaziçi üniversitelerinin açıkladığı iki rapor, Türkiye’nin muhafazârlık ölçülerini ortaya koydu. Dünya nüfusunun yüzde 80’ini kapsayan 80’e yakın ülkede yapılan uluslararası araştırmanın Türkiye ayağı olarak 64 ilde 2.205 kişiyle Prof. Dr. Yılmaz Esmer yönetiminde yapılan 2012 Değerler Araştırması’na göre, hergün 5 vakit namaz kılanların oranı yüzde 46. Hergün namaz kılanların oranı yüzde 19, sadece cumaları kılanların oranı yüzde 19, bayram ve özel günlerde namaz kılanların oranı ise yüzde 16. Yine aynı rapora göre her gün bir kaç kez dua etme sıklığı oranı ise yüzde 50.
İlki 2006’da, ikincisi ise 6 yıl aradan sonra bu yıl yapılan ve 5 Ekim’de açıklanan Açık Toplum Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi’nin ortak çalışmasıyla hazırlanan “Türkiye’de Muhafazakarlık, Aile, Cinsellik ve Din” konulu araştırmanın sonuçlarına göre ise ‘muhafazakarlık ılımlılaştı’. Yani, son 6 yılda eşcinsellerden nikahsız yaşayanlardan rahatsız olanlar azaldı, çarşaf ve tesettür gibi ‘dinsel’ imajlı kıyafetlerden rahatsız olanlarda da düşüş gözlendi.
Biz de bu noktalardan hareketle, iş hayatındaki muhafazakarlığı araştırdık. Görünen o ki Türkiye’nin yeni siyasi ve sosyal dinamikleri de, çalışma hayatında da dini vecibelerini yerine getirmek isteyenlerin sayısında artışa sebep oldu.
Bu durumun iş hayatına yansımaları “İslami kariyer” şeklinde. Çalışma hayatında da bu yönde bir talep var haliyle. Bugün artık, ofiste tesettürlü çalışan, kazaya bırakmadan mesai saatleri içinde işyerinde vakit namazını ya da camiye gidip cuma namazını kılmak isteyen ve bu isteğini gizli ya da açık icra ederek çalışan bir kesim var. Bir çok şirkette tesettürle çalışılabileceği konusunda yönetim kararları alınıyor. Mescit inşa edilip, müezzin görevlendiriliyor. Ramazan’da iftar vakti esnek mesai uygulanıyor. Yolda iftar açacaklara, servislerde kumanya dağıtılıyor.
Bankadan ayrılmak zorunda kaldı
A.S. 32 yaşında. İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme mezunu. Çağrı merkezi yöneticisi. Şu an özel bir hastaneye çağrı merkezi kuruyor. 4.5 yıl çalıştığı büyüklük açısından ilk üçte yer alan bir bankadan neden ayrılmak zorunda kaldığını anlatıyor: “Mobbing, yani baskı nedeniyle ayrıldım. 1.000 kişilik bir lokasyondu. Önceleri bu şirkette gece çalışıyordum. Dolayısıyla ibadetimi de rahatça yapıyordum. Gündüz görevi verdiler, 14 kişilik bir satış grubunu yönetiyordum. Artık sadece cumadan cumaya ibadet ediyordum. Dışarıda yemek yiyip, abdest alıp namazımı kılıp geliyordum. Bu durum 6 ay kadar sürdü; taa ki, lavaboda abdest alırken birim müdürüme yakalanana kadar… Geçen yılın şubat ya da mart ayıydı… Bana sert bir şekilde ‘Sen buradan nasıl abdest alırsın’ dedi. Soğudum. Ayrıldım. Sektörümden de ayrılmak istemediğim için katılım bankaları gibi, kendimi daha iyi hissedebileceğim taraflara kaymaya başladım.”
Performans fark etmiyor
A.S., yaşadıklarından şunu öğrenmiş: “Sadece cumadan cumaya bile abdest alsanız ayrı bir grup oluşturuyorsunuz ve birim müdürünü tepenizde hissediyorsunuz. Oysa, diğer ülkelerde inanışlar nasıl özgürce yaşanıyorsa, yüzde 98’i Müslüman bu ülkede de ibadetin özgür olması gerek. Çalışan olarak sarf ettiğiniz gayret ya da başarı ne olursa olsun size karşı yüzlerdeki ifade değişiyor. Şirket içi performansınız fazla da olsa sizin bu durumunuza takıldığı için baskı uygulanıyor.”
28 yaşındaki S.A. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden mezun. “İbadetimi rahatça yerine getirebileceğim, cumaları strese girmeyeceğim bir işyerinde çalışmak istediğim için çok iş aradım” diyor. İş ararken özellikle internet sitelerinden faydalanmış. Çok yerle görüşmüş, “Şimdi büyük bir havayolu şirketinin CIP servisindeyim. İnançlarımı daha iyi imkanlarla yaşayabiliyorum. Mescidimiz, müezzinimiz var” diye konuşuyor.
İnternet tarafları buluşturuyor
Bu alandaki arz ve talep için internet ortamı, fırsat yaratıyor. Çeşitli internet siteleri göze çarpıyor. Sosyal medyada konuyla ilgili pek çok sayfa dikkat çekiyor. Örneğin yakında yayına başlayacak www.islamiisilanlari.com sitesinin hedefi, “namaz, türban gibi dini vecibelerini yerine getirmek isteyen ve aynı zamanda kariyerinde de ilerlemek isteyen çalışanlar ile bu tarz konularda hassas işverenleri buluşturmak.”
www.islamikariyer.com sitesi ise “kınalı ellerin duasını alabilmenin yolu” sloganıyla helal yollardan çok para kazanarak, İslam’ın beş şartından biri olan zekat emrini yerine getirmek isteyenler için 2008’de kurulmuş bir site. Site, İslami usullere göre iş ve eleman arayanları da buluşturuyor.
2 yıl önce girişimde bulundu
Bir şirketin bilgi işlem departmanında Ar-Ge yöneticiliği yapan Selçuk Ünal, 31 yaşında. www.islamiisilanlari.com sitesinin de sahibi. Üsküdar İmam Hatip Lisesi’nde orta ve lise öğrenimi görmüş. 1997’de liseden mezun olmuş. “Allah’a şükürler olsun çalıştığım firmada hem de mesai saatlerinde vakit namazı kılabiliyorum. İşverenim çok anlayışlı” diyor. Peki, bu siteyi kurmak nereden aklına gelmiş? Ünal, anlatıyor: “2 yıl önce, çalıştığım firmadaki bazı memnuniyetsizliklerim nedeniyle iş arıyordum. Herkes gibi ben de internetteki birkaç iş ilanı sitesinden iş aramaya başladım. Bu arada çalıştığım firmada namaz konusunda çok rahattım ve yeni firmada da bu rahatlığı gözetiyordum. Ama özgeçmişim hayli iyi olduğu halde hep olumsuz cevaplar alıyordum. Bir gün yine olumsuz geçen bir görüşme sonrası, bu fikir aklıma geldi.”
Test yayınına başladı
Selçuk Ünal, hemen internette araştırmış: “Sadece bir site vardı. Ama pek aktif kullanılmıyordu. Bunun üzerine ön hazırlıklara başladım. islamiisilanlari.com domain’i aldım. İlk başta çok basit bir site ile yayına geçtik. Baktım ki talep çok, daha kaliteli bir site yapmam gerektiğini düşündüm. Sponsor ve ortak bulamayınca bir web tasarım firmasıyla işe koyuldum. Site, test yayına başladı. Duyurusunu bile yapmadık ama şimdiden birçok yeni üyemiz oldu. Eğer Türkiye ayağında başarılı olursak, projenin yurtdışı versiyonunu yapmayı da düşünüyorum.”
Ve ekliyor: “İslami İş İlanları projesinin şu an bir ofisi yok. İşleri, akşamları evdeki bilgisayardan yürütüyorum. Hani Google’u kuran iki arkadaşın ilk Google’ı evlerinin garajında yaptıkları gibi…”
Pratik zorluklar tereddüt yaratıyor
Çalışma hayatını inançlarına göre düzenlemeyi talep eden çalışanların varlığına karşılık, bu talebe yanıt vermek her zaman kolay olmuyor. Büyük bir aile şirketinin patronu, işin bir diğer cephesini ise şöyle özetliyor: “Bence sorun, patronların ve İK departmanlarının çalışanların inançlarına saygısızlığından kaynaklanmıyor… Dini vecibelerin günlük çalışma hayatı ve ortamı içinde yerine getirilmesinin pratik zorlukları nedeniyle tereddütler söz konusu. Örneğin, kapıda bir güvenlikçiniz var diyelim, 15’er dakika da olsa, günde 3-4 kere abdest almak, namaz kılmak için görev yerini bırakması, ancak yerine birinin koyulmasıyla mümkün.”
Şirket yaş ortalaması 26.5 olan ve çalışan profili olarak pek bu taleple karşılaşmadığını söyleyen bir şirketin İK müdürü ise, iş alanındaki tecrübelerine dayanarak şunları söylüyor: “Şirket politikası olarak buna izin veren ya da uygulayan şirket görmedim. Ama bir çalışan günlük mesaisi içinde mola zamanlarında bunu gerçekten isterse uygulayacak zamanı yaratması zor olmaz. Ayrıca dinimizde ‘kaza namazı’ denen uygulama var. Bu yüzden hiç bir patronun bunu iş saatleri içinde onaylayacağını sanmıyorum. Sonuçta bir iş yeri için eleman maliyeti ve işteki zamanı verimli kullanmak çok önemli. Benim gözlediğim, çalışanların talebi genelde cumaya gitmek için oluyor. Molalar, mevsim ve saate göre İK departmanları tarafından düzenlenebiliyor.”
MÜSİAD: Kurumsal anlayış ve saygı gereği
Son zamanlarda şirketlerde bu anlamda dönüşüm gözleniyor. Bunun en yakın örneği, geçen haftalarda hemen tüm gazetelerde yer alan fotoğraflı bir haber oldu: THY ile Havaş ortaklığındaki Turkish Ground Service’de (TGS) türbanlı yer hostesi dönemi resmen başladı. Airporthaber.com kaynaklı habere göre; iki TGS çalışanı, bone üzerine siyah renk türban takarak çalışıyor. Haberde, türban takma talebinin çalışanlardan geldiği, şirketteki türbanlı sayısının daha da artabileceği belirtildi.
Türk iş dünyasında yer alan 15 bin şirketi temsil eden Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ise ‘kariyer’ konusunun ‘İslami’ ya da ‘helal’ gibi sıfatlarla tanımlamayı doğru bulmuyor. Dernek Genel Sekreterliği’nden yapılan açıklamaya göre, “Kişilerin kariyerlerini inançlarına göre sınıflandırmak doğru olmadığı gibi, kişilerin inançlarını yaşayabilmelerini kariyerlerine göre sınıflandırmak da doğru değil. Meseleyi, temel hak ve özgürlükler eksenli olduğu kadar, şirketlerin ve çalışanların tutum ve davranışlarıyla da doğrudan ilgili olarak görüyoruz. Ramazan kolisi gibi, mesai bitimi yolda iftar açılsın diye kumanya hazırlanması gibi uygulamalar da yine, başlı başına kurumsal anlayış ve saygıyla alakalıdır. Şiddet içermediği sürece, inançlarını özgürce yaşayabilmeleri ise insanların en
temel hakkıdır.”
1 saatlik ‘ara dinlenmesi’ düzenlenebilir
Konuyu İş Kanunu açısından değerlendiren Avukat Cüneyt Alihan Danar, 4857 sayılı İş Kanunu’nda işçilerin dini vecibelerini yerine getirmek için özel olarak bir düzenleme bulunmadığını ama ‘ara dinlenmesi” başlıklı 68. maddenin göz önünde bulundurulması gerektiğini söylüyor. Mahkemelerde İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Bilirkişiliği yapan Avukat Danar, şunları anlatıyor: “İş Kanunu’nda işverene 7,5 saat ve daha fazla çalışmalara karşılık işçileri 1 saat dinlendirmesi yani öğle tatili vermesi düzenlenmiştir ve işveren bunu işin gereklerine göre işçiler arasında farklı zamanlarda verebilir. İşveren dilerse, namaza katılmak isteyen işçiler için bu arayı namaz saatlerine göre verebilir. Ancak, işverenin 1 saat ara dinlenmesi yani öğle tatilinin dışında ayrıca namaz için izin vermesi söz konusu olamaz. Eğer işveren işçilere öğle saatini namaz saatine göre düzenleyerek vermişse, artık bu uygulamayı işçinin rızası olmadan kaldıramaz. İşverenin bu uygulamayı yapması işçiler açısından iş sözleşmesi hükmünde olduğundan, artık örneğin Cuma namazına göre öğle tatili vermemesi için işçinin rızası olmalıdır.”